Ay Işığı Yolcusu

Korku

5 Şubat 2019

Korku“Korku akıl katilidir,” diyor Frank Herbert “Dune” adlı roman dizisinde. Korku uğruna nelerden vazgeçtik, istemediğimiz veya istediğimizi sandığımız nelere atıldık, nelere katlandık düşüncesizliğimiz uğruna.

Korku-Ölüm

Korku öldürür halbuki, cesaret değil korku öldürür. Soluk alıp vermeyi yaşamak kabul eden bir bakış açısı için bu pek bir şey ifade etmeyebilir. “Her şey boşuna” mantığı çok yaygındır arayan tinlerde/ruhlarda. Geri kalanlar zaten var olanı kabul etmiş olanlardır, sürüye uyarlar. En baştaki canlı atlarsa uçurumdan, hep birlikte atlar hepsi, hiç düşünmeden. “Korku akıl katilidir” ve öldürür; hem bedensel olarak, hem tinsel olarak, mecazen…

Korku-Büyümek

Bazısı saflık, masumluk içinde büyür; bazısı ise erkenden tanır yaşamın içindeki çirkefi. Çirkefin içine atlayanlar bir yana dursun, diğerleri için konuşuyoruz çünkü biz, saflık ve masumluk aşkına.
Erken yaşta tanışanlar çirkefle, korkuyla da erken yaşta tanışırlar çirkef nedeniyle. Kalabalıkların karanlığı, beyaz elbiseli çirkinlik, çamur yüzlü güzellik, kim iyi kim kötü karmaşası?
Bazıları ise ergenliğin, büyümenin değil ergenliğin-büyümek bitmez çünkü çoğu için, sonlarına doğru tanışırlar çirkefle. Büyük bir vurgun gibi gelir korku onlara.

Çirkeflik

Çirkefe teslim olanlardaki korku ise en derinidir. Korkularından kötüleşir, çirkefleşirler. Karardıkça tinleri-ruhları, korkuları da kökleşir içlerinde. Korkuları kökleştikçe çirkinleşir, çirkefleşirler ve yine korkuları derine, derine işler.

Çirkefe bulaşanlar, korkularını yansıtırlar. Başkaları korksun isteler ki, aslında korkanın kendileri olmadığı konusunda kendilerini kandırsınlar. O yüzden mi bu kadar inanılmaz ölçüde ergenler toplumuyuz? Her yaştan ergenle doluyuz, yaşlı, genç?

Masumun Korkusu

Çirkefle erken yaşta tanışan masum ya da kabul edilen anlamda ergenliğin sonlarına doğru tanışan masum; masumun korkusu peki?

Korku masum için dehşettir; dehşet verici ölçüde gerçektir. Çirkefe bulaşan donuklaşmış ve tersine dönmüştür tiniyle-ruhuyla dehşeti bastırabilmek umuduyla. Dehşeti gerçek dışılığa sarıp sarmalar, büyütür, büyütür, büyütür dehşeti ayırdına bile varmadan.

Korku, masum için dehşet verici ölçüde gerçektir. Düşünülemez olanı düşündürür, düşünülebilirliği en kolay olanı düşünemez olur birey. Korkunç, korkutucu; fakat çirkefi seçenin, korkudan kaçmak için içinde debelendiği kendinden bile gizlediği o boyutlar ötesi dehşetle karşılaştırılamaz bile. Korkusundan kaçmak istese de kaçamaz masum, çirkefleşmeyi bilmez, öyle bir seçenek yoktur bile onun için. “Nasıl”ını bile kavrayamaz, ay ışığının yolu içine işlemiştir onun.

Korku Akıl Katilidir

Korku akıl katilidir, doğru. Kaçınılamaz olandan kaçmaya çalışmak gibidir. Hayır, kötülük değil, yenilmek değil kaçınılmaz olan. Kaçınılmaz olan nokta “korku”nun kendisi. Yaşamın bu döneminde, bu korkunçluklar içinde korkuyu içinde duymak fazlasıyla anlaşılabilir bir durum.

Biz eğer ay ışığı yolcusu isek, korkudan kaçmak değil bizim işimiz. Korkuyu iliklerime kadar duyarım bazen. Ama korkudan kurtulmak, kaçmakla olanaklı olacak bir olgu mu? Korkudan kaçmak olası mı? Sonunda bir tür çirkinliğe teslim olanlar, korkudan kaçmaya çalışmanın ürünleri değil mi?

Korkuyu bastırmak peki? Korkuyu yok etmeye çalıştığını ve hatta başardığını savlayıp korkuyu bastıranlar da önemli ölçüde fazlalar. Bilinçaltını doldurmaktan başka neye yarar?

Alın yazısı

Mutsuzluk yazısına mı sahibiz o zaman biz masumlar isek? HAYIR!… Mutsuzluk alın yazımız değil kesinlikle.

Korkularımızı yadsımak çözüm değil; bastırmak, reddetmek, görmezden gelmek çözüm değil. “Üstüne git” demek kolay tabii, bir çoğu öyle der ve bana da çok “soğuk” gelir deyim yerindeyse bu öneri.

Üstüne gitmek asla ilk adım değil, kolay mı öyle? Ama ilk doğru adımı bulabilirsek, yavaş yavaş her şey kendiliğinden ay ışığı yolunda titreyen adımlarımıza güç verecek. Korkmamamız gereken tek bir şey varsa, o da “korkmak” duygusudur. “Korkmak”tan korkma ve korkmak adım atmana engel olmasın.

Kolay değil, ama yapılabilir; yapabiliriz!…

Atakan Balcı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 5 Şubat 2019 at 17:17

    Anladığım kadarıyla korkuyu gerekli bir duygu olarak görüyorsun. Yenilmesi ya da savaşılması gereken bir şey değil sanırım senin için. Ben de yazını okuduktan sonra bir süre düşündüm; “Korkularım ne?” diye. Evlatlarımın başına kötü bir şey gelmesi en büyük korkum, bu kesin. Onun haricinde çok da fazla korkum olmadığını fark ettim. Bilmem belki yaşla birlikte korkuların yerini kabuller alıyordur 😉

    • Yanıtla Atakan Balcı 6 Şubat 2019 at 12:22

      İnsanlar korkularını görmezden geliyor, yadsıyor, bastırıyor ve bu yüzden içten içe tir tir titriyor. Bir de korkuya dönüşenlerin derin korkuları var tabii. Teşekkürler 😊

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan