İnce Mevzu

Sürpriz

14 Şubat 2019
Öykü: Sürpriz | Yazar: Seda Çağlayan | İllüstrasyon: Ezgi CaymazSürpriz bir gece yaşanıyordu.

Kız elindeki balon kadehten bir yudum, diğer elindeki sigaradan bir nefes daha almıştı. Ne kadar çok sigara içmişti bu akşam! Ve karşısında oturan, nicedir görmediği, göremediği ama buna rağmen hiçbir mimiğini, sesini, ellerini, kahkahasını, bakışını unutmadığını fark ettiği adamın ağızından dökülen “Seni seviyorum” cümlesini anlamaya çalışıyordu. Şu an gerçekten yaşanıyor muydu? Gerçekten o masada karşılıklı mı oturuyorlardı? Ve bu adam bu kızı gerçekten seviyordu, öyle mi? Bunca zaman sonra hem de. Bunca zaman sonra… Bunca zaman onu tersine inandırmaya uğraştıktan sonra.

Derin sohbet

Neredeyse 2 yıldır aklından bir gün bile çıkaramadığı tüm soruların cevaplarını teker teker alıyordu kız sonunda. İtirazsız, istisnasız, en şeffaf biçimde anlatıyordu erkek. Laf oyunu olmadan. Acı veren detayları dahi atlamadan. Zaman zaman akmaya meyleden göz yaşlarını saklayarak, zaman zaman isyan ederek, zaman zaman hak vererek, zaman zaman şefkatle ve çoğu zaman da engel olamadığı şekilde aşkla izledi kız karşısında oturan ve ona zorlanarak da olsa kendi gerçeklerini anlatan adamı.

Yaklaşık 3,5 saat sürdü bu hesaplaşmayla karışık itiraflarla dolu gece. Hem büyük bir rahatlama yaşıyordu ikisi de hem de bir burukluk vardı içlerinde. Hangisinin daha baskın olduğunu o kadar şaraptan sonra ayırt edebilmek mümkün değildi. Karşılıklı üzüldükleri, şaşırdıkları ve psikolojik olarak zorlandıkları anların çok olduğu bir geceydi. Ama kesinlikle değerdi! Bu sürpriz ziyaretin hissettirdiği mutluluk yaşanan her bir zor dakikaya değerdi!

Aslında hiç ayrılmamışlardı.

Böyle bir geceyi yaşamak için çok uzun süre beklemişlerdi. Uzun zaman birbirlerinden habersiz, birbirlerini görmeden ama diğerini düşünerek ve içten içe diğerinin de kendisinden vaz geçmediğini bilerek, hissederek, fiziksel olarak uzak ama ruhen ve kalben yakın, büyük bir yoksunluk içinde yaşamışlardı. Ve işte artık bitmişti. Bundan sonra yaşanacak hiçbir zorluk geride bıraktıkları bu süreç kadar zor olamazdı. Aslında hiç ayrılmamışlardı.

Asla “asla” deme.

Gerçek sevgi böyle bir şeydi. Yaşanan tüm acılara, saçmalıklara, sapmalara ve hatalara rağmen her şeyi affedebilecek kadar güçlüydü. Bunun böyle olduğunu anlayabilmek için demek ki tüm bu tecrübeleri, bu büyük yoksunlukları yaşamak gerekiyordu. Bir zamanlar “asla” ile başlayan o keskin cümleleri bol keseden savuran insanlar sevginin üzerlerine serptiği ve tüm hücrelerine işleyen o görünmez tozla karşısındakini anlayabilmeye çalışan, egolarını toprağın altına gömen ve kendinden çok karşısındakini düşünebilen insanlara dönüşebiliyorlardı. Alışkanlıklarının tersine, hayatı geleceği sorgulamadan, ağır planlar yapmadan yaşamanın aslında büyük bir felaket olmayacağına ikna olabiliyorlardı. Hepsinden önemlisi, mutlu olabilme şansını yakalayabiliyorlardı. Onların başına gelen de tam olarak buydu.

Ve onlar o gece beraber hiç unutulmayacak bir hikaye yazmışlardı kendileri için. Biri Marstı, diğeri Venüs. Venüs aralarındaki bu ince mevzuyu iki-üç cümle ile özetledi:

Venüs – Beni bu gece öperken kalbime dokundun. Ben artık söylediklerine ya da söylemediklerine o kadar da takılmıyorum. Bana ne hissettirdiğin benim için daha önemli Mars. Seninle birlikteyken hissettiklerimi hiçbir şeye değişmem… Seni seviyorum…

Not: Kapanış cümlelerimde bana ilham olan canım arkadaşım Didem Elif‘e ve kendi illüstrasyonunu benim için yeniden yorumlayıp bu hikayede kullanılmak üzere bana hediye eden Ezgi Caymaz‘a çok teşekkür ederim.

Sevgilerimle

Seda Çağlayan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

26 YORUMLAR

  • Yanıtla Bektaş Sarı 14 Şubat 2019 at 12:10

    Yazı için teşekkürler. Okudum ama akıp gitmedi yazı. Uzun cümleleri kısaltıp vurguları güçlendirirseniz daha lezzetli olabilir. Emeginize sağlık diyorum.
     
    * Çizim çok güzel görünüyor.

    • Yanıtla Seda Çağlayan 14 Şubat 2019 at 13:13

      Merhabalar. Çok teşekkür ederim kıymet verip yazdığınız için. Tavsiyeleriniz kulağımda olacak. Herhangi bir kural düşünemiyorum yazarken. İçimden geldiği gibi yazıyorum. Sanıyorum uzun cümleleri seviyorum. Belki zaman geçtikçe kendim gibi yazılarım da evrilir. Değişikliği gözlemleyebilmek için takipte kalın 🙂
       
      Sevgilerimle

  • Yanıtla Yeliz Tengiz 14 Şubat 2019 at 12:16

    Ne güzeldir o sürprizlerden sonra yaraların tatlı tatlı savması. Tekrar, kendi kendine, durduk yere içten gülümsemeler. Dünya aşkla daha güzel, gelsenize 🙂
    Sembolik bir gün de olsa sevgililer günün kutlu olsun canım…

    • Yanıtla Seda Çağlayan 14 Şubat 2019 at 13:16

      Kendi kendine gülümsemeler 🙂 Evet, gerçekten aşkla her şey daha güzel. Teşekkür ederim içinden geçenleri benimle hep paylaştığın için. Senin de sevgililer günün kutlu olsun güzelim 🙂
       
      Çok çok çok seviyorum…

  • Yanıtla Aylin Dağkılıç 14 Şubat 2019 at 13:27

    Nasıl güzel nasıl zarif tarif edersin aşkı her yazında.
    Güzel arkadaşım bayıldım 💜

    • Yanıtla Seda Çağlayan 14 Şubat 2019 at 14:01

      Aman efendim, şımartıyorsunuz, çok mutlu ediyorsunuz 🙂
       
      Teşekkür ederim.

  • Yanıtla Leyla Sabuncu 14 Şubat 2019 at 13:36

    Mevzu en güzelinden, en derininden. Yaşayarak yazmışsın yine, yeniden…
     
    Aşk ile sevgi ile kal..
     
    💜❤💜❤

    • Yanıtla Seda Çağlayan 14 Şubat 2019 at 15:33

      Yaşayarak yazdım evet 🙂
       
      Ben aşk ile kalayım, sizler de hep benimle kalın..

  • Yanıtla Beril Erem 14 Şubat 2019 at 14:03

    Ah ne güzeldir o hep beklenenin, hep arzu edilenin gelmesi… Hem de seninle aynı duyguları paylaşarak.
     
    Çok güzel anlatmışsın bu duyguyu Seda’cım, kalemine sağlık.

    • Yanıtla Seda Çağlayan 14 Şubat 2019 at 18:27

      Aman efendim, sizin gibi kelimelerle dans edebilen birinden bunları duymak ne hoş.
      Teşekkür ederim, içimden geleni döktüm huzurlarınıza, beğendiğiniz için mutluyum:)
       
      Sevgiler çok çok…

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 14 Şubat 2019 at 14:27

    Ne şanslı bir kadın, ne şanslı bir adam 😍 Kaybettiklerini düşündüklerinde yeniden avuçlarına bırakılan bir aşk, hem de belki de başlangıçtakinden daha kuvvetli, daha güvenilir temellerle…
     
    Aşkın acı kısmını bile seviyorum. Yaşadığını hissettiriyor bence. Bir de çekilen ızdırabın ardından bu yazıda olduğu gibi her acıyı unutturacak bir mutluluk varsa, evet bu kadın ve adam çok şanslılar, diyorum o zaman. Daim olsun diye eklemek de gerek, hayali kahramanlar da olsalar… Hayallere bile nazar değmesin 🧿

    • Yanıtla Seda Çağlayan 16 Şubat 2019 at 03:40

      Hayal bile edilemeyecek kadar doygun bir mutluluğu anlatmaya çalıştım ve hepiniz ne kadar güzel karşılık verdiniz bana 🙂
      Bence de hayallere nazar değmesin 🙂 Harika bir temenni!
       
      Teşekkür ederim my dearest editor 🙂

  • Yanıtla Aslı Pınar Olgun 14 Şubat 2019 at 15:33

    Çok naif bir yazı, sessizce sevmeleri anlatan türden…
     
    Satır aralarında çok detay var, çok sevdim Seda’cım

    • Yanıtla Seda Çağlayan 14 Şubat 2019 at 18:32

      Satır aralarını okumayı bilenlere yazmak büyük keyif 🙂
       
      Çok teşekkür ederim Aslıcım.
       
      Sevgilerimle…

  • Yanıtla Filiz Basmacı 14 Şubat 2019 at 16:52

    Mars ve Venüs hikayenin en sevdiğim kısmı.
    Aşka dair güzel bir hikaye,
    hepimize tanıdık.
    Merakla sonunu bekliyor olacağım,
    bu burda bitmez!

    • Yanıtla Seda Çağlayan 15 Şubat 2019 at 05:29

      Canım benim, güzel arkadaşım. Beğendiğin için çok mutluyum.
       
      Devamı için bir çalışayım o halde ben 🙂
       
      Öperim çok çok…

  • Yanıtla Didem Elif 15 Şubat 2019 at 00:04

    Ben teşekkür ederim canım. Bana anlamlı bir soru sorduğun ve güzel bir öyküye ilham kaynağı olduğun için. Seninki ise tılsımlı bir hikaye biliyoruz ki. Venüs’ün kalbinin sahibiyle yeniden kavuşması ne kadar umut verici. Varlığına sağlık Sedacım… 💛💛💛

    • Yanıtla Seda Çağlayan 15 Şubat 2019 at 05:25

      “Tılsımlı hikaye” Ne güzel nitelemişsin. Yazarken öyle düşünmemiştim ama belki de sen haklısın. Belki de satırlarımı önceden hissedip yazıya döktüğün için sensindir tılsımlı olan 🙂
       
      En derin sevgilerimle…

      • Yanıtla Didem Elif 15 Şubat 2019 at 13:25

        Evet birebir hissedip yazmış olmak çok acayip gerçekten… Dünya çok büyülü bir yer. İyi ki buradayız… 🙂
         
        sevgiler canım

  • Yanıtla Hande S. Sinan 15 Şubat 2019 at 03:56

    Yazıya bayıldım 😍

  • Yanıtla Koray Mutluer 15 Şubat 2019 at 08:03

    Beğendiğimi belirtmek istedim.
    Devamını bekliyoruz Sedacığım.

    • Yanıtla Seda Çağlayan 16 Şubat 2019 at 03:42

      Çok teşekkür ederim 🙂

  • Yanıtla Mehmet Gökcük 15 Şubat 2019 at 19:17

    En zoru unutmak, yeniden başlamak veya sevmek değil… Bir aşkı bütün anlamlarıyla ayakta tutabilmek, sevginin ölümsüz yanını hissetmek ve hissettirmek, dahası birçok şeyin detaylarda gizli olduğunu unutmadan yüzleşebilmek en zoru…
     
    Mars ve Venüz bunu başarmışlar, sayenizde…

    Kaleminiz yüreğinize asker olsun hep böyle… Emrine amade…

    Yüreğinize sağlık …

  • Yanıtla Seda Çağlayan 16 Şubat 2019 at 03:46

    Çok teşekkür ederim, ne kadar zarifsiniz.
     
    Sevgiyle kalın…

  • Yanıtla Emine Aykol 11 Ağustos 2020 at 16:49

    İlk defa okudum biraz geç oldu ama çok beğendim, ellerinize sağlık.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan