Çok uzun zamandır yazıyorum. Annemin kapladığı üzeri etiketli deftere çizdiğim çizgiler harflere dönüştüğünden beri. Tahmin edersiniz, her şey kilitli bir günlüğe düşen satırlarla başladı. Biten her defterimi bir sonrakini beklemek üzere odamın en kuytu köşesinde sakladım. Kalbimi ve kelimelerimi herkesle paylaşacak kadar cesur hissedene kadar bu yıllarca böyle devam etti. Evet, cesur olmam gerekiyordu çünkü benim yazdığım her satır beni, gizlimi saklımı fena halde dışa vuruyordu. Başka türlüsünü yapmayı da bilmiyordum zaten.
Kalbimden geçenler kalemimin mürekkebi oldu her zaman.
Sonunda beni hiç rahat bırakmayan yazdıklarımı ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci kişilerle paylaşma isteğim korkumun üzerine basıp bir adım öne geçti ve kendime bir blog açmak zorunda kaldım. Kendi zorumla. Kendi adımla yazdığım bir blog. Seda Çağlayan olarak yazdığım bir platform her zaman beni dikkatli yazmaya itse de içimdeki kontrol mekanizmasını devre dışı bırakmayı her seferinde becerebildim çok şükür. En şeffaf halimle yazmaya devam ettim. 8 yıl olmuş.
İlk yazımla bugünküler arasında elbette çok fark görüyorum okuduğum zaman. İlk postlar daha acemice ama daha kaygısız daha cıvıltılı cümlelerle bezeli. Zamanla cümleler, anlatımlar, üslup değişmiş, derinleşmiş. Mevzular da… İstemesem de hayat beni de herkesi değiştirdiği kadar değiştirmiş. Yanlış anlaşılmak istemem, ne ilk ne de son cümlemden şikayetçiyim. Hepsi de kendi şartları içinde beni layığıyla ifade ediyor.
Değişen cümlelerin, üslubun yanı sıra “insanlar” hakkında yazma ihtiyacım hiç değişmemiş. Eş, dost, sevgili, anne, baba… Sevgi beslediğim, kızdığım, aşık olduğum, kavga halinde olduğum, hak verdiğim, hakkımı almak için uğraştığım ne kadar insan varsa hayatıma değen, hepsi kalemimden, klavyemden nasibini almış. Elbette bu kadar insan odaklı yazarken kendimi de es geçmemişim. Kendi iç hesaplaşmalarım, hezeyanlarım, isyanlarım, mutluluklarım, telaşlarım meraklısına itinayla arz edilmiş.
Ve işte şimdi buradayım, karşınızda, tam da göz bebeğinizin ortasında.
Hatıra defterlerinden, günlüklerden bloğa giden ve çok severek yürüdüğüm bu uzun yol sonunda beni size getirdi. Her Perşembe sizi de kendi düşüncelerime bulaştırmak için burada olacağım.
Benden bir köşe ismi istedikleri zaman şöyle bir durdum zira en son ICQ kullanırken buna benzer bir arayışım olmuştu. Sonra da bulunduğum her dijital platformda hep açık adımla var oldum. Ergen zamanlarımda olduğu gibi “Black Pearl” olarak kendimi size takdim etmek çok yakışık almaz diye düşünerek beni doğru ifade edebilecek bir köşe ismi için epeyce kafa yordum. Ben ne yazıyordum ki köşemin adı ne olacaktı? Neye takılıyordum, beni ne tetikliyordu da kalemlere kağıtlara sarılıyordum? Hepsinin cevabı benzer adreslere çıktı. İnsanlarla, şehirlerle, denizlerle aramda günlük hayatın içinde yuvarlanıp giderken çok da gözlemlenemeyen ama iş yazmaya gelince kendini açık seçik gösteren ince hem de çok ince, naif bir ilişki vardı. Yıllarca bu ince mevzulara takılıp sevinip, üzülen ve bu duygularla mürekkep akıtan biri olarak arayışıma son verdim.
Umarım beni okudukça bu ilk yazımın gerçekten iyi bir tasvir olduğuna kanaat getirir ve benimle satırlarımın arasında dolaşmaktan hoşlanırsınız.
Yeni bir başlangıç. Çok mutlu ve heyecanlı hissediyorum kendimi karşınıza çıktığım için. Müsamereye çıkar gibi, en iyi bu anlatır sanırım. İnce Mevzu’ya Hoş Geldiniz!
En derin sevgilerimle,
Seda Çağlayan
*Yazıları haftalık olarak düzenli takip edebilmek için İnstagram hesaplarımız:
@incemevzuofficial ve @senveben.biz.tr
23 YORUMLAR
Kelimelerini çok sevdim canımcım 😍 2010’dan beri kendi bloğunu düzenli yazmana rağmen bizimle de yazılarını paylaşacağın için çok mutluyum. Aramıza hoş geldin canım.
Ben de sizinle olacağım için kendimi çok iyi hissediyorum 🙂 Birgün çocukluğundan birileri kalkıp geliyor ve gerçekleştirmek istediğin hayallerden birini “al bak bu senin artık” diye önüne koyuveriyor 🙂 Değeri büyük. Elif’e ve sana bu başlangıçta yanımda olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Uzun zaman birlikte yürümek dileğiyle…
Heyecanla bekliyorum neler yazacağını 🌸
Ben de 🙂
Canım Sedosum, yeni yazılarını bekliyorum. Başarılarının daim olsun. Musmutlu ol.
Çok teşekkür ederim 🙂 Sen de Meleğim.
Şimdi ilk kez ifade ediyorum ki bu konuda hayallerimi gerçeklestiriyorsun arkadaşım. Senle gurur duyuyorum ve biliyorum ki severek merakla perşembeleri bekliyor olucam. Yaşarken düşüncelerine onları aktaran kalemine sağlık…
Sözlerin beni çok mutlu etti elbette ve biraz da utandırdı 🙂 Çok teşekkür ederim 🙂
İnce arkadaşım benim. Hoş geldin aramıza. Sefalar getirdin. Kendimi lisede dergi çıkartıyormuş gibi hissetmeye başladım senin de katılımınla. Buranın amatör ve tutkulu ruhunu seviyorum. Keyifle takipçinim hayatım. Söyleyecek sözün daim olsun.
Sevgilerimle…
Elif, sen öyle güzel ve mutluluk verici bir olaya vesile oldun ki 🙂 Ve burada bir arada olmak, olabilmek çok kıymetli. Hakkını vermek için elimden geleni yapacağım. Asıl ben teşekkür ederim, sevgiler benden canım arkadaşım…
Bursa içinde bu kadar cevher var ve aynı zamanda hepsi aynı lisede toplanmış 🙂 Aklıma İstanbul’daki Vefa Lisesi geldi… İlerleyen dönemlerde güzel bir ekip ve büyük işlerle devam edeceksiniz.
Hoş geldiniz…
Ahmetcim Bursa değil İstanbul 🙃 Ben İstanbulluyum evlenince Bursa’ya yerleştim 😉 Seda ve sitede yazan diğer lise arkadaşlarım hepimiz Ahmet Şimşek Koleji mezunuyuz.
Vefa Lisesi benzetmesine bayıldım 😉
Uy 😁😁 Ben neden Bursa’ya takılı kaldım 🤣 Yalnız yine de bu platformda bir araya gelebilmek, 20-25 yıl aradan sonra, muhteşem bir detay…
Nice güzel beraberliklere…
Canım benim teşekkürler ☺️ Kesinlikle muazzam bir his fakat bana da arada inanılmaz gelmiyor değil 😉
Sevgiler
Merhaba, hoş buldum 🙂 Vefa Liseli değiliz ama bizler de arkadaşlıklarımızı devam ettirmek, vefalı olmak konusunda hep dikkatli olduk. Sonunda yollarımız yine kesişti, hem de çok naif bir şekilde. Uzun soluklu olmasını umut ediyorum 🙂
Seda’cım ne hoş seni sözcüklerin dünyasında da tanıyacak olmam 🙏 Her yeni gelen yazar arkadaşımda aynı heyecanı duyuyorum ama bu sefer cismen de bildiğim bir ruhun dünyasına süzülmek beni ayrı heyecanlandırıyor.
Tekrar hoş geldin 💞
“Bir ruhun dünyasına süzülmek” Ne güzel ifade etmişsin 🙂 Berilcim, takip ettiğim bir platformda, okuduğum arkadaşlarımla birlikte kalem oynatacak olmak beni de çok heyecanlandırıyor. Öyle sıcak karşıladınız ki beni, gerçekten çok hoş buldum 🙂
Senelerin dostluğu ve arkadaşlığı ile “Yolun açık olsun,” diyorum. Her perşembe merakla beklenecek bundan böyle 🙂
Senin kadar ben de merakla her hafta ne yazacağımı merak ederek kovalayacağım günleri, emin olabilirsin 🙂 Çok teşekkür ederim, sizler tarafından beklenmek çok güzel bir hismiş.
Seda’cım, güzel kalbinden dökülen güzel kelimelerle buluşmak bir zevkti. Devamını her perşembe dört gözle bekliyor olacağım. Yolun açık, gönlün huzur, mevzun ince olsun 🙂
Benim kelimelerime verdiğiniz bu karşılıklar beni her seferinde yeniden aynı sevinçle yazmaya teşvik ediyor. Çok teşekkür ederim benimle olduğunuz için.
Güzel bir makale, beğendim.
Çok teşekkür ederim.