Martan'ın Sepeti

Hikaye Rulolarından İbaretti

15 Eylül 2018

Hikaye rulolarından ibaretti

Adam sessizce yaklaştı kadına.

Elinde ışıltıyla parlayan bıçağın sapı, tüm pazarlık ve beklentilerden arındırılmış, zaman dilimlerine sığdırılmış hikaye rulolarından ibaretti. Ucu ise kadının adama güveniyle süslenmiş, birlikte yaşadıkları anılarla parlamış, adamın çaresizliği kadar da keskindi.

Adam kadının kendisini sorgusuz ve sorunsuz kabullenişinin öcünü alırcasına kadının iki küreğinin arasına sapladı bıçağını.

Adı kadar emindi adam; sorgusuz ve sorunsuz kalp evine kabul edilişinin cezasını ödemesi gerekiyordu kadının.

Bu yüzden anlar ve anılarla dolu bıçağını tek başına çıkarılması mümkün olmayan aşk çukuruna saplamıştı. Eğer bıçak çıkacaksa yardım ve yarenliği gerekiyordu kadına.

Kadın gülümseyerek döndü adama.

Gözlerinde adamın onun gizlerini severken beliren sevda neşesiyle. Üstelik yine gülümseyerek, minicik elleriyle çıkardı sırtındaki aşk çukurundan bıçağı.

Ucundan damlayan “yalancı pisliği” usulca iki bacağının arasında temizledi. Bu adamın ona bir türlü inanarak gelmeyişinin sözcükleriydi ve ne yazık ki bıçakla birlikte sözcükler de sırtına gömülmüştü.

Kadın aldırmıyordu, adamın şaşkın bakışları altında minicik ellerindeki bıçağı var gücüyle sapladı adama.

Emindi burayı daha önce onun kadar kimsenin sevmediğine. Artık bıçak, yolunu yeni görmüş adamın bıkkın kalbindeydi.

Yorgun gözleri yitik bir öfkeyle kapanırken adamın, kadın “Benim uykularım da senin olsun” dedi usulca…

Şimdi ödeşmişlerdi

Yaz anılarına, güz unutuşlarına ve kış damlarına yazılan özleyiş (AŞK) ve yitiriş (NEFRET) nihayet sonsuzda illaki kesişen iki doğru gibi yerini bulmuştu.

Kadın hafifçe ürperen mum alevinde duvarda beliren silüetine bakarken umutla gülümsedi. Adamsa çoktan, kadının kalbine yerleştirdiği, sonsuz bir rüyadaydı.

Kadına belleğinde, adama rüyasında geçmiş çok uzak, gelecekse geçmişin tezgahında dokunmuş ve yakalamak zorunda oldukları ince bir tuzak gibi görünüyordu. Geçmişin izleriyle yüzleşerek geleceğe yürümek her ikisi için de yeniydi. Kadın ve adam çoktan gömdükleri geçmişlerinin bir gün geleceklerini kulpsuz kapılardan ve sonsuz kaçışlardan kurtaracağını henüz bilmiyorlardı.

Geçmiş, acı yüklü trenler gibi önlerinden geçip giderken, geleceğe dair ne sunabilirdi ki?

İlk soran kadın oldu; “Hazır mısın?” Adamsa dudakları kıpırdamadan soran kadını daha ilk hecede duymuştu; “Evet” diye yanıt verdi. “Ne olacaksa olsun.”

Sonrası derin bir sessizlik içinde yürekle dinleyen iki halin birbirlerine yaptıkları yolculuktan ibaretti. Ne çok geçmişlerdi birbirlerinin kıyısından, ne çok habersizce birbirlerini özleyerek ve ne çok başkalarının kıyılarında birbirlerini umut ederek. Aramanın ve bulamayarak tükenen bir hayatın boyunlarına taktığı hüzünlü kayboluş kolyesi onları birbirine armağan olarak seçmişti.

Her şey bittiğinde ama her şey bitip birbirlerinde kendilerini gördüklerinde adam kadının uykularını, kadınsa adamın yürek burkan beklentisiz öykülerini zarif bir devinimle geri verdi.

Zeynep Mete

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Elif 15 Eylül 2018 at 13:11

    💚 Ne kadar tatlı bir dokunuşu var öykünüzün. Finalse ne kadar insanın en derin yerine varıyor. Yüreğinize, kaleminize, emeğinize sağlık. Hoşgeldiniz aramıza. 😍

  • Yanıtla Beril Erem 17 Eylül 2018 at 01:44

    Hoşgeldiniz🍀 Bıçağın sapı ve ucu arasındaki mesafenin yarattığı çelişki, kadın erkek arasındaki mesafenin yarattığı çelişki… ikisi de bir bütünlük içinde ama aralarındaki mesafe kadar farklı… Aşk bir bıçak darbesi gibi keskin ve net. Bıçak darbesi gibi keskin bir anlatımınız var, çok sevdim 🍀

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan