Kitabın adı tam arkadaşa hediye etmelik değil mi? Tamamen bu sığ yaklaşımla kitabı alıp arkadaşıma hediye etmeyi planladım. Ancak ben bir kitabı hediye etmeden önce muhakkak kendim okurum. Bu kitabı da kitapçıdan alıp hediye paketine sardırıp evde usulca paketi açıp okumaya başladım. Bitirince tekrar paketledim, hiç anlaşılmıyor. Ya da öncesinde benim okuyacak vaktim yoksa tüm yüzsüzlüğümle kitap hediye ettiğim kişiye “Bir ara bana versene, ben de okuyayım” derim. Bu kitabı yılbaşı hediyesi olarak aldım arkadaşıma. Kitabın arasına da kırmızı külot koydum, yılbaşı konseptine uygun sürprizli bir armağan. Nasıl? 😁
Kitaba geleyim;
Ay çok sevdim. İyi ki okumuşum. Çok keyif aldım.
Aslında bu dört kitaplık bir seri:
– Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
– Yeni Soyadının Hikayesi
– Terk Edenler ve Kalanlar
– Kayıp Kızın Hikayesi
Belki devamını da okurum.
Napoli’nin Kenar Mahallesi
Hikaye Napoli’nin bir kenar mahallesinde geçiyor. 1950’li yıllar. İki fakir aile kızının etrafındaki olaylar anlatılıyor, kızın birinin gözünden.
Arkadaşını hem nasıl sevdiğini hem ondan nasıl nefret ettiğini hem onun için her şeyin en iyisini dilediğini hem de mutsuz olmasını istediğini… okuyoruz.
Seviyor arkadaşını ama bu sevgi ona iyi mi geliyor, emin değilim. Arkadaşını hayatının bir çıtası bellemiş gibi. Bazen o çıtaya ulaştığını düşünüyor bazen onu aştığını bazen geride kaldığını.
Okul Mu, Zengin Koca Mı?
Kızlar okul ve zengin koca alternatifleri arasındalar. Okul hayatını seçen –pardon seçen demişim ama onunki de ne kadar seçim tartışılır- zengin kocalı hayata burun kıvıracak gibi oluyor ama öte yandan niye okuduğunu da sorguluyor. Bu sorgusuna kendisini tatmin eden bir yanıt veremiyor.
Orada kız çocuklarının okutulması pek sık rastlanan bir olay değilmiş. Bizim coğrafyamız için şaşırtıcı bir olay değil. Orada da aynı kafadan varmış yani, kız okuyup ne yapacak? İlkokulu okudu ya, daha ne?
Çocukluktan Genç Kızlığa Geçiş
Kızların önce çocukluk hallerini okuyoruz. İlkokul yılları, çalışkanlıkları, haşarılıkları, mahallenin çocuklarıyla kavgalarını. Sonra büyüyorlar yavaş yavaş. Genç kız oluyorlar gözümüzün önünde.
Yine orası ile burası arasında bir benzerlik var gözüme çarpan; regl olmaya onlar da isim takmışlar. “Marki’nin ziyarete gelmesi” diyorlarmış regl olmak anlamında. Bizde neler dendiğine dair bkz: Regl oldum diyemeyenler için alternatifler
Aşklar, Hayaller
Aşk da olmaz olmaz tabii. Aşkları, kıskançlıkları, terk edişleri, terk edilişleri… Birbirlerinin değişen hayallerine de tanık oluyorlar ayrıca.
Mahalle
Tipik bir fakir mahalle hikayesi. Aslında mahalle hikayesi sevmem ben. Mahalle kültürü denilen şey bana her şeye burnunu sokan komşular ve dedikodu kültürü demekmiş gibi geliyor. Ama bu kitaptan rahatsız olmadım. Kızları kendime yakın bulduğum için herhalde.
Bize çok uzak bir kültür değil kitapta anlatılan da. Mesela oradaki mahallede yaşayanlar da içinde yaşadıkları şehri bilmiyorlar. Yıllardır İstanbul’da yaşayıp belli başlı yerleri görmemiş, hatta deniz bile görmemiş insanlar gibi.
Bizden Orhan Kemal’in romanlarındaki İstanbul’un tadını aldım bu kitaptaki Napoli’nin kenar mahallesinden.
Hediye Etmelik Kitap: Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
Her ne kadar adının çekiciliği nedeniyle kitabı almış olsam da okuyunca gördüm ki adına layık, arkadaşa hediye etmelik güzel bir kitapmış.
Saygılarımla,
Hülya Erarslan
2 YORUMLAR
Dörtlüyü tamamlama zevkine erişmiş birisi olarak yanıtlıyorum. Her bir kitap ayrı bir tat verdi. Birini bitirmeden bir diğerinin siparişini verdim. Soluk soluğa, aşırı merakla ve heyecanla okuduğum bir seri. Herkese de tavsiye ediyorum ama ilgilenen çıkmadı bu zamana değin. Ne yazık ki insanlar İnternet’te popüler olan kitapları okumanın peşine düşmüş. Yeni tatlar arayışında olmak değil de herkesin bildiğinden geri kalmamak derdinde herkes.
Ne güzel, ben de okuyacağım serinin devamını. Çok yakın ve sıcak bulmuştum ben bu romanı, devamının da öyle olduğunu tahmin ediyorum.