Yurt Dışı Gezi

Uçsuz Bucaksız Topraklarda | Tanzanya & Zanzibar

8 Eylül 2018

Bembeyaz kumsalı, palmiyeleri ve turkuaz rengi okyanusuyla Zamzibar, Tanzanya


Bembeyaz kumsalı, palmiyeleri ve turkuaz rengi okyanusuyla Zanzibar, Tanzanya

2018 yılı benim için değişimlerin başlangıç yılıydı ve iyi bir tatili hakketmiştim. Sevgili Seyyahhane http://seyyahhane.com/ ailesi ile birlikte gezmek son derece keyifli olduğundan bu gezi programınında da mutlulukla gene onları tercih ettim.

Neden Tanzanya?

Bu sorunun cevabı benim için çok basit; çünkü görmek gerek.

Sevgili annemle valiz hazırlama telaşımız, olası hastalıklara karşı önlemlerimiz ve bilmediğimiz bir tatil programının sürprizlere açık günlerini heyecanla beklerken bir anda kendimizi uçakta buluverdik.

Tanzanya seyahatimiz süresince yapacağımız yolculuklar, programımız ve rotamız belli olduğundan, tam bir teslimiyet ile kendimizi sevgili liderimize bıraktık. Tanzanya’daki ilk 4 günümüzü safari yaparak, son 3 günümüzü de Zanzibar adasında geçirdiğimiz tatilimizin tüm ayrıntıları bu yazıda 😉👇🏻

Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti

Kilimanjaro Dağı, Tanzanya

Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti, Orta Afrika kıtasında yer alan ve dünyanın en geniş topraklara sahip otuz birinci ülkesi.

Ülkenin kuzeydoğusu genellikle dağlık olup Afrika’nın en yüksek noktası ve tek yükselen dağı olan Kilimanjaro Dağı’nı içinde barındırıyor.

Kuzeyde ve batıda genellikle büyük göller zinciri yer alıyor. Bunlar arasında Afrika’daki en büyük göl olan Victoria Gölü ve yine kıtadaki en derin göl olan Tanganika Gölü yer almakta.

Ülkenin orta kuşağında, tarıma uygun alanlar ve platolar var. Doğu kısımlar ise okyanus kıyısında bulunduğundan genelde sıcak ve nemli. Doğudaki bu Hint Okyanusu kıyılarının açıklarında ise Zanzibar adası yer alıyor.

Başkent

Tanzanya’nın başkenti Dodoma, ticari başkenti ise Dar es Salaam.

Nüfus & Para Birimi

Nüfus yaklaşık 38 milyon. Para birimi ise Tanzanya Şilini (1 dolar yaklaşık 2270 şilin).

Ekonomi

Değerli taşlar, altın, doğal gaz, nikel, kalay, fosfat, demir, kömür gibi doğal kaynaklara sahip olmasına rağmen, Tanzanya halkının üçte biri yoksulluk sınırının altında gelire sahip ne yazık ki.

Kabileler & Resmi Dil & Din

Tanzanya, 126 farklı etnik grubu (kabileyi) barındırıyor ve her bir topluluğun kendine özgü dili bulunuyor.

Ülkenin resmi dili Svahili dili.

Tanzanya’daki nüfusun üçte biri Müslüman veya Hıristiyan, geriye kalan nüfus ise yerel dinleri benimsemiş durumda.

Tanzanya Birleşik CumhuriyetiTanzanya Bayrağı

Ülkenin bayrağında yer alan yeşil ülkenin tarımsal kaynaklarını, sarı ülkenin doğal mineral kaynaklarını, siyah Swahili ırkını ve mavi ülkenin göl ve nehirleri ile Hint Okyanusu’nu temsil ediyor.

❗️Gerekli Aşılar

Tanzanya seyahati için TC Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü aracılığı ile ayrıntılı bilgi edinmeniz mümkün:

http://www.seyahatsagligi.gov.tr/ulkeler/tanzanya

Sarı humma aşısı istenmiyor, ancak anofel cinsi sivrisinekler aracılığı ile bulaşan sıtma risk altında olabileceğimiz bir hastalık. Biz de sıtma proflaksisi için ilaç temin ederek uygun şekilde kullanmaya başladık. Ayrıca yanımıza koruyucu sinek spreyleri ve oda koruyucularından aldık. Gittiğimiz otellerde de cibinliği kapatarak uyumaya dikkat ettik.

Yolculuk & Vize

Uçak yolculuğumuz son derece rahat geçti. THY ile direk uçuşla 7 saat 30 dakika süren bir yolculukla Dar es Salaam Havaalanına indik.

Tanzanya hükümeti TC vatandaşlarından önceden vize istemiyor, ancak indiğimizde doldurduğumuz formlar ile kapı vizesi aldık.

Sonrasında iç hat uçuşumuz ile Klimanjero havaalanına indik. Çünkü ilk gün safari programımız Arusha şehrinden başlayacaktı. Klimanjero iç hat uçuşu ile iniş saatimiz arasında 5 saat kadar havaalanında bekledik ve indikten sonra da 1 saatlik karayolu ile Arusha’ya vardık.

İşte bu ara yolculuk bizi yormuştu ve biraz dinlenmemiz gerekiyordu. Sağolsun sevgili liderimiz bizi rahat ettirmek için elinden geleni yaptı ve bir süre sonra kendimizi dinlenmiş vaziyette otelin kapısında ve yerel safari tur liderimiz Emanuelle ile Arusha yollarında şehri keşfederken bulduk.

Arusha

Arusha, Tanzanya

Arusha, Tanzanya’nın önemli ticaret şehirlerinden birisi. Şehrin nüfusu yaklaşık 300.000. Ülkenin kuzeyinde Büyük Yarık Vadi’si üzerindeki bir düzlükte yerleşmiş olan bu şehir, Serengeti Ovası’na ve Klimanjero Dağı’na çok yakın bir konumda.

Arusha Deklarasyonu’nun imzalandığı şehir olarak diplomatik özelliği de olan tarihsel bir şehir. Arusha ayrıca Tanzanya’da yer alan Serengeti Milli Parkı, Mount Meru, Ngorongoro Krateri Doğal Koruma Alanı, Manyara Gölü Milli Parkı, Klimanjero Dağı gibi pek çok milli park ile çevreleniyor.

Elbette Safari

İlk günümüzün yorgunluğunu, uzun ve güzel bir uyku ile atlattıktan sonra safarimize hazırdık. Yerel safari rehberimiz Elia bizi Arusha’da otelimizde karşıladı ve birlikte 4 gün sürecek maceramıza atıldık.

1. Gün | Ngorongoro Krateri Doğal Koruma Parkı

Ngorongoro Krateri Doğal Koruma Parkı, Tanzanya, Safari, Zebralar

İlk günkü rotamız, Arusha’dan Ngorongoro Krateri Doğal Koruma Parkı’na uzanıyor.

Ngorongoro Krateri Doğal Koruma alanı, Kuzeybatı Tanzanya’da içinde insan topluluklarının yaşadığı bir alan. İçinde yaşam olması sebebi ile milli park olarak değil doğal koruma alanı olarak isimlendirilmiş.

Volkanik bir kraterin çökmesi sonucu oluşmuş olan Ngorongoro krateri dik yamaçları sayesinde doğal yaşamı korumak adına ideal bir ortam sağlamakta. Ngorongoro krateri aslanların dünyada en yoğun yaşadığı bölgelerden biriymiş. Ayrıca, öküz başlı bufalolar, zebralar ve ceylanlar sürü halinde görülmekte.

Biz Ngorongoro Krateri’ndeki safarimizde, sürüler halinde ceylanlar, zebralar, öküz başlı bufalolar, filler, hipopotamlar, çakal, sırtlan, gergedan ve sayısız türde kuş gördük, onların doğal yaşam alanlarına konuk olduk. Onlar da bizi son derece güvenli karşıladılar. Doğal hayata bu kadar yakın olmayı deneyimlemek etkileyici hatta büyüleyiciydi.

Ngorongoro Krateri Doğal Koruma Parkı, Tanzanya, Safari

Safari rehberleri son derece ilgili, saygılı, bilgili ve yardımseverler. Safari için kullanılan jeepler de rahat ve güvenilir. Ancak yollar o kadar doğal ki, araçların konforu yetersiz kalıyor ve kas-iskelet ve gastrointestinal sisteminizin dayanıklılığı önemli rol oynuyor.

Konaklamamız 2400 m yükseklikte, Ngorongoro Krateri yamacına kurulmuş ve eşsiz bir manzaraya hakim otelimizde oldu. Otelin ve bu bölgedeki tüm otellerin ortak sıkıntısı şehir elektriğinden faydalanamamaları ve dolayısı ile sadece belirli saatlerde elektrik ve ilgili aletlerin kullanılıyor olması. Bizi bu durumdan en çok etkileyen, soğuk ve ısınamamak oldu. En soğuk ve en çok üşüdüğümüz gün ve gece idi.

2. Gün | Serengeti Milli Parkı

Serengeti Milli Parkı

Soğuk ve tertemiz havada, kaliteli bir uykunun ardından safarimizin ikinci gününde yolculuğumuz Serengeti Milli Parkı’na.

Serengeti Milli Parkı, Tanzanya’da bulunan ve dünyada vahşi hayatın tüm doğallığı ile sürdüğü çok nadir noktalardan biri.

Serengeti Milli Parkı, 14,763 km2’lik bir alanda, göç yolları üzerinde yer alıyor. 1 milyondan fazla hayvan, her yıl parkın kuzeyi ve güneyi arasında gidip geliyor.

Parkın ekvator üzerinde yer alması, bu bölgede kurak ve yağışlı mevsimlerin bir arada yaşanmasına neden olmakta. Bu sebeple bitki ve hayvan canlılığı bütün yıl boyunca devam edebilmekte.

Serengeti adı Masai dilinde ‘uçsuz bucaksız düzlükler’ demekmiş. Gözünüz ile görmeyince tam olarak ne demek olduğunu anlayamıyorsunuz. Ben bu doğa karşısında hayrete düşerken, yaradanın varlığının ne kadar büyük, bizlerin ise ne kadar küçük ve çaresiz olduğumuzu hissederek büyülenmiş gözlerle izledim her gördüğüm güzelliği.

Serengeti’de zürafalar, filler, ceylanlar, zebralar, baykuşlar, rakunlar, çitalar ve aslanlar eşliğinde ilerledik.

Doğa kendini o kadar güzel dengelemiş ki… Büyülenmemek elde değil.

Tanzanya, Afrika | Bufalo Sürüsü

Şimdiye kadar söylemiş olduğum sözler aklıma geldi. Ailemden kimsede evde hayvan beslemek konusunda bilgi almadım, evimizde ve yakınlarımızda hayvan besleyen olmadı. Dolayısı ile ben de hayvanlara karşı hep bir adım ötede durdum. En çok da karşıdan sevmek hoşuma giderdi. Herkes kendi yerinde dursun, ben böyle mutluyum derdim, şimdi aynı söylemime devam edeceğim. Herkes kendi yerinde, yurdunda, doğasında kalsın. Onlara doğal yaşamlarını vermek ve devamını sağlamak bizlerin görevi.

Gördüğüm her güzellik harikaydı, anlatacak daha çok şeyim var…

Ngorongoro ile Serengeti arasındaki yolculuğumuz yaklaşık 8 saat sürdü. Yolda tozu dumana katarak ilerledik. Yollar asfalt değil, fazla da bakım yapılmamış. Araçların klimaları yok, zaten olsa da nefes almak mümkün değil. Uzun saatler araçta olmaktan, etraftan her an bir canlı fırlayacak heyecanı ile bakmaktan değil, yoldan çok yorulduk ve otelimize zor attık kendimizi.

Ancak muhteşem bir gün batımı karşıladı bizi. Güneşin son ışıklarının doğa ile oyununu izledik ve ardından gelen simsiyah gece ve içinde barındırdığı doğal yaşamın sesleri, biraz ürkütücü olsa da😉 yine de ninni söyleniyormuş gibi hayal kurarak hemen uyuduk.

3. Gün | Manyara Gölü Milli Parkı

Manyara Gölü Milli Parkı, Tanzanya

Sabah herkesin karnı acıkmıştı, tabii dişi aslanların da. Malum hayvanlar aleminde de yemekleri kadınlar hazırlıyor. Aslanların kendilerinden emin yürüyüşleri, güçsüz ve savunmasız olanların kaçacakları yeri bilemeyen telaşlı kaçışları, erkek aslanların ise miskin miskin yatışları kolay kolay tecrübe edilecek bir an değil. Adeta National Geographic kanalında gibiyiz. Nereye baksak bir hikaye. Muhteşem anlar…

Bugünün en korkutan tarafı, geldiğimiz tüm o yolları dönecek olmamızdı.

Günün rotası ise Manyara Gölü Milli Parkı’na ve oradaki otelimiz.

Manyara Gölü, sığ bir tatlı su gölü, güzel doğasının yanında vahşi yaşamın ev sahibi.

329 kilometrekare yüzölçümüne sahip olan Manyara Milli Parkı’nın içinde 231 kilometrekarelik alanı göl kaplıyor.

Parkta bolca babun, hipopotam, ceylan, fil, bufalo ve en önemlisi de ağaçta yaşayan aslanlar var. Kuş meraklıları ise kendilerini muhteşem bir alanda bulabilirler çünkü burada yüzlerce kuş türü yaşıyor.

Bizde safarimizde, bölgede yaşayan tüm canlıları görme fırsatını bulduk.

Bugünün korkulan senaryosunu yaşadık ve yaklaşık 8 saat süren safarimizden sonra Manyara Gölü’ne tepeden bakan konumda yerleşmiş olan otelimizdeyiz.

Her ne kadar araç içinde ve üzeri örtülmüş olsalar da valizlerimiz toz yığını halinde araçtan indi. Kendi üst başlarımızı hiç yazmayayım. Kendimi yıkanarak bile tozdan zor arındırdım.

Misler gibi yemeğimize hazırız.

Tanzanya seyahatimiz boyunca yediğimiz yemekler genel olarak karbonhidrat ve protein ağırlıklı idi. Ülkenin aslında verimli toprakları olmasına rağmen çoğunlukla kuraklık sebebi ile patates, şeker kamışı, pirinç, mısır ve buğday yetişiyor ve yemeklerde de ağırlıklı olarak bu besinler yer alıyor.

Sebze üretimi fazla değil. İklimin özelliği gereği tropikal meyveler ise bolca var. Yediğim en lezzetli ananas, muz, papaya, ejderha meyvesi, lichi kesinlikle buradakilerdir 😉

Yerli halkın çoğunluğu çobanlık ve kümes hayvanı yetiştiriciliği yaptığından et de bolca tüketiliyor.

Masailer

Masai Kabilesi, Tanzanya

Masai kabilesi, Orta Afrika’da ve çoğunluğu Taznzanya’da yaşayan, en geniş nüfusa ve insanlık tarihinin ilk türlerinden sayılan topluluğa sahip kabilesi.

Masailer; kendilerine özgü kırsal alanda yaşıyor, çobanlık yapıyor, genellikle kendi kabileleri içinde ürüyor, kız çocuklarını erken dönemde, erkek çocuklarını da ileri yaşlarda cesaret örneği olarak sünnet ediyor, doğanın kendilerine sunduğu her şey ile besleniyor, genel halkın içine çok az karışıyor, kendilerine özgü kıyafetleri ve mutlaka ellerinde değnekleri ile yürüyorlar.

❗️Temiz Su Sorunu

Ülke genelinde temiz su bulmak çok zor, su yerine diğer sıvı gıdaları tüketiyorlar.

Okur yazarlık oranı çok düşük, yaklaşık %20.

Halkın temizlik anlayışı kendimizle karşılaştırdığımızda son derece farklı idi. Yine de turistik alanlarda duraklama ve konaklama yaptığımızdan çok zorlanmadık.

İlk kabile Masailer olduğundan ve onların üzerinden diğer etnik gruplar oluştuğundan, aslında tüm halkta hemen aynı etkileri hissetmek mümkün.

Safarimizin son konaklamasında Manyara Gölü’ndeki grubumuzun çoğunda aslında tatlı bir sevinç vardı. Seyahatimizin en zorlu anlarını yaşatan safari yollarımızın da sonuna gelmiştik. Bu duygu, kesinlikle uykumun derinliğini de etkilemiş olmalı ki dinlendirici bir gecenin ardından sabah erkenden uyandım.

4. Gün

Manyara’dan Arusha’ya alıştığımız, bildiğimiz asfalt yol ile ulaşmanın keyfini bilmem anlatmama gerek olacak mı? Yolculuğumuz yaklaşık 1 saat sürdü, sanıyorum bu şekilde tüm gün yolculuk yapılabilir.

Arusha havaalanı, iç hatlar ve özellikle adalara giden uçakların olduğu küçük bir havaalanı. Valizlerimiz el yöntemi ile aranıyor, el yöntemi ile tartılıyor, biletlerimiz el ile yazılıyor ve uçak saatleri hakkında net bir bilgi verilmiyor, biz de beklemeye başlıyoruz.

Zanzibar, Tanzanya

Zanzibar, Tanzanya

Bugünkü yolculuğumuz, beyaz kumsalları ve mercanları ile ünlü baharat adası, Zanzibar’a.

Zanzibar, 1503-1698 yılları arasında Portekiz hakimiyetinde kalmış, 1698 yılında Umman Sultanlığı denetimine geçmiş, 1861’de de sultanlık, Zanzibar ve Umman olarak ikiye bölünmüş.

Ada sultanlığı, 1890-1963 yılları arasında Birleşik Krallık tarafından yönetilerek yarı sömürgeleşmiştir. Adaya, 19 Aralık 1963 tarihinde bağımsızlık verilmiş ve sultan yönetiminde anayasal krallık haline gelmiş. 26 Nisan 1964 tarihinde ise ana karaya 40 km uzaklıktaki ada, özerk bölge olarak Tanzanya’ya bağlanmıştır.

Dış yönetimde Tanzanya’ya bağlı ancak adanın tamamının Müslüman olması sebebi ile iç yönetimde şeriat kanunları ile yönetilmektedir.

Adanın ilk yerleşen halkı İranlı göçmenler ve adı da ‘zencilerin sahili’ anlamındaki Farsça “zangi bar”‘dan gelmekte.

Zanzibar yaklaşık 950 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahip ve sahil şeridinin uzunluğu 1500 km.

Geleneksel Balıkçı Teknesi | Zanzibar


Geleneksel Balıkçı Teknesi | Zanzibar

Baharat üretimi, özellikle karanfil, balıkçılık ve turizm Zanzibar ekonomisini oluşturmakta.

Zanzibar’a gece saatlerinde ulaştık ve adanın kuzey doğusunda olan otelimize 1,5 saatlik bir otobüs yolculuğu ile nerede olduğumuzun, etrafta neler olduğunun farkına varmadan uyuklarken varabildik. Doğruca odamıza gittik ve gün doğumu ile uyandık.

Güneş denizin üstünden bütün ihtişamı ile etrafında sarı, turuncu ve pembenin bütün tonlarıyla ve içimi aydınlatan enerjisi ile doğdu. Sabah erken kalkmaya alışkın olduğumdan yürüyüşe çıktım. Böylece nerede olduğumuzu da keşfedecektim.

Otelimiz masif ahşap kaplamaları, tropikal ağaçları, kuş sesleri, mis kokulu çiçekleri ve düzenli yürüyüş yolları ile denize kadar bana eşlik etti.

Zanzibar, Tanzanya

Bu bölgede medcezir yaşandığından deniz kıyıdan biraz uzaktaydı. Sabah yürüyüşüm, benim için ilk olan ve güzel bir deneyim oldu. Güzel bir kahvaltıyı hakketmiştim. Meyvelerin bolluğu burada daha belirginleşti ve ben de tercihimi tüm meyvelerin tadına bakmaktan yana kullandım. Tabi ki kahve… Şimdiye kadar deneyimlediğim en güzel kahveleri içtim diyebilirim.

Bugün dinlenme günümüz; deniz, kum, güneş, yemek.

Adadaki 2. Gün

Çok dinlendirici bir günün ardından adadaki ikinci günümüzde baharat bahçelerine gidiyoruz. Otelimiz ile arası yaklaşık 1 saat.

Yolculuğumuz sırasında, ilk gece uçaktan indikten sonra karanlığın örttüğü tüm gerçekler apaydınlıktı. Son derece bakımsız toprak yollar, daracık, küçücük evler, dışarıda yaşayan insanlar, küçücük başları kapalı çocuklar, hijyenik olmayan koşullarda satılan yiyecekler… Hepimizin aklında değişik sorular, hikayeler, çıkarımlar…

Okuma yazma oranının çok düşük olduğu, okulların eğitim vermediği, kölelik kültürü ile yetişimiş olan halkın en büyük geçim kaynağı baharat bahçelerinde işçilik yapmak.

Rengarenk ve her türden bitkinin olduğu bir bahçedeyim. Yerel rehberimiz Hassan, bazen bir kök çıkarıyor, bazen bir dal uzatıyor, bazen bir çiçek koklatıyor, hemen hepsini de tattırıyor. Çiçekleri, ağaçları pek tanıdığım söylenemez ancak, iyi bir dinleyici olduğumdan mıdır, derslerimi iyi çalıştığımdan mıdır, ipuçlarını iyi değerlendirdiğimden midir bilmem, soruları doğru bildim ve liderimizden bir kahve kazandım.

Stone Town, Zanzibar

Stone Town, Zanzibar

Son derece lezzetli olan bu turdan sonra şehir merkezine, Stone Town’a gidiyoruz.

Yollar, yine aynı yollar, aynı içler acısı tablo. Ancak ne var ki, herkes halinden memnun, çünkü bilmiyorlar. Kendi yaşamlarından başka bir yaşamı tanımıyorlar, herkesi kendileri gibi sanıyorlar. Turistlerin gelmesi bile onların kendi iç dünyalarından uzaklaşmalarına yetmiyor.

Stone Town, Zanzibar’ın kalbi. Ada ile ilgili her şey bu liman şehrinde başlamış. Adanın baharat yolu üzerinde olması, sömürgecilik, köle ticareti her şey. Şehirde tüm bu özelliklerin etkisi hakim ve eskinin kokusu sinmiş. Çok etkileyici idi. Yazarak anlatamayacağım, görmek ve orada olmak gerek.

Son Zanzibar gecemiz; gün batımı, deniz, lezzetli bir yemek, dinlendirici bir uyku şeklindeydi 😉

Ertesi öğlen ayrıldığımız Zanzibar’dan, akşam saatlerinde Dar es Salaam’a 15 dakikalık bir uçak yolculuğu ile vardık.

Darüsselam

Dar Es Salaam | Darüsselam, Tanzanya

Darüsselam, Tanzanya’nın doğusunda, Hint Okyanusu’nun da doğu kıyısında bulunan, eski adıyla Mzizima, Tanzanya’nın en büyük kenti.

2,5 milyon civarında tahmin edilen nüfusuyla aynı zamanda ülkenin en zengin şehri ve önemli bir ekonomik merkezi.

1970’lerin ortasına kadar ülkenin başkenti olan Darüsselam, yeni başkent Dodoma olmasına rağmen hâlâ hükümet bürokrasisinin merkezi olmaya devam etmektedir.

Uçaktan iner inmez büyük bir ekonomi şehrinde olduğunuzu anlıyorsunuz. Yol üzerinde bazı isimlerini tanıdığım büyük şirketlerin fabrikaları, trafik karmaşası, otoyol üzerinde su, şeker kamışı suyu, mısır ve patates gibi atıştırmalıklar, şarj aletleri ve diğer şeyleri satanlar, iş çıkışı saatinde olduğumuzdan servisler, koşuşturma içinde olan insanlar…

Biz de 2 otobüs ile onların telaşına katıldık ve şehrin sokaklarında dolaştık. Gün batımı manzarası, buz gibi Serengeti arpa suyu, lezzetli bir akşam yemeği ve hoş sohbetler sonrasında birlikte dolu dolu geçirdiğimiz 8 günü geride bırakarak, bir seyahati sağlıkla tamamlamak üzere havaalanına geldik.

Son Notlarım:

1- Yolculuk etmek, yeni yerler görmek güzel olsa da ülke genelinde yaşamın kolay olmaması, iklime uyum sağlamakta sıkıntılar yaşanması, bir takım hastalıkların gözlenme ihtimali olması, özellikle de yollar ve araçların konforu düşünüldüğünde bu yolculuğunuzu 50 yaşından önce ve çocuklarınız ile birlikte olacaksanız, onların da 10’lu yaşlarından sonra olmasını,

2- Sıtma proflaksisi ve diğer hastalıklar konusunda bilgi edinmenizi,

3- Yanınıza mutlaka sinek kovucu spreyler, kremler ve odada kullanacağınız ekipmanlardan almanızı,

4- Ülke genelinde temiz su olmaması nedeniyle, kapalı şişe sularını içmenizi, mutlaka pişmiş gıdaları ve kabuklu sebze, meyveleri tüketmenizi,

5- Safari seyahatinde araç içinde ve dışında toz miktarı fazla olduğundan, toz tutmayan kıyafetler, saçınız, ağzınızı, burnunuzu kapatabilecek ve tozdan koruyacak maske, şal, örtü gibi yardımcılar almanızı,

6- Mutlaka görmeniz, yaşamanız gereken bu uçsuz bucaksız toprakları ve güzel insanların ülkesini seyahat planınıza almanızı öneririm.
 
 

Not:

Dergimiz yazarlarından Pelin Öncüoğlu Işık‘ın Tanzanya yazı dizisi de ilginizi çekebilir. Alttaki linklerden bu yazıları da okuyabilirsiniz.

Birinci Bölüm: Dar es Salaam
İkinci Bölüm: Stonetown
 
 
Sevgilerimle,
Dr. Sabahat Karakaşlılar

 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Hande S. Sinan 9 Eylül 2018 at 19:48

    Çok bilgilendirici bir yazı. Teşekkürler

  • Yanıtla Tuğba Atar 10 Eylül 2018 at 17:45

    Yıldızların yeryüzüne en yakın mesafede izlendiği yer…
     
    Bu güzel tanıtım yazısını okuyunca, içimde Zanzibar’a gitme isteği oluştu. Sabahat Hanım, kaleminize sağlık.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan