Yurt İçi Gezi

Pergamon Antik Kenti, Bergama

4 Nisan 2018

Pergamon Antik Kenti, Bergama


Roma Dönemi Pergamon Antik Kenti, Bergama, Türkiye

Bu haftaki yazımda geçmişte yerleşim, sağlık ve mimari alanlarda çok önemli bir yerleşim merkeziyken günümüzde hak ettiği tarihi öneminin yansıtılamadığını düşündüğüm Bergama’dayız.

Bunun nedenlerinden bazılarının tanıtım eksikliği ve ana yol üstü geçiş güzergahında bulunmaması
olabilir. Biz bir Fethiye seyahatimizde rotamıza sevgili dayımın önerisi ile eklemiştik.

Bergama merkeze gelip başınızı şöyle bir kaldırdığınızda Pergamon Antik Kenti ile karşılaşıyorsunuz.

Dik bir yamaçtan sonra ulaşılan tepede bulunan Pergamon Antik Kenti; teleferik, araba yolu ve yürüyerek ulaşım seçeneklerine sahip.

• Gidişte yürümek oldukça zorlayıcı olur zannımca ancak dönüşte bayır aşağıya etrafı izleyerek dönmek iyi olabilir.

• Girişi müze kartla yada bilet alarak sağlayabilirsiniz.

• Merkezde pek çok halı ve antika ürün satan dükkan göreceksiniz. El dokuması, koyun yününden halıları meşhurdur.

• Kendine has özellikleri olan Bergama evleri hoş bir manzara sunuyor.

• Yine merkezde bulunan Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ni de gezebilirsiniz. Tunç Çağı’ndan başlayıp günümüze kadar
18.000 parça koleksiyon sergilenmektedir.

• Şifalı sulara sahip kaplıcaları da ünlü. Tulum peyniri, Kozak fıstığı ve bu fıstıktan yapılan helvadan alabilirsiniz.

Pergamon Antik Kenti

Tarihte bir yolculuk yaptığımızda burada Pergamon Krallığı’nın başkenti Pergamon şehri bulunmakta.

Önemli bir yerleşim birimi olan Pergamon Antik Kenti başlıca bölümleri:

Athena Tapınağı

Athena Tapınağı, Pergamon Müzesi, Berlin


Athena Tapınağı, Pergamon Müzesi, Berlin

Zeka ve savaş tanrıçası Athena’nın bilgeliğiyle bulunduğu yeri koruduğuna inanılır. Bu sebeple Athena tapınaklarına yapıldığı dönemlerde büyük önem atfedilmiştir.

Günümüze sadece temelleri ulaşmıştır. İlk zararlar Bizans’ın Hıristiyanlığı kabulü ile verilmiş, zaman içinde kayıplar olmuş ve son olarak da Propylon girişi 1870 yılında Bergama karayolu yapımında çalışan Alman mühendis/arkeolog Carl Humann tarafından Prusya’ya götürülmüştür. Böylece el birliğiyle yok edilmiştir. Şu anda Berlin
Pergamon Müzesi’nde sergilenmektedir.

Bergama Zeus Sunağı – Zeus Altarı

Zeus Sunağı, Pergamon Müzesi, Berlin


Zeus Sunağı, Pergamon Müzesi, Berlin

Galatlara karşı kazanılan zaferin anısına inşa edilmiştir. Yaklaşık 1900 yıl tarihe şahitlik etmiş yapının bugün sadece temelleri kalmıştır. Kendisi tüm ihtişamıyla Berlin Pergamon Müzesi’nde
sergilenmektedir. Yürek acıtıcı bu durumun bir gün son bulup ait olduğu topraklara geri gelmesini temenni ediyorum.

Ülkemizden bu eserlerin nasıl götürüldüğü konusunun anlatımı ayrı bir yazı
oluşturacak uzunlukta olduğu için burada ele alamıyorum. Her iki eserin hukuki yollardan iadesi istenmiş ancak bir sonuç alınamamıştır. Muhteşem eser fotoğrafta yer almaktadır.

Amfitiyatro

Amfitiyatro, Pergamon Antik Kenti

Yarım ay şeklinde, on bin kişilik ve Anadolu’da inşa edilen ilk üç katlı tiyatroydu. %70’e varan eğimle
dünyadaki en dik eğimli tiyatro ünvanına sahiptir.

Kütüphane

İki yüz bin cilt kitaba sahipmiş. Roma hakimiyeti yıllarında kütüphane Mısır Kraliçesi Kleopatra’ya hediye edilmiş ve zamanla kitap adedi azalmış azalmış ve sonunda yok olmuş.

Kızıl Avlu, Bergama (Red Basilica)

Kızıl Avlu, Bergama (Red Basilica)

Kızıl avlu, kızıl tuğladan yapılmış ve büyük bir avluya sahip olduğundan bu adı almıştır. Roma döneminde pagan inanış için yapılmış olan tapınak Hıristiyanlığın kabulüyle kilise haline
getirilmiştir. Osmanlı zamanında yapının bir kulesi ise Kurtuluş Camii‘ne çevrilmiştir.

Kutsal Yol (Via Tecta)

Asklepion Kutsal Yol (Via Tecta)

Asklepion – şehir bağlantısını sağlamıştır. Yol boyunca 500 kadar sütun olduğu düşünülmektedir. Hastalar burada doktor kontrolünden geçirilirmiş ve yolun sonunda bulunan şifa merkezi Asklepion’a
kadar yürüyemeyecek olanlar şifa bulamayacakları için içeriye alınmazmış. Kapısının üzerinde ‘Bütün tanrıların kutsiyeti için Asklepion’a ölümün girmesi yasaktır’ yazarmış. Ne kadar ilginç bir şifa anlayışı 😕 İyi olamayacak hastayı içeriye almamak.

Asklepion

Burası Pergamon Antik Kenti içinde yeralan sağlık alanı. Kutsal yoldan Asklepion’a ulaşılıyor. Bir diğer ulaşım şekli de bu yolun altında bulunan yer altı geçidi. Hava kötü olduğunda veya uyku tedavi odalarına gitmek için
kullanıyormuş.

Asklepion döneminin en önemli sağlık merkezidir. Şifa verdiğine inanılan su kaynakları bulunmaktadır. Anatomi, fizik tedavi, psiko terapi, uyku incelemeleri konularında öncü çalışmalar yapılmıştır. Ünlü hekim Galenos zamanında altın çağını yaşamıştır.

Bergama merkezde, tarihte eczacılığın babası sayılan Galenos’un yanında yılanlı sütun bulunan heykeli yer almaktadır. Yılan sarılmış sütun motifine ilk olarak Pergamon Antik Kenti mimarisinde rastlanmıştır. Bu figür değişik
şekillerde kullanılarak tıbbın ve eczacılığın simgesi olmuştur ve günümüzde de kullanılmaktadır.

Gelelim anlatıla gelen hikayesine:

Ölümcül hastalığa yakalanan bir kişi öleceğini düşünerek bir an önce hazin sona ulaşmak için her sabah kendisine verilen sütü pencerenin dışına bırakarak daha önce gördüğü yılanın sütten içmesini bekleyip sonrasında kalan sütü kendisi içmeye başlamış. Böylece,zehirle daha kısa zamanda öleceğini düşüyormuş. Ne var ki yılanın ağzından süte geçen salgı
hastanın iyileşmesini sağlamış. Bunun üzerine Galenos antik şehrin girişindeki sütuna kadehe dolanan yılan motifi ekletmiş.

🌟 Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı 2014 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmıştır.

Bergama Köftesi ve Patlıcan Çığırtma

Bergama denilince gastronomik olarak akla ilk önce Bergama Köftesi ve Patlıcan Çığırtma gelir. Bu lezzetleri Altın Kepçe Lokantası’nda tadabilirsiniz. Bergama Köftesi’nin farklı tarafının, yoğrulurken
içerisine ekmek katılmayıp un konulması ve baharat olarak da kimyon eklenmesi olduğu söylenir.

Gelelim diğer yemeğimizin tarifine:

Patlıcan Çığırtma


Patlıcan Çığırtma

Malzemeler:

• 4 adet patlıcan
• 6 adet sivri biber
• 2 adet iri boy domates
• 4 diş sarımsak
• Zeytinyağı
• Tuz, az toz şeker

Yapılışı:

• Yıkadığımız patlıcanları alacalı olarak soyuyoruz.

• Patlıcanlar bütün olarak kalacak. Küçük parçalara bölmüyoruz.

• Ardından üzerlerine kesikler atıyoruz. Böylece sosu da içine çekecek hem de daha iyi pişecek.

• Acısı çıkması için tuzlu suda bekletelim. Açık mor, içi çekirdeksiz cins patlıcan aldıysak bu işlemi
atlayabiliriz.

• İçine zeytinyağı koyduğumuz tencerede patlıcan ve biberleri biraz kızartıyoruz.

• Yayvan bir tencereye aldığımız malzemelerin üzerine doğradığımız domates, sarımsak, tuz ve
toz şekeri ekliyoruz.

• Fokurdamaya başladıktan sonra altını kısıyoruz. 15 dakika sonra yemeğimiz Patlıcan Çığırtma hazır olacaktır. Bu yemeği bölgede yakın yerlerde de bulabilirsiniz. Afiyet olsun.

Nihan Deveci

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Hande S. Sinan 8 Eylül 2019 at 18:30

    Harika ve detaylı bir yazı teşekkürler; biz de yıllar evvel bir Fethiye gezisinin dönüşünde uğramıştık ve iyi ki de uğramışız ve keşke tarih ve müzecilik bilinci olsaymış Osmanlı zamanında da, Almanya’ya götürülmesine izin verilmeseymiş 🙁

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan