İnce Mevzu

Bir Mola Ver

24 Ekim 2019

Yazı: Bir Mola Ver | Yazan: Seda Çağlayan

Sabahın bu saatinde duymaya alışkın olmadığım sesler. Kuş cıvıltısı neyse de kurbağa sesi gerçekten baya baya tuhaf. Bugün günlerden ne acaba?

Gün içinde verdiğimiz mücadele ve bu denli çalışmaya alışkın olmayan kaslarımın tatlı isyanıyla baş başayım. Ve gerçekten tam şu saniye ayağımın ucunda zıplayan bir balıkla göz göze geldim.

Şikâyet edecek hiçbir şey yok. Ve hayran olunacak ne çok şey var. Doğanın seslerinin içinde, denizin, rüzgârın emrinde olmak ne güzel.

Ve bu kadar renk olan bir dünyanın içinde tüm bu renklerden yoksun, sıkışmış, binalarla çevrili alanlarda yaşamak gerçekten akıl kârı değil. İnsan denilen varlığın ihtiraslarını anlamak zor.

Denize Açılmak

Aralarından sadece üç tanesini tanıdığım on üç insanla bir yola çıktım. Hiç tedirgin olmadım. Baştan itibaren çok olumlu hissettim. Hissettiğim gibi de oldu. Değişik yerlerden gelmiş, yaşları, meslekleri, alışkanlıkları birbirinden farklı on iki insan, isimleri Serpinti ve Şahbaz olan iki yelkenli tekneye yerleştirildik kaptanlarımızın kılavuzluğunda. Kalabalığın çekildiği, tekne sayısının minimuma indiği, havanın tatlı tatlı sıcak, tatlı tatlı serin olduğu bir mevsimde denize çıktık.

The Sailing Experience

Yazı: Bir Mola Ver | Yazan: Seda ÇağlayanBizi bu tatlı yolculuğa The Sailing Experience çıkardı. Hazırlıklarına aylar öncesinden başladıkları yelken eğitimi ve yoga deneyimini bir arada sunan dört gece beş gün devam eden bir serüven.

Denizle ve tekneyle daha önce deneyimlerim olmuştu ama amacı sadece yelken yapmak olan bir teknede uzun zaman geçirmemiştim.

Adım attığım andan itibaren kaptanlar tarafından kullanılmakta olan deniz terimleriyle dolu komutları anlamaya çalıştığım bir dünyaya dalmamıştım.

Mavi yolculuk deneyimleriydi yaşadıklarım. Daha önce hiç, bir yelkenli teknenin içinde çalışmamıştım. Misafir gibisin ama aslında miçosun ama aynı zamanda kaptanın sana büyük bir güvenle yelkenlinin dümenini teslim ettiği ikinci kaptansın.

Sail I Yoga

Güne Deniz (Orbay) Hoca’nın eşliğinde yoga dersleriyle denize karşı başlanan, gün içinde seyir yaptığımız ve tüm gün çalışan kaslarımızı yine Deniz Hoca’nın önderliğinde yaptığımız Yin Yoga dersleriyle gevşeterek neredeyse uykuya dalacak kadar huzurlu bir boyuta geçerek kapattığımız beş efsane gün.

Girdiğimiz her koyda bizi karşılayan palamarların (teknelerimizi karaya bağlayan görevliler) ve restoran yetkililerinin The Sailing Experience’ın yaratıcıları Yasemin ve Emrah Kaptanlarla olan samimi ve sevgi dolu ilişkileri ilk günden itibaren ne kadar doğru insanlarla ne kadar doğru bir etkinliğin içinde olduğumuzun ispatıydı.

Yazı: Bir Mola Ver | Yazan: Seda Çağlayan

Efsane Lezzetler

Yasemin ve Emrah Kaptanlar bizim için yelken eğitimi ve yoga deneyiminin yanı sıra gerçekten yeryüzünde cenneti yaşadığımız olağan üstü güzellikteki Göcek koylarındaki her durağımızda gerçekten hizmet ve lezzet kalitesinin üst seviyede olduğu restoranlarda, en taze ve en gerçek lezzetlerle buluştuğumuz bir gurme turu deneyimi de yaşattılar bizlere. Domatesin rengini, gerçek balığın lezzetini, rokanın en dirisini, tereyağının, zeytinyağının damağımızda bıraktığı yumuşak geçişi, yoğurdun kıvamını bizlere hatırlatan bir lezzet festivaliydi yaşadığımız. Ancak böyle tanımlayabilirim gerçekten.

Yeryüzünde Cenneti Yaşatan Koylar

Yemekten sonra sofrada uzayan sohbetleri ateş başına taşıdığımız, gözlerimizi gökyüzüne dikerek kayan yıldızlarla aklımızdan, kalplerimizden geçen dilekleri tekrar tekrar dilediğimiz tatlı geceleri, yumuşacık ve mis kokulu yataklarımıza süzülerek, denizin üzerinde, iyot kokusu burnumuzda uykuya dalarak noktaladık dört gece boyunca. Rüya gibi.

Bir Mola Ver | Yazan: Seda ÇağlayanFethiye Yes Marina’da yaptığımız tanışmayla başladı Yoga I Sail turu. İlk demir attığımız koy Manastır Koyu oldu. Sadece tekne ile girilebilen, karadan ulaşımı olmayan, yaşadığımız şehirlerde görmenin mümkün olamayacağı şekilde dallarını denize uzatarak özgürce gelişmiş ağaçların arasında Adaia Restoran‘da hem akşam yemeğimizi, hem yoga seanslarımızı hem de sabah kahvaltımızı yaptık.

İkinci gün demir alıp yelken açtığımızda rotamız Küçük Sarsala Koyu idi. Küçük Sarsala’da bizi, yaşadığımız topraklardaki samimi insan profiline yeniden kavuşturan ev sahiplerimiz karşıladı. Denize karşı gerçekleştirdiğimiz yemek, yoga, kahvaltı zincirini tamamlayıp pruvamızı son durağımız olan Turunç Pınarı Koyu’na çevirdik.

Hayatımda gördüğüm en muhteşem yerlerden biri Turunç Pınarı. Bize sunduğu şahane lezzet ve hizmet birlikteliğiyle başımızı döndüren Balıkçı Osman Restoran bu güzelliği, doğayı bozmadan ince ince dantel gibi işlenmiş koya.

Koyda bir buçuk gün geçirdik. Kaptanlarımızın bize hediye ettiği serbest zamanlı bir gün. Sabah son yoga seansımızı gerçekleştirip kapanış çemberimizi yaptık. Daha bir kaç yazı önce çok da inancımın olmadığını ima ettiğim yoga pratiği kendi gerçekliğini yüzüme kibarca vurdu bu kampta. Herkesin o çemberi oluşturan birer nokta gibi yan yana dizildiği dakikalarda bu tatlı macera hakkındaki kişisel düşüncelerimizi birbirimizle paylaştık. Saklama lüzumu duymuyorum.

Hem kampın sona ermesi hem de bulunduğumuz yeryüzü cennetleriyle vedalaşma zamanının yaklaşmakta olması ama aynı zamanda yaşanan tüm günlerin gerçekten olabilecek en yüksek huzurla geçmiş olmasının memnuniyeti ile yaşanan tatlı duygusal anlardı. Bıraksanız hepimizin cevabı aynı olurdu emin olun, orada ömür geçirirdik.

Akşamüzeri koyu arkamızda bırakırken hepimizin inceden bir canı sıkıldı.

Özgürlük

Bir Mola Ver | Yazan: Seda ÇağlayanTurunç Pınarı’ndan ayrıldıktan sonra gerçekleştirdiğimiz son seyir sırasında bu sezon için son kez devraldım dümeni Yasemin Kaptandan. Önümde uzanan sonsuz maviliğin üzerinde rüzgâr yüzümü sıyırıp geçerken hissettiğim özgürlük duygusunun bir benzerini karada yaşamanın mümkün olmadığını artık çok iyi biliyorum. Bunu tekrar tekrar yapacağımı artık çok çok iyi biliyorum.

İnsanın kendini bu kadar tamamlanmış hissettiği bir şeyi hayatına dahil etmeden yaşamaya çalışmasının kendine yaptığı en büyük haksızlıklardan biri olduğunu çok güzel bir biçimde bana fark ettiren, başta bizim hem eğitimlerimiz hem de isteklerimizle inanılmaz bir özenle ilgilenen Yasemin ve Emrah Kaptanlara, beden ve zihin birlikteliğinden doğan ve insanı iç huzuruyla en huzursuz zamanlarında bile tanıştırabilecek etkiyi yaratabilen yoga ile tanıştıran Deniz Hocama, etkinlik öncesinde ve sırasında Yasemin Kaptanın en büyük destekçişi olan Begüm’e ve benimle bu deneyimi paylaşan ve her birini bu kadar kısa zaman içinde nasıl olup da bu kadar benimseyebildiğimi anlayamadığım arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.

Bana el birliği ile şahane bir deneyim yaşattınız. Hiçbirinizle vedalaşmıyorum. Bizi bir araya getiren bilinçaltı eylemlerimiz eminim bundan sonra bilinç üzerinde de devam edecek ve yollarımız birçok kere tekrar kesişecek.

Bir Mola Ver

İnsanın kendine karşı en büyük sorumluluğu kendini sevmek, kendini bedenen olduğu kadar ruhen de beslemek. Ben bu geçtiğimiz beş gün kendime olan borcumun bir kısmını ödedim, size de ilham olsun.

Her ne ise sizi hayatta var edeceğine inandığınız hayaliniz lütfen elinizi korkak alıştırmayın. Herkese gösterdiğiniz özenin en fazlasını kendinize gösterin ve o hayali gerçek kılın. Yaşadığınızı hissedeceksiniz, bana inanın.

En derin sevgilerimle,
Seda Çağlayan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Demet Uncu 24 Ekim 2019 at 13:40

    İşi gücü bırakıp, oralara gidesim geldi Seda Hanım.. Ne güzel yazmışsınız yaşadıklarınızı, hissettiklerinizi… Yüreğinize sağlık ❤

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan