Satır Arası

Aşk

15 Şubat 2019
Aşk Kalp | Sevgililer Günü
14 Şubat Haftası

Bütün vitrinler, reklamlar, afişlerin teması bu; aşk.

Kocaman kalpler, kırmızı yazılar, indirimler, kalp konseptli ürünler vs vs… derken 2 grup insan düşüncesi oluşuyor birdenbire.

“Yahu nerden icat etmişler şu sevgililer gününü?! Para tuzağı işte”

Ya da

“Ayy ne kadar güzel! Herkes sevgilisine hediye alıyor, sevgililer gününü kutluyor”

Diyenler…

Her iki grubun da düşüncelerinde haklı sebepler de var, karşı düşüncedekine göre yersiz, gereksiz bahaneler de. Tabi ki herkes düşüncesini ortaya koyabilir ve ona göre yaşayabilir ama bir an durup düşünsek, “sevgili”den daha doğrusu “aşk”tan ne anlıyoruz?

Aşk Nedir? Nasıl Yaşanır?

Herkesin ilk aklına gelen “aşk” tanımı; “Çok yoğun sevgi” olacaktır. Evet aşk çok yoğun bir duygudur ve bu duygu, “müzik aşkı” “araba aşkı” gibi bazı diğer sevgi türlerinde de dilimize karışmıştır ama şu da bir gerçektir ki tanımın ilk çıkış noktası kişiler arasındaki aşktır.

“Aşk”ın magazinsel tanımlarının yanında, bir de son 35-40 yıllık zaman diliminde, sosyal psikolojide incelenen teknik yanına bir göz atalım.

Sosyal psikolojinin önemli bir konusu olan aşk, güçlü bir duygudur, ama o ilk akla gelen haliyle bazı insanların hayali, bazılarınınsa alay konusu olan bir büyü değildir. Biyolojik, sosyolojik, psikolojik ve hatta antropolojik faktörleri olan bir olgudur ve çeşitleri vardır.

Bazı aşklar kara sevdadır. Aşık olduğunu tanımadan, kafanda oluşturduğun kişiye delicesine aşık olmaktır.

Bazen de aşk sadece fiziksel çekiciliğe dayanır ve ultra romantiktir.

Bazıları için oyun gibidir aşk; bugün başlar, yarın biter. Heyecan vardır, ama sıfır sorumluluk bilinci vardır.

Bazıları aşklarını fazla sahiplenerek hatta bazen hırçınlaşarak yaşarlar ve çoğu zaman farkında olmadan zarar verir, yıpratırlar aşık oldukları kişiyi.

Bazı aşklar çok koşulsuzdur, her şeyi affetmeye hazırdır. Karşısındakine sınırsız özgürlük ve rahatlık veren bu aşk, kişinin kendisini yıpratmasına sebep olur.

Her zaman herkes aşkta heyecan aramayabilir, bazı insanlar için aşk, kendini tamamlayan, kendini hoşnut eden bir insanla beraber olmak demektir.

Ve bir tür aşk da vardır ki, heyecan, tutku, duygu ve düşünce paylaşımı hep vardır, kalp kalbe, can cana iletişimin olduğu bir aşktır. En özlenen ve arzu edilen aşk da budur.

Aşkın Yolu

Hayatta nerede, ne zaman aşk yakalanır, bilinemez. Her an her yerde çıkabilir karşımıza. Yine sosyal psikoloji kuramı, herhangi bir heyecan verici ortam varsa (olumsuz bir heyecan bile olsa) insanların o ortamlarda aşka daha meyilli olduğunu söyler. (düğünler, kutlamalar, savaşlar)

Aşkı yakaladıktan bir süre sonra, aşk duyguları kontrol altına almaya başlar, daha sonra yavaş yavaş kişilerin farkındalığı harekete geçer.

“Ben kimim?”
“Seçimlerimin farkında mıyım?”
“Onu gerçekten tanıyor muyum?”

Sorularını kendine sorar ve eğer dürüst olarak olumlu yanıtlar verirse, aşk sevgiyle tam bir birleşme yaşar. Bu durumda yaşam memnuniyeti en üst seviyelere yaklaşır.

Aşkın Ölmesi/Ölmemesi

Aşk ölümlüdür ama ne uzun ilişkiler öldürür aşkı, ne de evlilikler. Aşkı tarafların özensizliği ve ilgisizliği öldürür.

Geçen zamana karşın, ilişkiyi alışkanlığa dönüştürmemek için biraz emek gerekir. Arada sırada yapılan değişiklikler, alınan küçük hediyeler, yapılan küçük sürprizler insanın içindeki sıcaklığı, dolayısıyla aşkı diri tutar.

Bu yüzden, 14 Şubat’ı ister gerekli bulun, ister gereksiz; tarihlere takılın ya da takılmayın ama hayatınızı ve aşkınızı rutinden çıkaracak minik dokunuşlar olsun yaşamınızda. Bu hem beraber olduğunuz kişiye hem de size iyi gelecek. Sevin ve sevdiğinizi gösterin.

Aşk ve sevgi gününüz kutlu olsun.

Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

11 YORUMLAR

  • Yanıtla Ahu Kınay Zabun 15 Şubat 2019 at 12:19

    Ne güzelde anlatmışsınız, kullandığınız dili seviyorum. Kaleminize, yüreğinize sağlık.

    • Yanıtla Nalan Erpolat 16 Şubat 2019 at 06:24

      Çok teşekkür ederim Ahu Hanım. Sevgiler😘

  • Yanıtla Esat Öğütveren 15 Şubat 2019 at 14:04

    Rüyalar aşk, gerçekler evlilik.
    Erkeksen 14 Şubat’ta eve çiçeksiz git bakalım 😁

    • Yanıtla Nalan Erpolat 16 Şubat 2019 at 07:06

      😀🤗

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 15 Şubat 2019 at 15:28

    Ne güzel anlatmıştın, canım. Özellikle; “Aşk ölümlüdür ama ne uzun ilişkiler öldürür aşkı, ne de evlilikler. Aşkı tarafların özensizliği ve ilgisizliği öldürür,” yorumuna bayıldım.
     
    Bir fikrin iki ucundan birinde durmadan, ikisine de eşit mesafede yazdığın, önemli olanın çok daha başka bir nokta olduğunu anlattığın yazılarını çok seviyorum.
     
    İyi ki buradasın canım 🤗😘

    • Yanıtla Nalan Erpolat 16 Şubat 2019 at 07:10

      Çok teşekkür ederim Didemcim. Gerçekten iyi ki buradayım, çok mutluyum burada olduğum için.💕😘

  • Yanıtla Mehmet Gökcük 15 Şubat 2019 at 19:46

    Sade, içten ve aşkın türlü türlü hallerini anlatan bir yazı…

    Okurken arada bir durup düşündüm… İlk kitabımın adı; ”Sevgi’li Aşk”… İkincisinin ise; ”Sevgi’li Aşk; Eylül”…

    Bu iki kitabı yazarken ben aşk meselesine nasıl baktım diye tekrar düşündüm…
    Beşeri aşkta, birbirine paralel düşüncelere sahip olduğumuzu hissettim…
     
    Bunun yanında en önemlisi; “İlgi aşkı yaşamda tutar” tespiti…
     
    Konu çok zarif işlenmiş kaleminizle…
     
    Yüreğinize, kaleminize sağlık…

    • Yanıtla Nalan Erpolat 16 Şubat 2019 at 07:08

      Çok teşekkür ederim Mehmet Bey…😊

  • Yanıtla Didem Elif 15 Şubat 2019 at 22:59

    “Aşk ölümlüdür ama ne uzun ilişkiler öldürür aşkı, ne de evlilikler. Aşkı tarafların özensizliği ve ilgisizliği öldürür.”
     
    Bu benim de hep inandığım bir konu. Mehmet’e katılıyorum. Konuyu büyük bir zerafetle işlemişsiniz. Sevgi dolu yüreğinize sağlık.
     
    Sevgiler…

  • Yanıtla Nalan Erpolat 16 Şubat 2019 at 07:18

    Çok teşekkür ederim. Beğendiğinize çok sevindim. 🤗

  • Yanıtla Beril Erem 20 Şubat 2019 at 03:09

    Ah! Okurken aşık olmayı özledim …:)
     
    Hani o ilk sorgulamaların başlamadığı, her şeyi koşulsuz, şartsız sürdüreceğimize inandığımız, o minik kalp çarpıntılarının ve acaba kavuşacak mıyız merakının süregeldiği anları.. Galiba ben o kısmı daha çok seviyorum.

     
    Kaleminize sağlık:)

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan