Biraz Kitap

Nazi Subayının Paradoksu | Spinoza Problemi

9 Nisan 2019

Nazi Subayının Paradoksu | Spinoza Problem | Irvin D. Yalom


Nazi Subayının Paradoksu | Spinoza Problemi | Irvin D. Yalom

Bir yanda ünlü filozof Benedictus Spinoza (1632-1677) diğer yanda Nazi Partisi’nin ideoloğu Alfred Rosenberg (1893-1946)

İkisini aynı romanda buluşturan psikiyatrist ve yazar.

Çok tatmin edici bir kitap oldu.

Spinoza

Spinoza, Yahudi olmasına rağmen Yahudi cemaatine katılmamakta, aykırı fikirler öne sürmektedir. Dini ritüellerin ve batıl inançların insan aklına aykırı olduğunu, bizim ibadetlerimize ihtiyaç duyan bir Tanrı olamayacağını, insan olduğumuz için Tanrı’yı da insan gibi düşündüğümüzü, halbuki bir üçgen olsaydık Tanrı’yı da üçgen gibi düşüneceğimizi, Tanrı’nın ancak doğa olabileceğini, her şeyi zihnimizde yarattığımızı vb şeyler anlatır.

Onun bu konuşmalarından haberdar olan ama ellerinde kanıt olmayan hahamlar, Franco ve bir arkadaşından Spinoza’yı konuşturmalarını isterler. Spinoza da Franco ve arkadaşına hiç çekinmeden tüm düşüncelerini anlatır. Franco ve arkadaşı tanıklık yaparak Spinoza’nın aforoz edilmesini sağlarlar.

Ancak Franco daha sonra pişman olur. Çünkü Spinoza’dan ve söylediklerinden etkilenmiştir. Hatta o da Spinoza gibi düşünmeye başlamıştır. Ama Spinoza’nın aksine düşüncelerini kendine saklamayı, cemaatiyle uyum içinde yaşamayı seçer. Çünkü bu uyumda huzur ve mutluluk bulur, bundan kopmak istemez. Kendi tabiriyle dini içten düzeltmeye çalışır, Spinoza ise dıştan düzeltmeye çalışmıştı. (Bununla ilgili olarak bkz: Ateistler İçin Din | Alein de Battom)

Spinoza dinden dışlandığı için bunun cezası olarak yaşadığı yeri terk eder ve Yahudilerle görüşmesi yasaklanır. Çekildiği inzivada bol bol düşünecek fırsat bulur. Yazdığı kitaplar bin yıllar sonra bile insanları etkiler.

Alfred Rosenberg

Alfred Rosenberg asla taviz vermeyen bir Yahudi düşmanıdır. Zihninden Yahudilerle ilgili kısımları çıkardığınızda akıllı denebilecek bir adam, söz konusu Yahudiler olunca adeta bir idiot gibi düşünmektedir. Akıldan, mantıktan uzaklaşmaktadır.

Daha çocuk yaşta, okuduğu bir kitaptan etkilenerek Yahudi düşmanlığı başlamıştır Alfred’de. Öğretmenleri Alfred’in Goethe’yi sevdiğini bilmektedirler. Goethe önemli bir Alman yazardır. Goethe’nin çok sevdiği ve etkilendiği bir isim vardır: Spinoza. Öğretmenleri buradan yürüyüp senin en sevdiğin safkan Alman olan Goethe, Yahudi olan Spinoza’dan çok etkilenmiş, sen de Spinoza’yı araştır bakalım, derler. Alfred, öğretmenlerini geçiştirir ama Spinoza da aklına takılmıştır.

Alfred henüz çocukken anne babası ölmüş. Ağabeyi ile yolları ayrı düşmüş. Yıllar sonra ağabeyinin arkadaşı Friedrich Pfister ile karşılaşır. Friedrich psikiyatrist olmuştur ve muhabbetleri terapi gibi geçmektedir. Ama Friedrich de Alfred’in onulmaz Yahudi düşmanlığı ile baş edemez. Hatta Alfred neredeyse Friedrich’i de Yahudi yandaşı olmakla cezalandıracaktı.

Alfred ömrünü adeta Hitler’e adıyor. Nasıl olsa o da Yahudi düşmanı. Hitler’e kendini beğendirmek için yapmayacağı şey yok. Ama neticede yine de yaranamıyor. Hitler’in sevgisini kazanamamış olmak Alfred’i kahrediyor. Halbuki çok satan bir kitabın yazarı, (evet kitap Yahudi düşmanlığıyla ilgili) en çok okunan gazeteci, Nazi Partisinin ideoloğu ama ezik hissediyor Hitler kendisini sevmediği için.

Nazi dönemi bitip Hitler intihar edince ve geride kalanlar yargılandığında Alfred seviniyor bile kendisini de önemli bulup yargıladıkları için. Diğerleri suçlamaları inkar ederken Alfred gururla kabul ediyor. Sonuç: İdam

Karşılaştırma

İki insanı ve iki dönemi çok güzel karşılaştırmış yazar. Kurguyu ve gerçeği de çok güzel harmanlamış. Bir de kitabın yer yer psikolojik analizler ve felsefi sohbetler içermesi o la laa.

Kadın Düşmanı mı?

Yalnız tadımı kaçıran bir şey oldu. Spinoza kadın düşmanıymış meğer. Her şeyin zihinden kaynaklandığını, o yüzden zihnimizi kontrol etmemiz gerektiğini söyleyen Spinoza, kadınların düşük zekalı, erkekleri baştan çıkartan, topluluk içinde çok yer almaması gereken insanlar olduğunu söylüyor. E mübarek, hani her şey zihindeydi. O zaman kadınları böyle konumlandıran kadınların kendisi değil, senin zihnin. O zaman kadınları değil, kendi zihnini kontrol etmelisin.

Bu nedenle Spinoza’yı sevmiyorum. Tıpkı Schopenhauer gibi. Onun da “Aşka ve Kadınlara Dair” adlı kitabını anlatayım haftaya, siz de sevmeyin.

Saygılarımla,
Hülya Erarslan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 9 Nisan 2019 at 07:57

    Bir iki sene önce kitapçıda Schopenhauer’un “Aşka ve Kadınlara Dair” kitabını görmüş, anında okumaya karar vermiştim. Bundan vaz geçmem için ayaküstü kitabı beş dakika şöyle bir karıştırmam yetti. Pis maço! 😂
     
    Bazen 21. yy’a yatıp kalkıp şükrediyorum 🙃

    • Yanıtla Hülya Erarslan 9 Nisan 2019 at 10:45

      Bir zamanlar daha sabırlıydım sanırım, sonuna kadar okuyabilmiştim o kitabı. Yoksa gerçekten sinir bozucu.

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan