Bilmişlik

Diğer ülkelerin bu konuda ne derece ilerde ya da geride olduğunu söyleyemem. Ama bizim insanımız, en azından büyük bir çoğunluğu, her konuda her şeyi bilir. Filistin’de Yahudilerin ilk kez ne zaman yerleşmeye başladığını, Haçlıların Filistin’den ne zaman kim tarafından kovulduğunu ve futbolcunun ya da teknik direktörün ne yaparsa başarılı olacağını çok iyi bilir. Ama ne gerçek bir tarihçiden ne de bir spor uzmanından bu konuda gerçek bir bilgi almış ya da okumuştur. İnanılmaz ölçüde bir bilmişlik.

Bilmemek Ayıp Değil

“Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp” derler ya eskiler. Ben artık o kadarını beklemiyorum kimseden. “Bilmiyorsan git araştır öğren.” Nerdeee?! Bilmemek ayıp değil, doğru da; bilmediğini bilmemek ehh bayağı bir ayıp. Bilmediği konuda insan fikir üretir mi? Bilmiyorsan bilmiyorsundur, değil mi?

Sokağa çıkıp bir adres sorduğunuzda hemen herkesten bir adres tarifi alırsınız. Herkes her yeri biliyor mu? Yooo! Herkes bir tarif veriyor yalnızca. Bu adres tarifinde de, tarih bilgisinde de, siyaset bilgisinde de, sporda da, oturmada, yemede, içmede, hemen her alanda böyle.

Devlet-it Türkiyye

Tarihte “Türkiye” adlı ilk devlet kim? Tabii ki biz, değil mi? Anadolu ve Rumeli üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti, tartışmasız. Öyle mi?

Öyle değil.

“Devlet-it Türkiyye (Türkiye Devleti) desem çok eminim ki hemen hiç kimse duymamıştır bile. Ama “Memlük” ya da “Kölemen Devleti” desem herkesin az-çok bir fikri vardır. Dikkat, “bilgisi vardır” demedim, “fikri vardır” dedim. Okumaya, araştırmaya dayanmayan, bilgi değil de ezberi vardır aslında.

Hem Türk, hem Mısır, hem Filistin, hem de tüm İslam tarihi içinde o kadar önemli bir yeri vardır ki aslında. Peki neden biz adını yanlış biliyoruz? Bu çok önemli bir soru. Çünkü “Memlük-Kölemen” adı, Mısır’da kurulmuş olan “Türkiye Devleti” (Devlet-it Türkiyye) ne onları sevmeyenlerce takılmış bir tür “lakap”tır; o devletin adı kesinlikle değildir.

“Köle parçası Türkler” ya da kim bilir ne tür bir aşağılama kastederek takılmış bir lakaptır “Memlük-Kölemen” adı. Mısır’daki yüzyılları aşan Türk tarihinin, Osmanlı’dan bile çok çok eski olduğunu unutturmaya da yarar bu adlandırma oyunu.

Sultan Baybars-Filintin Kahramanı

Mısır, Filistin falan demişken… Ortadoğu’dan Haçlı işgalcilerin kurduğu devletleri söküp atan kimdi? Selahattin Eyyubi, değil mi? Bunu en azından herkes bilir. Yabancı filmler bile var bu konuda. Bilgi kirliliğine neden olmak için onca film yapmazlar ya. Yarı Türk yarı Kürt asıllı Eyyubi Devleti lideri “Selahaddin Eyyubi” kurtardı tüm bölgeyi Kudüs başta olmak üzere, değil mi?

Değil!

Filistin ve çevresini, Kudüs de dahil olmak üzere kurtaran kişi, Selahaddin Eyyubi değildir. Selahaddin Eyyubi döneminde kısmi başarılar sağlanmış ve geçici süreyle Kudüs kurtarılmıştır, doğru. Ama Haçlılar hala çok büyük oranda toprak sahibiydi ve Kudüs’ü de, bildiğim kadarıyla, bir süre sonra geri aldılar zaten.

Bütün Filistin ve çevresini Haçlılardan tamamen geri alan devlet Mısır’daki “Türkiye Devleti” ve o dönemdeki lideri Sultan Baybars’tır. Hatta Osmanlı egemenliğine girdiği 1500’lü yıllara kadar da tüm Filistin Mısır’daki “Türkiye Devleti” egemenliğindeydi.

Tarih Dersi

Tarihle ilgili söylenebilecek çok şey var, belki söylerim de bir ara yine. Ama asıl amacım tarih anlatmak değil. Hangisi doğru hangisi değil konusu da değil benim ana noktam. Benim savaşımım şu ünlü ve büyük kötülük olan “yarı cahillik” ile, “bilmişlik” ile ilgili.

Her şeyi bilemeyebiliriz, bilmek zorunda da değil kimse. Bilmediğini bilmeli insanlar, “Bilmiyorum” demekten korkmamalı. “Bilmiyorum” diyebilmek, bana göre, çok büyük bir atılım olacak sanki bizler için. Ne dersiniz?

Atakan Balcı