Bursa Mimari

Hatıralarımıza Geç Katılan Irgandı Köprüsü

24 Haziran 2017

Boş zamanlarımda ya da bazen özellikle boşalttığım zamanlarda çarşı içindeki (Eski belediye binasının alt bölgesi) peynirciler çarşısını ziyaret edip aylık şarküteri alışverişimi yapmayı, köylü pazarından baharatlarımı ve taze sebze meyvemi almayı severim. Böyle zamanlarda alışveriş öncesi Bursa’daki tarihi mekanların keyfini çıkartmayı da ihmal etmem. Yine öyle bir günde Heykel’e çıktığımda (Biz Bursalılar Heykel’e çıkarız 😉) Setbaşı’na doğru uzanmaya kadar yetecek zamanım olduğunu farkedince Mahfel’e uğrayıp bir kahve içmek keyifli olur, diye düşündüm. Güzel bir ambiyansı vardır Mahfel’in. Döneme göre şırıl şırıl, döneme göre güldür güldür akan Gökdere’nin yanıbaşında kahve keyfi gerçekten inanılmazdır.

Bu kadar methiyeden sonra ben ne yaptım, Irgandı Köprüsü’nü karşıdan seyredebildiğim, eski Şafak Sineması’nın yanıbaşındaki dürümcünün pencere kenarında öğle yemeğini aradan çıkartmayı tercih ettim. Neye niyet neye kısmet. Oturduğum yerden, altından gürül gürül akan suyun üzerinde belini bükmüş sırtında küçük pencereli yapıyı taşıyan sanat eserini seyrederken, Setbaşı Köprüsü’nün hemen yukarısında bulunan Atatürk İlkokulu’nda okumama rağmen, Setbaşı Köprüsü’nden yüzlerce kere geçmeme rağmen bu yapı ile ilgili neden hiç çocukluk anım olmadığını düşündüm. Sebebini merak ettim.

Aldığım bilgilere göre; Gökdere üzerindeki en önemli yapı Irgandı Köprüsü

Dünya üzerinde dört arastalı köprüden (İTALYA: Ponte Vecchio, Ponte Rialto, BULGARİSTAN: Osma Köprüsü, TÜRKİYE: Irgandı Köprüsü) biri olan bu köprü, çeşitli kaynaklara göre 1442 yılında Pir Ali oğlu Tüccar Muslihiddin tarafından mimar Abdullah oğlu Timurtaş’a yaptırılmıştır.

Tarihi kaynaklara göre üzerinde, 31 dükkan ve bir mescitten oluşan tonozlu kagir bir yapı ile köprünün ana taşıyıcı tonozunun her iki yanında birer adet depo (ahır) bulunur. Köprü, 1855 depreminde büyük hasar görmüş ve üzerindeki kagir yapı yerine irili ufaklı ahşap dükkanlar inşa edilmiştir.

1922 yılında kenti terk eden Yunanlılar’ın bombalaması sonucu köprü yeniden tahrip olmuştur. 1949 yılında köprü muhteşem bir korumacılık örneği ile betonarme olarak ve orijinal haline göre 60 cm. daha yüksekte yeniden yapılmıştır (Neden mi öyle dedim? Sırbıstan’daki Mostar köprüsünün yenileme çalışmasında, “Önce köprünün temelleri sağlamlaştırılarak işe başlanmış, ardından nehre dökülen beyaz kireç taşları dalgıçlar tarafından kurtarılabildiği kadar kurtarılmıştır. Köprü yenilemesinde bu çıkartılan taşlardan örnek alınarak ve civardaki taş ocaklarından yenileri getirtilerek köprü yeniden inşa edilmiştir” de ondan.)

Uzun yıllar restorasyon izin ve ödenekleri ile mücadele ettikten sonra, 2004 yılı itibariyle, geleneksel malzeme tekniklerine bağlı kalarak ancak çağdaş güçlendirme teknikleri ile restore edilmiş şekliyle hayatımıza dahil olmaya başlamıştır. Dolayısı ile, Irgandı Köprüsü, anılarımızda 2004 yılından itibaren yer kaplar.

Günümüzde köprü üzerinde, dönem dönem değişkenlik gösterse de hat, ebru, tezhip, minyatür, sedefkârlık, ahşap oymacılığı, nakkaşlık, geleneksel Türk el sanatları, Bursa bıçağı ve metal işleme sanatı, Bursa-İznik yöresi çiniciliği, Bursa dağ yöresi kültürü, Bursa’ya özgü damak tadıyla sunulan mantı, Bursa üzerine oldukça değerli araştırmaların yer aldığı Bursa kitaplarının satış ve teşhirinin yapıldığı mekanlar bulunmaktadır.

İnşaa edildiği günden bu yana, orijinal mimarisi ve çevresi ile oluşturduğu pittoresk manzarası sayesinde yerli ve yabancı seyyahların ve ressamların ilgisini çekmiş bu yapıyı incelemek, gelen misafirlerinize ve hatta içinde bulunduğumuz yaz tatilinde çocuklarımıza, her ne kadar orjinal olmasa da bu nadide yapıyı tanıtabilmek, küçük dükkanlardaki sanat eserlerinden bazı parçalara sahip olabilmek için mutlaka ziyaret edin.

Irgandı Köprüsü efsaneleri ve eski mimarisi ile ilgili daha fazla bilgi almak isteyenler için aşağıda bağlantısını paylaştığım web sitesini önerebilirim:

http://acikerisim.fsm.edu.tr

Seçil Heptaşkın

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan