Kırmızı

İtiraf Ediyorum

26 Haziran 2019

* Yazıyı yazarının sesinden dinlemek için alttaki ses dosyasını tıklayabilirsiniz.

* Yazarın Notu: Bu yazıyı, Billie Eilish – Hostage dinleyerek okumanız tavsiye olunur. YouTube linki için tıklayabilirsiniz.

Yazı: İtiraf Ediyorum | Yazan: Nurdan Yılmaztürk

İtiraf ediyorum, sıkıldım.
Çok sıkıldım.

Önce suçu yıldızlara ve gökyüzüne attım. Zira ay, tabak halini her aldığında, penceremden içeri 1 projektör gibi doluyor ve etkisini üzerimden çekene dek, azı dişlerim uzuyor, bedenim 1 zepline dönüşüyor, düşüncelerim karışıyor, birileri benden habersiz beynimin sularında kayıkları ve kürekleriyle dolaşıyor ve sürekli zihin denizimin altını kazıp, dibe çökmüş kumları havalandırıyor. Bu durum da benim kafamı bulandırıyor.

Ne vakit bu halde bulsam kendimi, derhal Bayan Gökyüzü‘nün (ben ona böyle hitap ediyorum 😁) sayfasına gidiyorum ve bakıyorum gökyüzü yine ne işler karıştırıyor. Merkür yakınımdan değil, sanki içimden geçiyor 🤦🏻‍♀️

Sıcaklar. Bu sıcaklar sebebi olabilir mi acaba, diye düşündüm. Kendi iklimine sahip insanlar; yazık ki değişen iklimlere kolay adapte olamıyorlar. Hep aynı sıcaklık derecesinde kalmak istiyorlar.

“Tatilim mi geldi acaba?”

Evet, kesinlikle, çoktan geldi, geçiyor bile. Ömrünün yarısından fazlasını kurumsal hayatta tüketmiş 1 kadın var içimde ve yılın bu dönemlerinde diğer 8 kadından daha mızmız, daha huysuz, daha çekilmez olduğu kesin, işe gidişi bile pili erimiş oyuncak bebek misali ağır adımlı, 1 ileri 2 geri ve kimi zaman laf ile kırbaç marifetiyle 🥵

İşler mi, dövizin halleri mi, ülke meseleleri mi, babamın tansiyonu mu, çoban yıldızımın okulu mu, LGS kursları mı, ayın ortasını zor gören maaş mı, birikim denen kelimenin unutulmaya yüz tutmuş manası mı, ilişkilerin tuhaflaşması mı, bakışların başkalaşması mı, herkes olabildiğince zorbalaşırken, içimdeki 9 kadından en naifinin her geçen gün daha da saflaşması mı?

Bu kadar sıkılmamın sebebi acaba hangisi?

Hepsi ve daha fazlası.
Dolaylı bağlantılısı.
İtiraf ediyorum.
Yıldızlar, sıcaklar, tatil ihtiyacı 1 yere kadar.
Asıl sebebi insanlar.

Hayal gücünün gücünü küçümseyip hayalperestleri Nim Muzlim Mağara’ya tıkanlardan. Küçük 1 kız çocuğunun ışıltılı zekasının mahsüllerini toplamak yerine, anız yakar gibi yakmaya çalışanlardan. Nezaketinin tezahürü lâl 1 kadının hünerini hayata geçirme çabasını, yetişkin zihninin en hain haliyle küçümseyenlerden. Emeğini altın tepside sunana, karşılığını çay kaşığıyla verenlerden ve hatta vermeyenlerden. Sürekli özür dileyenlerden. Hiç teşekkür etmeyenlerden. Sırf konuşmuş olmak için eleştirenlerden. 1 fikre; eylemsel 1 katkı sağlamayıp, sadece laf ile sallayanlardan. Hayatına 1 ışık gibi doğanları söndürenlerden. Kendi ruhlarındaki karanlığa sarınıp, güneşe ateş etmeye çalışanlardan. Emek, ruh, kalp, sevgi, zaman, enerji; konusu ne olursa fark etmez, bu hayati değerleri her fırsatta çalanlardan.

Kısacası onları adlandırdığım tabirleriyle; yaşam sabotajcılarından ve iç kemiricilerden çok sıkıldım.

Biliyorum, böyle kimseler için “Gönder Gitsin” demiştim önceki hafta. Kararım aynı hâlâ. Göndermeli gönderilebildiği kadar uzağa. Lakin hayat bu imkanı tanımıyor ba(ğ)zen insana. Ama ne güzel ki, bu imkansız haller için de çözümler ürettiriyor o şahane aklına.

Bi’ duruyorum evvela.

Dikkatle bakıyorum yaşam bahçeme. Çitlerim ne kadar sık, kapısı ne kadar aralık, otlar bitmiş mi üzerinde. Geçiriyorum eldivenlerimi elime, kontrolünü, tamirini, temizliğini yapıyorum dikkatle. Bak şimdiden ferahladım bile. Sonra bir daha duruyorum. Hissediyorum, hâlâ içimde 1 yerlerde, 1 parça sıkıntı duruyor. O dursun bakalım orada akşama değin, söz veriyorum onu uykudan evvel çözeceğim.

Gece oluyor. Herkes ve herşey susuyor. Ay bile bulutların ardına gizleniyor. 1 tek zihnim konuşuyor. O sıkıntı tüm gün demlenmiş. Dibe 1 tortu halinde çökmüş beni bekliyor. Gidip yıkanıyorum önce. Su, 1 mucize gibi akıyor üzerimden. Tüm günün kirini akıtıyor bedenimden.

Uykuya geçmek üzere aynadaki aksime bakıp gülümseyip, bu anı aklımda sımsıkı tutarak yumuyorum gözlerimi ve alıyorum tortuyu zihnimin diplerinden. Elimin sığabileceği büyüklükte 1 kavanozun içine koyuyorum onu. İçine biraz su ekliyorum ve parmak uçlarımla 1 dalga etkisi yaratıp tortuyu usul usul inceltiyorum. Bunu yaparken, “Sevgili sıkıntım, şimdi sen bu suya karışıp gideceksin ve yaşamımda edindiğin yerdeki etkilerin de seninle beraber gidecek..” diyorum. 1 daha su ekliyorum, 1 daha su ekliyorum, 1 daha su ekliyorum. Parmaklarım un ufak ediyor sıkıntıyı incelikle. İçimdeki deniz havalanıyor dalgaların etkisiyle. Ve sakinleşiyor nihayetinde.

Sıkıntımla dolu bu kavanozu, ufkunu seçemediğim kadar büyük 1 denize döküyorum. Hafifliyorum. Zihnime teşekkür edip, sabah taze 1 güne başlamak için bahçemin yeni biçilmiş çimenlerine uzanıp uykuya dalıyorum, yıldızlar yağarken üzerime.

Nurdan Yılmaztürk

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

8 YORUMLAR

  • Yanıtla Gökçe Çiçek Gönülaçar 26 Haziran 2019 at 17:39

    Karamsar başladım okumaya, bu kadar pozitif bitireceğinizi beklemiyordum.
     
    Tebrikler 🙏👏👏👏

    • Yanıtla Nurdan Yılmaztürk 10 Temmuz 2019 at 13:08

      ahahahha selam gökçecim. kırmızı’ ya hoşgeldin 🙂 bu köşenin huyu böyle. çünkü hitap ettiği kitle de öyle. diğer yazılarımda da konu her neyse hep en zor ve karamsar kısmından bahsetiyorum en başta ki 1 kişi de çıkıp şunu söylemesin bana; “oradan öyle oturduğun yerden konuşmak kolay..” yaşayan yazılar bunlar ve biliyorum hayatta her şeyin mutlaka 1 çözümü, 2 adet de son seçeneği var. içinde mutluluk olanı seçmek kişinin kendine kalmış 🙂
       
      teşekkür ederim derin yorumun için.

  • Yanıtla Nalan Erpolat 27 Haziran 2019 at 08:59

    Sıkıntıları atmak bile elimizde, her şey bakış açısı. Çok güzel ifade etmişsin 👏🏼😘

    • Yanıtla Nurdan Yılmaztürk 10 Temmuz 2019 at 13:10

      aynen öyle benim canım yaşam koçu nalancım. herşey bizimle başlıyor ve bizde bitiyor. dert de bizde, deva da.. 🙂 akıl vermiş Yaradan 1 de üstüne. kullanalım mutlaka 🙂

  • Yanıtla Hande Aktürk 28 Haziran 2019 at 14:51

    Tutulmalar da başlıyor hazır olalım 🙂  
    Yine harika anlatmışsın.

    • Yanıtla Nurdan Yılmaztürk 10 Temmuz 2019 at 13:16

      aahahhahaha ne güzel sürpriz oldu bana senin yorumun.
      çok sevindim 🙂
      her hafta beni okuduğunu bilmek çok mutluluk verici.
      güzel, çok güzel etkileri olsun tutulmaların üzerimizde.
      sağlıkla, huzurla, sevgiyle.

  • Yanıtla Oya Ercan 11 Temmuz 2019 at 01:57

    Her şey 1 başlayıp 1’le bitiyor bu hayatta. Her şeyi 1 başımıza yaşıyoruz bu hayatta. 1 gelip 1 gidiyoruz zaten. Başarmak için de 1 oluyoruz. 1 başına başaran ve kendisi gibi olanlarla 1 olabilen güzel kadın, en karamsar şeylerden bahsederken bile beni mutlu ediyorsun. Gönlüne, diline ve eline sağlık ❤️

    • Yanıtla Nurdan Yılmaztürk 1 Ağustos 2019 at 01:37

      sevgili oyacım. güzel kalbini taşıyan o ruhun ve bedeninin kendine ait hikayesiyle hep taktir ettiğim arkadaşım.
      hep mutlu ol sen. hep mutlu olalım. sağlıkla ve sevgiyle. çooook hak ediyoruz bunu.. sen de, ben de..

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan