Başucumda Kitap

Yılkı Atı

15 Şubat 2018
Yılkı Atı | Abbas Sayar


Yılkı Atı | Abbas Sayar

Yılkı Atı | Özet

İbrahim, Anadolu’nun yoksul köylerinden birinde kıt kanaat geçinen bir çiftçidir. Yaklaşan kışla beraber şartlar her geçen gün daha da ağırlaşmakta, İbrahim bir yandan zengin olmanın hayallerini kurarken, bir yandan da gerçek hayatta kışla başetmenin yollarını aramaktadır.

İbrahim, atı Doru’yu artık işe yaramadığını düşündüğü için yılkıya ayırmaya karar verir. Halbuki Doru onlarca yarış kazanmış ve İbrahim’e iyi paralar kazandırmış çok güçlü bir attır. Ama zamanla bu özellikleri azalmaya başladıkça İbrahim onu önce yük hayvanı olarak arabaya koşmuş (ki bu Doru için ölüm demekti) sonra da yavaş yavaş gözden çıkarmaya başlamıştır.

Bir gün tarladan eve geldiğinde oğullarına sürüyü karşılamalarını ama Doru’yu dışarıda bırakmalarını tembihler. Çocuklar babalarının bu istediğini üzülerek yerine getirirler. Ancak Doru gece olunca köye döner ahırın kapısını zorlar ama açılmaz. Birkaç akşam daha eve dönmek için çabalasa da hiçbir sonuç alamaz. Durumu üzülerek kabullenen Doru köyden ayrılır.

Yılkı Atı Doru

Doru ovada kendi gibi başka yılkı atlarıyla karşılaşır. İçlerinden Çılkır ile aralarında iyi bir dostluk kurulur. Sürü bir gün kurtların saldırısına uğrar. Zaten günlerdir aç ve yorgun olan atların gücü yoktur. Özellikle de bu hayata alışık olmayan Doru’nun. Sürünün başı Demirkır güçlü bir attır ve sürüdeki diğer atları korumada sorumlu tutmaktadır ve o gün ki kurt saldırısını bertaraf edilmesini sağlamıştır. Bu hayat Doru’ya göre değildir. Oldukça hırpalanan ve hastalanan Doru, ormandaki tekerlek izlerini takip ederek bir köye sığınır.

Sığındığı köyde Hıdır isimli bir köylü Doru’nun bakımını üstlenir ve birkaç gün içinde eski haline gelmesine yardımcı olur. Hıdır Doru’yu bırakmak istemez ama arkadaşlarını özellikle Çılkır’ı çok özleyen Doru köyde fazla kalmamaya kararlıdır. Kar fırtınasının dinmesinin ardından Doru diğer yılkı atlarının yanına geri döner ama Çılkır’ın bir başka kurt saldırısından sağ kurtulamadığını öğrenir.

Kış bitince İbrahim yazın bakımı daha kolay olduğu için Doru’nun peşine düşer. Ovada diğer yılkı atlarıyla beraber bulur Doru’yu. Yakalamak için çabaları boşa çıkan İbrahim son çare olarak Doru’nun tayını kullanmaya karar verir. Doru ile tayı buluşur ama işler hiçte İbrahim’in istediği gibi gitmez. Tayını da yanına alan Doru gözden kaybolur. Uzun süre onları bekleyen İbrahim ise bir daha ne Dorudan ne de yavrusundan haber alamaz.

Yılkı Atı | Kitap Yorumu:

1971 yılında TRT Roman Başarı Ödülünü alan bu roman okumaya biraz geç kaldıklarımdan. Öncelikle romanın ismini aldığı yılkı ne demek oradan başlayalım. At, eşek gibi sadece yük taşıyan, onun dışında kullanılmayan hayvanların kışın beslenmesinden kurtulmak isteyen sahipleri tarafından salınıvermesi, eğer kışı atlatıp da bahara çıkabilirse tekrar sürüye alınması olayıdır. Abbas Sayar hikaye kahramanı olarak her ne kadar bir at kullansa da aslında çıkar ilişkilerini anlatmakta. İnsanların işine yaradığı zamanlarda her türlü olanağı sunup, işine yaramadığında bir kambur gibi görünenleri hayatlarından çıkarma çabaları etkileyici bir biçimde anlatılmış. Kitabın diğer bir özelliği de yerel ağız özelliklerini koruması olmuş.

Özellikle dostluk, vefa gibi kavramların değersizleşmeye başladığı günümüzde, daha da etkiliyor yazılanlar ve daha çok düşünmeye itiyor insanı. İnsanı insan yapan değerler kaybolmaya devam ederse bizi ne tanımlayacak merak ediyorum.

Benim okurken boğazımda bir şeyler düğümlendi, bakalım sizlerde de aynı hissi uyandıracak mı? Yorumumu Mevlana Celaleddin Rumi’nin bir sözüyle bitirmek istiyorum bu hafta;

“DostIarını daima vefa ile hatırla can! Arayan sen ol, bulan sen; tanıyan sen ol, kucaklayan sen. Kula vefası olmayanın Hakka vefası olmaz.”

Yazar Hakkında:

21 Mart 1923’de Yozgat’ta dünyaya gelen yazar, kısa süreli bir memuriyetten sonra yedek subay olmuştur. 1947’de İstanbul’da, on beş günde bir çıkardığı gazeteyi, matbaa kurarak Yozgat’ta yayınlamaya devam etmiştir. Dört sömestr, Türkoloji öğrenimi yapmış ancak maddi imkansızlıkların da etkisiyle öğrenimini tamamlayamamıştır. Siyasetle uğraşmış ama kısa sürede bırakmıştır. Abbas Sayar, şiir ile edebiyat dünyasına girmiş ama adından daha çok yazdığı romanlarla bahsettirmiştir. Romanlarında köy edebiyatı vurgusuna rastlanmasına neden olarak kendisinin bu kültürde yetişmesi ve çiftçilikle kısa bir süre de olsa uğraşmış olması söylenebilir.

  • Yılkı Atı – TRT Roman Başarı Ödülü (1971)
  • Çelo – 1973 TDK Roman Ödülü (1973)
  • Can Şenliği – Madaralı Roman Ödülü (1975)

gibi ödülleri olan bir yazar olmasına karşın yaşamının son zamanlarında unutulmaya yüz tutmuştur. Yaşamını Ayvalık da devam ettiren Abbas Sayar, 12 Ağustos 1999 yılında aramızdan ayrılmıştır.

Eserleri:

• Yorganımı Sıkı Sar (Öykü)
• Yılkı Atı (Roman)
• Çelo (Roman)
• Can Şenliği (Roman)
• Dik Bayır (Roman)
• Tarlabaşı Salkım Saçak (Roman)
• Anılarda Yumak Yumak (Roman)
• El Eli Yur, Elde Yüzü (Roman)
• Şiirler (Şiir)
• Noktalar (Deneme)
• Yozgat Var Yozgatlı Yok. (Şehir Kitapları)

Keyifli okumalar,
Kübra Mısırlı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan