Gönül Köşesi

Korkuyorum

24 Şubat 2018

Korkuyorum hayvanlardan

Evet evet basbayağı korkuyorum. Neden mi? Kediden, köpekten, bilumum böcekten. Ben hayvanlardan korkuyorum. Psikolojik bir alt yapısı var mı, diye düşündüysem de, ben cevabı bulamadım. Muhakkak vardır bir nedeni ama, size anlatabileceğim öyle  travmatik büyük bir öyküm yok. Ablama gözümün önünde toslayan keçi haricinde. Çok sevimli bir keçiydi o da zaten, bir travma olacaksa ablama olmalıydı ama öyle değil mi 😉 Kendisi gayet sağlıklı bu konuda.

Aslına bakarsanız küçükken bütün gün sokaktaydım. Kediler, köpekler, tavuklar ve çocuklar vardı bizim mahallede. O dönem bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Pek sokulmazlardı onlar da yanımıza zaten. Mutlu, mesut yaşardık. Bahçesinde köpek olan komşularımız da vardı ama o köpekler de mahallenin insanı gibiydiler, huyunu suyunu bildiğimden, azıcık tedirgin olsam da bu günkü gibi çok korktuğumu hatırlamıyorum. Sebebini bilmesem de, emin olduğum şey ben büyüdükçe korkumda büyüdü.

BİR TUHAF HALLER

Yolda köpek çıksa karşıma aniden hemen bir ajan gibi stratejiler üretip onun beni görmemesi yada peşimden gelmemesi için türlü türlü tuhaflıklar yapıyor, saklanıp onun geçmesini falan bekliyorum. Yürüyüş yaptığım parkta kediler oluyor bazen. Öylece durup gözümün içine içine bakmıyorlar mı, vallahi o an onları kedi değil panter olarak görüyorum abartısız. “Ne zararı var hayvancıkların senin kafan sıkıntılı Gönül” desem de kendi kendime, bir türlü yenemiyorum bu korkuyu.

Geçen yaz yazlıkta, kedi köpek yetmezmiş gibi beni korkutmaya, bir de domuz çıktı başıma 😩 Annemlerden dönüşte çok da geç olmayan bir vakitte bir domuz sürüsü geçti önümden. “Domuzlar zarar vermiyor insana, onlar korkuyor insanlardan.” deseler de aklım gitti. Nereden geldiler, kaç dakikalık bir olaydı hatırlamıyorum ama ruhumu teslim ediyordum korkudan 😰 Onlar geçti gitti ben olduğum yerde beş dakika daha kaldım hiç hareketsiz. Kendime gelmem ise bir kaç günü buldu.

KORKUYORUM DEDİM…

Bir insanın kendisinin bile mantıkla açıklayamadığı bu korku, kimi insan tarafından şımarıklık gibi algılanıyor maalesef. Kaldırımda tasmalı ama serbest bir köpek gördüğümde sahibine aynen şöyle sesleniyorum:

-Pardon! Çok özür dilerim, ben korkuyorum da…

Anlamıyor karşımdaki ama ve genelde şöyle bir cevapla karşılaşıyorum:

-Geçin geçin bayan bir şey yapmaz.

Yahu anladım yapmaz da, gel sen onu deli gibi atan kalbime anlat. Tekrar ama bu sefer daha detaylı rica ediyorum:

-Köpekle ilgili değil, benimle ilgili çok özür dilerim!

Tuhaf geliyor, belki de imkansız, o kişiye korkum. Suratında beni aşağılamayla, sinir olma arası ifadeyle bakıyor bana çünkü. Ben hayvanları sevmiyorum demedim ki. Korkuyorum dedim… Neden anlaşılamıyor bu anlamıyorum. O kadar özeniyorum ki bir hayvan besleyen, onunla dost olanlara, çocuğundan ayırmayıp türlü zahmetlerle onları sahiplenenlere. Ama ben uzaktan seviyorum onları, bana yaklaştıkları anda, inanılmaz tedirgin oluyorum  elimde değil… Oğlum küçükken onun yanında korktuğumu belli edip etkilememek için neler neler yaptım. Sırf bu yüzden kedisi, köpeği olanlara rica ettim alıştırın, dokunsun hayvanlara, bana benzemesin diye. Bayılıyor şimdi, en büyük ısrarı bir hayvan sahiplenmek. Çok kızıyor, bir yandan da telkin ediyor sürekli beni;

-Anne korkma bak ne kadar tatlı…

Küçükken babasıyla benim haberim olmadan 2 sevimli su kaplumbağası alıp gelmişlerdi eve gerçekten saçma gelecek ama ben onlardan da korktum. Uzaktan baktım hep, yemeklerini falan verdim, konuştum ama yaklaşamadım, dokunmam mümkün değildi zaten. Bir ara bir arkadaşımız sürpriz yapıp muhabbet kuşu hediye getirdi oğluma ben görünce öylece kaldım tabi. Kafesin arkasından uzun uzun muhabbet etmişliğim var onunla da…

DÜNYA HEPİMİZİN EVİ

Yalnızca insana ait bir yer değil yeryüzü, bütün canlılar aynı nefesten alıyor. İnsan akılla yaratıldı diye kendini dünyanı hakimi zannediyor sadece. Bu sebepten yalnız kendi türüne değil, diğer canlılara da zarar verecek kadar alçalabiliyor. İnsanın insana yaptığı kötülükler yüzünden sevgi, saf ve masum sevgi yalnızca çocuklarda ve hayvanlarda bulunabiliyor artık.

“Hayvan sevgisi, insanın insanlardan kaçışıdır.”

demiş Aziz Nesin. Ne güzel bir söz.

Korkularımdan, neden rahatsız olmam ve bir an önce yenmem gerektiği ortada… Umarım becerebilirim. “Hayvanları sevmeyen insan sevemez.” klişesi benim gibi dokunmaya korkan ama kalbinden sevip, onların dünyasını merak eden, uyumlarını, bu dünyadan keyif almalarını, sevgiyi alıp verme şekillerini hayranlıkla izleyen hayvanseverler için kullanıldığında, söyleyenlerin çokbilmişliği, bilirkişiliği, kendinden başkasını anlamak istemeyen aklıyla, bencilliği çıkıyor ortaya. Şimdilik korkup dokunamasam da hayvanları seviyorum ve belkide “insanlar” sevilmeyi onlar kadar hak etmiyordur, kim bilir…

Bu yazının şarkısı:
Arkadaşım Eşşek, Barış Manço
Youtube linki için tıklayın.

Gönül Verim

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Pınar Sude Genç 19 Mayıs 2020 at 18:46

    Bu yazıyı okuyunca aklıma, çığlığımla köpek kaçırmam geldi (: Bir sürü hayvan beslemişimdir, hiç korkum da yoktu. Bir iki sene önce bir köpeğin yanından geçiyordum, yine korkmuyordum. Sonra köpek saldırmak üzereydi ve yazınızda da dediğiniz gibi “bir şey yapmaz” dedi oradaki bir adam. Köpek kesinlikle bir şey yapmayacak gibi durmuyordu ama (: Sonra iyice yaklaşınca bi’ çığlık attım ve köpek korkup kaçtı aniden (: Komik bir anı ama izi geçmedi (: Sevgiler🎈

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan