Yurt Dışı Gezi

Seyşeller

10 Haziran 2020

Yazı: Seyşeller | Yazan: Melih Daşgın

Tropikal Cennet Seyşeller

Hint Okyanusu’nun ortasında kendisini unutturmaya çalışan, ancak sahip olduğu göz kamaştırıcı plajları ve turkuaz suları sayesinde bunu asla başaramayan harika yer burası. Turkuaz sular ve harika plajlar denilince akıllara hemen balayı rotası gibi gelse de Seyşeller herkese hitap eden doğal güzellikleri ile tropikal bir cennet.

Ulaşım & Vize

100’den fazla adanın oluşturduğu ülkeye verilen ad Seyşeller. Çoğu zaman ismindeki “s” ve “ş” harflerinin karıştırıldığı bu adaya İstanbul’dan direkt uçuş bulmak mümkün. 8 saatlik uçuşla ülkenin en büyük adası olan Mahe’ye ulaşabilirsiniz.

Ülkemizden sürekli güneye uçularak ulaşıldığı için uçuş saati uzun olsa da jetlag olunmaması Seyşeller’in en güzel avantajlarından. Bir diğer avantajı ise ülkemiz vatandaşlarından vize istemiyor oluşu. Geçerli bir pasaportunuzla Seyşeller’e gidebilirsiniz.

❗️Burada şu hususa dikkat. Ülkeye giriş esnasında, pasaport kontrolü yapılırken sizden konaklama yapacağınız tesislerin rezervasyonlarını ve dönüş biletinizi göstermenizi isteyebilirler. Yanınızda bulundurmakta fayda var.

En Uygun Dönem

Tropikal kuşakta olan bu güzel adalar topluluğuna gidiş için yılın her dönemi tercih edilebilir. Yıl boyu ortalama sıcaklığı 30 derece. Kasım-mart arası daha az, nisan-ekim daha fazla rüzgârlı tek fark bu. Kuzey yarım kürede kış yaşanırken gitmek ise en güzel seçimlerden.

Tüm yıl “tercih edilebilen sezon” olunca ortalama fiyatlar da genel olarak aynı kalmakta. Tek farklılık, Dünya’da özellikle de Avrupa’da tatil olan dönemlerde ve yılbaşında bir miktar artmakta. Planlarınızı buna göre yapmanızda fayda var.

 

Mahe, Praslin & La Digue

 
En güzel tropikal tatil güzergahlarından biri olan Seyşeller’de birbirinden farklı adalar mevcut. Bunlardan en büyükleri, Mahe, Praslin ve La Digue.

Uluslararası havalimanının bulunduğu Mahe, ülkenin en büyük adası. Ada üzerinde Başkent Victoria bulunmakta. Başkent ama öyle büyük bir yer aklınıza gelmesin. Toplam nüfusu yaklaşık 23 bin. Alan olarak da çok geniş yer kaplamayan Victoria’da, zamanında kolonisi olduğu İngilizler’in yapmış olduğu saat kulesini, botanik bahçeyi, semt pazarını, balık pazarını, Hindu Tapınağı’nı ve Ulusal Tarih Müzesi’ni gezebilirsiniz. Eğer Mahe adasını yukarıdan görmek isterseniz, 905 metre yüksekliğindeki Morne Blanc Zirvesi’ne tırmanabilirsiniz.

Mahe adası büyük olmasının avantajı ile büyük zincir otellerden, çok güzel butik otellere ev sahipliği yapmakta.

Diğer adalarda olduğu gibi Mahe’de de çok güzel plajlar bulabilirsiniz. Ada çevresinde toplam 38 adet plaj bulunmakta. Bunlardan en popüler ve büyük olanı ise, Beau Vallon. Bu sahilde suyun tadını çıkarıp, harika gün batımı izleyebilirsiniz. Ayrıca Beau Vallon’da, adadaki en güzel ve büyük otelleri bulabilirsiniz. Kıyı boyunca uzanan bu otellerde kalabilir, kalmasanız bile günübirlik faydalanabilirsiniz. Bunun yanı sıra sahil boyunca bulunan restoranlarda ve seyyar satıcılarda (take away’cilerde), Hint ve Asya mutfaklarının karışımı olan “Creole” yemeklerini tadabilir, özellikle deniz ürünlerini ve tropik meyveleri uygun fiyata bulabilirsiniz. (Restoranlarda (take awaycilerde değil!) ödeyeceğiniz hesaplara otomatik olarak yüzde 5-10 arası servis ücreti eklendiğini bilin ki hesabın yanlış olduğunu düşünmeyin.)

Eğer Mahe size büyük geldi ve daha küçük bir adaya gitmek isterseniz sıradaki adamız Praslin.

Praslin; çok küçük sayılamayacak, hatta büyük bile sayılabilecek bir ada. Üzerinde yüzlerce otel ve 22 adet birbirinden güzel plaj barındırıyor. Hatta dünyanın en iyi plajlarından biri sayılan Anse Lazio da burada.

Yazı: Seyşeller | Yazan: Melih Daşgın


Anse Lazio Plajı | Praslin Adası | Seyşeller

Praslin, Mahe kadar olmasa da araçsız gezilemeyecek kadar büyük. Praslin’i gezmenin en kolay yolu da araç kiralamak. Trafik bizdeki akışın tersi, yani soldan. Ters oluşu size endişelendirmesin, yollarda çok fazla araç olmaması bir avantaj. Araç ile adada nerede konakladığınızın önemi olmadan istediğiniz mesafeye kısa sürede ulaşabilirsiniz.

Praslin’de yaşam Mahe’ye göre daha ağır akıyor. İnsanlar oldukça sakin ve huzurlu bir hayat yaşıyorlar. Turizm en büyük geçim kaynaklarından. Ağırlıklı olarak büyük oteller bulunsa da küçük işletmeleri bulmanız da mümkün.

Adada birbirinden güzel plajlar bulunmakta. Bunlardan en güzeli hiç şüphesiz “Anse Lazio”. Harikulade kumsal ve suyu barındırın bu gizli cennet adadaki ilk tercihiniz olabilir. Adadaki diğer güzel plajlar ise; Anse Volbert ve Anse Boudin. Bu plajlarda da bembeyaz kumlar ve suya değen palmiye ağaçlarının güzelliği içerisinde okyanusun tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.

Ada boyunca taze deniz mahsüllerinin sunulduğu restoranları ve tropikal meyvelerin bolca bulunduğu cafe ve marketleri bulabilirsiniz. Bunların yanında Dünya’da sadece Seyşeller‘de yetişen, Seyşeller’e ait endemik bir meyve olan Coco de mer’in en iyisini Praslin’de bulunan Valle de Mai Parkı’nda bulabilirsiniz. Bu meyve sadece Seyşeller’de yetişmesinden ötürü oldukça özel. Şekli itibariyle biraz tuhaf ama ne kadar değerli olduğunu tadınca anlayacaksınız.

Elbette bu parkta sadece bu meyve yok, adaya ait diğer meyveler ve bitkiler hatta hayvanları da burada bulmanız mümkün. Yemyeşil tropik bitkilerin gökyüzünü görmenizi engelleyecek derecede sık bulunduğu bu parktaki dar patikalar ve sık bitki örtüsü, çocuklu seyahat edenler için biraz zorlayıcı olabilir. Praslin adasında eğer turkuaz sulardan çıkma fırsatınız olduğu takdirde, Siyah İnci Fabrikası’nı ve Praslin Müzesi’ni gezebilirsiniz.

Praslin de size büyük geldi veya bana daha güzel plajlar lazım derseniz, zamanın yavaş aktığı La Digue Adası sizi bekliyor.

Yazı: Seyşeller | Yazan: Melih Daşgın

Praslin’den 15 dakikalık feribot yolculuğu ile Seyşeller’de bulunan en güzel adalardan birine ulaşabilirsiniz. La Digue Adası oldukça küçük. Motorlu taşıt kullanılmıyor. Bunun yerine bisiklet ve golf arabalarına benzer araçlar var. Zaten adaya indiğinizde iskelenin karşısında sizi bir sürü bisiklet kiralayıcıları ve taksi şoförleri beklemesinden anlayacaksınız. Bunlar adadaki alternatiflerine oranla pahalı olanlar. Biraz yürüyerek, daha uygun alternatifler bulabilir ve pazarlık yaparak otelinize gidebilirsiniz. En popüler olan ulaşım aracı ise bisiklet.

Adanın merkezi La Passe. İskelenin olduğu yer. En merkezi ve kalabalık yer orası. La Passe civarında birkaç market, restoran ve hediyelik eşya dükkanları bulabilirsiniz. Ayrıca en uygun konaklama seçenekleri de yine La Passe civarında mevcut. Daha bir ada olsun derseniz La Passe dışına çıkmalısınız.

Adada çok büyük oteller bulunmuyor, havuz bulabildikleriniz büyük sayılıyor. Neredeyse tüm otellerin okyanusa kıyısı var. O yüzden özel bir isteğiniz yoksa her yerde kalabilirsiniz. Çünkü adanın tüm plajları halk plajı ve okyanusa oralarda gireceksiniz. Otellerin önlerindeki plajlar, diğerlerine kıyasla çok sönük çünkü diğerleri muhteşem.

La Digue Adası, çok büyük olmayan, ancak etrafının da yürüyerek veya bisikletle dolaşılamayacak kadar büyük sayılan bir ada. Harika plajlara sahip. Hatta bazı plajları var ki kimi zamanlar dünyanın en iyisi unvanını bile almışlar.

Yaşamın son derece yavaş aktığı La Digue Adası’nın, dünyanın en iyi plajları arasında gösterilen plajlarında keyifli vakit geçirebilirsiniz. Toplam 18 adet plaja ev sahipliği yapan bu adanın belki de bu kadar popüler olmasının nedeni; sayısız kartpostalda yer almış, balayı kataloglarının kapak fotoğrafı, bilgisayarlarda masaüstü arka plan resmi olan Anse Source D’argent Plajı. Bu plajın neden dünyanın en iyisi olduğunu ise görür görmez anlayabilirsiniz. Plajın temizliği, kumun rengi, suya uzanan palmiyeler ve en önemlisi sadece Seyşeller’e has bir özellikte olan granit kayalar kartpostal gibi önünüze seriliyor.

Bu plaja ulaşmak için cüzi ücretli bir milli parka girmek gerekiyor. Plaja ulaşım esnasında park içerisinde bulunan, vanilya bahçelerini, coconut ağaçlarını, adanın ilk yerleşim yerlerinin kalıntılarını ve en önemlisi Seyşeller’e özgü ve onlarca yıl yaşayabilen dev kaplumbağa çiftliğini bulabilirsiniz.

Bu arada plajlardan bahsetmişken gel-git zamanlarına dikkat etmeniz gerekiyor. Dünyaca ünlü plajlara suyun çekildiği zaman gidip de susuz kalmak hiç de iyi olmayacaktır.

Diğer belli başlı plajlar ise yine bisiklet mesafesinde ve en az Anse Source D’argent Plajı kadar güzel. Bu güzel plajlarda sabahtan akşama kadar güneşlenebilir, yüzebilir, şnorkel ile keşifler yapabilir, kitabınızı okuyabilir ve dinlenebilirsiniz.

❗️Önemli not; plajlarda işletme ya bir adet ya da hiç olmamakta. Bu sebeple suyunuzu, yiyeceğinizi yanınızda götürmekte fayda var.

Anse Severe, Anse Patates, Petite Anse ve Grand Anse Plajları Seyşeller tatilinizde görülmeden dönülmeyecekler arasında. Grand Anse ve Petite Anse plajları diğerlerine oranla biraz uzak. Grand Anse plajının uzunluğu yaklaşık 350-400 mt. 1 adet ufak işletme var. Burada eksik olan tek şey gölge. Diğer plajlardaki ağaç gölgelerini burada bulamıyorsunuz. Sahilin en doğusunda bulunan kayaların yarattığı ufacık gölge belki işinize yarar.

Ek olarak La Digue Adası’nda kano ile gezintiler yapmak ve yürüyüş grupları ile ada çevresinde tura katılmak da son derece popüler.

Seyşeller’de bu üç ada dışında görülebilecek onlarca ada bulunmakta. Genel olarak pahalı bir ülke olduğundan dolayı ulaşım da doğru orantılı olarak biraz pahalı. Bu sebeple diğer adalara bütçeniz elverdiği şekilde gidebilirsiniz. Bunların başında da Silhoutte Adası, Fregate Adası, North Adası ve Bird Adası gelmekte. Özellikle birisini seçecekseniz Silhoutte Adası’nı görmenizi tavsiye ederim.

Ülke adalardan oluştuğundan toplu ulaşım yok denecek kadar az. Sadece başkent Victoria’da ve Praslin’de otobüsler cüzi miktarlarda toplu olarak taşıma hizmeti sunmakta. Onun dışındaki adalarda bu hizmet bulunmamakta. Adalar arası ulaşım ise çoğunlukla deniz yolu ile yapılıyor. Mahe’den kalkan feribotlar ile ülkedeki diğer adalara kolayca ulaşabilirsiniz. Sadece Praslin için ikinci bir alternatif mevcut. Praslin’de bulunan havaalanı sayesinde Mahe-Praslin arası küçük uçaklar sayesinde hava yolunu da kullanmanız mümkün.

Feribot için özellikle üzerinde durulması gereken bir konu var; deniz tutması… Eğer bu konuda bir hassasiyetiniz var ise lütfen uzak durunuz. Feribotun aşırı süratli ve okyanusun dalgalı oluşundan ötürü problem yaşayabilirsiniz. (Feribot içerisinde ellerinde peçete ve poşetlerle hazır bekleyen görevlilerin fazlalığından, durumun ne kadar ciddi olduğunu anlayabilirsiniz.)

Bu güzel tropikal ülkeye giderken yanınıza almanız gerekenleri dikkatlice seçmenizi tavsiye ediyorum. Elbette her ihtiyacınızı orada da karşılamanız mümkün ama yine de sinek kovucu ilaçlar, etkin güneş koruyucular, güneş yanığı ve böcek sokması için kremler ve priz dönüştürücü gibi aletler çantanızda çok yer kaplamayacaktır.

En güzel balayı rotaları arasında gösterilen Seyşeller’e gitmek için balayını beklemenize gerek yok 🙂 Hayatınızı balayı kadar güzelleştirecek ve unutulmaz anılar toplamanıza olanak sağlayacak bu güzel ülke için daha fazla beklemeyin derim… İyi seyahatler!

Melih Daşgın

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Pınar Sude Genç 10 Haziran 2020 at 10:25

    Güzel bir yazı olmuş, tebrikler 🎈

  • Yanıtla Beril Erem 11 Haziran 2020 at 01:26

    Seyşeller’i görünce heyecanla girip okudum. Kaleminize sağlık Melih Bey.
     
    Bizim gittiğimiz vakit Mahe‘ye ne yazık ki direkt uçuş yoktu. Dubai aktarmalı gidebilmiştik. Demek koymuşlar artık.
     
    Adalardaki natura gerçekten muazzam. Çok güzel hatıralar ve arkadaşlıklarla döndük oradan. O nedenle ben de yazınıza özellikle BeauVallon Beach‘te kalacak olanlar için biraz katkıda bulunmak isterim:
     
    Biz gittiğimizde Beau Vallon Beach’de Le Meridien‘de kalmıştık. Adada genel olarak Oda&Kahvaltı sistemi var. Otelde akşam yemeği almak inanılmaz pahalı. Öğle yemeğini es geçerim derseniz, büyük otellerin saat 5’te çay saati oluyor 🙂 Ama adadaki kumrulara dikkat, çekinmeden gelip tabağınızdaki pastry’leri kaçırabilirler.
     
    Akşam yemeği için Mahe adasının şehir merkezi olan Victoria’ya gidilebilir. Biz birkaç akşam öyle yapmıştık. Çok hoşumuza gitmemişti, farklı yerler denememize rağmen açıkçası çok fazla turistik bulmuştuk. Üstelik yemekler de kötüydü. Ama onun dışında mesela her çarşamba akşamı BeauVallon‘un bir üst paralel sokağında “Moonlight Bazaar” oluyor. Asla turistik değil. Tezgahlarda taptaze ve çeşit çeşit deniz ürünlerini bulabileceğiniz açık bir yemek pazarı burası. Ve çoğunlukla yerliler oluyor. O bizim için mesela değişik bir deneyim olmuştu.
     
    Bir de BeauVallon’un en sonunda La Plague‘ye gelmeden küçük şirin deniz ürünleri lokantaları var, oraları da fiyat ve lezzet olarak çok iyiler.
     
    Ama deniz ürünlerinden sıkılırsanız, o zaman güzel bir İtalyan restaurantı olarak La Scala‘yı kesinlikle tavsiye ederim. Yalnız mutlaka birkaç gün öncesinden rezervasyon yaptırmak şart.
     
    Biz bir de Le Meridien fazlasıyla huzurlu:) olduğu için BeauVallon Beach Hotel‘e gidiyorduk. Öğle yemeği için oldukça uygun. Üstelik çocuklar için de aktivite alanı var.
     
    Onun dışında adada meyve, sebze olanağı neredeyse yok denecek kadar az. (AirBNB üzerinden ev kiralayacaklar için) Otellerde bulabilirsiniz ama marketlerde sebze ve meyve reyonlarının yoksulluğunu görseniz şaşırırabilirsiniz.
     
    Son olarak beni rahatsız eden ama nedense eşimin farkına dahi varmadığı 🙂 repel sandflies denilen sineklerden bahsetmek isterim. Ben güneşlenmeyi sevdiğim için sanırım beni epey rahatsız etmişti. Gölgede kalırsanız pek sıkıntı olmuyor ama güneşte ısırıyorlar. Onlara karşı biz citron bazlı spreyler kullanmıştık. İşe yaramıştı.
     
    İşte böyle… Benim de gidecek olanlara, gitmeyi planlayanlara katkım olsun dedim ama daha çok bunları yazarak, şu eve tıkıldığımız pandemi döneminde biraz sanırım kendi kendimi motive ettim 🙂
     
    Sebep oldunuz, teşekkürler 😎

    • Yanıtla Melih Daşgın 9 Temmuz 2020 at 01:41

      Saygıdeğer Beril Hanım,
       
      Yazımı bir puzzle olarak düşünürsek, eksik kalan birkaç parçayı bulamıyorken, sizlerin bu parçaları bana uzatmasına ne demeli?
       
      Çok teşekkür ediyorum değerli ve içten katkılarınızdan ötürü. Sizlerin de Seyşeller’de güzel vakit geçirdiğini duymak oldukça sevindirici.
      Oralara gidecek olan insanlar sanırım artık sizin katkılarınızdan sonra çok güzel ve sorunsuz bir tatil deneyimi yaşarlar, ne dersiniz? Özellikle, beni de eşiniz gibi hiç etmeyen ama sizi çok rahatsız eden repel sandflies denilen sineklerin bilgisi resmen can kurtaran 🙂
       
      Kaleminize sağlık… Umarım güzel günlerde yeniden oralara gider, güzel anılarda buluşuruz..
       
      Saygılarımla

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan