Satır Arası

Özgüven

14 Aralık 2018

Özgüven
Dünya çapında kendi alanlarında başarılı olabilmiş, kendilerinden söz ettirebilen, kişisel marka olabilmiş insanlara baktığımızda, hepsinin ortak özelliğinin özgüven olduğunu görebiliriz. Her biri tanıtılırken, özgüveni yüksek olarak takdim edilir. Tam da bu yüzden dillere pelesenk olmuştur, “özgüven” kavramı ve zaman zaman başka kavramlarla karıştırılır.

“Özgüven” kelimesi kullanılırken, genelde “Başkaları beni nasıl görüyor?” sorusunun cevabı olarak düşünülür. Yani kişinin iyi bir işi, statüsü olması, iyi para kazanması, güzel ya da yakışıklı olması özgüven sebebi sayılır. Halbuki, özgüven kişinin kendi değerlerine, yetenek ve yetkinliklerine duyduğu inançtır. Yani “Ben kendimi nasıl görüyorum?” sorusunun cevabıdır.

Öz Farkındalık

Özgüven kişinin özünden aldığı bilme ve inanç halidir, dolayısıyla öz farkındalık olmadan, özgüven olmaz. Bu da kişinin kendisine objektif bakabilmesiyle doğru tespit edilir. Kişi, hangi konulara yatkın olduğunu, hangi konularda yeterli olabileceğini çok iyi bilmelidir. Yeterli olmadığı yerlerde kendini yeterli hissetmesi özgüvenden çok hayalperestliktir. Büyük ihtimalle de sonucu başarısızlık olur. Bu başarısızlık üzerine kendini, yetkin olduğu bir alana odaklarsa, faydalı bir değişim olmuş demektir fakat başarısızlık sonrası cesareti kırılırsa ciddi bir özgüven sorunu olur ve yapabileceği şeyler için bile adım atmaya cesaret edemez.

Özgüven-Kendine Güven

“Özgüven” ve “kendine güven” kavramları ilk bakışta aynı zannedilip aynı anlamda kullanılabilir ama özünde farklıdır; farklılaşma noktası ise ÖZSAYGI’dır.

Öz saygısı olan kişi kendi değerlerinden ve yeterliliklerinden emindir ve bunu kimseye ispatlamaya ihtiyacı yoktur ayrıca tevazu sahibidir. Başarılı olduğu yaptıklarıyla ortadadır, bunları vurgulamaya gerek duymaz. Özsaygısı olmayan kişinin ise özgüveni eksiktir, bu yüzdendir ki girdiği ortamlarda kendine fazla güvenerek, “Ben şuyum, ben buyum, sen benim kim olduğumu biliyor musun?” edasındadır. Bu kendine fazla güvenmenin biraz daha ileri noktası kibirdir ve başarı ne kadar büyük olursa olsun kibir, kişisel imajı zedeler.

Özgüveni Geliştirmek

Özgüveni geliştirmek insana dair her şeyde olduğu gibi farkındalıkla başlar. İlk önce, kişi içinde yaşadığı toplumla ve yakın çevresiyle olan ilişkisini farketmelidir. Yakın çevresinde -iş hayatı ya da aile hayatı- kendini sürekli eleştiren, söylenen, hatta kızan, bağıran insanlar varsa, kişi kendisini buradan ya da söylenenlerin etkisinden kurtarmalı, yani bunları bir şekilde kulak arkası etmeyi bilmelidir, aksi takdirde özgüveni hiçbir zaman oturmaz.

Sonra da sistematik olarak hayata dair bir hedef koyup, plan yapmalıdır. Planını uygularken, yolda attığı adımlarda başardığı her noktayı not edip bir adım ileri gitmelidir. Başarıları kendisine vurgulaması önemlidir çünkü insan başardıkça yeni başarılar ister.

Sonra da bir hayat tarzı olarak, başarısızlıktan korkmamalı insan. Başarısızlık hayatta istenilen bir şey değildir elbette ama olabilir, her adımda başarılı olunacak diye bir şey yok. Bazen başarısızlık insanı daha çok geliştirir, değişimden kaçınan insanlar, bazı başarısızlıklardan sonra değişimin gerekliliğini anlarlar ve değişirler. Bu aşamaları çabayla aşabilen insanlar özgüvenlerini her zaman taze tutarlar.

Yani…

Özgüven için hedef, plan, adım atma cesareti, değişim, gelişim ve mutlaka çaba gerekir. Bunları yaparken özsaygıyı hiç kaybetmemeli ki kibirli olunmasın. Özgüvenli insan başarır, kibirli insan konuşur. Eskilerin dediği gibi

“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”

Sevgiler,
Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

3 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 14 Aralık 2018 at 07:58

    Fatmanur Erdoğan’ın “Beyaz Yakalı Girişimci” kitabında ünlü girişimcilerin o büyük çıkışlarını yapmadan önce defalarca red edildiklerini ya da iflas ettiklerini okumuştum. Sanırım onları devam etmeye iten, kendilerine olan sarsılmaz inançları oluyor.
     
    Bu özgüvenin olumlu yanı ama senin de yazında açıkladığın gibi temelsiz bir özgüven de insanı ömür boyu bir hayal kırıklığından diğerine sürükler. Bu yüzden sanırım birinci adım kendini ve yetenekleri bilmekten geçiyor. Üzerine de sağlam bir “yapabilirim” inancı geliştirilirse sanırım her konu da muvaffak olmak mümkün 🤓
     
    Gene harika bir konu seçmişsin canım.
     
    Teşekkürler 🤗😘

  • Yanıtla Nalan Erpolat 18 Aralık 2018 at 22:51

    Teşekkür ederim yorumun için Didemcim. Sitenin taşınmasıyla ilgili sohbetlerimize dalarak, cevap yazmayı atlamışım. Editörüm kusuruma bakma 😘

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 18 Aralık 2018 at 23:44

      Canımsın 😘😘😘

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan