Psikoloji

Anne Olmanın Dayanılmaz Hafifliği (!)

13 Ocak 2018

“Annelik” içi sonsuz sevgi ve bir o kadar kaygı dolu bir süreç. Öğretilemez, iç güdüseldir. Karşılaştırılamaz, özneldir. Kişinin kendi dinamiklerine bağlı olarak şekillenir. Gün gelir anne oluncaya kadar beslediğimiz, varlığından haberdar bile olmadığımız kaygılarımızla artık yüzleşme zamanı gelmiştir.

Uyuduğu uyku, yediği yemek, boyu, kilosu, ateşi, öksürüğü, yürümesi, konuşması, ilk arkadaşları, okulu, sorumlulukları, başarısı, başarısızlığı… Uzayıp gider bu liste. Asıl olan “onun mutluluğu” olduğu her konuşma sırasında mutlaka tekrarlanır. Peki süreç böyle mi işler dersiniz? Kaygı dolu beynimize karşılık gelen “onun mutluluğu” mudur? Malesef hayır!

Öğretilen bir duygudur kaygı ve baş etme becerisinden çocukları uzaklaştırır. Onlar adına kontrol etmeye çalıştığımız her şey aslında bir süre sonra problemimiz olarak hayatımızda var olur. Seçtiği kıyafetten tutun, vakit geçirdiği arkadaşlarına, oynadığı oyundan, dersini yapıp yapmadığına kadar uzayan bu kontrol sürecinde nerede durmamız gerektiği en merak edilen sorular arasında aslında.

Kendi kararlarını desteklemek onların özdeğer gelişimleri için kaçınılmaz bir süreç ancak “olumsuz duygularla” baş etmesini engellemek ise tam tersi. “Olumsuz duygu” diyorum ama bir duygunun diğer bir duyguya üstünlüğünün olmadığını her zaman ifade ederim. O yüzden korkuyu, üzüntüyü, kızgınlığı, mutluluk kadar bilmelidir çocuk. Özellikle erken dönemde onlarla kurduğunuz gündelik iletişimde bilinçli olarak duygular kullanılmalı ve çocukların bu duyguları öğrenmeleri sağlanmalıdır.

Örneğin; ağlama davranışıyla karşılaştığımız zaman genellikle yapılan ilk hata ağlamayı susturmaya çalışmaktır. Oysaki ağlama davranışı bir çok duyguya karşılık gelebilir. Canı acıdığı için ağlayabilir, kendini yalnız hissettiği için ağlayabilir, endişelendiği için, korkutuğu için ağlayabilir, pişman olduğu için ağlayabilir vs. Duyguya vurgu yapmadan bastırdığımız ağlamalar o anda geçiştirilebilir ancak bir sonraki sefer aynı duyguyla baş başa kaldığında bunu ifade etmeyi öğrenemeyecek bunun yerine yine ağlamayı deneyecektir. Duygusal sinyalleri hissetmek ve bunları tanımalarını sağlamak onlara yapacağımız en büyük duygusal yatırımdır.

Kendini ifade edebilmenin gücü de duyguları ne kadar iyi tanıdığımızdan geçer. Çocuklara karşı asıl misyonumuz tüm problemleri absorbe ederek onlara mükemmel bir hayat sunmak değil, bu çetrefilli yolda karşılaşabilecekleri duyguları onlara öğretmektir. Mücadele ve iletişim gücü yüksek çocuklar yetiştirmeyi ancak bu şekilde başarabiliriz.

Psikolog Gülizar Şehitoğlu

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

5 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 13 Ocak 2018 at 17:05

    Gülizarcım uzun zamandır psikoloji bölümü için bir yazar arayışı içersindeydim. Senin donanımında birini ararken karşılaşmamız, ardından senin Sen ve Ben için yazmaya karar vermiş olman şanstan öte kader gibi biraz 😉 Burada olmandan dolayı inanılmaz mutluyum. Yazılarınla bir çoğumuzun zihnindeki sorulara cevap vereceğine eminim üstelik.
     
    Umarım bizlerle çıktığın bu yeni yolculuk sana da bize olduğu kadar keyif verir.
     
    Aramıza hoş geldin, Gülizarcım 🤗

    • Yanıtla Psikolog Gülizar Şehitoğlu 14 Ocak 2018 at 12:37

      Aynı duyguları paylaşıyoruz. Bu kadar dinamik ve keyifli bir platform hazırladığın için asıl ben teşekkür ederim 🙂
       
      Çünkü ne zamandır Bursa’da yaşayanlar olarak buna ihtiyacımız vardı. Emeğinle ve her yazarın kendi deneyimleriyle eminim çok daha fazla insanın zihnine ve kalbine misafir olacağız.

  • Yanıtla Didem Elif 13 Ocak 2018 at 20:33

    Toplum olarak ne kadar eksik olduğumuz bir konuya değinmişsiniz. Teşekkür ederim kendi adıma. Bu ve diğer yazılarınızla bir çok kişiye rehberlik edeceğinize eminim. Hoş geldiniz…

    • Yanıtla Psikolog Gülizar Şehitoğlu 14 Ocak 2018 at 12:42

      Çok teşekkür ederim hoş buldum 🙂

      Bu kadar anlaşılamamaktan yakınan bir toplum olarak “duygular” konusu gerçek bir problem hepimiz için.

  • Yanıtla Emine Serbest 28 Ocak 2018 at 12:55

    Ben bunu çokkk sevdim Gülizar Hanım.Yakın takipçiniz ve danışanınızım. Bu yazılarınızın bir çok sorunumuza ışık tutacağına inanıyorum. Hep burada ve sağlıcakla kalın…
     
    Sevgiler…

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan