Kırmamak İçin Kırılmak

İyi olmak, naif olmak, zarif olmak, güler yüzlü olmak, empati sahibi olmak, motive edici olmak… Hepsi sevilen insan olmanın özelliklerinden. 👉🏻 Sevilmek

Sevilen insan olmak, herkesle iyi geçinebilmek, eksiklikleri görmezden gelebilmek herkeste olmayan çok güzel meziyetler ama hayattaki her şey gibi bunun da bir sınırı var. Kime karşı, hangi durumlarda idare edici ya da alttan alan olmanın bir çerçevesi mutlaka olmalı. Sınırsız olmak, kısa vadede değil belki ama uzun vadede insanın özüne çok zarar verir. Dıştan öyle gibi görünmese de iyi insanlar kendilerinin gördüğü zararı çevreye hissettirmeseler de bu durum insanı içten içe bitirir.

İnsanlar ve Eksiklikleri

“Eksiksiz” insanoğlu için imkansız bir sözcük. Fiziki anlamda da ruhen de eksiksiz olamaz hiç kimse. Dolayısıyla kusursuz davranış, ilişkilerde kusursuz olmak diye bir şey de hiçbir zaman söz konusu olmayacaktır.

Gerek iş hayatında, gerekse özel hayatta sürekli insanlarla etkileşim içinde her birey ve kimse herkesin kendisi gibi olmasını bekleyemez. Çok düşünceli bir insanın karşısına her zaman düşünceli insanlar çıkmayabilir; çok nazik bir insanın iletişim içinde olduğu her insan zarif olmayabilir; çok disiplinli çalışan birinin disiplin anlayışı beraber çalıştığı herkesle aynı olmayabilir. Bunların hepsi hoşlanılmasa da alttan alınabilir unsurlar olmalıdır. Fakat bazı durumlar vardır ki asla alttan alınmamalıdır.

Planlı Olduğu Çok Net Anlaşılan Art Niyetli Davranışlar

Aile yaşamı, ikili ilişkiler ya da iş hayatında, bazı insanlar bu tip davranışları bilerek sineye çekebiliyorlar. Kötü niyetli olmadıkları, hep yapıcı olmak istedikleri, insanların kalbini kırmak istemedikleri için her insana sınırsız şans verme potansiyeline sahiptir bu mizaçtaki insanlar. Ama maalesef çok büyük bir ihtimalle hayat yolunda defalarca sukut-u hayale uğrarlar. Belki önceleri çok etkilenmemiş görünebilirler hatta kendileri bile etkilendiklerini fark etmeyebilirler. Fakat olumsuz birikimler yolun sonunda pişmanlıkları getirir. Bu pişmanlıklar da sadece “pişmanım” sözü ile geçip bitemez çoğu zaman. Bedenen ve ruhen bazı hasarlar bırakır. Tükendiğini hisseder insan ve kimseye tahammül edemeyecek hale gelir.

Böyle bir duruma düşmemek için eskilerin diliyle denenmişi denememek gerekir. Gerçekten art niyetli olduğu anlaşılan insanların mümkünse iletişim ağından çıkarılması, ailevi olarak mümkün değilse gerekli mesafenin korunması, kişilik sınırları ve ruh sağlığı için çok önemlidir.

Kalp kırmak çok yanlıştır ama kırmamak adına kırılmak da bir o kadar yanlıştır. Doğru denge; “kırma ve de kırılma”dır.

Nalan Erpolat