İremushka’nın Panosu

Eleştirebilirsin Ama İçinden

15 Şubat 2019

Eleştirebilirsin Ama İçinden

İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde ara. İçidir hakikâtin resmi, dışı sadece bir manzara.
-Mevlana

Merhaba, gündemi en çok rahatsız eden hatta sadece gündemi değil tüm sinir sistemimizi de geren bir konuyu kaleme almak istedim. Kendi düşüncelerimi açıkça ifade ettiğim yazılarımdan bir tanesi ile yeniden sizlerleyim. Kimisini rahatsız edebilir, kimisi hak verebilir okuduklarına ama herkese ayak uydurmak ve herkesle aynı fikirde olmak zaten pek bana göre değil.

Öncelikle kısaca “eleştiri” kelimesinin sözlük anlamını sizlere aktarmak istiyorum; “Bir insanı, bir konuyu, bir yapıtı, doğru ve yanlış yönlerini bulup göstermek ereğiyle inceleme işi.”

Ancak daha çok birini yermek amacıyla kötü sözler sarfederek ve hadsizce yapıldığında oldukça rahatsız edici bir hâl alabiliyor. İnsanları hor görmenin, adamlığına laf etmenin, anneliğine salça olmanın hatta kişinin fiziksel yönleri ile dalga geçmenin adını eleştiri koymuşlar. Ama yemedik!

Elimizde telefon, evimizde Internet, masamızda bilgisayar ve sahip olduğumuz sosyal medya hesapları, aklımızdan geçeni insanlara aktarabileceğimiz anlamına gelmiyor!

Sosyal medya hesaplarından herkes, bir başkasına gününün mutlu geçtiği dakikaları aktarır ya da belki bir fotoğraf paylaşıldığında biz gerçekten paylaşımdaki gibi kalbinde de gülücükler dolduğunu düşünürüz. Ama bilmemiz gereken bir nokta var o da her anımızın oradaki gibi sürmediği hatta arkaplandaki hayatımızın oradaki gibi renkli olmadığı.

Öyle bir zamandayız ki ben buna “Klavye Artistliği Çağı” diyorum, kimsenin hayatına saygı duymadan onların da fikirlerinin farklı olabileceğine dikkat etmeden tak tak dilimize ne gelirse yerleştiriyor ya da oturduğumuz yerden kurup kuruşturuyoruz.

Bu gözler hamile olan insanların fotoğraflarının altına “Çok çirkin olmuşsun kilo alınca” yazıldığını da gördü veya bu kulaklar bir bebek için “Ne çirkin bir çocuk’” dendiğini de duydu. Acaba içimizdeki mutsuzlukların kalbimizi karartmasına izin veriyor, bu yüzden saldırganlaşıyor olabilir miyiz?

Merhametimizi kaybediyorsunuz!

“Nasılsa yüzüne değil arkasından söylüyorum, duymayacak”
“Aman şuraya yazayım görse de cevap vermez.”

Böyle böyle döşüyoruz dilimizdekileri. Ama insanlar duyuyor ve görüyor. Sadece cahille muhatap olmak istemiyor olabilir mi?

Belki de en kötü anında görüyor biz de yaraya tuz olmuş oluyoruz. Çünkü vicdanımızın sesini kapatıp hayatımıza o şekilde devam ediyoruz.

Bunlarla başa çıkabilir miyiz?
Tabii ki hayır.

Peki ben eleştirilerin üstesinden nasıl geliyor ve onları nasıl deneyime dönüştürüyorum?

Başkaları sizi eleştirirken hislerinizi nasıl kontrol edebileceğiniz ve duygularınızı pozitif bir şekilde nasıl yönlendirebileceğiniz hakkında kişisel tavsiyelerimi hemen şuraya iliştiriyorum 👇🏽

Kendimizi kötü hissettiren her şeyden korunmaya çalışsak da negatif şeyler de kişisel gelişimimiz için oldukça gereklidir. Olumsuzluklar, olgunlaşmamıza katkı sağlar. Böylece hayata daha sakin bakmayı ve güçlü olmayı öğreniriz. Birisi bir eleştiride bulunduğunda, öfkeli, sinirli ve rahatsız hissetmek normaldir.

Sizi kontrol altına alan pek çok duyguyu bir anda yaşarsınız. Ancak bir eleştiri ile yüzleşirken kendinizi korumak ve geliştirmek için kararlı olmalısınız.

Bahsettiğimiz duygularla karşılaştığınızda 3 yoldan birini seçme zamanınız gelmiş demektir.

1.Yol | Görmezden Gelme

Bu yol herkesin önerdiği eleştiriyi görmezden gelme seçeneğidir. Başka bir deyişle, duyduğunuz şeyleri duymamazlıktan gelip o kişiye sırtınızı dönerek hayatınıza devam edebilirsiniz. Bu yolun bazı sonuçları vardır. Eğer bu yolu seçerseniz, bir çok şeyi gözden kaçırabilirsiniz. İstemediğiniz şeylere sırtınızı dönmek akıllıca bir karar olmayabilir.

2.Yol | Eleştiriyi Kabul Etmek

Eleştiriyi kabul ediyor gibi gözüküp aslında edemediğimiz için sürekli üzgün ve hatta depresif olma durumu. Bu istemeyeceğimiz sonuçlar doğurur ve hayatımızdaki insanlara da rahatsızlık verir.

3.Yol | Eleştiriyi Pozitif Yöne Çekmek

Benim de yaptığım tam olarak bu. Açık fikirli olalım. Eleştiriler sizi tanımlamaz. Sadece yaptığınız ya da düşündüğünüz bir şeyi hedef alır. Bu yüzden öfkeniz ve üzüntünüz geçtikten sonra açık fikirli olmaya çalışmak önemlidir.

Hatalarınız sizi başarısız bir insan yapmadığı gibi, eleştiriler de itibarınızı lekelemez.

Açık fikirli olmak, söylenen her şeyi ciddiye alıp hepsine inanmak değildir. Bunların yerine, karşı karşıya kaldığınız eleştirinin gerçek amacını keşfetmeye çalışın.

Şunu unutmamalıyız ki, kötü eleştiri insanın en çok kendisine zarar verir. Ne gerek var ruhunuzu kirletmeye, zaten yeterince örselenmiyor muyuz yaşamımız boyunca?

Ve unutmayın insan yadırgadığı fikri, düşüncesizce kalp kırarak yaptığı yorumları belki de empati yapabilmesi adına yaşamadan göçüp gitmiyor.

“İlahi adalette zaman aşımı yoktur. O bir gün mutlaka tecelli edecektir.”

Hayat renkli, günler huzur dolu olsun! 🌻

İrem Savaş

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

20 YORUMLAR

  • Yanıtla Nermin Keçe 15 Şubat 2019 at 12:47

    Bu konu ancak bu kadar açık ve naif anlatılabilirdi.👏🏻
    Kalemine yüreğine sağlık ♥️

    • Yanıtla İrem Savaş 15 Şubat 2019 at 13:03

      Canım benim çook teşekkür ederim!

  • Yanıtla Ahmet Yonca 15 Şubat 2019 at 12:49

    Aslında doğayı bir bütün olarak ele aldığımızda iyi ve kötü diye bir şeyin olmadığını göreceğiz. Evrende insan hariç hiçbir varlık iyi ve kötü gibi bir durum içinde yaşamaz. Bu durumda iyiyi de kötüyü de biz soyut olarak yaratmış oluyoruz ve algılarımızı da iyi ve ya kötü sınırları çizerek derecelendiriyoruz. O yüzden eleştiri nasıl olursa olsun, bir evren bundan etkilenmiyorsa, tamamen bir hiçten ibarettir.

    • Yanıtla İrem Savaş 15 Şubat 2019 at 13:03

      Teşekkür ederim Ahmet Bey, düşüncelerinizi paylaştığınız için 🙏🏼🙂

  • Yanıtla Hande S. Sinan 15 Şubat 2019 at 14:44

    Harika bir anlatım; bu yazıdan çıkarılacak çok ders var…

    • Yanıtla İrem Savaş 15 Şubat 2019 at 15:03

      Çok teşekkür ederim Hande Hanım ☘️

  • Yanıtla Savaş Yıldırım 15 Şubat 2019 at 14:59

    Eline sağlık güzel bir yazı okudum. Eleştirmek ve eleştirilmek iyidir. Maksat yermek ise acıtmaksa o zaman sıkıntılı bir durumdur. Hangi konumda olursan ol eleştiren ya da eleştirilen farketmeksizin “bana ne katar” açısından bakmak tadından yenmeyecek bir olgunluktur. Neredeyse tüm ayrıntılarına değinerek komplike, hoş bir yazı olmuş tebrik ederim .

    • Yanıtla İrem Savaş 15 Şubat 2019 at 15:06

      Savaş Bey, yorumunuz için teşekkür ederim. Eleştirinin yer ve zaman olarak yordamca yapılması konusunda ben de hemfikirim, öylesi iğneleyici ya da taşlayıcı değil öğretici oluyor.
       
      Keyifli günler dilerim 🌼

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 15 Şubat 2019 at 15:20

    Aslında biliyor musun İremcim bu pazartesi için “Ne Çok Seviyoruz Eleştirmeyi” diye bir yazı hazırlamıştım. Hem de 10 gün önceden. Ardından malum olaylar 🙈 patlak verince yazıyı yayınlarsam yaşananların ardından yazdığım ve bir şekilde birilerini hedef aldığım zannedilir diye düşünerek yayına sokmadım. Son dakika yeni bir yazı da hazırlayamadığımdan, pazartesi köşem boş kaldı. Belki bir kaç hafta sonra yayınlarım 😉
     
    Senin yazının başlığını görünce gülümsedim; “bu kız aynı ben” diye de içimden geçirdim doğruyu söylemek gerekirse. Anlattıklarını çok sevdim. Olgunluğuna zaten ne kadar hayran olduğumu neredeyse her yazında belirtiyorum 🙈 Elimde değil çünkü her yazında beni yeniden şaşırtmayı başarıyorsun 🙃
     
    Aslında ben bu eleştiri konusunda daha önce de birkaç kere yazdım; insanlar eleştiri ve hadsizliği birbirine karıştırmaya devam ettiği sürece de yazacağım zannedersem.
     
    Nurdan‘ın bu hafta yayınladığımız Had yazısı da bu konu üzerine kaleme alınmış harika yazılardan biri. Okurlarımıza göz atmalarını tavsiye ederim.

    • Yanıtla İrem Savaş 15 Şubat 2019 at 15:39

      Ah Didem Ablacıım ☘️
       
      Bunu hep yaşıyoruz “ben de bunu yazacaktım”ları; gerçekten aynıyız ve bu bana gurur verir. Seni çok takdir ediyorum!
       
      Teşekkür ederim ayıca güzel söylerin için de. Kesinlikle katılıyorum her şeyin sınırları olması gerektiğine. Haklarımız bir noktada başkalarınınkini ihlal ettiğimizde son buluyor, bulmalı da.
       
      Senin konu ile ilgili yazılarını da heyecanla bekliyor olacağım 🙏🏼
       
      Seni seviyorum…

      • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 15 Şubat 2019 at 15:43

        Ben de seni çooook seviyorum güzellik ❤️❤️❤️

    • Yanıtla Didem Elif 15 Şubat 2019 at 22:27

      İremushka!
      Ne tatlısın sen yaaa…. Başlığı görür görmez içime gülümseme yayıldı.
       
      Geçtiğimiz hafta yaşananlar herkesi bir şekilde etkiledi. Bunu tüm yazılarda görebiliyorum. Sonuçlar da kim olduğumuzu anlatıyor. Sen en pamuklarından birini yazmışsın. Yüreğine sağlık. Evet Didem’in de bomba bir yazısı var. O konunun çok öncesinde yazmıştı ve biz bunun üzerine konuşmuştuk. Onu yayınlamaktan vazgeçme duyarlılığı gösterdiği için tebrik ediyorum. Dediğim gibi herkes kimse onu görüyoruz biraz da.
       
      Seni de duyarlılığından dolayı tebrik ediyorum.
       
      Sevgilerimle…

      • Yanıtla İrem Savaş 21 Şubat 2019 at 00:58

        Çok teşekkür ederim. Sizin bu yorumunuz da beni çok mutlu etti!♥️
         
        Aslında kimseye misilleme yapmak haddime değil. Öyle bir amaçla yazmadım bu yazımı da. Ama herkes yaşadığı olaylar doğrultusunda bu yazımdan bir anlam çıkarabilir, buna müsait.
         
        Konu ile ilgili sessiz kalma sebebim de yaşımdan ötürü. Hepinize saygım sonsuz. Ama umarım birkaç kez düşünerek konuşmanın ne kadar önemli olduğunu herkes anlamıştır.
         
        Kocaman öpüyorum!☘️

        • Yanıtla Didem Elif 21 Şubat 2019 at 01:08

          Yaşananlar almak isteyene ders, almak istemeyene tekerrür olarak yansır. Hatalar insanlar için, kendi adıma derslerimi aldım. Düşünerek yol almaya daha fazla özen göstermeliyiz haklısın. 💛💌😘

  • Yanıtla Mehmet Gökcük 15 Şubat 2019 at 19:40

    Sanıyorum bu dergide yazmaya başladığımdan bu yana 30-40 arası yazı okumuşumdur… Bu yazı en iyi 3 yazıdan biri olmuş bence… Nedenine gelince;
     
    1- Bana göre toplumsal sorunları tetikleyen, büyüten en büyük etkenlerden biri ‘Sosyal medya özgürlük alanı (!)’
     
    2- Eleştiri; ev, iş, sosyal hayat, okul vs her yerde ve her an karşımıza çıkabilir… Nasıl baş edeceğimiz hakkında fikrimiz olmalı…
     
    3- (Bu bölüm en sevdiğim bölüm oldu) ‘Kötü söz sahibinindir… İstediğin her şeyi istediğin yerde söyleyemezsin… Haddini aşamazsın…’ vurgusu…
     
    4- Böyle bir konunun çok uzatmadan, net ve kolay anlaşılır ifadelerle kaleme alınmış olması…
     
    Tebrik ediyorum, yüreğinize sağlık…

    • Yanıtla İrem Savaş 15 Şubat 2019 at 20:38

      Çoook teşekkür ederiiim Mehmet Bey.
       
      Yorumunuz beni gururlandırdı, sağolun 🙏🏼

  • Yanıtla Ahu Kınay Zabun 15 Şubat 2019 at 21:20

    Her satırını sevdim yazının. Sınırlar cok kolay aşılıyor bazen. Sırf eleştirmem gerekir, düşüncesi topluma sirayet etmiş durumda. Herkes kendince haklı eleştiri yaparken, yeter ki tek pencereden bakmayalım, arada camları açalım ki hava alabilelim.
     
    Yazını cok beğendim kalemine sağlık 🙂

    • Yanıtla İrem Savaş 15 Şubat 2019 at 21:25

      Çook teşekkür ederim Ahu Hanım.
       
      Yorumunuz beni mutlu etti, ayrıca hemfikir olmamıza da çok sevindim 🙂

  • Yanıtla Beril Erem 20 Şubat 2019 at 02:59

    İrem!
     
    Bugün okuyabildim bu güzel yazını:)
    Eleştirmek o kadar önemli bir eylem ki aslında! Ammaa! Yerinde, adabıyla ve hakkıyla yapılıyor ise güzel. İnsanı geliştiren önemli bir unsurdur eleştiri.
     
    Gel gelelim, eleştiriyi karşısındaki insanı yermek ve onu küçük düşürmek için kullanan insanlar oluyor ve hep olacaktır da…
     
    O zaman da Mevlana’nın şu sözünü hatırlamak da fayda var:
     
    “Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin, bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye”

    • Yanıtla İrem Savaş 21 Şubat 2019 at 00:59

      Beril Hanım, ne güzel bir yorum olmuş hem de Mevlana’nın bir sözü ile desteklemişsiniz.
       
      Bayıldım, çok teşekkür ederimm!🙏🏼

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan