Biraz Kitap

Çalıkuşu

16 Ocak 2018

Çalıkuşu’nu biliyorsunuz.

Anlatacaklarımın spoiler olacağını düşünmüyorum, zaten de esasen anlatmak istediğim hikaye değil de hikayedeki kadın karakterin “temizliği, saflığı, masumluğu, asla el değmemişliği”

Feride, anne babasını kaybetmiş, akrabasının evinde büyümüş haşarı bir kız. Kuzeni Kamran’a aşık olur. Kamran da ona ilgi duyar. Aile de bu duruma sıcak bakar. Artık evleneceklerdir. Ama bir akşam esrarengiz bir kadın Feride’ye Kamran’ın başka bir kadınla olan ilişkisini anlatır. Bu Bunun üzerine Feride kimseye haber vermeden evi terk eder.

Çeşitli tesadüfler, tanıdıklar ve benzeri neticesinde öğretmenlik yapmaya başlar yurdun çeşitli yerlerinde. Güzelliği her yerde başına bela olur. Dedikoduların önüne geçmek için sevdiği ve saygı duyduğu yaşlı bir adamla evlenir. Ancak karı-koca hayatı yaşamazlar.

Adam ölünce Feride terk ettiği eve geri döner. Kamran da o yıllarda evlenmiş, çocuğu olmuş ama sonra karısı ölmüştür.

Kamran ile Feride bunun üzerine kavuşurlar.

Mutlu son, evet.

Yalnız şöyle bir husus yok mu okuyunca dikkatinizi çeken? Yazar, Çalıkuşu Feride’nin eline erkek eli değmemesine özellikle vurgu yapıyor gibi.

Çalıkuşu çalışma hayatı süresince çeşitli erkeklerle tanışır, kimisi kötü niyetlidir, ama şans eseri onların elinden kurtulur. Evlenir, ama formalite bir evliliktir bu, kocası ile herhangi bir cinsel münasebeti olmaz. Adam ölmeden önce bir mektup yazarak Kamran’a bu durumu anlatır.

Kamran her haltı yiyebiliyorken ve bu durum asla rahatsızlık uyandırmazken sanki Feride gerçek anlamıyla bir evlilik yaşamış olsa idi rahatsız edici olacakmış gibi bir hava sezdim kitapta. Her ne kadar Feride’nin ailesi bu durumu sorun etmez gibi gözükseler de yazar sanki okuyucu bunu sorun edermiş gibi, sanki Feride Kamran dışında bir gönül ilişkisine girerse okuyucu rahatsız olurmuş gibi davranmamış mı?

Dikkatimi çeken başka bir husus da şu:

Genelde Çalıkuşu’nda Feride’nin yurdun en tenha köşelerinde bile öğretmenlik yapıyor oluşu övülür. Elbette güzel bir şey bunu yapması ama esasen Feride’yi öğretmenlik yapmaya iten şey çocukların eğitimine katkı sağlamak gibi idealist bir his değil, aşkından kaçma isteğidir. Netice itibariyle eğitim hayatına yaptığı katkı takdire şayan olsa da Çalıkuşu’nda böyle bir idealizm yoktur.

Gerçi ondan böyle bir idealizm beklemek de haksızlık olurdu. Nispeten zengin bir hayat sürmüştür Feride. Saygın bir okulda kaliteli bir eğitim almıştır. Halkın genel durumundan haberdar değildir. Öğretmenliğe başlarken de yaşayacağı zorluklar hiç aklına gelmemiştir. Hal böyleyken ondan ülkenin sabilerini her ne şartta olursa olsun eğitme aşkı beklemek haksızlık olurdu zaten.

İlk bakışta romanın akıcı kurgusuna kapılarak akla gelmeyen bu hususlar satır aralarını didikleyen okurların dikkatini çekmiştir belki.

Saygılarımla
Hülya Erarslan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 16 Ocak 2018 at 12:46

    Çalıkuşu’nu o kadar severim ki kızımın adını Feride koymanın, biraz büyüdüğünde ise kitabı ona hediye edip isminin neden Feride olduğunu açıklamanın hayalini bile kurmuştum 🙃 Allah’tan babası isyan bayrağını açtı da koymadık. Geçenlerde anlattım ona bu isim hikayesini, koymayı düşünmüş olmama bile çok sinirlendi 😂😂
     
    Yorumuna bayıldım bu arada. Dün yayına hazırlamak için okuduğum andan beri de, ben nasıl bu durumdan rahatsız olmadım diye kendi kendime kızıyorum. Bu kadar sevdiğim bir hikayenin maskülist yanını nasıl algılamamışım. Feride’nin o Çalıkuşu hallerini o kadar sevmişim ki ona yapıştırılan rolü fark etmemişim bile. Açıkcası biraz hayıflanıyorum, bir daha Çalıkuşu’na aynı gözle bakamayacağım diye. Çok sağol Hülyacım 😝

  • Yanıtla Hülya Erarslan 16 Ocak 2018 at 14:07

    Kitabı ilk lise yıllarımda okumuştum. Beğenmiş, etkilenmiştim.

    Sonra geçenlerde bir daha alıp okumak istedim. O zaman ilgimi çekti yazıda bahsettiğim hususlar. İlkin daha naif duygularla okuduğum için olsa gerek hiç dikkatimi çekmemişti öyle şeyler. Şimdilerde okuduğum kitaplarda hep bir hinlik arıyorum, belki ondandır 🙂

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan