Gırgırına

Ne Çektim Bu Laz Kardeşlerden

4 Mart 2019

Gırgırına | Cem Albayrakoğlu | Ne Çektim Bu Laz KardeşlerdenAmerika yazı dizisine bu haftalık ara verip dil kursunda üstün performans sergileyişimin ardından tatil için İstanbul’a geldiğim dönemde bir gece başıma gelenleri anlatayım.

Malum kış ve tabii ki dostlarla kaldığımız yerden devam edeceğiz, hiç gitmemişiz gibi. O zamanlar Ortaköy mekanları çok popüler olduğu için hep oralarda takılıyoruz.

Didem (editörümüz olan 😁) ve Sinem kardeşler, bir de Didem’in iki üç haftada bir değişen manitalarından biriyle akşam çıkacağız, gecelere akacağız.

Program yapılmış, her şey ayarlanmış, Didem diyor ki, “Ceeeem, babamdan izin alsana…” Ben dumur; “Nasıl yani bunu şimdi mi söylüyorsun?”

Bir baktım Sinem de yanında; “Benim için de, benim için de..” deyip duruyor.

Hey Allah’ım. Ben o kadar organizasyon yapmışım, bunlar daha izin almamışlar. Şaşkınım. Korkuyorum da laf aramızda 🙄

Dedim “Yaa Allah, bismillah..” kapıyı çaldım. Hesna teyze kapıyı açtı; “Hoş geldin Cemciğim, buyur..” Belli organizasyondan haberi var. Hep idare eden modunda, muhteşem bir anne o. Ben direkt “Nizamettin amca yok mu?” dedim ama nasıl içim içimi yiyor belli değil. İçeriden “Hayırdır?!” diye bir ses geldi. Benim sesim içime kaçtı galiba o anda ya da bana öyle geldi. Nasıl kibar ve nasıl mülayim bir ses tonuyla “Nizamettin amcacım, Didem ve Sinem’le bu akşam dışarı çıkabilir miyiz, izniniz olursa?” dedim ve bir anda bir sessizlik oldu.

Didem ve Sinem olmadığını iddia ediyor ama bana hayatımın en uzun sessizliklerinden biri gibi geldi. Nizamettin amca, “Tamam ama 23.00’te evde olun..” dedi. Sağ olsun beni çok severdi, küçük bir pazarlıkla gece 01.00’e bağladıktan sonra dönüş sözümüzü, ben bir rahatladım. O an zannediyordum ki gecenin en zor kısmı bu. Oysa bu hiçbir şey değilmiş. Bekleyip görülecekmiş.

İçeri gittim kızlara müjdeli haberi verdim.

Editör full makyaj, Sinem canım benim, bir o kadar süslü, “Hazırız..” dediler sevinçle. Nizamettin amcam şaşkın “Siz ne ara hazırlandınız?” der gibi bir baktı ama biz o gazla fırladık, gözümüzü anca otoparkta açtık.

Nizamettin amcam arkamızdan seslendi: “Kızlar sana emanet ona göre.”

“Hiç merak etme!” dedim ama nasıl merak etmeyeceksin? Sonuçta iki laz kızı, bak yeminle her an, her sey olabilir!!

O zamanlar, bu muhteşem kardeşler böyle değiller. Gözünün üstünde kaşın var deyip birbirlerini yiyorlar türlü sebepten. Neyse “Oğlum Cem, sen şimdi bunları düşünme, gece güzel olacak,” deyip atladım arabaya. Önce editörün manitayı aldık evinden, oradan Ortaköy’deki mekana geçtik. Mekanda sıra bekliyoruz.

“Her şey normal, aman nazar değmesin,” modunda takılırken, mekana giriş sırası bize geldi ve bilin bakalım ne oldu? Bodyguard “Sizi alamam!!” dedi. “Şaka mısın oğlum?” dedim. (Oğlum demedim, desem muhtemelen gözlüklerimin üzerine sağlam bir yumruk yerdim.) “Şaka mısın?” diye sordum nazikçe. “Yoo, gayet ciddiyim, erkek arkadaşınızın kıyafeti uygun değil mekana” dedi. “Vay anasını..” diye içimden geçirip arkama döndüm baktım. Editör manitası ile sohbet halinde, Sinem sabırsız bir şekilde “Hadi ama niye içeri girmiyoruz?” der gibi bakıyor Japon animesi gözleriyle, ben “Şimdi kıyamet kopacak bunu nasıl söyleyeceğim?” diye düşünürken editörün erkek arkadaşının kıyafetine takıldı gözüm.

Zibidi, harbiden de çay bahçesine gelir gibi gelmiş. Yapacak bir sey yok. Editörü kızdırmadan uygun bir dille anlattım ve gayet mabadımıza baka baka arabaya bindik. O arada da bir sessizlik oldu ya da ben sağıra bağlıyorum bazen duymamak için bir şeyleri, derken editör başladı “Ben bunların…” diye diye saydırmaya manitanın evine varana dek. Sinem de tam ne olduğunu anlamamış, “İlk gece hayatı maceramın içine ettiniz…” diye söyleniyor bir yandan. “Yahu sanki ben almadım onları içeri?! “Ne çektin be Cem 😂😂”

Muhteşem manitayı bıraktık evine.

Laz kızları saydırıyorlar hâlâ. Duymuyorlar bile beni. Ben de kırdım direksiyonu girdim köprü yoluna, bunlar bir sustu o anda. Editör şaşkın, “Nereye? Eve gitmiyor muyuz?” diye sordu. Bak işte burası tam bomba; ben bekliyorum bir iki iyi niyetli söz duyayım çünkü geceyi bu şekle dönüştüren bizzat kendi manitası, bir de demez mi bana, “Sen zaten benim hiçbir erkek arkadaşımı beğenmedin, onu bırakmak için böyle yaptın!!” Bir sessizlik daha. “Tamam, Dido sıyırdı..” dedim. Ama ses etmedim.

Sinem ise eve gitmiyor olmanın mutluluğu ile deliler gibi sevinçli fakat editör niiiliyor ve “Beniiiiiiii eve götür!!” diyerek arabanın arka koltuğunda hop oturup hop kalkıyor. Allah’ım kafayı yiyeceğim. “Kendimi şu an köprüden atsam, hemen ölsem, bu bir çözüm olur mu?” diye düşünmekteyim. Ama sıkar o biraz. Çünkü gece içtimada eksik çıkarsa bu kızlar sıçarız. Zaten Nizamettin amcam gömer beni, köprüden atlamama da gerek kalmaz o durumda. Gene yaaa sabırlar çekerek bu kez tüm dürüstlüğüm ile bodyguardın dediklerini söyledim. Editör hâlâ manitayı savunuyor bana. Neyse Allah’tan hey heyleri geçti, sakinleşti.

Gece yeni başlayacak inşallah.

Bu arada saat oldu 23:00. Daha mekana gideceğiz, eğleneceğiz de 01:00’da evde olacağız. “Hadi inşallah Cem. Aslansın, kaplansın, yaparsın..” diye kendime gaz veriyorum. Bu arada Dido duygusala bağladı. “Ben sevgilime ne diyeceğim? Küsecek bana onsuz gidince mekana?” diyor. Kafamda “Allah’ım neydi günahım!!” şarkısı çalıyor. “Tamam dönelim o zaman..” dedim. Bu sefer o u dönüşü yaptı, “Yok, ben dans edeceğim, dönmeyelim,” demeye başladı. Sinem zaten ilk gece çıkışlarından biri nerdeyse, o da tutturdu; “Ben dans etmeden şuradan şuraya gitmem” diye.

Epey bir krizden sonra mekana vardık. Bodyguard tanıdı tabii bizi. Sevgili editörüm etrafı bir süzüyor ki “Buralar benim, sen de benim kölemsin” 😂😂😂😂 havası var bakışında. Yaa kızım havan kime, deli misin? Herif almadı bir saat evvel bizi içeri, “Bir daha almıyorum.” dese sıçtık, uğraş dur gene. Şükür, hiçbir sıkıntı olmadan içerideyiz. Allah’ım yeri öpeceğim, o kadar yani.

Başladı dans etmeye iki laz kızı ama ben başlarında kös kös takıldığım için editör gene şikayetçi. Eee ne yapayım, beceremiyorum dans etmeyi. Onun için de sevmiyorum aptal aptal sallanmayı o zamanlar ama şimdi bir görün ne figürler, neler neler 🤣 Bu arada Sinem 3-5 bira devirdi ve yanında shotlar. Ben, “Aman Sinem, o kadar içme,” diyorum dinlemiyor, bir yandan Didem trip atıyor. Bu arada saat 1 oluyor. “İçtima var kızlar, hadi dönelim..” diyorum ikisi de umursamıyor. Zarla zorla çıktık mekandan. Dönüyoruz.

Editör başladı yine niiilemeye, “Niiiiye dönüyoruz?” Gözümün önünde Nizamettin amcam beliriyor arada. Halüsinasyon görüyorum galiba. Bu gece epey ağır geldi bana derken bir baktım ki arkadan sesler, öğürmeler geliyor. Sinem köprüde kusuyor. Didem, hiçbir sey olmamış gibi neye söylendiğini bilmeden uzun uzun niiiiliyorrr. Akıllara zarar bir an yaşanıyor. Saat 2’yi geçmiş benim gözümün önüne Nizamettin amcam geliyor yine.

Allah’tan o zamanlar cep telefonu yok.

Arabayı park ettim, Didem yatıştı fakat bu sefer Sinem başladı, “Ben iyiyim, çıkmıyorum yukarı..” diyor. Ulan, ne oldu da aslan kesildin, istifra edince yürek mi yedin ben görmeden üstüne? “Yapma, etme..” derken editör geç kaldığımızın farkına vardı. Sandınız ki Sinem’i ikna edip yatıştıracak. Bu sefer de iki kardes girdiler birbirlerine apartmanın önünde. Artık eminim, oracıkta ölsem kurtulabilirim. Ama içtima ne olacak, di mi? Eee söz verdik bir kere.

Ömrümden ömür gitti böylece eve girene kadar. Kapı açılınca, bu az önce birbirini yiyen laz kızları Hesna teyzemi gördüler. Var ya, nasıl süt dökmüş kedi oldular. Sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi girdiler içeri. Bir de diyorlar ki birbirlerine, “Gel canım kardeşim.” Ulan, demin kesiyordun, biçiyordun 😂😂😂 Canımı yediniz zili çalana dek. Bıraktım onları öyle. Nizamettin amcama da verdik topuk selamını. Eve geçtim ben de.

Ama nasıl yorgunum. Hayatımdan bir gece mi geçmiş, üzerimden buldozer mi geçmiş belli değil. Allaaaahh, beynim dönüyor adeta. Tabii onlar eğlensin diye bir de arabayı ben kullandığım için içki de içemedim. “Dur oğlum Cem, hemen bir Efes aç kendine, gece daha bitmedi,” dedim.

Ve bu laz kızlarıyla maceralarımız da…
Devamı sonraki haftalarda.
Candır onlar, caaaaaaaannn..

Hadi görüşürüz…

Gırgırına,
Cem Albayrakoğlu

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

13 YORUMLAR

  • Yanıtla Sinem Biber 4 Mart 2019 at 09:19

    Kim korkuttu seni Cemo??? Resmen en bayık olayı anlatmışsın yahu 😂 Bir de elinde o kadar resim var, kullansana 🤪

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 4 Mart 2019 at 09:22

      Ahahahahaha küçük biber kaşınma 😝 Bir dahaki yazıda kendini okursun ona göre 😂

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 4 Mart 2019 at 09:34

    Sinem Biber;
    En bayık olay mı? Yazlıkta Mermerlerde takılmaya benzemez canım; İstanbul’da ilk dışarı çıkmalarımızdan biri bu anlattığım gece. O heyacanı yaşayan bilir. Ama sana fotoğraflarla döneyim istersen 🤣🤣

  • Yanıtla Yusuf Çelebi 4 Mart 2019 at 09:52

    Cemo aynen devam, sabah sabah mideme ağrılar girdi gülmekten 👏👏👏

    • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 4 Mart 2019 at 10:10

      Eyvallah Yusuf. Dün gece de Bursa anılarımızı yazdım. İlk fırsatta onu da yayına alacağız.

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 4 Mart 2019 at 10:09

    Sinem Biber 😉
    Aklıma gelmişken, istersen bir sonraki yazıda çatı macerasını yazayım 🤣🤣🤣 Daha adrenalin olur sanırım.

    • Yanıtla Yusuf Çelebi 4 Mart 2019 at 10:20

      Ya sende de ne hikayeler varmış be birader. Ulan bu çatı anısı ne, ben hatırlamadım. Kahramanlarımız kimler?

      • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 4 Mart 2019 at 11:01

        🤣🤣🤣 Yusuf burdan yazmak olmaz kardeş, ben bir ara anlatırım sana.

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 4 Mart 2019 at 10:32

    Dün gece yayına hazırlarken yazıyı okuduğumdan beri gülüyorum. Canım benim yaa, olayları yaşayan benim tabi de, iç sesinle birlikte senin gözünden bakınca ben de acıdım bi’ an sana 😂 Ve bu sana çektirdiğimiz milyon olaydan sadece biri. Cansın sen can ❤️
     
    Dün gece Demir’e de okudum bu yazıyı. Nasıl gülüyor. “Hâlâ sinirlenince niiiiliyorsun,” diyor o da. “Teyzem gerçekten ‘Dans etmeden şurdan şuraya gitmem,’ dedi mi?” diye sordu. “Hepsi doğru. Eksiği var, fazlası yok. Kuzum gene insaflı davranmış biz cadılara,” dedim.
     
    Oğlum ve kızım için, hepimizin çocukları için böyle kızlı erkekli muhteşem dostluklar dilerim.
     
    Demir yalnız isyanlarda “İyi de sizde hem dayım (Yusuf Çelebi) hem Cem Abim varmış, ben 4 kızın (Yağmur, Ela, Nil, Nehir) arasında tekim,” diyor 😂
     
    Ceeemmm şimdi sıra benim oğlanda, senin kız aynı ben, canına okuyacak Demir’in 😝 Zaten geçtiğimiz hafta sonu diğer üçü dağda yediler oğlanı 😂

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 4 Mart 2019 at 11:04

    Dido;
    Allah kolaylık versin Demir’e. Bu işler sırayla, yapacak bir şey yok. Senin de dediğin gibi inşallah bizim çocuklarımız da bizler gibi can olurlar ve birbirlerinin kıymetini bir ömür bilirler.

  • Yanıtla Sinem Çelebi 5 Mart 2019 at 22:42

    Canım benim yaa, okurken sesli güldüm. O gece gözümün önünden film şeridi gibi geçti 🤣🤣
     
    Ne çektin be oğlum sen bu laz kızlarından 🙃

  • Yanıtla Ahmet Yonca 6 Mart 2019 at 04:03

    Ya Didem’le tanıştığımızda çok sakin ve uslu duruyordu 😂😂 Muhtemelen bu hikaye ergenlik dönemlerinin 😂😂 Gece gece nasıl güldüm ya 😂😂😂😂😂 Devamını bekliyorum.

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 6 Mart 2019 at 08:27

      😂🙃😂🙃
       
      19-20 yaşlarındaydım bu hikayenin geçtiği dönem. Artık ne kadar ergen saylırsa 😝

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan