“AUM” Ommmm’dan Öte Bir Şey

Yoga Nedir?

Kendimi bulacağım hedefe giden yol,
Öz, kesif, deneyim.
“Ne yapıyorsunuz siz?” dedirten abuk sabuk hareketler,
Şifa.
Bana iyi gelen.
İçle dışın bir araya gelmesi için bir yol.
Potansiyeline ulaşmak için bir araç
Soyuttan somuta yolculuk
Felsefe
Bir olmak…

gibi, gibi cevaplar geliyor akla ilk anda.

Şimdi bir bakalım;

Vücudun optimum haline ne diyoruz?
Sağlık.

Zihnin optimum haline ne diyoruz?
Huzur.

Öylese yoga nedir?

Belli bir amaca giden bir araç, her koşulda, her yaşta, fiziksel sağlık, zihinsel huzur, mânâ ve maneviyatın süregelmesini saglayan kişisel ve uygulamalı bir ögretidir.

Sadece duruşlardan oluşan bir egzersiz çalışması değil, bir yaşam felsefesi, bilgi ile hareketi birleştiren bir uyum sistemidir. Düşünce, duygu ve eylem arasında uyumun sağlanmasıdır. Kişiye fiziksel, zihinsel, entellektüel, duygusal ve mânâ alanında kendini geliştirme imkanı sağlar.

Huzursuz bir zihne sahip olan kişiye dinginlik, fiziksel hastalığı olan kişiye sağlık, öğrenci veya iş adamı/iş kadınına konsantrasyon gücü, arayış içerisinde olan sorgulayan kişiye felsefi derinleşme ve sorularına farklı yanıtlar bulma imkanı sağlar.

Diğer canlılar ile aramızdaki bağı farketmemizi sağlayarak tüm canlılara karşı sevgi ve merhamet hislerini güçlendirir, etrafımızdaki canlılara zarar vermeden yaşamayı öğütler. Yaşama karşı farkındalığımızı arttırarak empati kurabilmeyi, bağımlı olmadan, sahiplenmeden sevebilmeyi, gerektiğinde vazgeçebilmeyi öğretir. Kendi kişisel disiplinimiz doğrultusunda amacımız uğrunda çalışmayı, sorunları hayatımıza engel olarak görmeden yolumuzda devam etmeyi öğretir.

Günümüzde yoga denildi mi akla gelen yoga duruşlarının (asanaların), yoganın kocaman okyanusunda sadece birer damla olduğunu anlatabilmişimdir umarım.

Hayata daha farkında gözlerle bakabilmek için derin bir yaşam felsefesinden bahsetiyorum size; daha sakin, daha huzurlu, daha farkında, daha bilge, daha mutlu, daha zinde, daha sevgi dolu bir hayatınız olsun istemez miydiniz?

Yoga, bir spor dalı değildir.

“Asana” adıyla anılan duruşlar, yoga felsefesinin içerisindeki basamaklardan sadece biridir. Fiziksel anlamda sağlıklı, aktif, canlı kalmamızı sağlar ve bu yüzden bir spor dalının size sağladığı fiziksel faydaları yogada bulabilirsiniz diyebiliriz. Eğer yoga uygulamalarını sadece fiziksel olarak gerçekleştirmek ve felsefesiyle, yaşam şekliyle, öğretileriyle hiç ilgilenmek istemiyorsak o zaman yaptığımız uygulama sadece “Asana” çalışması olacaktır. Yani bu durumda yoga yapıyorum değil, asana uyguluyorum dememiz daha doğru bir tabir olur.

Yoganın sadece fiziksel faydasını elde etmek istiyor olabiliriz, bu bizim seçimimiz. Mesela içinde çeşit, çesit meyve ağaçları olan bir bahçe düşünün ve siz sadece armut ağacının meyvesinden yiyiyorsunuz; neden olmasın, belki de sadece armut seviyorsunuzdur ya da armuta ihtiyaç duyuyorsunuzdur olamaz mı? 😊

Sonuç; neden yogaya ihtiyaç duyduğumuza ve nasıl bir faydasını görmek istediğimize karar vermek bizim elinizde.

Yoga bir din midir?

(Benim zihnimi en çok meşgul eden, sonsuz sorguladığım, çokça araştırdığım konu.)

Din değil, bir ahlak felsefesidir.

Bize bir Tanrı’ya tapmayı ve bu Tanrı’nın ibadet kurallarını öğretmez. Bizi kendimizi tanımaya ve içimizdeki “öz”ü bulmaya davet eder. Amacımız uğruna disiplinli çalışmayı, fedakarlık edebilmeyi, karşılıksız iyilik yapmayı, beklentisizce sevebilmeyi, gerektiği yerde vazgeçebilmeyi, zarar vermemeyi, nefsimizin ve zihnimizin hakimi olabilmeyi, merhamet etmeyi, farkındalıkla yaşamayı, çevremizdeki yaşamlara saygı duymayı öğütler.

Uygulamalarının ve felsefesinin Hindistan’da başladığı ve 8000 yıl kadar önceye belki de daha eskiye dayandığı söyleniyor.

(Yoganın en eski bulguları arkeolojiktir. 1920’lerde başlayan kazılar Hindistan’da İ.Ö. 3000 yıllarında gelişmiş olan bir uygarlığın belirtilerini ortaya koymuştur. Bulgular arasında yoga duruşlarını gösteren taş mühürler de görülmüştür. Kaynak; Felsefe Alemi)

Hindistan’da binlerce yıldır süren bu uygulamalar Hinduizm dinini de etkilemiş ve Hinduizm’in içerisinde de kendine yer bulmuş. Ama yoga ne başlı başına bir din, ne de özel bir dine ait uygulamalardır. Hindular da yapabilir, Hristiyanlar da, Müslümanlar da, Yahudiler de, paganlar da, Jainler de, Şintoiler de, deistler de, teistler de, panteistler de, ateistler de…

Canım ülkemin şartlarına baktığımızda kadınların yogaya daha meraklı olduğunu inkar edemeyiz. Sanırım Türk erkeğinin yoga denince böyle el parlaklarını mum gibi yaparak (ki bu okul yıllarında öğretmenin öğrencisine ceza vermek için cetvelle vurmadan önce ellerinin almasını istediği pozisyondur🙄) dudaklarını büzüp “Ommm (“AUM”) mu yapıyorsunuz?” demesi, yogayı Recep İvedik’le tanımasıyla ilintili bir durum gibi geliyor bana.

Oysa ne yoga öğretisinin, ne de Asanaların Recep İvedik’in filminde gördüğümüz karakterle kesinlikle ve kesinlikle uzaktan yakından bir ilgisi yok sevgili Türk erkekleri!

Hatta şöyle bir durum var ki; yoganın getirisi olan “güçlü, kuvvetli, dengeli” olabilmek gibi kavramlar, sosyal hayat içerisinde kadınlardan çok erkekler arasında revaçta. Kadınlar arasında ise esneklik ve fit kalabilmek yoga duruşlarına olan ilgiyi arttıran kavramlar.

Yani demem o ki yoga duruşları (asanalar); hem erkek, hem de kadın için fiziksel olarak uygun, faydalı, geliştiricidir.

Sevgili Türk erkekleri betimlemek isterim ki tayt giymek gibi bir zorunluluğunuz yok 🙂

Fitness uygulamaları kaslarınızı kısaltıp, güçlü kemikler değil güçlü kaslar geliştirmenize yararken yoga uygulamaları kaslarınızı uzatır, iskelet sistemini dengeleyerek uyum içerisinde güçlü bir fiziksel yapıya sahip olmanızı sağlar. Üzgünüm size devasal kaslı bir vücut vaadedemiyorum lakinn kocaman kasları olan bir adam değilse de kesinlikle güçlü, dengeli, stresten uzak, kendine güvenen bir adam olmanıza yardım edecektir.

 
Yaniii şu olamazsınız da…
Arnold Schwarzenegger
(kendisi Terminator filimlerinin ünlü oyuncusu olur)

Düzenli uygulamalarla belki şu olursunuz 😊
Hamsa Saraswati
(@hamsasaraswati: @harayogavedantacenter‘dan hocamız olur)

ya da bu 😊
Mehmet Ali Alişan
@ma_alisan

“Şimdi sen yoga yapıyorsun ya bacağını böyle boynunun arkasından dolayıp ayağını yanağına değdirebiliyor musun?”

“Böyle gözleri kapayıp ‘Ommm’ (ki dogrusu”AUM” ) deyince bütün dertlerinden kurtuluyor mu insan?”

“2 haftadır yoga yapıyorum, migrenimden kurtulamadım hala.”

Falanlar filanlar…

Efendim yoga bir mucizeler bütünü, sihir ya da akrobasi değil.

Yoga sayesinde hayatımızda ciddi değişiklikler olacaktır elbet (deneyimle sabit) fakat hayatımızda bu değişikliği yapan “biz”iz, yoga değil, bunu unutmayın. Eğer biri size yoga yaparsanız tüm hastalıklarınız iyileşecek, huzurlu ve mutlu olacaksınız, hayatınızı yeni baştan kurabileceksiniz derse arkanıza bile bakmadan kaçın oradan ciddiyim inanmayın; hayatınızı yeni baştan kuracak ve bu değişimi yaşamınıza davet edecek kişi “siz”siniz, siz isterseniz ve farkında olursanız yoganın yardımıyla bunu yapabilirsiniz. Felsefesi size yol gösterecektir ama ne yaptığınızı bilmeden uyguladığınız duruşlarının size faydadan çok zararı olabilir, aman dikkat sakatlık olmasın 😉

Değişimin zamanla gerçekleşen bir hal olduğunu da hatırlatmak isterim, 2 haftalık uygulamanın hayatınızda mucizeler yaratacağını zannetmeyin, ama zamanla disiplinli bir çalışmanın yardımıyla yaşamınızda çok şeyin düzene girebileceğini (ki bu da deneyimle sabit) bilin isterim.

Ayrıca duruşları uygulamak için öyle zannettiğiniz gibi esnek, zayıf, fit olmanıza falan gerek yok. Yoga tanımını yaparken ne demiştik hatırlayın her koşulda ve herkes içindir, akrobatik hareketler yapmaya değil bedenimizi tanımaya, kendi sınırlarımızı bilmeye ve yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Kimseyle yarışmadığımızı, kendi bedenimizin sınırlarını öğrendiğimizi, bedenimize nazik davranmamız gerektiğini aklımızdan çıkarmıyoruz. Kilolarımız, ASLA ve ASLA duruşları gerçekleştirmemiz için bize engel değil.

“Esnek değilim yoga yapamam.”
“Kilo fazlam var yoga yapamam”

sözleri,

“Bu çamaşırlar çok kirli onları yıkayamam ya da çok kirliyim banyo yapamam gibi bir şey…”

Fatoş Şahin