İremushka’nın Panosu

İlk İş Günü | Mezuniyet Psikolojisi

21 Haziran 2019

Yazı: İlk İş Günü | Mezuniyet Psikolojisi | Yazan: İrem SavaşMerhaba, yine bir maceraya atılmış gidiyor Iremushka. Ve deneyimlerini de paylaşmaktan geri kalmıyor. Çünkü bazen yanlış tercihleri olumsuz sonuçlar doğuruyor ancak bunlar tecrübe olarak geri dönüyor. Belki adımlarınızı atarken size yol gösterecek birkaç cümle ayrıştırıverirsiniz okurken, fena mı olur?

Şimdi ben bu yazıya odaklandığım ilk dakika gözümden bir yaş süzüldü. Pek belli etmesem de yaşadığım ortama, zaman geçirdiğim insanlara alışıveriyorum ama bu konuda biraz rengini belli etmeyen bir yapıya sahibim. Zor bir durum ama Herakleitos’un Değişim Felsefesi üzerine söylediği gibi; “Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir.” [Sevgili editörüm Didem Ablamdan (@didemcelebiozkan) da rol çaldım, gururluyum.]

Konumuza dönelim biz en iyisi, alışkanlıklar dersek anlatacak epey şeyim var çünkü. Hiç istememiştim Bursa’dan ayrılmak ve İstanbul’a gelmek. Aslında istemediğim kısmı şehir değiştirmek değildi de İstanbul idi. Bunu söylediğimde şaşıran “Deli misin?” diyen bir tayfa var elbet. Ne diller döküldü ne öğütler verildi ama dik dik konuşup istemiyorum nağraları atmaya devam etmiştim. Sonucunda ne mi oldu?

İstanbul’da Dördüncü Yılım!

Mezun olmama iki hafta kaldı ve benim kafama bir jeton düştü. Diplomamı alıp tıpış tıpış Bursa’ya mı dönecektim?

Hadi ama Iremushka, stabil bir hayat sana göre değil, illa belanı bulmalısın bir yerlerde deyip, iş başvurusu için çeşitli yerlere müracaat ettim. Aslında anca mezun olurum işte bir-iki aya da iş bulurum diyorken işler hiç de yavaş ilerlemedi ve üç farklı yerden geri dönüş aldım. Bu arada belki beni ilk defa okuyor olabilirsiniz o nedenle hemen belirteyim. Uygulamalı İngilizce Ve Çevirmenlik mezunu olacağım kısmetse, yani artık Iremushka’nın adının önünde bir sıfatı var; Çevirmen.

Neyse iş yerleri ile görüşmelere gidip, CV’mi bir kez daha elden teslim edip durdum bir süre. Yani “5-6 gün”. Ama beni bir görseniz, yıllardır işini sürdüren, herkesin aradığı, nam salmış bir tercüman edasıyla girip çıkıyorum görüşmelere. Asla bok sürdürmüyorum diplomama. Hatta bir iş yeri sahibi görüşme sırasında bana “İlk ay ‘Vasıfsız eleman’ niteliğinde değerlendireceğiz seni,” dediği için koşarak uzaklaştım. Beklentilerinizi zirvede tutmayın, benim gibi her zaman dört ayak üstüne düşmeyebilirsiniz.

Her şey yine bir “asla” ile başladı…

Asla, dedim, Taksim gibi saçma bir yerde günlerimi öldürmem; evime beş dakika uzaklıkta bir iş bulmalıyım. Aynen, çünkü sadrazamın torunu olduğum için böyle olması gerek.

Telefonum çaldı, açtım ve bir beyefendi “Taksim T** Seyahat Acentası’ndan arıyorum, uygunsanız yarın bir görüşme yapmak istiyoruz” dedi.

Aklıma direkt çok sevdiğimiz mizah yazarımız Gülşah İslamoğlu geldi. Nee! Artık meslektaş mı olacaktık; eline su dökemeyiz ama yine de deneyelim.

Ve şu an iş yerindeki ilk haftamı bitiriyorum…

Nasıl endişe dolu ve heyecanlıyım bir görseniz ama insanların “Hemen nasıl havada kaptılar seni” lafı inanılmaz derecede yüreğime su serpiyor. Ben bazen duygu karmaşası yaşıyorum ancak artık kendimi tanıdığımdan tek başıma bu durumu atlatı veriyorum. Yani acaba ilk iş heyecanım diye mi bu endişe ve hüzün yoksa koskoca bir yaz tatilimi İstanbul sıcağında, turistlerin gözdesi Taksim’de geçireceğim için mi?

Bence ikinci şık.

Durup durup kendime, “Iremushka her şeyin bir bedeli olur, güzel günler yakın” diyerek Pollyannacılık oynuyorum. Ama şöyle de bir şey var; hiç umudunu kaybetmeyen insan tipi vardır ya, işte o benim. Bunları bence siz de bir gözden geçirin aksi takdirde hayat çekilmez olacaktır.

“Bazen uçmak için küçük bir tüy. Bazen açılmak için küçük bir su, bazen sevmek için küçük bir an. Sen yeter ki ayrıntıyı gör, her şey zaten mükemmel.”

Basit bir örnekle de destekleyebilirim;

Koskoca bir 30 gün boyunca çalışıyorsunuz ve sonuçta emeklerinizin karşılığını alacağınız -bu kısım tartışılır- maaş günü geliyor. Siz bir kuruşunu bile harcarken geride bıraktığınız ay bunun için ne kadar çabaladığınızı ve yorulduğunuzu düşünüyorsunuz. Aynı denklemi hayata uyarlayalım şimdi. Güzel şeyler çabasız ve her istediğimiz an olsa ona “güzel şeyler” der miydik ?

Asla.

“Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz.”

Yazı: İlk İş Günü | Mezuniyet Psikolojisi | Yazan: İrem SavaşŞimdi değilse ne zaman?

Hayatıma farklı bir iş teklifi almış olmanın heyecanı ile devam ediyorum. O konuya da parmağımı süreceğim ve cesaretimi asla kırmadan onu da deneyeceğim.

Risk almaktan korkmayın. Değişin ve değiştirin. Ama hayat kalitenizi. Bir on yıl sonra değişimler size zor gelmeye başlayacak kanımızın kaynadığı bu çağlarımız çok değerli. Biliyorum hepimiz biraz deliyiz ve deliler sonunu düşünmez.

Mezun olmama tam bir hafta kaldı. Beni bu iş telaşları biraz erken sardı. Kesinlikle de böyle olmalı. Ne istediğinizi öğrenmeye çalıştığınız bu ilk iş tecrübeleri çok önemli ve kaybedecek zamanınız yok.

Hayat, herkese farklı şekilde sırt çevirir. Önemli olan bunu en iyi hale getirmek için neler yaptığımız. Bundan sonrasında neler yaşayacağımı da izleyip göreceğiz.

Evet, içinde yaşadığım hayatı arada dışardan da gözlemliyorum. Uzaklaşmadan ayırt edemezsiniz bazı şeyleri, size de tavsiye ediyorum…

Üniversite hayatım boyunca benimle olan, aynı evi bazen aynı aileyi paylaştığım canım dostum Ceren Küçük’e (@cerennkkucuk) en büyük teşekkürüm…

Okul bitti ama biz hâlâ ayrılamadık. Evlenirken onu baba evinden değil öğrenci evinden uğurlayacağım ahaha!

Hayat renkli, günler şeker 🍭

İrem Savaş

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

6 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 21 Haziran 2019 at 10:02

    Yaaa İrem, beni seni çoookkk seviyorum. Cidden. Herakleitos’tan alıntı yapmana, bir de beni etiketlemene inanamadım. Hem çok güldüm hem de inanılmaz mutlu oldum. Biliyorsun ki en sevdiğim filozoflardandır kendisi.
     
    Fıstığım benim, iyi ki varsın 🙏🏻
    
 
    Son derece keyifli bir yazı olmuş. Sende o kadar çok kendimi görüyorum ki… Amerika’dan ilk döndüğümde aynı gururlu ve kendinden emin tavırla iş görüşmelerine giderdim. Babam akşam “Nasıl geçti görüşme?” diye sorardı. “Harikaydı,” deyince ben, “Ne kadar maaş istedin?” sorusu gelirdi. Ben gene kendimden son derece emin; “2000$” derdim. Babam da gülerdi. Sanki şirkete CEO alıyorlar 😂

     
    Veee sen ilk iş görüşmeni kotarmış, işi de kapmışsın. Seni yürekten kutluyorum. Çalışkanlığına, azmine, disipline şahit olan biri olarak iş hayatında oldukça başarılı olacağına da eminim.
     
    Tebrikler bebek 👏🏻👏🏻👏🏻

    • Yanıtla İrem Savaş 21 Haziran 2019 at 11:04

      Didem Ablacım ben de seni çok çok seviyorum! Aslında sen bana bir iş sorumluluğunun nasıl alınacağını ilk öğreten kişilerdensin. Belki de bir şeylerin üstesinden gelme hızım bu nedenle artmıştır. Yazımı beğenmene çook sevindim. Aklıma filozof deyince direkt sen geliyorsun 😅 Umarım her şey güzel dileklerin gibi sürer!
       
      Çok teşekkür ederim her şey için!🌸

  • Yanıtla Erdem Küçükkıralı 21 Haziran 2019 at 11:45

    Iremushkam benim, okulun da işin de hayırlı olsun.
     
    Yazın her zamanki gibi harika olmuş; ellerine, emeğine sağlık. Hayat görüşün herkese örnek olacak. Keyifle okunan bir yazı.
     
    Tebrik ediyorum canım benim.
    Seni seviyorum ❤😘

    • Yanıtla Irem Savas 21 Haziran 2019 at 12:49

      Canım halacıım! Çok teşekkür ederim, ben de seni seviyoruum çok çok🐣

  • Yanıtla Çiğdem Mertoğlu 24 Haziran 2019 at 21:33

    İremushka tebrik ediyorum canım seni. Yeni işin hayırlı olsun. Hayatın boyunca bu özgüvenin, başarın ve şansın hep seninle olsun.
     
    Ellerine sağlık 🙂

    • Yanıtla İrem Savaş 26 Haziran 2019 at 11:10

      Çoook teşekkür ederim bu güzel dilekler için!
       
      Kocaman sevgiler❤️

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan