Gönül Köşesi Sinema

Ve Aşk…

13 Ocak 2018

Sanat ne büyük bir güç, uzun zamandır bu kadar ağlamamıştım. Saf kalan, temiz kalan bir kaç insana, şarkıya, şiire, kitaba, bir filme tutunmak kolaylaştırıyor herşeyi.

Ağladığım filmi yıllar içerisinde bir kaç kez daha izlemiştim. ”Güle Güle”: Zeki Alasya, Metin Akpınar, Yıldız Kenter, Eşref Kolçak, Şükran Güngör, Haluk Bilginer‘li muhteşem kadrosuyla, muhteşem bir film. Bozcaada’da geçen, yaşı biraz ilerlemiş 5 arkadaşın hayatı, acıları, dostlukları var filmde ve kesinlikle izlenmeli.

Eski insanlar, eski dostluklar, samimiyet, birinin yanında gözyaşlarını özgürce dökebilme lüksü, oynamadan, kalkanları kuşanmadan, ego savaşları henüz bu kadar fazla değilkenki zamanlar var filmde. Ve Aşk… Çok büyük bir aşk, dokunmadan, görmeden, sesini duymadan… Bu zamanların işi değil, başka bir zaman bambaşka adamlar, kadınlar onlar…

Malum gençlerle içiçeyim işim gereği. Yeni neslin nabzını da tutabiliyorum dolayısıyla. Olaylara bakışları, manevi duyguları, hayattan beklentileri ile ilgili zaman zaman konuşuyoruz. Kendileri gibi düşünmeyince pek dinlemiyorlar, kendi ergen çocuğumda dahil buna 😉 Yapacak bir şey yok, uzlaşmak şart, dinlemeseler de belki kulaklarının bir köşesinde kalır diye bıkmadan usanmadan anlatmak gerekli. Bir de mutlaka böyle filmleri izletmeli ki hayatın sadece fiziksel dürtüler üzerine kurulmadığını Aşk’ın çok büyük ve gerçek bir duygu olması gerektiğini bilsinler, hatta biz de bilelim, biliyorsak ama unutmuşsak yeniden hatırlayalım.

Ben bu gün içimi yıkadım gözyaşlarımla, nasıl iyi geldi anlatamam. Günlük hayatımda sık denk gelmediğim manevi duygular, vefa, dostluk ve aşkın gerçekliğini içinde barındıran tüm o duyguları yeniden hatırladım.

Kadın erkek ilişkileri ile ilgili konuşmayı pek sevmiyorum çünkü içinden çıkabileceğim bir mevzu olmadı hiç. Bu sebepten kadınlar şöyledir, erkekler böyledir, eşinizi elde tutmanın yolları, kadınlar ne ister başlığı altındaki maddeleri, yapılan genellemeleri doğruluk payı olsa da tam anlamıyla sağlıklı bulmuyorum, ilgi alanımda asla değil. Ama Aşk… Ömrüm boyunca aşık insanların aralarındaki o ilahi gücü, etrafa yayılan enerjiyi olağan üstü buldum. Tarihe yazılmış büyük aşkları, onların hikayelerini merak ettim. Hep kavuşamayan aşıklardı onlar; Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin gibi. Çok trajik hikayeler. Ama belki de efsaneleşmelerinin sebebi tam da bu trajediden kaynaklı.

Türk Müziği konservatuarı mezunuyum biliyorsunuz. Ne şarkılar, nasıl naif, göz dolduran aşklara yapılmış, yazılmış güfteler içeren şarkılar geçtik derslerde. Nasıl kibar ve derin bir aşk anlatımı, hele hele hüzzamla birleşti mi otur ağla yapacak hiç bir şey yok…

Ümîdini kirpiklerine bağladı gönlüm
Yıllarca o bir çift göz için ağladı gönlüm
Seylâbe-i aşka tutulup çağladı gönlüm
Yıllarca o bir çift göz için ağladı gönlüm

(Seylabe-i Aşk: Taşkın akan su gibi aşkım)

Filmde şöyle bir sahne var Galip Bey ve 20 yıldır mektuplaşarak aşkları devam eden Rosa arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Ne anlatsam, ne kadar süslesem, ne katsam benim aynı manayı yakalamam imkansız…

Aşağıdaki konuşma, adadan kalkan vapurda geçiyor. Galip Bey ve genç kız Arzu arasında:

– Kübaya gidiyormuşsun.

– Evet

– Sana da aklım ermiyor Galip Amca. Maşallah, benim yaşıtlarım her gün sevgili değiştiriyor.

– Sevgili değiştirilir mi kızım? adı üstünde Sevgili bu…

– Sevgili dediğin çoraptır bence. Erkek milleti, işte ne olacak.

– İnsan sevgilisine çorap der mi Arzu?

– Nasıl aşık oldun Galip Amca?

Galip Bey, nasıl aşık olduğunu, Rosa’ya nasıl bir aşkla bağlı olduğunu anlattı Arzuya. Sonra Arzu tekrar sordu

– Sahiden, bunca yıldır hiçbir kadınla beraber olmadın mı? Fiziksel olarak yani.

– Niye olayım. Tabiat bizi her dürttüğünde peşinden gidersek, insanlığımız nerede kalır?

Sırf bu son replik işte, büyük aşkların uzun uzun birlikteliklerin cevabı. Öyle büyük bir matematik değil. İnsan doğmak ve olmak arasındaki fark, tabiatın dürtmelerine verdiğimiz cevaplarda gizli. Bir çiçekle baharın geldiğine inanmayıp, gül bahçeleri peşinden koşmak ya da bir gülü dikenleri ile birlikte sevmek, mesele bu…

Sahi Sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti…

Bu yazının şarkısı:
Gözlerindir Deryası, Gönül Verim
Youtube linki için tıklayın.

Gönül Verim

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Nihan Deveci 17 Ocak 2018 at 08:50

    Çok anlamlı bir yazı. Kaleminize sağlık. Özellikle son replik. İşte bu insanı insan yapan.

  • Yanıtla Gönül Verim 17 Ocak 2018 at 18:51

    Çok teşekkür ederim …

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan