Satır Arası

Başarı

25 Ocak 2019

Başarı
İçinde yaşadığımız çağ, o kadar başarı odaklı bir çağ ki, artık bir kavram karışıklığına neden olmuş durumda. İnsanların mutluluğu, başarısı ile eşdeğer tutuluyor. “İnsan ancak başarılı olursa mutlu olur” gibi bir algı var artık, kişi başarılı değilse sanki yaşam anlamsız. Hem kendisi için, hem de çevresi için.

Durum böyle olunca, çocukluktan itibaren kişiden beklenen bir başarı var, ve bu ders notlarının yüksekliği ile ölçülüyor. (Geçen haftaki Karne Günü yazıma göz atabilirsiniz.) Sanki dersleri iyi olan bir çocuk, yaşam başarısını garantileyecekmiş gibi çocuğun notlarının hep yüksek olması bekleniyor. Bu anlayış da toplumda yer ettikçe, çocuklar, gençler, hayattan beklentilerini sorgulamaya fırsat bile bulamıyorlar. Başarının da belli kalıplara hapsolmuş tanımları çıkıyor ortaya.

Başarı Hedefleri

İyi bir üniversiteden mezun olmak!!!
İyi bir kariyere sahip olmak!!
İşinde 1 numara olmak!
Çok iyi para kazanmak!
Güzel bir aile kurmak, ve sürdürmek!!!!

Gibi ölçütler ilk akla gelenler, bunlara sahipsen başarılısındır.
Peki samimiyetle kendimize sorduğumuzda, bunlar gerçek başarı mı, yoksa dışarıdan başarı olarak görünen ölçütler mi?

Sanırım ilk akla gelen cevap, “Tabi ki gerçek” olacaktır. İnsan çok bilinen bir üniversiteden mezun olup, iyi bir kariyer sahibiyse, iyi para kazanabiliyor, ailesiyle beraber lüks yaşayabiliyorsa, daha ne ister ki?! Hayatta başarıyı yakalamış demektir.

Peki tüm dünyaya baktığımızda, iyi kariyer yapmış, ailesi olan, iyi kazanan iş insanları, sanatçılar neden intihar ediyorlar?
İyi bir üniversitede okumak “başarıdır” diyoruz ama yapılan araştırmalarda dünya çapında çok başarılı bilinen ve gerçekten başarı odaklı bir üniversite olan “Harvard Ün.” öğrencilerinde depresyon oranı çok yüksek.

İşi bu yönden düşündüğümüzde, ilkokuldan itibaren çocuklara dayatılan, toplumlar tarafından belirlenmiş hedeflere ulaşmak başarı gibi görünse de gerçek başarı değildir, insanlara mutluluk getirmemiştir, mutluluk getirmeyen “güya başarı”nın sonucu hüsrandır.

Kişi ancak kendi koyduğu hedeflere ulaşırsa, gerçekten başarılı olur çünkü bu hedefler kişiyi mutlu eder.

Kişinin Kendi Koyduğu Hedefleri Kendi Değerlerinden Geçer

Belli değerlerle büyümüş olan bir birey, toplum tarafından dayatılan başarı hedeflerine ulaşırken kendi değerlerini çiğnemek zorunda kalabilir. Mesela şu andaki iş dünyasındaki agresiflik, hırs, yükselme arzusu, etrafındakileri yok saymayı, görmemeyi hatta onların acılarını bile gözardı etmeyi gerektirebiliyor. (Sitemizde yayınlanan Selfi Çağı yazısında da bu konuya değinilmişti.)

Çevresine, insanlara duyarlı olan bir kişi, bu çarkın içinde tüm bu değerlerden ödün vererek yaşıyor ve sonunda hayatının kendi anlamını kaçırıyor. Bu durumda mutlu olmak imkansız oluyor.

Tüm bunları düşününce bence başarının gerçek tarifi;

Kendi hedeflerine, kendi değerlerinden ödün vermeden, hayat mutluluğunu kaybetmeden ulaşabilmektir.

Hepimiz zaman zaman kendimizi başarısız hissedebiliriz. Bu hissi sıklıkla yaşayanlar, bence bir de bu yönden düşünün hayatı. Belki de mutsuzluk sebebiniz, mutluluğunuzun ve başarılarınızın farkında olmayışınızdır.

Sevgilerle,
Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

6 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 25 Ocak 2019 at 07:12

    Tam benim kafama göre bir yazı olmuş 😍👏🏻 Son yüzyılın başarı kriterleri değil, benim mutluluğum, kendi hedeflerim, doğrularım, inançlarım ekseninde yaşamak derdim. Tolumun beklenti ve yargıları pek de umrumda değil 😉 Sanırım bu yüzden artık mutluluğa da sahip olduğumu söyleyebilirim. Çok şükür 🙏🏻

    • Yanıtla Nalan Erpolat 26 Ocak 2019 at 09:11

      Mutluluğun daim olsun sevgili editörüm 😘

  • Yanıtla Merve Çevik 25 Ocak 2019 at 09:12

    Müthiş bir yazı.. 👍🏻👏🏻👏🏻👏🏻

    • Yanıtla Nalan Erpolat 26 Ocak 2019 at 09:20

      Çok teşekkür ederim 💗

  • Yanıtla Seda Çağlayan 25 Ocak 2019 at 10:57

    Çok çok eline sağlık 🙂 Öyle katılıyorum ki yazdıklarına…
     
    Bu kafaya gelebilmek için o evreleri atlamak gerekiyor sanırım, bana öyle oldu en azından. Sonradan sonraya anladım benim mutluluğumun bunlarla hiç de ilgisi olmadığını. Bir çok insana göre şanslı sayılırım, beni gerçekten nasıl bir hayatın mutlu edebildiğini henüz gerçekleştirebilecek zamanım ve enerjim varken keşfettim.
     
    Herkesin benim kadar uyanık olmasını dilerim 🙂

  • Yanıtla Nalan Erpolat 26 Ocak 2019 at 09:21

    Teşekkürler… En büyük şans kendini fark etmek işte. 🌸

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan