Yurt Dışı Gezi

Saraybosna – 2

7 Şubat 2018
Modern Köprüsüyle Saraybosna Güzel Sanatlar Fakültesi

Modern Köprüsüyle Saraybosna Güzel Sanatlar Fakültesi

 
Avrupa’nın Kudüs’ü Saraybosna‘yı anlatmaya devam ediyoruz. (Bu yazının birinci bölümü için linki tıklayabilirsiniz: Saraybosna, Birinci Bölüm)

Kilise,  cami, havra bir arada bu şehirde. Tepelere çıkıp şehre baktığınızda hepsini görebilirsiniz. Kah kilise çanları, kah çıplak sesle okunan beş vakit ezan sesi kulaklarınıza gelir.

Sinagog, Klise ve Camiler

 
Aşkenazi Sinagogu ibadete açık olan tek sinagog ve büyüklük bakımından Avrupa’nın üçüncüsü.  

Sırp Ortodoks Katedralleri de bulunuyor şehirde. Baş Çarşı’dan Ferhadiye Caddesi’ne doğru ilerlerken sağdaki meydanda yer alan İsa’nın Kalbi Katedrali (Saraybosna Katedrali) çok görkemlidir. Başpiskoposluk da burada yer almaktadır. Bu Neo-gotik kilise, Katolikler için çok değerli.

Elbette pek çok cami de bulunuyor. Başçarşı Camii, Hünkar Camii, Ali Paşa Camii, Ferhadiye Camii gibi. En ünlüsü Gazi Hüsrev Bey Camii’dir. Bir Saraybosna klasiğidir.

Boşnaklar dinlerine çok düşkünler; bunu günlük hayatlarında ve konuşmalarında görebiliyorsunuz. Toplumsal tutunma için, asimilasyonun önlenmesi için din, dil bağlılığı çok önemlidir. Gazi Hüsrev Bey Türbesi, Medresesi, Kütüphanesi ve Bedesteni de burada karşılıklı olarak yeralıyor.

Bezistan

Saraybosna Çarşı

Bezistan’da satılan ürünler, Kapalı Çarşı’nın kopyası gibi gelecektir size. Bol bol bakır cezve ve fincan, takı, deri ürünleri, taklit çantalar, eldiven, şapka, şal, magnet, hediyelik süs eşyaları. Ürünlerin çoğu ithal; Türkiye ve Çin’den. Gazi Hüsrev Bey Bedesten’in arka tarafında yer alan tahta küp dükkanı, farklı şeyler arayanlar için iyi bir alışveriş lokasyonu olacaktır.

Sebil

Başçarşı Meydanı & Sebil, Saraybosna

Geçen yazımda Saraybosna’nın sembolü Sebil’de kalmıştık. Semboldür, çarşı girişidir, kahve keyfidir, buluşma yeridir… Sebil’in suyundan bir kez içen tekrar Saraybosna’ya gelirmiş, denilir. Ben içtim , tekrar gittim 😉

Saraybosna  çeşmelerinden su içebilirsiniz. Tadı enfes. Balkanlarda her yerde su leziz. İçtikçe içesiniz geliyor.

Başçarşı

Sebil’in etrafında kafeler, küçük lokantalar da bulunuyor. Sebil’in alt iki tarafında yer alan aralıklarda ise ünlü Başçarşı bulunuyor. Başçarşı’da sokaklar eskiden icra edilen meslek grubuna göre adlandırılırmış maalesef artık böyle bir durum yok.

Tito zamanında refah içerisinde olan hayatları malum tarihte yaşanan olaylarla gerilemiş. Bunu Çarşı’nın durumundan, satılan ürünlerden de anlıyorsunuz.

Saraybosna’da hediyelik alayım ya da kendime alışveriş yapayım derseniz işiniz zor. Takı, çanta, kahve, bakır cezve, sapsız kahve fincanları, magnet her yerde aynı şeyler var. Değişik olan tek şey Bosna Savaşı’nda bol bol cephane kullanıldığından bunlardan yapılan anahtarlık, kalem ve süs eşyaları.

Çok beğendiğim bir görsel, müşteri bekleyen esnafların satranç oynaması oldu. Bu manzarayla sık karşılaşabilirsiniz.

Sönmeyen Ateş

Sönmeyen Ateş Anıtı, Saraybosna

Başçarşı’dan yürüyüp Ferhadiye caddesine geldiğinizde caddenin bitiminde köşede Sönmeyen Ateş ve Sönmeyen Ateş Anıtı yer almakta. Bu ateş 2. Dünya Savaşı sonrasında ölenlerin ve bağımsızlığın anısına  6 Nisan 1945’te yakılmış ( sadece Bosna Savaşı zamanında acı günlerde,  yanmadığı zamanlar olmuş) ve günümüze kadar hiç sönmeden yanmakta. Arkasında da anıtı bulunuyor.

Buradan itibaren Mareşal Tito Caddesi’yle birlikte modern ve hıristiyanların yaşadığı tarafa geçiyoruz. Alışveriş merkezleri, büyük oteller ve marka mağazalar buralarda yer almakta. Tramvay da geçmekte. Daha da ilerledikçe bombalanan Holiday Inn oteli, televizyon binası, eski Tito zamanının binalarını görüyorsunuz.

Savaşın İzleri
Duvarlarında kurşun delikleriyle Saraybosna’da bir bina

Duvarlarında kurşun delikleriyle Saraybosna’da bir bina

 
Etrafınıza baktığınızda savaşın izlerini binalarda halen görebilirsiniz. İlk yıllarda mali güç olmadığı için yenileme yapılamamıştı. Yıllar geçtikçe bakımı yapılan bina çok ama yine de izler ve yıkımlar  bazı yerlerde unutmamak, unutturmamak, ziyaretçilere anlatabilmek için bırakılmakta. Unutmak ne mümkün ki büyük acıyı…

Saraybosna Umut Tüneli

Saraybosna Umut Tüneli

Gelelim savaşta Saraybosna’nın umudu, yaşam kaynağı olan Umut Tüneli’ne. Bosna Savaşı sırasında kuşatma altında olan şehre yiyecek, tıbbi malzeme, silah vb. getirilen tüm yardımlar buradan ulaştı. Yardımlar diyorum ama yardım eden bir avuç ülkeydi.

Havaalanının yakınında yer alan Kolar ailesine ait  evin altından açılan 800 metrelik tünelle dış bağlantı sağlandı. Bu tünel açılana kadar çok  zor durumdaydılar. Sonrasında Sırp Çetnikler durumu farkediyorlar. Evin yüzeyi kurşun delikleriyle dolu. Savaş bittikten sonra aile tüneli ziyarete açıyor. Kullanılan el arabaları, asker kıyafetleri, taşınılan çuvallar, sedyeler sergilenmeye başlanıyor ve tünelin bir kısmı da yürüyüşe açılıyor. Sonrasında ise müze haline getiriliyor. İçeriye giriş ücreti 10 KM. Euro kabul etmiyorlar. Geçen yıllarla yeni eklemeler de yapılmış. Tünelin gezilen yeri ise kısaltılmış. Evin bahçesinde üstü kapalı bir film gösterim salonu bulunuyor. Savaşa dair, tüneldeki yaşama dair görüntüler izleniyor. Hediyelik eşya satış alanı, şehitlerin isimlerinin yer aldığı panolar ve savaş zamanı klasik bir Bosna evinde kullanılan eşyaların sergilendiği alanlar gezilebiliyor.

Kovaçi Şehitler Mezarlığı

Bir diğer ziyaret noktası Bilge Kral Alija İzzet Begoviç’in anıt mezarının da yer aldığı Kovaçi Şehitler Mezarlığı. Sebil’in üst tarafından ilerleyip dik bayırı çıktığınızda şehitlik karşınıza çıkıyor. Çok duygulu bir görüntü yaşatıyor. Tüyleriniz diken diken oluyor.

Kral Alija İzzet Begoviç’in Anıt Mezarı & Kovaçi Şehitler Mezarlığı, Saraybosna

Kral Alija İzzet Begoviç’in Anıt Mezarı & Kovaçi Şehitler Mezarlığı

 
Begoviç kendisi için ayrı bir anıt mezar istememiş. O sebeple burada Bosna şehitleriyle ebedi istirahattedir. Çok mütevazi, sadelikten yana olan Begoviç’in mezarı üstü yıldız görünümünde kubbe, çevresi ise hilal görünümünde süs havuzuyla çevrelenmiş. Her zaman bir görevli nöbet tutmakta.

Mezarlar çok bakımlı; sadece bu şehitlikte değil her yerde. Şehir içerisinde pek çok yerde küçüklü, büyüklü mezarlıklara rastlayabilirsiniz. Mutlaka çoğunda çiçek olacaktır.

Alija İzzet Begoviç’i kısa satırlarla anlatmak zor. Kendisinin yazdığı kitaplar da mevcut. Onu anlamak, tanımak için okuyabilirsiniz.

Diğer Ziyaret Edilebilecek Noktalar

İgman Dağı eteklerinde  Bosna Nehri’nin kaynağının da yer aldığı Vrela Bosna Milli Parkı ziyaret edilebilecek noktalardan biri.

Saraybosna’nın etrafında yer alan tepelerden şehrin manzarasını da izleyebilirsiniz. Dağlarda kayak yapma, kır evlerinde konaklama imkanı da bulunmakta.

Başlıca gezi noktalarını aktarmaya çalıştım; şimdi yeme- içme kısmına geçelim. İlk akla gelen börek ve cevabi olur.

Boşnak Böreği

Boşnak Böreği, Saraybosna

Oradaki adıyla burek. Boşnak böreğinin sacda pişenini tatmalısınız. Özel fırınları var. Altta bulunan sac tepsinin üzerine börek tepsisi yerleştiriliyor, üzerine tavana özel mekanizmayla bağlı olan zincirlerle inen sac kapak kapanıyor. Köz ateşinin üzerinde enfes böreğimiz pişiyor. Bu ritüeli izleyebiliyorsunuz.

Boşnak Böreği Fırını, Saraybosna

Fiyatlar uygun, porsiyonlar büyük. Kıymalı börek yanında yoğurt, kaymakla tüketiliyor. Benim en sevdiğim börekçi Milli Kütüphane tarafından Başçarşı’ya girdiğinizde sorup bulabileceğiniz Boşnak börekçisi Sac Buregdzinica.

Cevapi, Boşnak köftesi

Cevapi, Boşnak Köftesi, Saraybosna

Yine Başçarşı’da tadabilirsiniz. Sebil’in alt kısmında yer alan Galatasaraylı Hodzic’in lokantası da cevabisiyle ünlü. Özellikle Hodzic için giden çok. Diğer tadılabilecek Boşnak yemekleri içerisinde Begoviç çorbası, güveç, dolma (yaprak ve soğan), kuzu çevirme, soka (biberli lor), lahana salatası sayılabilir. Kuru et ise olmazsa olmaz başlangıcımız. Alınacak hediye zor demiştim ya kuru et alabilirsiniz.  Ne yerseniz yiyin porsiyonlar bol. Tatlılar da revani, baklava, trileçe, marzipan, içi kuruyemişlerle dolu gofretler… Üzerine de Boşnak kahvesi alalım. Farkı nedir peki bu kahvenin?

Boşnak Kahvesi

Boşnak Kahvesi, Saraybosna

. Kulpsuz fincanda servis ediliyor.
. Şeker pişerken içine konulmuyor. Servis sırasında ekleniyor.
. Kahve fincanı içi boş geliyor. Kahve cezvede getiriliyor. O sırada dökülüyor.
. Yanına da lokum konuluyor.
. Hepsi bakır tepside buluşuyor.

İçecek olarak su en lezzetisi. Çeşmelerden içiliyor. Türk çayı isterseniz Gazi Hüsrev Bey Camii’nin orada bulabilirsiniz. Ayran burada da mevcut; kıvamı farklı. Şarapları kaliteli. Ayva, erik rakıları var. Sek olarak, küçük bardaklarda içiliyor. Oldukça sert.

Fiyatlar

İçecek ve yiyecek fiyatları uygun, et ucuz ve lezzetli, marketlerde ürün satış fiyatları bizdeki fiyatlara mukabil. Giyim pahalı ve kaliteli ürün bulmak zor. Taksi fiyatları uygun. Otel fiyatları eskiden uygundu yavaş yavaş lüks oteller pahalanmakta.

Türkler çok seviliyor. İnsanlar çok misafirperver, yardımsever. Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ediyorlar.

Kazançları düşük. Ama hafta sonu herkes güzel kıyafetlerini giyip dışarıya çıkıyor, mekanlar dolu. Kültürlerinin bir parçası. Savaş zamanı bile filarmoni orkestrası icraya devam etmiş. Dinlerine düşkünler. Sıcakkanlılar.  

Mostar, Poçitel, Blagaj’a yer kalmadı. Onlar da başka bir zamana. Ne diyelim o zaman.

NİHANA der ki ALLAHİMANET 😉

Nihan Deveci

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Ilgın Cenkçiler 7 Şubat 2018 at 12:09

    Okudukça gitme isteğim bir kere daha arttı, ama seninle 😉💜
     
    Sönmeyen Ateş Anıtı beni çok etkiledi ne üzücü ki acılar ve soykırım yaşamış Avrupa için yakılan ateş kendi içlerine düştü, yürekler yandı 😔😔😔

  • Yanıtla Nihan Deveci 7 Şubat 2018 at 14:03

    Canım sağol. Sevgiler 🙋💕

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan