Cadı Sanatı

Phoenix mi, Prometheus mu Olacağız?

22 Mayıs 2017

Yazı: Phoenix mi, Prometheus mu Olacağız? | Yazan: Didem Çelebi Özkan

Hayat tekrarı, döngüyü sever. Bunu fırsata mı çeviriyoruz, yoksa cezalandırılmak için yeni bir sebep mi veriyoruz yazgımıza, önemli olan o kararı verebilmek.

Aynı hataları tekrarlamaktan kurtulamadığımızı söyler dururuz. Sonucu biliyor olmamıza rağmen peki neden hep benzer seçenekleri işaretliyoruz? Çok basit, tanıdık gelmesinden. Bilinen mutsuzluk, bilinmezin korkusuna yeğlenir çünkü.

Arzumuz hayatın akış yönünü değiştirmek ise; önce seçimlerimizi değiştirmeli, alışkanlıklarımızı gözden geçirmeli, sonrasında güvende hissettiğimiz ama bizi derin kuyulara atan çemberden çıkmalıyız. Güvenlik çemberimizin dışına atılacak ilk adım en zoru çünkü değişimin kendisine duyulan korku, değişim sonrası yaşanacak her zorluktan daha kuvvetlidir.

İçinde bulunduğumuz evren sürekli değişim, akış ve oluş halindeyken bizim minimum değişimle idame etmeye çalışıyor olmamız doğayla da aramızda bir uyumsuzluğa neden oluyor. Değişime mukavemet etmek yerine teslim olduğumuzda, işte o zaman mucize başlıyor. Direnmek için sarfettiğimiz gücün çok çok azıyla, yeni bir yaşam filizleniyor.

Geçenlerde arkadaşlarımla sohbet ederken; “Çok mutluyum ve nedenini bile bilmiyorum” dedim. Arkadaşlarımdan biri günlerce üzerinde düşüneceğim şekilde cevapladı beni;

“Çünkü mutsuz değilsin.”

Bu kadar basitti aslında, mutsuzluğun ortadan kalkması, başlı başına mutluluk sebebiydi.

Sizi mutsuz eden neyse; bu kimi zaman işiniz, kimi zaman sevgiliniz, kimi zaman yıpratıcı arkadaşlarınız, hatta kimi zaman belki de yaşadığınız şehir, bırakın sıkı sıkıya tuttuğunuz iplerini, neyse sizi mutsuz eden, kurtulun ondan. Çünkü içinde mutsuz olduğunuz hiçbir durum başarının oluşmasına izin vermeyecek. Biliyorum iyice Hedonist oldum son zamanlarda, fakat hayat, mutluyken çok daha hoş. Bizi mutsuz eden ortam ve ilişkilerden uzak durabilmek kendimize yapabileceğimiz en büyük iyilik.

Baksanıza çevrenize, tüm o mutsuz insanlar, yakınlarındakileri de mutsuz etmeye çalışıyor. Virüs gibiler. Mutsuzluğun içine öyle hapsolmuşlar ki başka birinde gördükleri huzura bile tahammülleri yok. Önce onlardan kurtulun bence 😉

“Ne kadar az insan o kadar huzur” son dönem mottom. İrtifa kaybeden balonda kum torbalarını aşağı fırlatıyor ve her giden torbayla daha da yüksekliyor gibiyim.

Görüldüğü üzere büyük bir bahar temizliği içindeyim, size de tavsiye ederim 😉

Şu sıralar bir de “Hayır” demeyi öğreniyorum. Nefret ederek, sadece karşımdakini kırmamak için “Evet” dediğim her konu, omuzlarıma binen kilolarca yükmüş. “Hayır” demeyi bir deneyin, başardığınızda yüreğinizde oluşan ferahlığa bayılıp, “Hayır” bağımlısı olabilirsiniz ama ben önden uyarayım.

Tüm bunları hayata geçirmek elbette kolay değil ve tabi ki benim için de kolay olmadı. Bu yolda ilerleyen biri olarak tek tavsiye edebileceğim, yolculuğun başlangıcındaki tüm o zorluklara değer, şimdi olduğum noktadaki manzara.

Ciğerinizi her gün yemesini durdurmak için, Heracles’in (Herkül) kartalı öldürmesini beklemeyin diyorum kısacası. Zincirlerinizden kurtulun.1 Vakit, Kaf Dağı’na uçup, kuru dallardan oluşan yuvanın yanan alevleri içinde yeniden doğma zamanı. Yeniden doğum elbette acısız değil, tekrar varolabilmek için önce yanmanız gerekiyor.2

“Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.”
– Mevlana

Kısır döngülerin içine hapsolduğumuz zamanlar oluyor hayatlarımızda. Bu döngüler tüm enerjimizi kendi çarklarına güç olarak kullanırken, biz her geçen gün bu çarklarda köleleşiyoruz. Unutmayın kölelikten kurtulmak hiçbir çağda kolayca gerçekleşmemiştir fakat özgürlük tüm savaşlara değer.

Gücün sistemde değil, bizde olduğunu unutmamız dileğiyle, bir sonraki yazıya kadar sevgiyle kalın…
 
 
Didem Çelebi Özkan
 
 

Notlar & Açıklamalar:

1 Prometheus mitine gönderme.    ⇡⇡⇡
2 Phoenix mitine gönderme.    ⇡⇡⇡
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

11 YORUMLAR

  • Yanıtla Fatma Çakmak 22 Mayıs 2017 at 10:08

    Vayyy çok etkilendim gerçekten muhteşem bir yazı. Harekete geçiriyor insanı. ‘Güvenlik çemberi’ ne kadar da doğru, korkularımız…
    Ve muhteşem yazınla; Harika bir güne, haftaya, geriye kalan tum yasama güzel bir başlangıç olsun hepimiz için 🙏🏻

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 22 Mayıs 2017 at 10:13

      Benim canım arkadaşım, asıl sen ne güzel algılamış ve aktarmışsın yeniden kelimelere. Çok çok teşekkür ederim bi’ tanem 🤗❤️

  • Yanıtla Burcu Birinci Çaydavul 22 Mayıs 2017 at 10:15

    Günaydın tatlım,
     
    Sabah yazını okumak çok iyi geldi, çok motive edici, sanırım her yeni güne uyandığımda okuyabilirim.
     
    Sağol bi’ tanem.

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 22 Mayıs 2017 at 10:47

      Canikommm, benim de günüm, güzel yorumunla aydınlandı. Çok çok teşekkür ederim güzelliğim. Seni ve tüm aileyi kucak dolusu öpüyorum 😘😘❤️❤️

  • Yanıtla Ilgın Cenkçiler 22 Mayıs 2017 at 23:02

    Film şeridi gibi geçti hayatım gözümün önünden. Her zaman çemberinin dışına çıkan herkesin önünde saygı ile eğilirim…

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 22 Mayıs 2017 at 23:05

      Sen benim canım mısın 😉 İyiki varsın ve çemberin dışına attığım her adımda elimden tuttuğun için çok teşekkür ederim bi’ tanem 🤗❤️

  • Yanıtla Berna Yekeler Akbulut 26 Mayıs 2017 at 06:13

    Korkuyor insan basta alisilmisin disinda bir adim atmadan once, cok gel gitler yasiyor, dogru mu yanlis mi diye gunlece, haftalarca, aylarca sorguluyor ama bir karar verdi mi kus gibi oluyor, rahatliyor ve kim ne derse desin duymuyor artik. Yani en azindan bende oyle oluyor. Sanirim en kotu karar bile kararsizliktan, korkup adim atamamaktan daha iyidir. Buradaki bir arkadasim aynen soyle demisti “When the pain of staying in the same place becomes greater than the fear of change we will surely let it go”. Dogru bence :-))

    Yazini cok begendim Didem abla, sevgiler 😘

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 26 Mayıs 2017 at 12:19

      Bernacım ne kadar güzel bir yorum olmuş. Arkadaşından yaptığın alıntıya da bayıldım. İzninle Türkçesini de buraya aktarmak istiyorum :
       
      Olduğumuz yerde kalmanın acısı, değişimin korkusundan daha dayanılmaz olduğu an, adım atacağımız zamandır.
       
      Bu güzel yorum için sana KOCAMAN sarılıyorum bi’ tanecim 🤗❤️🤗

      Sevgiler

  • Yanıtla Zeynep Kırker 28 Mayıs 2017 at 11:54

    Didemciğim başarılarının devamını dilerim. Muhteşemsin.

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 29 Mayıs 2017 at 12:02

      Sevgili Zeynep Ablacım, yorumunuz beni ne kadar mutlu etti bilemezsiniz. Kucak dolusu sevgiler 🤗❤️

  • Yanıtla Sabahat Karakaşlılar 2 Haziran 2017 at 16:16

    Ya içindesin çemberin ya da dışında… Hayatımız bir şarkı sözünde saklı aslında. Mutluluk içeri, mutsuzluk dışarı.
    Çok beğendim yazını, tebrikler…

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan