Şikayet Etme, Harekete Geç!

Size 29 Ağustos tarihinde yazdığım bir yazı vardı. İçinde yüksek dozda isyan ve üzüntü olan bir yazı. Özellikle kadın cinayetleriyle ama genel olarak da etrafımda olan biten, yaşanan olumsuz durumlarla ilgili hiçbir şey yapamamanın verdiği utançla katmerlenmiş duygularımı paylaşmıştım sizinle. O gün size şöyle de bir cümle yazmıştım:

Döndüğüm zaman ne yapabilirim diye düşünüyorum. Belki iş arkadaşlarımla çalıştığım şirketin çatısı altında bir proje olabilir, belki dergideki yazar arkadaşlarımla yapabileceğimiz bir şeyler olabilir ya da bir STK’nın bünyesinde yer almak olabilir. Ama sadece üzülmek dışında yapılacak bir şeyler mutlaka olmalı. Bulup çıkartacağım. Gelişmeleri zaman zaman buradan paylaşmaya da söz vermiş olayım size.

Ve işte o gün geldi, bugün size hep beraber katkıda bulunabileceğimiz, başkalarının hayatlarına dokunabilmemize aracı olabilecek bir STK’dan bahsetmek istiyorum.

Şikayet etme, harekete geç!

Ahtapot Gönüllüleri Derneği, kendilerini kimsesiz çocuklardan sokağa atılan köpeklere, evsizlerden engelli bireylere kadar sınır tanımadan, ihtiyaç duyulan her alanda proje geliştiren ve diğer sivil toplum kuruluşlarının projelerini de destekleyen bir dernek olarak tanımlıyor. Ben ve iki arkadaşım dün Acıbadem’deki merkezlerindeydik. Genel sekreterleri Ayfer Evkuran ile uzun ve oldukça detaylı bir toplantı yaptık. Hem şirket olarak hem de bireysel olarak neler yapabileceğimizi, kurdukları sistemi, her şeyin ne kadar kayıtlı ve olması gerektiği gibi işlediğini anlattı Ayfer Hanım bize uzun uzun.

Bizi inanılmaz heyecanlandırdı anlattıkları. Tam olarak içinde bulunduğumuz duruma uygun da bir mottoları var: Şikayet etme, harekete geç! Ve bu mottoyu gerçekleştirebilmeniz için de her türlü imkanı sunuyor size dernek. Gönüllü olarak yapılabilecek öyle çok şey var ki, evde “Ne yapacağımı bilmiyorum, ne yapabilirim ki, hiçbir şey yapamıyorum” diye söylenerek oturmanın inanın manası yok.

İhtiyacı olanlara çorba dağıtmak, diğer STK’ları desteklemek için maraton koşmak, travma geçirmiş çocuklara destek olmak, içinde bulundukları projelerden sadece birkaçı. Ahtapot gibi çok kollular anlayacağınız. Sadece tek bir kolda çalışmıyorlar. Ellerinin, kollarının uzandığı her yere destek olmaya uğraşıyorlar. Bunların yanı sıra bir de Türkiye’nin her yerinden oyuncak, kıyafet, kitap, ayakkabı, oyuncak vs. topluyorlar. Sonra bu toplanan malzemeleri merkezlerinde yıkayıp, dezenfekte edip, ütüleyip, yaş, beden ve türlerine göre ayırıp yeniden ambalajlıyorlar. Sonra da yeni gibi, mis gibi olan o eşyaları kayıt altına alıp gerektiği zaman gerektiği yerlere gönderiyorlar. Bazen gönderiyorlar, bazen de kendileri götürüyorlar. Ve kendileri götürdükleri zaman elbette inanılmaz güzel şeyler yaşıyorlar. Özellikle çocuklardan gelen tepkileri, onların yazdıkları mektupları Ayfer Hanım anlatırken gözyaşlarıma hakim olamadım.

Amaçları-Hedefleri

Size derneğin amaçlarından ve hedeflerini kendi yorumumu katmadan doğrudan yazmak istiyorum herhangi bir kafa karışıklığına yol açmamak için:

Amaçları:

Şikayet etme, harekete geç!
• Problemlere değil çözüme odaklanmak,
• Sorunlarla ilgili toplumsal farkındalık yaratmak,
• Dayanışmayı teşvik etmek,
• Gönüllülük konusunda örnek olmak,
• Ayrımcılığa karşı duruş sergilemek.

Hedefleri:

• Sosyal problemlerin çözümü için fikirler ve projeler üretmek.
• Projelerimize katılımı sağlayarak sivil toplum bilincini yaymak.
• Dezavantajlı grupların sorunlarına ve fırsat eşitsizliklerine dikkat çekmek.

Peki kim bu ahtapotlar?

Sizin, benim gibi insanlar. Dokuz kişilik bir yönetim kurulları, onlarla birlikte çalışan diğer profesyoneller ve bir de gönüllüleri var. Bir kısmı profesyonel hayatın içinde hâlâ çalışıyor, bir kısmı o işleri bırakıp kendini tamamen bu tarafa adamış. Ne kadar teşekkür etsek az, ben sizin önünüzde teker teker etmiş olayım hepsine de.

Neden anlattım bunları size?

Aslında haklarında anlatacak çok fazla şey var, ben size bir girizgah yapmak ve sizi onlardan haberdar etmek istedim. Benim gibi “Yapacak bir şeyler olmalı!” diye söylenip de hiçbir şey yapamayanlara çalacak bir kapıları olduğunu söylemek istedim.

Lütfen bir hafta sonunuzu ya da size uygun olan bir günü ayırıp gidip onlarla tanışın, konuşun. Sonrasında kayıtsız kalmanız bence zaten imkansız. Hepimizin elinden gelen bir şeyler varken el el üstünde oturmak bize yakışmaz. Dünyaya ve üzerindeki her canlıya karşı sorumluyuz, hepimiz ahtapotun bir kolu olabiliriz. Emeğimizi esirgemeyelim.

Adres ve her türlü iletişim, bilgi için Ahtapot Gönüllüleri Derneği‘nin web sayfasına bakabilirsiniz.

En derin sevgilerimle,

Seda Çağlayan