Kareli Öyküler | Konu
Bu hafta da size çok ilginç bir kitaptan bahsedeceğim. Kareli Öyküler ismini ilk gördüğümde içinden neler çıkacağını çok kestiremedim aslında. Hikaye okumayı çok seven biri olduğum için ilgimi çekti ismi. Doğrusu hiç böyle bir kitap beklemiyordum.
Hikayeyi okurken yazarın betimlemesine göre kafamızda resmederiz tüm kareleri değil mi? Yani genelde yazarlar resmetmeyi okuyucuya bırakırlar. Bu da aslında yazarın kaleminin sağlamlığının göstergelerinden biridir bence. Şimdi tam tersini düşünün önce fotoğrafı görüp sonra onun için yazılan hikayeyi okuyorsunuz. Resmi hikayelendirme de en az onun kadar ustalık istiyormuş bu kitabı okuyunca anladım.
Çok orijinal bir fikir Kareli Öyküler Projesi.
Okuyucuyu tamamen içine alan o anları yaşatan onlarca öykü. Fotoğrafları o kadar güzel hikayelendirmiş ki Tolga Gümüşay, ben sanki o sokakları, o evleri hepsini tanıyorum.
Büyük Yılmaz‘da vefayı resimlemiş mesela, Derya Ana‘da hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını ve vicdanı. Coşkun’un Asansörü bana göre hala karşılıksız sevginin ve sahiplenmenin olabildiğinin en güzel karesi. Hatıralar Mezarlığı‘nda aslında eskidi diye hayatımızdan gözümüzü bile kırpmadan çıkardığımız eşyaların yıllar sonra farklı insanlarla nasıl ortak noktamız olduğunu kendimden izler bularak okudum. Zamane Pinokyo‘da aslında her şeyin nasıl geldiyse öyle gitmesi gerekmediğini gülümseyerek okudum. Çocuklar gibi oyuncakların da hayal kurmak isteyip kendilerini bir kalıba sıkıştırmak istemediğinin resmini çekti Pinokyo.
Mezat Kahvehanesi aşkı resmederken o kahvedeki açık arttırma sahnesi damağımda eski Türk filmlerinin tadını bıraktı. Beyaz Davet ölümün naifliğini anlatırken, Yosunlu Kapı anne şevkâtinin sadece doğurduğun evlada değil her insana gösterebileceğini kanıtladı bana. Kedi Memo zaaflarımızın bizleri biz yapan şeyler olduğunu ve onlarla barışarak neler neler başarabileceğimizi anlatırken, Bindallı ne kadar sert görünse de pamuk kalpli babaların göz kenarında kızları için bekleyen bir göz yaşının olduğunu, Barış da insanı insan olduğu için sevmenin hâlâ var olduğunu betimlerken içimi ısıttı. Dört Arkadaş aslında kimsenin göründüğü gibi olmadığını ve arkadaşlığın değerini gösterirken, Sev Beni her yaşta insanın aşık olduğu adamdan beklediği şevkâti ve sevgiyi çizdi.
Kareli Öyküler | Yorum
Daha bir çok hikaye var Kareli Öyküler kitabında ve hepsi de o kadar değişik bir dünyaya götürüyor ki sizi, oradan hiç çıkmak istemiyorsunuz. En azından ben öyle hissettim. Ve Tolga Gümüşay gibi bir kalemle tanıştığım için de çok memnun oldum. Diğer kitaplarını da okuyacağımdan şüpheniz olmasın. Ve sizlerin de en az bir kitabını okumanızı onun da bence Kareli Öyküler kitabı olmasını tavsiye ederim.
Bu haftaki yazımı da kitaptan birkaç alıntı ile bitirmek istiyorum.
Kareli Öyküler | Alıntılar
• Bir şehrin ne kadar çok binası yıkılırsa insanı o kadar duyarsızlaşır. Yaşanmışı hor görmektir yıkmak. Yüzleşmeyi, öğrenmeyi, hissetmeyi, paylaşmayı reddetmek… Değiştirmeyi anlamaya yeğlemek.
• Hayatta hiç bir yük yoktur ki, beraberce taşınamasın. Ve hiç bir terazi yoktur ki, o yükün ne kadarını, kimin çektiğini ölçebilsin.
• Hayata tutunmakta ısrar eden iradesine şaşırıyor ama yaşama güdüsü, çocukluk anılarında kaybolma çekiciliğine galip geliyordu.
• Çocuklar ve köpekler, kimin iyi olduğunu hemen anlarlardı.
Yazar Hakkında
1972 Uzunköprü doğumlu olan yazar İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldu. 2015 yılında” Tolga Gümüşay ile Hiçkimsenin Kenti” adlı belgeseli yayınlanmaya başlandı. Tolga Gümüşay, 2016 yılında kendi çektiği fotoğraflara yazdığı öyküleri dijital platformda paylaştığı Kareli Öyküler projesini başlattı.
Kitapları:
• Altı Yıl Tam Pansiyon
• Hazırlıksız
• Hiç Kimsenin Kenti
• Anormal
• Geleceği Görme Ortaklığı
• Kareli Öyküler
• Keskin Naneli Hikayeler
• Pembe Tuvalet
• İstanbul Kareli Öyküler
• Genç Kareli Öyküler
Keyifli okumalar,
Kübra Mısırlı
2 YORUMLAR
Yine çok güzel bir yazı olmuş canım. Kitabı mutlaka okuyacağım, kurgu sevmememe rağmen… 🤗
Çok teşekkürler canımm 🙏🏻🙏🏻😊