Hayaller Belgin, Gerçekler Nurcan
Merhaba, benim adım Nurcan. Ailemin ilk çocuğu olduğum halde annem kızına, yani bana koyacağı ismi hayalinde “Belgin” diye tasarlarken birden adım görümcesinin, yani halamın adı olan Nurcan oluvermiş. Halamın sağlık problemleri sebebiyle anne olması mümkün olmadığından rahmetli babaannem, halam kendisini mutlu hissetsin diye adımın “Nurcan” olmasını buyurmuş. Annemin hiç diretmeden adımı nüfusa Belgin değil de Nurcan olarak yazdırmasına şaşırmıyorum. Hayatta bir insanı mutlu edebilme ihtimal ve fırsatım varken o insanı mutlu etmeyi ibadet saymak, annemden bana geçen genetik mirastır. Adım Belgin olsaydı annemin aklından geçen olmuş ve ben adımı daha çok seviyor olacaktım. Oysa adımın Nurcan olması halamı –anne olamayacak bir kadını- mutlu edecekti.
Annem oyunu mutlu etmekten yana kullandı ve bize daima mutlu olmaktan çok mutlu etmeyi; kendini az, başkalarını çok düşünmeyi öğretti. Öğretti dediğime bakmayın. Bilinçli bir eğitim öğretim sürecinden bahsetmiyorum tamamen içgüdüsel. Başkalarını mutlu etme odaklı geçen kırk yıl gibi uzun bir süreçten sonra sanırım şimdi kendimi mutlu edecek bir şey yapmaya başlıyorum; yazmaya…
Aslında beş defterlik günlüklerim ve hiç susmayan iç sesim zaten kırk yıldır yazıyor ama bu defa yazdıklarımı sunma cesaretine soyundum ama korkuyorum. İnsan neden korkar bilir misiniz? Eksiklikten, cehaletten, yokluktan, yoksunluktan beslenir korkular. İnsan, kötü kaderden, acı günlerden, yalnızlıktan, duyulmamaktan korkar. Korkular kötü günlerden acılardan alır gücünü, serpilir, semirtir kendini yüreğinizde. En güzel yerinizde en çirkin haliyle oturuverir başköşenize.
Korkuyorum
Yüzmeye de böyle başladım ben korkarak. Kendimi Ege’nin Çeşme denizinde, İzmirli olmama rağmen hala yüzemediğim o ergen yaşımda, bir tur teknesinde bulduğum gün. Masmavi deniz, denizin ortasında bir tekne, teknede ben ve benden büyük ya başaramazsam korkusu…
Sırtımda, utanç gibi taşıdığım can yeleğim ama hala uzaktan bakıyorum masmavi suya. Siz korkak deyin ben edepli, mesafeli diyeyim. Bilmediğim alemlere mesafem vardır benim. Merakla o alemlerin yanında gezer ama belki de korku sebebiyle hep bir mesafe gözetirim. Sırtımda can yeleği, ölecek halim yok ama hayatta her şeye olan bakışım gibi korkarak bakıyorum denizin suyuna da. O da bana bakmış mıdır, hatırlamıyorum. Eminim o kendisine korkusuzca teslim olanları serinleterek mutlu etmekle meşguldü.
Ve boff diye bir ses…
Kendi bedenimin sudaki yankısı, bedenimin suya çarpma hızıyla ortaya çıkan büyük patlama. (Patlama benim abartılı algım tabii ki) Kaptan beni suya ittiğinde dünya durdu, deniz yarıldı, ben içine girdim (Utanınca da yer yarılıp içine giriyoruz ya) ve o yaşıma kadarki tüm korkularım benimle birlikte denizin dibini boylayabilirdi ama olmadı, çünkü sırtımda can yeleği vardı.
Ben, korkularım ıslanmasın diye denize girmeye korkarken kaptan beni denize itti. İşte o gün anladım, korkular ıslanmıyormuş. Korkular ancak gözleri ıslatır ama küçülmez, asla yok olmazmış. Hele de hayat korkusu hiç ama hiç durmazmış.
Hayat korkusu öyle bir korkudur ki ölüm korkusuyla kafa kafaya gelir, hatta daha uzun soluklu olduğu için ölüm korkusunu bir arpa boyu geçermiş. (Yazılarımda deyimlerin anlamını bozacağım umarım zamanla alışırsınız) Neyse ki suya itildiğim halde ağzımı kapatmayı ihmal etmemişim, hala boğulma modunda değilim. Zaten can yeleğimin etkisiyle dibe doğru gidişim uzun sürmüyor, çabuk kavuşuyorum nefesime ve gökteki güneşe. Ben var gücümle güneşe uzanırken, bedenimdeki denize ait damlalar üzerimden yol yol denize uzanıyor. Daha orada anlıyorum herkesin gitmek istediği yer başka.
Herkes ait olduğu dünyaya…
Damla suya…
Ben güneşe…
O zaman bu zaman, hala ara ara bilmediğim alemlere bakarım. Bilmediğim yerlere düşmeye hiç niyetim olmadığı halde, kıyısında, yanında, yamacında dolaşma arzuma kendim de bir anlam bulamam. Kaptan insaflıydı, sırtıma can simidi giydirmiş, beni koruyacak şekilde atmıştı denize ama ben o kadar insaflı olamadım kendime.
Can simidim yokken hayata atlamaya kalktım. Hala, hayatın içinde, anlaşılmak suretiyle kurtarılmayı bekleyen bir çaresizlik içerisindeyim.
Doğum Tarihimin Bana Ettikleri
Karmaşalarımın tüm sebebi doğum tarihim yüzünden çünkü ben, cırcırların çığlık çığlığa bağırdığı, sıcağın toprağı çatlattığı, sokakta oynayan çocukların bir hane önüne doluşup aynı bardaktan su içtiği, güneşin kavurucu etkisinden kedi köpeklerin bile gölge aradığı yaz günlerinden birinde doğmadım, ben yağmurun üşüyüp kar olduğu, evlerde ısınma çabasıyla sobaların ateşlendiği, okul zillerinin bile soğuktan titrek titrek çaldığı kış aylarında da doğmadım.
Annem baharı beklemiş beni doğurmak için, beni ve o muhteşem korkulu kararsızlığımı ya da kararlı korkularımı. Ben ilkbaharın mart ayının yirmi üçüncü gününde doğdum. Dünyayı anlamak için zor bir tarih çünkü benim doğduğum topraklarda, o tarihte dünya da kendisini anlamakta güçlük çeker. Kanımca, adını koyamadığımız mevsimlere ilk ve son bahar adını vermişiz.
Adını bilmeyen çocuklar, ruhunu anlamaya çalışanlar, hayattan korkanlar ama korksa da gözünü budaktan sakınmayanlar baharda doğarlar.
Ben Kimim?
Ben kim miyim? İnanın bilmiyorum. Ben ve siz birlikte okuyacağız beni. Gözleriniz benim yazdıklarımı yüreğinize indirirken, ben benden dökülüp size yüklenirken, sesimi bilmiyor olacaksınız. O zaman en sevdiğiniz sesi hayal edin, öyle işitin beni. Arada bazı satırlarda size dokunabilirim, bazen gözyaşlarımı görüp, hıçkırıklarımı duyabilirsiniz.
Şimdi sırtımda can yeleğim yerine elimde kalemim ve yüreğimde anlaşılma isteği, sevilme arzusu satır satır dalıyorum hayata anlaşılmak umuduyla…
Harf harf dalıyorum aranıza, kelimelerimle vaktinizden çalmak değil, ömür dediğimiz hoşluğa ömür katmak istiyorum ve kelimelerin yaratacağı anlamların ortak paydasında buluşmak…
Nurcan Doğan
78 YORUMLAR
Sevgili Nurcan, kalemin güzel yazıyor. Öyle cümleler ve bazen paragraflar var ki a evet ben de bunları hissettim, yaşadım dediğim yerler oldu. Eline, yüreğine ve aklına sağlık. Sabırla diğer yazılarını da bekliyorum. Başarılar…
Teşekkür ederim. Çünkü yaşanan herşey insana dair ve hayat yazı yoluyla yaşama aktarılırken ikinci kez yaşanmış oluyor ve onu okuyanlara anların hissi bulaşıyor. Sevgilerimle Çiğdem Hanım.
Belgin size yakışmazdı. Siz cansınız, can. Yolunuz açık olsun. Yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyor olacağım.
Teşekkür ederim. Cana can kattığınız için. Sizi seviyorum Ayten Çelik.
Kaleminize sağlık. Sizi ilk defa okuyorum fakat sesinizi yıllardır duyuyor gibiyim. Geçmişten şimdiye oradan da geleceğe uzanan yazılar bizi bekliyor sanırım… Sizi ilgiyle takip edeceğim… Siz hep yazın.
Cok samimi, fazlasıyla etkileyici. Hoş geldiniz.
Teşekkür ederim Sertaç Demirel. Yorumunuz benim açımdan kıymetli.
Ellerinize sağlık. Ben de yıllardır içimi kara kaplı defterlere dökerim. Sizin kadar cesur değilim henüz. Hep söylediğim gibi “Büyüyünce ben de yazar olacağım.” (Yaş 55)
Teşekkür ederim Sevim Hanım. Kara kaplı defterin kara kabını kaldırın ki sıra gönlünüzün aktığı bembeyaz satırlara gelsin. Şimdiden tebrik ediyorum. Sevgi ve saygılarımla…
Bayıldım canım… Tebrik ederim…
Yeni yazılarını merakla bekliyorum.
Çok teşekkür ederim Sevda. Nasipse her hafta perşembe günleri bu tarz yazılar yazacağım. Senin gönül gözün benim için önemli. Çok öpüyorum.
Nurcan Hanım, gerçekten “hoş” geldiniz.
Satırlarınızı okurken ben de o denizin serinliğini tenimde, tuzunu dilimde, kendi korkularımın sızısını da ensemden yukarıya hissettim. Yazılarınızın bağımlılık yaratacağı daha ilk günden belli oldu.
Size bir sır vereceğim, aramızda kalsın; içtenlik ve sevgiyle açılan ve “Önce mutlu etmek gerek” diyen yürekler bütün o korkuları silip atıyor, hem kedisinden, hem de o yürekteki güzelliği görebilen dostlardan.
Sevgiyle kalın, hep bizle kalın…
Nedim Bey siz çok özel bir insansınız. Sizi tanıma fırsatı bulmuş olmasaydım ve siz bu sebeple yazdıklarımı okumuyor olsaydınız inanın ben çok eksik kalırdım. İyi ki varsınız. Güzel herşeyin peşinde sevgiyle koşmaya devam. Çok teşekkür ederim.
Çok samimi ve insani yazınız için sizi yürekten kutluyorum, tebrik ederim sıcacık geldi anılarınız.
Sabırsızlıkla yenilerini bekliyor olacağım! İyi ki geldiniz 🦋
Teşekkür ederim can dostum, hayat arkadaşım.
Yaklaşık bir yıl boyunca Sen ve Ben’de Perşembe günleri yazdım. Hayatımın akışı nedeniyle zorlandığım için Pazar gününe çekmiştik. Bundan böyle her Perşembe kendim gibi yüreği elinde dolaşan bir yazar okumak benim için büyük mutluluk olacak. Kendinize bakma cesaretiniz için sizi kutluyorum. Bu arada bir anlamı yok banane biliyorum ve kendi isminizi sevmeniz daha önemli ama yine de belirtmek istedim. Nurcan ismini daha çok sevdim. İyi ki Belgin olmamış .)
Evin teknoloji özürlüsü benimdir. Kız kardeşim sırf bana kolaylık olsun diye mesajlarla şarkı yollar. Nasıl? diye sorar ve ben çok sevdiysem ilk görüşte aşk diye cevap veririm. Sizin yazınızı arkadaşıma okuyup -çok güzel yazmış- demiştim. Bizimkisi ilk görüşte aşk hem de karşılıklı olanından. Teşekkür ederim.
Evet karşılıklı olan aşk gibisi yoktur. Bu arada yorgunluktan söyleşi günümle yazı günümü karıştırmışım. Perşembe söyleşi günümdü ve hala öyle. Dolayısıyla aynı günü paylaşıyor olacağız. Bunu fark etmek daha da keyifli oldu. :=)
Artık herkese seslenme zamanı gelmişti de geç bile kalınmıştı. Doğru adreste başarılarının daim olmasını diliyorum…
Çok teşekkür ederim. Umarım herşey çok güzel olur. Öpüyorum seni canım kız kardeşim.
Nurcan Hanım yazınız çok güzel. Yazarlık hayatınız daim olsun. Başarılar diliyorum 😊
Çok teşekkür ederim Ali. Kelimelerle buluşmak çok keyifli. Senin kelimelerini de çok seviyorum. Beni mahrum etme ilginden.
Tebrikler Nurcan yazını çok beğendim cümlelerin birbiriyle bağlantılı ve akıcı. Rabbim muvaffak etsin. Bloktaki yazılarını ilgiyle bekliyor olucam.
Hayırlı Olsun Sen ve Ben Serüvenin…
Asiye Hanım çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için. Umarım hayırlı olur.
İyi ki geldinizzz!!! Teşekkürler tadınız ve yüreğiniz için 😊
Canım benim seni çok seviyorum. Tatsız olan herşeyi beraberce yaşadık, sıra bol şerbetli güzel günlerde.
Hoş geldin Nurcanım, Belginim, can dostum, bülbül dillim, kafesteki özgür ruhum 🙏🙏
Teşekkür ederim; güzel kadın olduğu kadar, güzel insan olmayı da yansıtabilen nadide insan Jale Ataşimşek Tabaklar.
Merhaba Nurcan Hanım, sayfanız ve yazılarınızın hayırlara vesile olmasını dileyerek, sizi Allaha emanet ederek, çabalarınızın daim olması dileğiyle, tekrardan hayırlı olsun isterim, öncelikle sizin kendinizin ve herkesin adına.
Canım benim katkın çok büyük. Bana yazmalısın, yazdığın günü sen unutursun ama ben unutmam. Sevgiyle kal. Allah’a emanet güzel yüreğiniz. Sevgili İmran çok teşekkür ederim.
İnşaallah, hayırlarda yarışmaya varım, yeterki iyilik, güzellik, sevgi, saygı büyüsün ve bizden sonrakileri de beslesin.
Siz cansınız can. İç sesim öyle diyor, hem de tanımadan. Başarılı olacağınıza canı gönülden inanıyorum. Yolun açık olsun güzel insan. Benim kızım da 22 Mart doğumlu. Nasıl da kendine güvenli olur koçlar…
Sevgili Nurcan, seni bu cesaretinden dolayı kutluyorum. Ve ayrıca seninle gurur duyuyorum. Edebiyat aşığı olduğunu biliyordum ve bunu dile getirmen seni gözümde bir kat daha büyüttü. Tebrikler cok etkilendim. Devamını canı gönülden dilerim ❤
Canım benim. Kızımın en kıymetli teyzesi. Seni çok seviyorum ve güzel yorumun beni çok duygulandırdı. Kızımı büyüttün, sıra benim satırlarımda. Güzel gören gözlerin onların da kıymetini büyütecektir. Tekrar teşekkürler kızımın Zatiye teyzesi, benim can dostum.
Bu baslangiç. Daha çok çok güzel ve de aynı zamanda çok çok daha güzel yazılarını okuyacağım, bunu biliyorum.
Senden okudugum her yazı gibi bu da „Nurcan“, ama ben cok daha‘larını biliyorum ve bu daha‘larını tekrar okuyabileceğimi bilmenin sevincini, heyecanını yaşıyorum! Ne özlemişim ben „Nurcan“ okumayı!
Canım arkadaşım benim. O yılların neşe, sevinç ve hatta kederiyle çok güzel geçmesinin bir sebebi de dostluk adını verdiğimiz bağlarımızdı. Birbirimize ağlamayı öğrendiğimiz için birbirimize sevinebiliyoruz. Kıymetli çocukluk arkadaşım Tanya.
İyi ki yazdın… Çok güzeldi, bir solukta okudum. İsmimizin koyulma öyküsü çok benziyor.😉 Benimkini de dedem koymuş; Özgül. Bi’ dahaki yazı ne zaman 😍
Teşekkür ederim Özgül. Bir daha ki yazım nasipse Perşembe günü ve takiben her perşembe. 💐🙏
Bazı insanların mayalarında vardır; kelimelerle oynamak, bunu yaparken de karşısındakini her defasinda etkisi altına almak. Tanıdığım günden beri sende beni etkileyen işte buydu. Hani sesi güzel arkadaslarımızın her ortamda şarkı söylemesini isteriz, onu dinleme keyfini bizimle birlikte başkaları da yaşasın isteriz ya. İşte senin de kelimelerini herkesle paylaşmanı istemek bizim için öyle bir şey. Gün bügunmüş. Çok da güzel bir başlangıç olmuş. Merakla diğerlerini bekliyorum. Sevgiler…
Evrimcim insan ya yaşar ya yazarmıs derler ya, işte o yol ayrımında yazma yoluna girmek istedim çünkü kelimelerin tırmalamaya başladığını hissediyordum. Seni uzun yıllardır tanıyorum, beni bu yola itenlerden biri de sensin. Seni ve güzel yavrularını çok öpüyorum. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim.
Ben de bu yorumu çok beğendim aynen katılıyorum 👏
Nurcancığım içten, samimi, sıcacık anlatımın içimi ısıttı. Şansın bol, yolun açık olsun inşallah. Başarılar diliyorum.
Teşekkür ederim, güzel yorumun adın gibi Ümit veriyor. Senin güzel fotoğrafların bana ilham olmuştu ve öyle de olmaya devam edecek. Perşembe günleri beklerim o zaman 😉
Nurcan kardeşim ya da kızım desem olur. Çünkü 20 yaş büyüğünüm. Seni kutlarım canım. Açık yüreklilikle, zengin ifade gücünle, ruh güzelliğinin önemini vurguladığın için. Biraz daha cesaretli olmanı diliyorum. Hayattan korkmamalısın. Çünkü korkuların hiçbiri olmaz. Hayat güzeldir ve sen de hayata güzel katkıda bulunuyorsun. Buna emin ol ve çizginde devam et kardeşim. Yolun açık olsun.
Ah benim canım ablam. Senin güzel yüreğin bana öyle güzel bir şey kazandıracak ki inşallah… Üstelik Allah’ın izniyle kazanabilirsem eğer o şey Rabbim’in rızası olacak. Seni seviyorum Sıdıka Ablam. Zahmetlenen ellerinden öperim.
Buralara güneş 8 saat sonra doğduğu için ben yazınızı şimdi okuyabildim. Klavyeden değil anlamı kalpten gelen ve bencillikten uzak bir kalpten gelen, sevgi çağıldatan, iç ürperten, yüzde gülücükler, akılda başka yerlerde başka kişilerle yaşanmış anıları noktalama işareti duraklarında şimşek gibi çaktıran bir yazı. Perşembeler çok zor beklenecek bundan böyle.
Yazınızı okurken çok heyecanlandım. Siz böyle güzel yorum yaparsanız ben kitap yazarım. Ne mutlu bana. Sizi tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum Esat Bey. Sevgi ve saygılarımla… İnanın gülmek ve ağlamak arasında bir yerdeyim.
Canım ablam, başarılar diliyorum.
Teşekkür ederim İbrahim. Artık perşembeleri okursun değilse askerlik geçmez ablam. 😉🙏
Yazılarını zevkle okuduğum bu güzel aileye hoş geldin Nur Nur ✨
Kalemin çok sıcak geldi 💫
Sevgiler 🦋
Çok teşekkür ederim Ilgın Hanım. 💐🙏 Umarım sıcaklığını hep korur yazdıklarım ve hep hissederek okursunuz. O zaman ben çok mutlu oluyorum.
Nurcancığım harika olmuş. Bir solukta okudum hatta bittiğini görünce yaa keşke kitap olsaydı elimde ve ben okurken uyuya kalsaydım, sabah uyanınca kaldığım sayfayı arasam, yüzümü bile yıkamadan güne bu sıcaklıkla başlasam…
Ben kadının gücüne inanan, defalarca şahit olmuş biri olarak, biliyorum o kitap buraya gelecek. İmzalı olur değil mi 😊
Sevgiler, yüreğine sağlık.
Kadınların gücünün hissedildiği en sıcak mekandı senin mekanın. Gücünü sevgiden alanların ortak paydasında sende buluşuyorduk. Nasıl mutlu etti güzel yorumun anlatamam. Seni seviyorum Ulviyecim. Sağol canım.
Ben tesadüflere inanmam. Ve karşıma çıkan her insan benim hayatımda mutlaka bir yere dokunur. Siz de o insanlardan birisiniz. Kendimden, ruhumdan bir şeyler buldum yazınızda. Dokunuyor en ince yerime, bir şeyleri bana anlatmak, hissettirmek istercesine…
Yolunuz açık olsun. Yazılarınız ve başarılarınız daim olsun.
Sevgiler
“Tesadüf yoktur, tevafuk vardır,” demişti bir sevdiğim. Anlamını açıp okumuştum. Allah tarafından denk getiriliyor her karşılaşma. Teşekkür ederim güzel yorumun için Şule Özbayram.
Hayatımın en zor döneminde, bana ışığı gösteren kadının ablası olarak tanımadan sevdim seni… O insanın yarısı, diger görünmeyen kalbiydin sen. Seninle ilk sohbetimizde anlamıştım bunu…
Meğer benim hayatıma sen de o zor dönemde girmişsin ama haberim yokmuş… Tam da zamanında yetiştin bence. Ne güzel oldu şimdi. 🙏
Sabırsızlıkla bekliyor olacağım yazılarını, güzel bir kahve eşliginde.
Canım benim kendin gibi sıcacık yazmışsın. Sevgi neye benziyor diye soranlara en çok dostluğa benziyormuş diyebilirim artık gönül rahatlığıyla. Seni seviyorum Özlem Koç.
Canım benim, kalemine sağlık. Başarılarının devamını diliyor, yazılarını heyecanla bekliyorum.
Sevgilerimle
Ayşegül ben senin de gönlünde yatan ve ortaya çıkmayı bekleyen güzel yeteneklerin olduğunu biliyorum. Her şey gencecik ve pırıl pırıl gönlün gibi olsun. Bana yaptığın güzel yorum için de ayrıca teşekkürler.
Yazılarınıza yabancı olmadığımı biliyorsunuz. Beni şaşırtmayıp, bu yolda ilerlediğiniz için teşekkür ederim. Nice bu tarz güzel yazılara. Takipte olacağım.
Yazmaya size çıraklık ederek başladığımı biliyorsunuz. Ben yazmaktan ziyade sizi okumayı ve çırağınız olmayı tercih ederdim. Umarım ustama layık olurum. Kendinize iyi bakın dünyanın en kıymetli yazarı sevgili Hatem.
Üzerindeki can yeleğini, tenine değen su damlacıklarını hatta o an kalbinin korku ve heyecanla karışıp hızla çarpmasını hissettim. Hissettirdin. Böyle güzel kalpten böyle güzel kalem çıkar işte.👏👏Tebrik ederim gerçekten çok başarılı. Başarılı yazılarının en sıkı takipçisiyim. Sevgiler Nurcan Ablacığım🦋
Canım benim yazdığım her yazının içinde siz de varsınız. Biz koca bir çocukluğu beraber devirdik. Seni çok seviyorum Oya’m.
Çok harika bir düşünce sana başarılar dilerim yeğenim.
Hep o çocukken bize oynattığın oyunlar sayesinde hayaller tavan yaptı 🙂 dayım.
Güzel kızım, adına çok sevindim. Başarıların daim olsun. Yazılarını sabırsızlıkla bekliyorum.
Sevil abla çok teşekkür ederim güzel yorumun ve bana katkıların için. Çok öpüyorum seni.
Ben de bu yorumu çok beğendim aynen katılıyorum 👏 Yani sesi güzel olan bi’ insana her ortamda şarkı söyletme gereği duymak… Hayırlı olsun Nurcan Hanım, tanıdığım dört Nurcan var dördü de kafası çok farklı çalışan, hayran olunacak insanlar. Bunlardan biri de sizsiniz. Ayrıca annenizi de çok taktir ettim gerçekten… Belgin ismi de güzel olmakla beraber Nurcan size cuk oturmuş, yolunuz bahtınız açık olsun. Takipteyiz…
Ayşe Dikmen çok teşekkür ederim. Sevilmenin zevki büyük yükü ağırdır. Şimdi sevenlere layık olmak zamanı.
Ne kadar içten, sıcacık, endişeli ama korkudan çok cesarete yakışan cümleler bunlar… Okuyan insanlar yazmalı mutlaka. Paylaşsa da paylaşmasa da mutlaka yazmalı. Bazı insanlar için okumak-yazmak iyileştirici gücü de olan sihirli bir değnek. Umarım artık “Seyircisiz Olmayan” bu maceranız size şans, doyum, mutluluk ve daha da fazlasını getirir. Başarılar ve cesaretiniz için tebrikler…
Sibel Özeren. Yorumunuz üzerine ellerim kalem aradı. Şevk böyle bir şey işte. Belki de en özel iyiliklerden biri de bir insanı şevklendirmektir. Siz ve sizin gibi güzel insanlardan oluşan seyircilerimi çok sevdim. Teşekkür ederim. Benimle olmanız bana onur veriyor, şimdi size layık yeni yazılarla buluşma zamanı. Sevgi ve saygılarımla…
Hayırlı olsun, yazınız çok etkileyici olmuş, başarılar dilerim. Sevgiyle…
Çok teşekkür ederim. Bu konuda beni yüreklendirenler arasında olduğunuzu biliyor olmalısınız. Sevgiyle kalın Lütfiye Hanım.
Nurcan Hanım başlangıç yazınız mükemmeldi. Bundan sonrakileri bekliyorum. Sevgiyle kalın…
Teşekkür ederim. Umarım bütün yazılarım ruhunuza layık olur Faika Hanım.
Harikasın kalemine yüreğine sağlık. Küçüklüğümüzden beri hep böyle bir hayalin vardı. Harika bir iç dünyan ve doğrucu sevgi dolu bi kalbin vardır hep. Başarılarının devamını dilerim canımm ❤
Çok teşekkür ederim canım. Beraber anılar biriktirdik, beraber seyretme zamanı. Sevgiyle kal Rahşan’ım. Kompozisyon ödeviniz olursa yardım ederim. 😉
Elinize, yüreğinize, kaleminize sağlık… Uzun zamandır okuduğum en içten en samimi yazı. Bunları okuyan mutlaka kendine içinde bir yer bulur, tıpkı benim gibi. Okurken insanın yüreğini okşaması ne güzel bir duygu. Sabırsızlıkla bekliyor olacağım her perşembe gününü…