Cadı Sanatı

Fazla Meraklıyız O Beyaz Elbiseyi Giymeye

24 Temmuz 2017

Evlilik üstüne fazla düşünüyorum şu sıralar. Genelde düşünce silsilem de evliliğin insan doğasına aykırı olduğunu bir kere daha onaylayarak son buluyor. Bence herkes de bunun böyle olduğunu biliyor. Peki o zaman ne diye koştura koştura evleniyoruz? Basit. Yani en azından kadınların nedeni basit bence. En büyük arzumuz o gelinliği giymek. Çocukluktan itibaren hayal kurduğumuz o elbiseyi giymenin tek yolu da evlenmekten geçiyor.

‘Saçmalama Didem’, demeyin. Tamam belki tek neden değil ama bence büyük neden :)) Boşanmış bir kadın olarak “Tövbe bir daha evlenmem” diye devamlı demeç veren ben, arada bunun tam tersi bir cümle kuruyorum; “Bir daha evlenirsem çıplak ayaklarla uçuş uçuş bir gelinlikle egzotik bir adada evleneceğim.” Hadi buradan yakın bakalım şimdi. Evlilikten nefret ediyorum, bir koca adayı zaten yok ama ikinci gelinliğim ve düğün törenimin organizasyonu hazır. Yok yok biz kadınların aklı bu gelinlik ve yemin töreniyle fazla takık. Hepimizin bu bağlılık seromonisi ile ilgili muhakkak bir hayali var. Fakat ondan sonra geçirilecek ömür ile ilgili zerre fikrimiz yok bence. Düğünden sonra damat pufff uçsa bence tam mutlu son olabilir.

Arkadaşlar ne bekliyorsunuz, boşandım ben, evliliğe methiye düzmeme imkan yok. İnancım sıfır herşeyden önce. Üç yazı sonra ben evleniyorum yazarmışım 😂😂😂 Zaten çocukken de evliliğe karşıydım. Karşı karşı, koştura koştura evlendim. Valla benim sağım solum belli olmaz. Bak gördün mü, kendime güvenim yok, büyük laf da konuşmayayım diye nasıl temkinli gidiyorum. Ne olur ne olmaz tabi, çıplak ayak hatta olmuşken bileğimde bir de halhal, bembeyaz kumların üzerinde üstümde uçuşan bir gelinlikle salınma hayalim, tüm kararlarımı yerle yeksan edebilir.

Düşünün bir kere giydim hâlâ giyesim var, ya hiç giymeyenler ne yapsın? Evlenecekler tabi, başka yolu yok :))

Gelinliğimi çok severek giymiştim. Yıllar sonra fotoğraflara bakıp, ne iğrenç birşey giymişim üzüntüsünü yaşayanlardan değilim. Bu gün gene aynı gelinliği giyerim o kadar ama gerek yok tabi, madem ikinci kez giyeceğim o zaman üstte anlattığım kumsal gelinliğini istiyorum.

Ben de Entrepreneur ruhu var. Her sene çılgın iş girişimleri projesi üretiyorum. Bunlardan biri de evlendikten birkaç sene sonra düşündüğüm ‘konsept parti’ düzenlemeydi. Aman öyle sizin düşündüğünüz gibi Seksenler Partisi falan organize etmekten bahsetmiyorum. Örneğin partilerden birinin konsepti ‘Gelinlik’ olacaktı. Nasıl mı? Anlayatım. Şimdi hepimiz gelinliklerimizi çok seviyoruz ya, hani tüm çocukluğumuz ve ergenliğimiz onu giymeyi hayal ederek geçti ya, sonunda da sadece bir gece bir kaç saat giymek yetmedi ya bize; işte size gelinlik giymek için bir okazyon. İster eski gelinliğinizi giyin, ister gidin yeni bir tane alın, hatta hiç evlenmediyseniz bile gidin alın istediğiniz o gelinliği ve doya doya bir gece de daha giyin. Tabi ki bu parti sadece kadınlara özel değil, erkekler de davetli. Fakatttt onlara da bir dress code var elbette. Smokinsiz kapıdan içeri giremezler. Evet evet kendi düğünlerinde zar zor giydikleri smokini giymek zorundalar eğer bu partiye gelmek istiyorlarsa. Aman gelmezlerse de biz gelin geline eğleniriz. Zaten amaç gelinlik. Fakat dans edebilmek için kavalyeye ihtiyacımız var :(( Bu durumda partiye katılsalar daha iyi olur. Düşünsenize etrafta bir sürü gelinlikli kadın ve smokinli erkek. Ve elbette vals. Çifte telli oynayacağımızı düşünmediniz her halde. Tamam n’apalım partiye katılmak için bir şart daha eklemiş olduk. Vals bilinecek :))

Benim bu partiyi organize etmem mi, yoksa ikinci kez evlenmeyi kabul etmem mi daha imkansız artık ona siz karar verin.

Hayal kurdukça yaşıyoruz. Hayalleriniz ne kadar uçuk olursa olsun, siz gene de onları düşlemekten vazgeçmeyin. Çünkü bazen hayal kurmak bile başlı başına keyif..

Didem Çelebi Özkan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

8 YORUMLAR

  • Yanıtla Ilgın Cenkçiler 24 Temmuz 2017 at 13:17

    Lütfen Nedimeler de çıplak ayak olsun😚💜💜

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 24 Temmuz 2017 at 13:32

      Bi’ tanem benimmm yaaa, resmen kahkaha attım 🤣🤣 Seni bu yüzden seviyorum. Benimle hayal kurabilen ender insanlardansın.
       
      Nedimeler de bence çıplak ayaklı olmalı kesinlikle, hatta konuklar da :))))

  • Yanıtla Sinem Biber 25 Temmuz 2017 at 00:42

    Zamanlaması harika oldu bu yazının Didem 😉 Daha dün akşam kızlara dedim ki “Gelinlik, yüzük, tören vs herşey süper de evlilik geriyor.”
     
    Universitedeyken rahmetli Yağmurdereli ile röportaj yapmıştık. “Mağdem evlilik bir kontrat, neden zaman sınırlaması yok, düşündün mü?” diye sormuştu. Ağzım açık baka kalmıştım. Şimdi anlıyorum neden 🙂

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 25 Temmuz 2017 at 09:27

      ‘Zaman sınırlaması’ iyi fikirmiş. Akıllı adamdı tabi Osman Yağmurdereli…
       
      Bir süre sonra hooppp evlilik fes olacak. Boşanma, stres, kavga, gürültüye neden olmadan herkes kendi yoluna :)))
       
      Fazla acımasız oldu sözlerim. Yeni evleneceklere bu kadar da felaket senaryosu kurmak haksızlık. Ama zaten onlar da, bir zamanlar bizim de kurduğumuz; “Hayır. Benimki farklı olacak.” cümlesiyle savunuyorlardır kendilerini. Ahhh ‘umut’ ne büyük güç insana 😉

  • Yanıtla Fatma Çakmak 30 Temmuz 2017 at 11:00

    Mutlu bir evliliğin içinde olmama rağmen bence de evlilik kesinlikle doğaya aykırı bir durum 🙃. Ya da biz insanların belirlediği, çizdiği çerçevedeki evlilik, herkeste işe yaramıyor.
     
    Yalnız zaman sınırlaması fikri iyimiş, heyacanı diri tutar bence, kaybetme korkusu, her daim, karşılıklı kıymet bildirir 😉
    Çok derine indik yahu zaten amaç kumsal da güzel bir tören, gerisini elbet çözeriz 😜 🙋👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 30 Temmuz 2017 at 11:45

      Ahhahahahhahahah aynen amaç benim şu gelinliği bir daha giymem, hem de mümkünse damatsız 😂😂😂

  • Yanıtla Hatice Özkan 22 Kasım 2018 at 17:25

    Henüz doğru kişiyle karşılaşamadığım için evlenemedim ama evliliğin insan doğasına aykırı olduğunu düşünmüyorum belki tecrübelerimiz bir sonraki kararlarımızda etkili olacaktır “ama” yine severseniz yine inanırsanız yuva kurmak için aynı yola yine çıkacağınıza inanıyorum. Bazen içinde bulunduğumuz o anki ruh haliyle kararlar alıyoruz ama kanımız hep aynı hızda dolaşmıyor damarlarımızda kalbimiz her zaman aynı ritmde atmadığı için, bazen değişiveriyor ruh halimiz bazen güzel bir kokuyla, bazen yeni farkına vardığımız bir görüntüyle, bazen film arasında geçen güzel bir sözle… ve hemen enerji yükleniyor içimize, yine eskisi gibi tutunmak istiyorsunuz yanınızdakine… Eğer evlenebilirsem bir gün tabii ki o özel elbiseyi giymek isterim, ama o elbiseyi giymek için evlenmek istemem…

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 22 Kasım 2018 at 17:51

      Esprili bir yazıya böyle bir yorum oldukça şaşırttı açıkcası beni. Evlilikten çok, küçük yaştan beri giymeyi arzu ettiğimiz gelinlik üzerineydi konu aslında. Evliliğin insan doğasına aykırı olmadığını söylemişsiniz. Evli olmadığınız ne kadar belli 😉 ”Evlenemedim” yazmışsınız yorumuzda. Buradan bunu ne kadar istediğinizi anlayabiliyorum. Umarım istediğinizi elde eder, bir ömür boyu da mutlu olursunuz. Bana gelince elbette gelinlik uğruna evlenmemiştim. Büyük bir aşkla evlenmiştim. Kimsenin de zaten gelinlik uğruna evleneceğini sanmıyorum. Espriyi fazla ciddiye almışsınız. Elbisenin büyüsü var elbette ama ana neden olması söz konusu olabilir mi?

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan