Floransa müzeleri, sarayları ve kiliseleri ile dünyanın önemli sanat hazinelerine sahip şehirlerinden bir tanesi. Üstelik Rönesans’ın da beşiği. Bunlardan ötürü de İtalya gezilerinin önemli durak noktalarından biri.
Rönesans
Rönesans tüm Avrupa için önemli bir kültür ve bilim uyanışı. Bu dönemde feodalizm yıkılmış, yeni kıtalar keşfedilmiş, ticaret artmış, kağıt, matbaa, pusula ve barut ile tanışan Avrupa’nın tarihi ve düşünce sistemi kökünden değişmiş. İstanbul’un fethi ile Bizans yıkılınca, buradan kaçan düşünce adamları ve sanatçılar yanlarında Yunanlılar’dan kalma önemli kitaplar ve el yazmalarını Avrupa’ya taşıyorlar. Bu taşınan düşünce sistemi ve kültür birikimi sayesinde Avrupa büyük bir değişim geçiriyor.
Aslında İtalya’da 13. Ve 14. yy. başlarında bir ön-rönesans yaşanmış. Assisi’li Aziz Fransis, skoslastik* düşünceye karşı çıkarak o zamanlar hakim olan Hristiyan din anlayışını reddetmiş ve fakirlerin arasına karışarak doğanın güzelliklerini ve dünyanın değerini takdir etmesinden ilham alan sanatçıları etkilemiş. Floransa ise tekstil üretimi, ticareti ve bankacılık ile zenginleşmiş bir şehir imiş o zamanlar. Zenginleşen bu aileler sanatçıları maddi olarak destekleyince Floransa şehri önemli bir sanat merkezi haline gelmiş.
Santa Maria Del Fiore Katedrali
Floransa’nın en dikkat çekici yerlerinden biri olan Katedral ile başlayayım. Brunelleschi tarafından yapılan kubbesi ve vaftizhanesi ile Santa Maria Del Fiore önemli bir gotik kilise. Kilise 13. yy’da Arnolfo di Cambio tarafından yapılmış, kubbeyi yapan kişi ise Filippo Brunelleschi. Katedralin dış yüzeyinde yapımda emeği geçen tüm mimarların heykelleri bulunuyor. Dış yüzeyde hakim renkler pembe, beyaz ve yeşil. Bu kilise aynı zamanda dünyadaki 4. büyük kilise.
Aziz John Vaftizhanesi (Battistero di San Giovanni)
Kilisenin hemen karşısında yer alan Aziz John (St Giovanni) Vaftizhanesi eski bir Roma mabedinin üzerine yapılmış. 12. yy’da vaftizhane ilan edilen bu sekizgen yapıda 19. yy sonuna kadar bebekler vaftiz edilmiş. Bugün ise ayın ilk pazar günü sadece en fazla 4 bebek vaftiz ediliyor bu mekanda. Vaftizhanenin, güney kısmında Pisano tarafından dekore edilen Aziz John’un ve kuzey kısmında Ghiberti tarafından dekore edilen Hz. İsa’nın hayatından kesitleri anlatan kapılar önemli ve tam birer sanat eseri. Bu kapılar şehirde Yün Loncası’nın açtığı bir yarış sonucu dekore edilmiş. Yine Ghiberti tarafından dekore edilen ve Michelangelo tarafından Cennetin Kapıları denen Doğu Kapıları ise oldukça ünlü. Bu kapılardaki işçiliği görmenizi ve biraz vaktinizi ayırarak incelemenizi tavsiye ederim.
Cennet Kapılarından Panel Görüntüsü, Aziz John Vaftizhanesi
Uffizi
Bir diğer önemli müze ise Uffizi, bu müzeye girişinizi hızlandırmak isterseniz biletleri Internet’ten almanızı önereceğim. Bu bina Vecchio Sarayı civarında konumlanmış, Giorgio Vasari tarafından tasarlanmış, kendisi o zamanlar Floransa’nın en ileri gelen ailelerinden Medici ailesinden Cosimo de Medici’nin en güvendiği mimarmış. Medici ailesi sanata hayran çok zengin bir aile ve onların sayesinde pek çok sanatçı kendisini ifade etme imkanı bulmuş. Medici ailesi için yazılan pek çok kitap var, onlardan birini alırsanız çok daha fazla detay öğrenebilirsiniz.
Bu bina aslında “ofisler” anlamına geliyor ve o zamanlar ticaret için önemli olan loncalar için özel olarak yaptırılmış, ancak 1769 yılı itibariyle müze olarak kapılarını açmış, bugün dünyanın en önemli birkaç müzesinden biri.
Uffizi Sanat Galerisi
Hangi ressamların tabloları var?
Botticelli (Primavera ve Venüs’ün doğuşu 10 ve 14. Holler), Filippo Lippi (Meryem ve Çocuk (8. Holde), ayrıca Giotto, Fra Angelico, Caravagio, Rembrandt, Leonardo da Vinci ve Michelangelo.
Vasari Koridorları
Vasari Koridorları, Uffizi ile Pitti Sarayı’nı birbirine bağlayan ve o zamanlar önemli kişilerin (başta Medicilerin) öldürülme tehlikesi olmadan şehrin bir ucundan diğer ucuna yürüdükleri koridor. Hatta bu koridor ve bu binaların isimleri Dan Brown’un Cehennem adlı kitabında ve filmde geçiyor.
Vasari Koridorları
Ponte Vecchio
Ponte Vecchio, Arno nehri üzerinden geçen ve kuyumcuların yer aldığı önemli bir eski köprü, ben bu köprünün resmini ilk kez ilkokuldayken görmüştüm ve birgün buraya mutlaka gideceğim demiştim. İşte Vasari Koridorları bu köprü üzerinden de geçiyor. Aslında 1593 yılından önce buralarda kasaplar, balıkçılar yer almışlar ama o kadar kötü bir kokuya neden olmuşlar ki buraya kuyumcuların yerleştirilmesi kararı alınmış.
Çarşılı Köprü, Ponte Vecchio
Medici ailesinin ilk yaşam yeri olan Palazzo Vecchio yani Vecchio Sarayı eski Roma Tiyatrosu üzerine inşa edilmiş, kalıntıları yer altındaki katlarda görülebilir. İlk yapıldığı zamandan beri burası şehir meclisinin olduğu önemli bir yer. Bu binada Leonardo da Vinci ve Michelangelo’ya ait önemli iki duvar resmi de bulunuyor. 16. yy’da Mediciler’in ikametgahı olan sarayda Michelangelo, Vasari ve Donatello’nın resimleri yer alıyor. Karşı kıyıdaki Pitti sarayı ise mutlaka gezilmesi gereken muhteşem bir müze.
Vecchio Sarayı (Palazzo Vecchio)
Piazza Della Signoria
Vecchio Sarayı’nın yer aldığı Piazza Della Signoria, Floransa’nın politik merkezi. Michelangelo’nın David heykeli (orijinali Galleria Dell’Academia’da) Vecchio Sarayının önünde ve Medici Tiranlığına karşı direniş sembolü olarak yapılmış, burada yer alan pek çok heykel aslında zamanın politikalarına bir nevi başkaldırı sembolleri olarak tasarlanmışlar. David heykelinin sağındaki Hercules & Cacus heykeli Bandinelli tarafından Medicilerinden sürgünden döndükten sonraki güçlerini yansıtıyor. Hemen sarayın çaprazındaki Loggia dei Lanzi (Lanzi Locası) kısmında yer alan heykellerden örneğin Cellini tarafından yapılan Perseus’un Medusa’nın kafasını elinde tuttuğu heykeli ise Medici’lere sataşanların sonunu tasvir ediyor.
Medusa’nın Kesik Başını Elinde Tutan Perseus
Turiste doymuş bir İtalya
Floransa’da yine bir restoran maceramız daha oldu. Bu seferki maceramızda masamızdaki kumaş peçeteleri alıp yerine kağıt peçeteleri suratlara fırlatırcasına bırakan Bangladeşli garson ile grubumuzdan bir beyefendinin bağrışıp, parmak sallaması ve akabinde başka bir beyefendinin de bu saygısızlığa isyan ederek restoranı terk etmesi ile sonuçlandı. Her zamanki gibi garsonun restoran sahibini ve restoran sahibinin de garsonu suçladığı saçma bir döngüye kapıldık. Sonunda restoran sahibi gelip tüm gruptan özür diledi, kumaş peçeteleri geri serdi, restoranı terk eden beyefendi güç bela geri döndürüldü fakat keyifler bir kere kaçmıştı, getirilen lezzetli ötesi biftek bile keyifleri yerine getiremedi fakat bu sefer bana çekilen zılgıtların intikamını başkaları almıştı 😉
Direkt benim başıma gelmese bile yine de aşırı gerildim ve üzüldüm diyebilirim. Aslında grup ile bir aktivite yapmama kararım var idi fakat belki sayımızın fazla olmasından ötürü böyle bir muameleye maruz kalmış olabiliriz diye düşündüm. Açıkçası İtalya turiste/ gezgine doymuş, bir an evvel yiyin de gidin tavrı var. Ben böyle durumlarda tripadvisor.com üzerindeki hesabımdan mutlaka iyi ve olumsuz yanları göz önüne alarak restoran, otel ve gezdiğim yerleri değerlendiren yorumlar yazıyorum. Önceki yazımda (Karnaval Şehri Venedik bahsettiğim Rialto Köprüsü yakınındaki restoranı da bu restoranı da servis kalitesi, yemeklerin kalitesi ve genel görünüş itibariyle değerlendirdim elbette. Bu arada güvenilir bir eleştirmen olmanız için gerçekten mantıklı şekilde iyisiyle ve geliştirilmesi gereken yönleriyle yazmalısınız yorumlarınızı.
Aklınızda olsun restoranlarda sizden kuver adı altında yere ve restoranın lükslüğüne göre değişen servis ücreti mutlaka alınıyor, yani siz bir restorana veya kafeye oturduğunuzda kuver ücretini kontrol etmeye çalışın çünkü hesapladığınız yemek ücreti bir anda fazla gelebilir. Bu Venedik’teki kafelerde de vardı, iki tip fiyat listesi göreceksiniz, ayakta ve masa ücreti dahil fiyatlar, mesela Cappucino alacaksınız, bir ayakta ücreti, bir de masaya oturduğunuz anda alınan 2 euro ilaveli bir ücret var. Bu en çok su aldığınızda acıtıyor, büfeden 1 euroya aldığınız su 3 euro oluyor bir anda, düşünsenize Türkiye’de 1 TL’ye aldığınız 1 küçük şişe su bir anda 14 TL … kısaca hesabınızı iyi yapmalısınız ki sonra kızmayın, restorandakilerle polemiğe girmeyin ve ters ters hareketlere maruz kalmayın diye yazıyorum.
Buradan aklımda kalan birkaç hatıra eşya oldu, öncelikle David heykelinin fosforlu renklerde olan modern bibloları aşırı derecede hoşuma gitti, bir de Medici ailesi hakkında envai çeşit kitap gördüm.
Floransa sadece şehir içi gezi ile sınırlanamaz, yakın şehirleri de gezmek lazım. Biz biraz dinlenmeli tercih ettik ve sadece Pisa’yı gezdik. O da başka yazıya 😉
Bir kaç fotoğraf da kendi galerimden ekliyorum sizler için: [@handesinanphotography]
Floransa’ya gitmeden evvel okuyun:
Dan Brown – Inferno (Cehennem)
Niccolo Machiavelli – Prens
Giovanni Bocaccio – Decameron
Floransa’ya gitmeden evvel seyredin:
Hannibal (Ridley Scott)
Cehennem (Tom Hanks) (Ben filmi pek beğenmedim kitap daha iyi ve açıklayıcı ama manzaralar güzel)
Hande Sönmezerler Sinan
Açıklamalar:
Skolastik: Genel olarak Ortaçağda hakim olan Grek felsefesinin kavramsal araçlarından yararlanılarak oluşturulmuş Tanrı merkezli düşünce sistemini veya bu teoloji ağırlıklı felsefenin kullandığı yöntemi tanımlamak için kullanılan sıfat. -Türkçe Bilgi ⇡⇡⇡
No Comments