Biraz Kitap

Bir Ömür Nasıl Yaşanır?

30 Nisan 2019

Bir Ömür Nasıl Yaşanır? | Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler | İlber Ortaylı


Bir Ömür Nasıl Yaşanır? | Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler | İlber Ortaylı

Beni biraz geç kalmışlık hissine soktu bu kitap.

İlber Ortaylı diyor ki; 15’ine kadar ne öğrendiysen öğrendin sonrası zor, sonrası istisna, sonrası fasa fiso.

Kendisi bol bol okumuş, gezmiş, merak etmiş, araştırmış… Gençlere de bunları tavsiye ediyor tabii.

Çocukluk

İnsan hayatının 12-25 yaş arası için temel atma dönemi diyor İlber Ortaylı.

(Ama bence temel çok daha önce, teee bebekken atılıyor anne ve baba tarafından. 20’li yaşlarda kişi bunu kabullenebilir ya da “Hayır, ben bu değilim, peki ya kimim?” diye sorgulamaya girişebilir.)

“Büyük adam”lardan örnekler vererek “Rönesans’ın bütün büyük adamları kendilerini 12-25 yaşları arasında var etmiştir.” diyor.

Örneğin; Leibniz, Mozart, Schubert.

Bu örneklere bakarak da ekliyor:

“İşte böyle insanların yaşadığı bir dünyaya bakınca ne yazık ki bugünün insanlarının biraz yavan kaldığını görüyoruz.”

N’apak, ölek mi?

Verdiği örneklerden olan Mozart, babası tarafından dövüle dövüle eğitilmiş bir yavrucak.

“Mozart dediğiniz deha da, bir yerde sadece oynamak isteyen zavallı bir çocuktu. Çocukken gönlünce oynayamamıştır, o yüzden de hep çocuk kalmıştır.”

İlber Ortaylı’nın istediği gibi 15’ine kadar çocukların üstüne çok gidersek bu çocuklar, çocukluklarını yaşayamazlar ki.

Gençlik

Şimdiki kuşakta, eskinin olgunluk ve zarafeti olmadığından yakınıyor Ortaylı:

“Evvela bir insanın okula gittiğinde iyi tahsil göreceğini, iyi yetişeceğini düşünüyorsunuz. Yetişmiyor; çünkü gittiği okul, iyi bir eğitim vermiyor. Disiplin yok, o disiplinin getirdiği sıkıntı yok; dolayısıyla o sıkıntıyı aşmak için vereceği mücadele, yol-yöntem arama yok. Bu yavaş yavaş tüm hayata yayılıyor. Eh yüzüne de yansıyor insanın, haline tavrına da yansıyor.”

Sorumluluk almayan insanların boş olduğunu belirten Ortaylı, bugünün gençlerinin de sorumluluk almadan yetiştiğini anlatıyor ve ekliyor; sorumluluk almayan hak da talep edilemez.

“Şimdiki çocukların boş bir şımarıklıkları var, kendilerini disipline etme gereği duymamaları var. Böyle olunca sorumluluk da almıyorlar. Sorumluluk alamayan insanlar boş olur. Bir de hak talep ediyorlar. Sorumluluk duygun yoksa hak talep edemezsin. Çünkü hakkın temelinde sorumluluk vardır. Aksi de mümkün değildir.”

Eğitim

“Ham ahlat” dediği çocukların lise eğitimi için ya da liseden sonra ABD’ye gitmesini doğru bulmuyor Ortaylı. Onun yerine İsrail’i tavsiye ediyor.

“Çünkü bu ülkenin üniversiteleri hem çok iyi hem de Batı ve Doğu’yu bir arada öğretiyor.”

Kitabın son yarısı kitap, sinema ve gezi tavsiyeleriyle bitiyor.

Semerkand, Floransa, Buhara, Roma ve Kudüs’ü “görmeden ölmeyin” diyor Ortaylı ve “Sinemada İtalyanlar, müzikte Almanlar romanda Ruslar, şiirde İranlılar” diyor.

Boş Zaman

Merak ediyorum, İlber Ortaylı’nın hiç mi boş durduğu olmadı acaba? Boş durmak, yani hiçbir şey yapmadan, mel mel duvara bakmak, boş gözlerle televizyon izlemek gibi şeyler?

Saygılarımla,
Hülya Erarslan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 30 Mart 2022 at 08:41

    İlber Bey’in bakış açısı. Son yıllarda çok muteber bir kişi olsa da sonuçta birkaç ilginç fikri dışında o da birçok kişinin düşündüğünü düşünüp söylediğini söylüyor. Bazı tespitlerini oldukça özgün buluyorum gerçi. Semerkant ve Kudüs’ü tavsiye etmesi de pek rastladığım bir şey değil.
     
    Kaleminize sağlık.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan