Köşe Yazıları

Çocukluğumun Bayram Sabahları

21 Haziran 2017

“Ah nerede o eski bayramlar?”

Ne kadar alışık olduğumuz, çoğumuzun sık sık dillendirdiği bir cümle. Düşünülecek olunursa bayramlar eskiden çok güzel geçtiği için mi, peki? Yoksa o zamanlarda hayatımızda olan kişileri aradığımız için mi, bu cümleyi kurarız?

Ben kendi açımdan düşündüğümde anneanne- babaanne ve dedelerimin hayatta olması, kuzenlerimle bir arada olmamız, bayramlarda tatile gidilmemesi, akraba iletişimlerinin daha yoğun olmasını neden olarak görüyorum. Kendi ailem nezdinde de geçirdiğimiz bayram sabahlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Kurban bayramında da bir üst neslimin bana naklettiği, onların bayram sabahlarını aktaracağım.

Bir aylık Ramazan orucunun ardından dört gözle gelecek olan bayram beklenirdi. Önceleri tekne orucu tutar, sonra da harçlığımızı alır; ilerleyen yıllarda da tam zamanlı olarak orucumuzu tutardık. Yaklaşan günlerde şeker, çikolata, kolonya, meyve, sebze, mendil, çorap, ikram hazırlık malzemeleri, kahve alınır; ayakkabıdan tokaya bayram kıyafeti alışverişi yapılırdı. Sonra da bizi yeni kıyafetleri giyme heyecanı sarardı.

Arife gecesi eksikler tamamlanmış olup, yiyecekler için hazırlıklar yapılırdı. Dolmalar sarılır, börekler açılır, baklava alınır (açılır).

Bayram sabahı erken saatlerde kalkan anneannemin, el emeği cevizli lokumunun kokusu bütün evi sarardı. Ardından kahvaltı sofrası hazırlanırdı. Erkekler bayram namazını kılıp, mezarlık ziyaretlerini yaptıktan sonra eş ve çocuklarını da alarak baba evine gelir; Arnavut börekli, cevizli lokumlu kahvaltımız başlardı. Kahvaltı bitiminde en büyükten, en küçüğe doğru sıraya girerek birbirimizin bayramını kutlardık. Çocuklar olarak kumaş mendil içerisinde harçlıklarımızı alır; bayram süresince daha da artacak olan harçlıklarımızla neler alacağımızın planlarını yapardık.

Bayramlaşmamızın ardından uzun üçlü koltuğumuza oturur, bir kısmımız arkasına dizilir aile fotoğrafımızı çekerdik. Fotoğraf makinamızı tripoda yerleştirirdik. İyiki böyle bir adetimiz varmış. Bugün geçmişe baktığımızda güzel anılar olarak zamanı sabitlemişiz.

Ardından akraba bayramlaşma maratonu başlardı. Maraton diyorum çünkü bayram süresince devam ederdi gezmemiz. Üç aile, her ailede iki çocuk beraberce ziyaretlerimizi yapardık. İkramdan fena olurduk. Bu gezilerden de çorap, mendil ve para hediyelerimizi alırdık.

Akşam yine anneannemin evinde akşam yemeği için toplanır; iki büyük masa, özel yemekler (elbasan tava, etli yaprak sarma, iç pilav, ciğer sarma …) eşliğinde; sohbet, şarkılar, müzik, eğlenceli bir gece geçirirdik.

Zamanla büyüklerimizin rahatsızlanıp akabinde de onları kaybetmemiz, kuzenlerin başka şehirlerde yaşamaya başlaması, hayatın ve işlerin hızlanması, bayramların tatil zamanı olarak kullanılmaya başlanması, hayatımızdaki elektronikleşme de eklenince, bayramlarda bu ruhun yaşanmasının önüne geçildi.

Her ne kadar birbirimizden ayrı bayramlar geçirsek de iyiki güzel ve özel aileme sahip olmuşum, iyiki bu anıları yaşayıp şu anda hasretle anlatabiliyorum. Hepinize güzel anılar yaşayacağınız iyi bayramlar dilerim. Sevgiyle kalın.

Nihan Deveci

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

7 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 21 Haziran 2017 at 10:31

    Canım benim, yüreğe dokunan harika hatırları kaleme almışsın. Eminim hepimiz kendimizden birçok anıyı hatırlamışızdır. Ben en çok ‘bayramlaşma maratonu’na bayıldım. O kadar güzel betimlemişsin ki bundan daha iyi ifade edilemezdi o günlerdeki koştur koştur bayram ziyaretlerimiz. Bu sıcacık yazı için teşekkürler canım.

    • Yanıtla Nihan Deveci 25 Haziran 2017 at 22:40

      Canım, anılarınız tazelendiyse ne mutlu bana. Sevgiler 🙋🍬🏵

  • Yanıtla Zeynep Serinsöz 22 Haziran 2017 at 22:46

    Ne çok özlemişim o günleri. Ne güzel ve ne büyük bir aileydik. Okurken göz yaşlarımı tutamadım. Sanırım oğmayı da (Kafkas çöreği) unutmamak lazım. Keşke biz de çocuklarımıza böyle güzel anılar bırakabilsek.

    • Yanıtla Nihan Deveci 25 Haziran 2017 at 22:48

      Ben de ağlayarak yazdım. Oğmayı bir yazı konusu yapmayı düşünüyorum. Sevgiler 🙋🍬🏵😘

  • Yanıtla Turgut Yalkı 24 Haziran 2017 at 00:23

    Sevgili yeğenim ve sevgili kızım,
    yazılar ve arkasındaki anılar. Hepsi güzel ve anlamlı. Sadece bayram günleri mi? Gece gezmeleri, pazar piknikleri, çadırlar ile Mudanya’ya, şimdiki Kablo fabrikasının deniz kıyısına denk gelen incir dibi veya altında yazlıklar. Her biri günümüz tüketim ekonomisine esir oldu. Bizlere de anmak kaldı.

  • Yanıtla TURGUT YALKI 24 Haziran 2017 at 12:29

    Sevgili grup;
     
    Öncelikle hepinizin eline sağlık güzel bir grup oluşturulmuş ve güzel de katılımlar.
    Yeğenim Nİhan Deveci’nin, arkasından bir iki yazıyı da okuyunca katılmaktan ve paylaşımdan mutlu olacağım bir grup ile karşılaştığımı anladım.
     
    Grubunuza bende yazar olarak katılmak istiyorum, tabii siz değerli moderatör va grup üyeleri de kabul ederse.
     
    Birinci adımı aşabilirsem, ikinci adım için isteyeceğim yardım Nasıl üye olacağım.Ondan sonraki adımlar kolay, gerisini hallederim.
     
    Bursa doğumluyum. Eğitim ve askerlik ve de gezmelerin dışında yaşamım Bursa’mızda geçti. Yaşam derken yaş oldu 72, eskiler derdi ki yaş yetmiş iş bitmiş. Bu yaşa gelince bu sözün tembellere ait olduğunu, bundan sonra da yapılacak pek çok şey olduğunu gördüm.
     
    En başta hepimizin yapması gereken sağlığımıza dikkat etmek. Bana birşey olmaz demek yok. Daha sonra aklımız başımızda elimiz ayağımız sağlam iken elimizden geleni sonuna kadar yapacağız. Yılmadan, aşırı hırsa kapılmadan. Ve de kendimizi bilerek. Buruya kadar olan kısım hem nasihat hem de her yaşta yapılışım işler.
     
    Düşünceme göre benim bi geçlere gelince yapılacak önemli iişlerden birisi sahip olduğum bilgi, deneyim, anı ve birikim gibi bu dünyada kalacak değerleri gençler ile paylaşmak. Bu yüzden de sitedeki yazılıları okuyunca sahip olduğum değerleri paylaşabileceğim bir hazine bulduğumu anladım.
     
    Yıllardır çeşitli medyatik ortamlarda birikimlerim oldu ve paylaşmaya hazırım.
    Sağlık ve huzur içinde kalmanız dileğiyle.
     
    Ayrıcı siteye Nasıl katılabileceğimi araştırmama rağmen bulunmadım ve o nedenle isteğimi Nihan’ın iletisine cevap kısmında yazdım. İlgili yere iletilme dileğiyle

  • Yanıtla Nihan Deveci 24 Haziran 2017 at 13:42

    Dayıcığım aramıza katılmak istemene çok mutlu oldum. Moderatörümüz Didem de çok sevindi. Güzel yorumların için de ayrıca teşekkür ederim. Tatil dönüşü katılımının nasıl olduğunu ve düzeni bir kahve eşliğinde Didemle birlikte konuşuruz.Sevgiler. Bu arada dayı-yeğen aynı sitede yazı yazmak ayrı bir onur.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan