Münferit Tatile Giderse

Hiçbir İşim Normal Değil

26 Şubat 2019

Hiçbir İşim Normal Değil | Gülşah İslamoğlu
Öncelikle buradan bir selam göndermek istiyorum. Dergimizin kurucusu, benim tabirimle “editörümün” annesi, teyzesi, yengesi beni okuyorlarmış. Yazılarımı kaçırmıyorlarmış. Eyvallah cansınız 😁 O zaman alın kahvenizi de gelin bir şey anlatacağım.

Hani bir laf var ya; “Deveye sormuşlar, neden boynun eğri?” Deve de cevap vermiş; “Nerem doğru ki?”

İşte oradaki deve ben oluyorum abi.

Bir insanın hiçbir işi normal, sorunsuz geçmez mi ya? Ben ne zaman sokağa çıkayım muhakkak başıma bir şeyler geliyor. Bir günü de normal insanlar gibi kapatamıyorum.

Bir gün İstanbul’dan Bodrum’a gidiyorum.

Abi, bir insan uçak saatinden 1 saat 45 dakika önce alana gelip uçağı nasıl kaçırır ya? Bunu yapan tek geri zekâlı benimdir herhalde.

Havaalanında kapılardan geçmekten de nefret ediyorum. Bir kere de ötme be arkadaş. Bir kere de elimi kolumu sallaya sallaya tek seferde geçeyim o kapılardan. Yok, olur mu hiç? İlla 50 kere ötecek. Sanırsın g*tüme demir teller takmışlar. Soyunuyorum soyunuyorum yine ses çıkıyor. Kaç yıldır uçağa biniyorum bir kere olsun bayan güvenliğe vücudumu elletmeden geçemedim. Gerçi bu saatten sonrada hiç şansım yok. Bacağıma platin taktılar. Direk böyle anadan doğma da geçsem mecbur öteceğim. Ne eğlenceli bir hayatım var.

Neyse abi, uçağa binmeyi bekliyorum. Bir anons geldi; “Kapılar değişti” diye. Eyvallah tamam dedim. Gittim öbür kapıya. Gittim gitmesine de bulunduğum kapı Anya’da gideceğim kapı Konya’da.. Neyse kapıya ulaştım. Allah’ın cezası lanet kapı bir daha değişmiş. Ne yapıyorsunuz oğlum? Kapılara geceden rakımı içirdiniz? Durmadan değişiyor amk. Anons geliyor duyuyorum bir şeyler ama algılayamamışım. Hala yanlış kapıda bekliyorum. Sonra bir fark ettim ki; beklediğim kapı Antalya’ya gidiyor. Vay anasını dedim. Hemen koştum boarda bakmaya bir de ne göreyim? “Kapılar kapandı” yazıyor. Ama ben yine o kapanan kapıya koştum. Abi bir gittim. Kapı duvar. Güvenliğe dedim ki; “Gözünü seveyim aç şu kapıyı.” Dedi ki “Yok kapandı. Açamam artık.” Çıktım yukarıya anlattım derdimi. Dediler ki; “Bilet yandı.”

Hayda baştan bilet aldım. Bir sonraki ilk uçak da 5 buçuk saat sonra. Sinirden karnım açıktı. Oturdum burger menü yiyeceğim. Her zaman yediğim menü 14 TL. Alanda yedim 30 TL. Soğanlı soğanlı yedim. Baktım sinirim geçmedi. Popeys mıdır? Nedir? Oradan da soğanlı, sarımsaklı bir şeyler söyledim. Abi benim ağzımı göreceksiniz. Sanırsınız kanalizasyon borusu döşemişler. Bütün mahalle ağzıma sıçmış gibi kokuyor. Geçtim oturdum bir koltuğa. Arkamda da insanlar oturuyor. Ben bir hapşırdım. “Anne soğan mı koktu?” diye bir çocuk sesi. Oha dedim çocuk, senin burnunu öpeyim. Kalktım oradan hemen. Kendimi çaya vurdum. Rahat bir 10 tane içmişimdir. Sinirim geçtikten sonra fark ettim ki; çayın tanesine 7.5 TL vermişim. Pezevenklere bak! Kaç kilo çay alırdım o parayla.

Sonra “Eyvaaah bavullar!”

Gittim firmaya; “Birader ben uçağı kaçırdım. Bavullarım nerededir?” dedim. Şuursuz dedi ki; “Bodrum’da emanete alırlar, oradan alırsın.”

İçime kurt düştü. Başkasına da sordum; danışmaya gönderdi. Danışmaya sordum; emanete gönderdi. Emanete sordum; iç hatlardan gelen yolcu kısmındaki TGS ofisine gönderdi. Dedim tamam amk sıradaki uçağı da kaçıracağım. Bu arada ben de bavulun biri var biri yok. O biri neden yok hemen söyleyeyim. Benim bavulların kilosu fazla geldiğinde bavulun birini Bodrum’a giden başka bir yolcu üzerinden geçirdim. Anasını satayım. O bavula ait etiketi de adama vermişler. Dolayısı ile o bavul Bodrum’a gitmiş.

Neyse diğer uçağın c/in vakti geldi. Abi yanımdaki bavulda yine 4 kilo fazla geldi. 32TL istediler. Dedim 4 kilonun aramızda lafımı olur. Sürtük, “Evet olur,” dedi. c/in işlemi bitti. Ben baştan yine o lanet olasıca kapılardan geçiyorum. Alet yine ötüyor. Şaşırdık mı? Hayır.

Dediler ayakkabıyı çıkart. Eyvallah dedim. Geçiyorum amk yine ötüyor. Onu çıkar, yok bunu çıkar. Kesin dedim g*tümde boncuk var o ötüyor. Neyse ben geçtim. Board’un önünde bekliyorum. 1 dakika ayrılmadım oradan. Sürekli gözüm 204 B kapısında. Neyse ben bindim. Koltuğa oturdum. Ohhh diye bir iç çektim. Bu kez de uçak kalkmıyor. Bekle babam bekle. Neyse biz kalktık. Şimdi de “Hanımefendi lütfen elimi bırakır mısınız?” diye bir ses. Ya benim yükseklik korkum var. Ne yapayım? Uçak kalkarken yanımdaki hatunun elini sıkıyormuşum.
Bodrum’a indik çok şükür. Hemen emanete koştum. Olayı anlattım. Dedim lacivert bavulumu verin bana artık. Bakıyor ediyor lacivert bavul yok. Lan dedim nasıl yok ya? “Bavullar burada işte.. Sen de bir bak,” dedi. Bakıyorum lacivert bavul yok. En son bavulların içine bakmaya başladım. Bir baktım ön fermuarda benim atkım. “Peki, 2 saattir yanındaki bavulunu neden göremedin?” derseniz de çünkü bavulum aslında lacivert değil siyahmış 😁

Bana hala nasıl sokağa çıkma yasağı getirmiyorlar hiç anlamıyorum.

Mizahla Kalın,
Gülşah İslamoğlu

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

10 YORUMLAR

  • Yanıtla Mustafa Kara 26 Şubat 2019 at 12:47

    😁😁😁😁
    Ya ne ötmüş xray. Kesin senin içinde muska unutmuşlar 😁
     
    Tabi gözlüklü insanlar da yanlış görebilir ama Allahtan pembe değilmiş ya pembe olup mavi arasaydın 🤔 Bodrum’da çay bahçesi açardın o paraya 😁
     
    Soğan iyidir c vitamini 😁😜
     
    Alem senin gibi birinin eve kapanmasına razı olamaz 🤦‍♂️
     
    Hadi eyvallah 👋👋👋👋

  • Yanıtla Hande S. Sinan 26 Şubat 2019 at 17:33

    Hahahhahaha Gülşah, gözümden yaş geldi; küçük hayranın Tibet ile koptuk yine.
     
    Uçağa binmeden soğanlı yenir mi dostum? Ya hapşırmayla değil de bağarsaklara gelen baskı ile dışarı çıksaydı o koku? Uçak dostum bu… basınç oluyor kabinde… Hahahha

  • Yanıtla Ahmet Yonca 26 Şubat 2019 at 18:21

    Hiç merak eyleme, tek değilsin. Hamburg akşam 19:30 uçuşuyla Viyana’ya döneceğim bir ara… Sabah 08’de de iş başı yapmam lazım. 3 saat önce oturdum. Viyana yazıyordu. Anons geldi, 30 dk gecikmeli kalkacağız. Tuvalete gittim. Keyif yapıyorum. Çıktım, baktım Amsterdam yazıyor. Kapı değişmiş. Dediğin gibi kapı fizanda… Gittim kapıya, kapanmış. Diğer uçuş 22’de, fiyatı 490 Euro. 1 hafta yemeden içmeden kesip, o uçağa binmeliydim. Neyse ben Viyana’ya yakın bratislavaya bilet baktım. 50 euro. Ona bindim 😁😁 1 saatte trenle Viyana’ya geçtim. Yani sanırım erkenden gidip uçak kaçıran ikinci mal benim 😂😂 tek farkımız ben hiç bir xray’de ötmüyorum 😂😂

  • Yanıtla Çağla Ketenci 26 Şubat 2019 at 18:22

    Gülşah 2. kitabı bekliyorum.
    Sen, beni ne güzel güldürüyorsun…

  • Yanıtla Ilgın Cenkçiler 26 Şubat 2019 at 22:16

    Alemsin, double çifte kavrulmuş olmuşsun 😂😂

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 26 Şubat 2019 at 23:11

    Anneme söylememiştim yazıda ondan bahsettiğini. Yayınlandıktan bir iki saat sonra aradım; “Anne Gülşah’ın bugünkü yazısını muhakkak oku,” dedim. Gelen cevap; “Ooo çoktan okudum.”
     
    Ehh fan olmak böyle oluyor sanırım. Yazın yayına girer girmez okumuş 😉 Çok da mutlu olmuş satırlarında kendisini görmekten 🤗😘
     
    Başına gelenlere ise artık hiç şaşırmıyorum bebek. Resmen belayı çeker bir halin var 😝 Ya da belki de, hepimizin başına gelebilecek olayları, sen öyle bir anlatıyorsun ki teatral oluyor 👌🏻👏🏻

  • Yanıtla Okan 27 Şubat 2019 at 20:13

    Gülşah Hanım selamlar;
     
    Ben size sürekli yazan Özlem Hanım ile aynı acentede çalışıyorum. Bizimle çalışın lütfen. Size Dm’den de yazacağım. Bakarsanız sevinirim.
     
    Acente Genel Müdürü.

  • Yanıtla Özgül 27 Şubat 2019 at 21:50

    Gülşaaaaaahhh çok tatlısın sen.
    Bu sezon Cape Oteli aradım, sen yokmuşsun.
    Konuştuğum kadın çok soğuktu.
    Sen hangi oteldesin oraya gelim.
    Bi’ kere de yamuk ağzından öperim.

  • Yanıtla Günay Aydın 28 Şubat 2019 at 11:38

    Şekeeeerrrr… 😁😁
     
    Bunca samimiyet fışkıran bir yazıya yapılacak yorum da böyle başlayıversin di mi? 😉😘
     
    Ne tatlı anlatmışsın, canım benim.
     
    Bu arada oğlumdan bir yaş küçüksün, onu söyliyim de…
     
    Çok beğendim… Sahiden de insan rahatlıkla dağılabiliyor o koca mekanda. Kendimden de bildiğimden…
     
    Ve yazıya geçirebilmek o duyguyu, telaşı… Herkesin harcı değil. Gönülden kutlarım. Daim olsun.
     
    Sevgiler…

  • Yanıtla Hesna Çelebi 4 Mart 2019 at 14:23

    Gülşah kızım, yazılarını zevkle okuyorum. Ayrıca çıkartmış olduğun kitabını da bir solukta okudum. Okurken de ağlanacak halimize gülmekten kendimi alamadım. Biliyor musun, kitabın baş ucumda, kendimi kötü hissettiğimde bana moral oluyor. İkincisini de sabırsızlıkla bekliyorum.
     
    Yazları ben de Bodrumdayım. Seninle tanışmayı çok isterim.
     
    Sevgiyle kal, her şey gönlünce olsun.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan