“Sevdiğini söyleyen değil, sevdiğini gösteren birini seç” diye telkin edilir. “Boş laflara kanma, davranışlara dikkat et” tembihi vardır cümlenin altında. Bana kalırsa sözün gücü, değeri yok sayılıyor. Söz değersizleştikçe de kimse artık hoş bir lakırdı etme konusunda kafa yormuyor.
Elbette söz kolayca çıkar, doğruyu aktardığından da emin olamazsınız ama etkisi bence davranışın da ötesindedir.
Konuşan ve bu şekilde iletişim kuran varlıklar olarak sevginin de seste karşılığını duymaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Her zaman birinden birini seçmek gerekiyor sanıyoruz:
Kalp mi, akıl mı?
Söz mü, davranış mı?
Beden mi, ruh mu?
Oysa hata yapıyoruz. Bütünlük bu iki karşıtın birlikteliğinde. Hiçbiri tek başına yeterli değil, siz ne kadar yeteceğini iddia etseniz de…
Nereden çıktı bu düşünceler anlatayım:
Geçen akşam bir arkadaşımla sohbet ediyordum. Onunla sohbetin ardından nedense hep bir yazı geliyor. Kasım 2017’de yayımlanan Neden Hümanist Değil De Feministtim? yazım da gene onunla saatlerce süren bir konuşmamızın ardından dökülmüştü yazıya 😉
Devamlı kadın-erkek dinamiğini tartıştığımız sevgili dostum, o gece de iki cinsiyetin sevgiyi gösterme yolunun farklı olduğundan bahsediyordu. Ufak bir anektodla fikrine dayanak sundu. Aktarıyorum olduğu gibi ;
Bir adam karısına yıllarca hiç seni seviyorum dememiş fakat kadın yaşlanıp, böbrekleri iflas ettiğinde hemen böbreğini vermiş karısına. “Bundan daha iyi sevgiyi gösterme yolu var mı?” diye sordu.
Ona açıkladığım fikrimi size de yazayım:
Bu aşk ya da sevgi değil, vefa bence. 40 yıllık karına böbreğini verirsin. Hatta 40 yıllık arkadaşına da böbreğini verirsin. Benim sorguladığım bu tarz bir sevgi değil.
Böbrek vermenin neresinde aşk var ben göremiyorum.
Yıllarca kadına tek güzel laf etmemişsin ama çıkarmış böbreğini vermişsin. Geçen onca sevgiye aç yılı böbrek nakli telafi edecek mi?
Böbreği başka insanlardan bulabilirsiniz, aşkı ise sadece o tek kişide.
Böbreğinden daha değerli bir şeyi kadından esirgediğini anlatmaya çalıştım o gece. Elbette gene anlaşamadık.
Zaten kadın ve erkek ne zaman ilişkiler konusundaki fikirlerinde anlaştı ki… Nerede kaldı, bu iki cinsiyetin aynı şekilde ilişki yaşamasını beklemek? Daha fikir bazında anlaşamıyoruz…
Ufak Bir Tavsiye
Sevgili baylar; 😉
Biliyorum ki duygularınızı ifade etmekten pek hoşlanmıyorsunuz, belki büyük bir kısmınız bunun zayıflık olduğunu bile düşünüyor olabilir. Ama biz zihninizin içinde neler olup bittiğini fazlasıyla merak ediyoruz. Özellikle kendi düşünce şeklimizden ne kadar farklı bir yapıya sahip olduğunuzu bildiğimizden, bize kapalı olan bu kutuda neler oluyor, kadın aklı için büyük merak konusu.
Sizin ne düşündüğünüze dair fikir yürüttüğümüzde ise genelde çuvallıyoruz.
Çünkü sizi kendimiz gibi sanıyoruz, ki birbirimizden oldukça farklı olduğumuz ortada. Bu yüzden yanlış çıkarımlarla, hakkınızda yanlış yargılara varmamızı istemiyorsanız, o kilitli dudaklarınızı aralayıp konuşmaya başlasanız iyi olur. Bilmelisiniz ki söyleyebileceğiniz en beter cümle, bizim kurabileceğimiz senaryolardan daha vahim sonuçlar doğurmayacaktır.
Bu haftalık da yeterli dozda erkeklere sardığıma göre, huzurunuzdan çekilebilirim.
Sevgiyle kalın
Didem Çelebi Özkan
4 YORUMLAR
Sözler o an için etkili, davranışlarımız zaman geçtikçe etkisini gösteriyor. Ya çok şey ifade ediyor ya da hiç birşey 😉 Bu arada anlattığın hikayede sana katılıyorum 🤗💜
İletişim kurarken tüm teknikler illaki önemlidir fakat söz başlangıçtır bence. Sözle davranışa sufle verilmezse boşlukta kaybolup gider. Ayrıca böbrek vermek nedir yahu, o kadın 40 yıl senin sözsüzlüğün yüzünden böbreğinden olmuştur 😁 Feminist kalbine kocaman sevgiyle, fikrine sağlık 💙
Yaaa Özge koptum yazdığına gülmekten; “O kadın 40 yıl senin sözsüzlüğün yüzünden böbreğinden olmuştur.” Ne doğru bir tespit, keşke o gece benim de aklıma gelseymiş 🙃🙃 Öperim canım, kucak dolusu sevgiler 🤗😘❤️
Evet konuşmalıyız, sözcükler çok önemli; kendimizi de doğru şekilde ifade etmeyi öğrenmeli ve ifade ederken de karşımızdakini kırmamaya da özen göstermeliyiz. Sevgi sözcükleri asla asla esirgenmemeli…