Gırgırına

Ne Varsa Eskilerde Var

1 Temmuz 2020

Gırgırına | Ne Varsa Eskilerde Var | Cem Albayrakoğlu

Malum pandemi dönemi olduğu için 16 Mart’tan beri evden çalışıyoruz. Çok sıkıldık ama hayırlısıyla atlatalım da şu salgını… Buna da katlanacağız mecbur.

Eski dizilere takmış durumdayım.

YouTube’dan ne kadar eski dizi varsa yeniden izliyorum: “Canım Ailem”, “Aramızda Kalsın”, “Dila Hanım”… ama ne seyretme… Sabah kalkıp toplantıya kadar bir posta, sonra patates, sosis, birayla devam… Sardı mı da sarıyor hani.

Bir şey fark ettim; eski dizilerdeki samimi ilişkiler, insanların aile olarak kenetlenmesi, efendime söyleyeyim, aşkların daha candan ve çıkarsız olması… En azından paraya dayanmaması… Zaten ilişkileri bitiren en önemli faktör bence para ya neyse. Ben neden gaza geldim bir anda, o da kısmet, hadi hayırlısı.

Ne diyordum eski diziler, hele ki Uğur Yücel’in dizileri, 10 numero; adam resmen döktürmüş.

Bizim yazlıkta vardı öyle aşklar, sevgiler tabi ki bir de entrikalar.

Biraz son zamanlarda Dallas olmuştu ama o da o zamana göre. Şimdi düşününce çok komik geliyor. Bir kıza üç erkekğin asılması. Yok be abarttım; herkes kendi manitasıyla bir sezon geçirirdi ama öteki sene Allah Kerim 😝

Süslenip püslenip akşam yemekten sonra sahile inmeler; sanki Maksim Gazinosu’na gidiyoruz. Erkekler Fahrenheit, kadınlar Dune parfüm sürerdi ekseri. Ayakkabı olarak ya Timberland ya da Sebago, kot Levi’s 501. Olmazsa olmaz Amerikan Pazarı vardı o yıllarda. Herkes sözleşmiş gibi oradan alışveriş yapardı. Kızlar full olmasa da az biraz makyaj yapardı sahile inerken. Belli bir saate kadar manitalar el ele tutuşamaz, malum anne baba görmesin ya da komşular görüp de “bak falancanın kızı falancanın oğluyla” demesin diye. Amaaa saat on ikiden sonra tüm manitalar kaynaşırdı.

O zamanlar bizim “Mermerler” diye adlandırdığımız bir alan vardı yazlıkta. Alan hâlâ var ama mermer masalar, beton banklar yok artık. Şimdi sarı bir branda altında sandalye tepesinde oturuyoruz. Bu da o eski mermerlerin havasını vermiyor tabii.

Bir de şimdi biz büyüdük ve bizim çocuklar koşturuyor oralarda.

Onlar tabi bizim gibi değil. Henüz manitacılık da başlamadı, küçükler. Bu yüzden rahat rahat anlatıyorum 😝 Bak şimdi düşününce sağdan sağdan gelmeye başladı bile. Sık dişini Cem, şurada kaç sene kaldı kızın büyümesine?! Baktım da çok var, çok. Neyse ben buradan çıkayım en iyisi; ne diyordum?

Yazlık ve manitacılık. Evet, tamam. Sahilde kızlı erkekli sohbetler yapar, genelde de içerdik. Her yazki ana konumuz aynı diğer konular yaşa göre değişirdi.

Bir de uzun süreli ilişkilerde kıskançlıklar olurdu, hadi buyur buradan yak. İşte o zaman ara bulucular mı istersin, yok “Ben çok kırıldım, konuşmayacağım”lar mı istersin… Ama iki kadeh içince “Vallahi çok seviyorum ama yok Ayşe ile konuşuyordu, yok çok samimilerdi.” Tabi karşı taraf da aynı sıkıntılarda. Sabahlara kadar dertleşip içerdik. Sapıtmadan, edebimizle. Tamam birkaç istisna olmuş olabilir. “Mesela…” diye olayları ifşa edermişim. Ne komik olurdu ama eminim direkt ipte sallandırırlar.

Ulan bir diziden de buralara kadar anlatmalar, iyiymiş. Ben kesin Eski Hülya Koçyiğitler, Filiz Akınlar zamanlarında yaşamalıymışım. Bak sen o zaman gör beni. Düşünsenize bir yanımda Filiz Akın, bir yanımda Gülşen Bubikoğlu…

Ne tozunu attırırdım ortalığın ya da onlar beni hiç iplemez, ben de bir köşede misketlerimle oynardım. Bak çok güldüm kendime. Ne diyordum? Kafa gitti bu sefer de Gülşen Bubikoğlu’na. Aman konu o da değil. O dönem de bana kesin Domates Güzeli denk gelirdi; Ayşen Gruda. Güzel değil diye demedim, yanlış anlaşılmasın.

Ne varsa eskilerde var.

Yazlıkta kimin başı sıkışsa veya bir yaramazlık yapmış olsak hep birlikte çare arardık. Harçlıklarımızı gerekirse verirdik, ortada bir zarar ziyan varsa kendi aramızda halledelim diye.

Şimdi düşünüyorum da hiç ailelerimize karşı patlamadık. Hep yıllar sonra söylemişizdir olup bitenleri.

Bak durduk yerde bir sürü anı geliyor hâlâ aklıma. Güzeldi, güzel o yıllar. Keşke bu kafamla o yıllara geri dönebilsem bak neler yapardım, neler…

Şimdi gelecek soruyu biliyorum; “Neler yapardın Cem?” Değil mi 😉 Ama o da bende kalsın…

Hadi görüşmek üzere, yazacak çok anı var, çok…

Gırgırına,
Cem Albayrakoğlu

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

7 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 1 Temmuz 2020 at 11:26

    Canıııııımmmmmm;
     
    Çok çok sevdim. Geçmişe gittim sayende; Mermerler’de oturdum bira içtim, biraz flört ettim, biraz dedikodu yaptım, bolca da güldüm, çok çok eğlendim. Ne güzel günlerdi. Ama biz o zaman da farkındaydık muazzam bir hayatımız olduğunu ve ömür boyu sürecek dostluklar kurduğumuzu 🙏🏻
     
    Sen hep anlat kuzum, yok olup gitmesin hatıralar 🤗

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 1 Temmuz 2020 at 12:12

    Sevgili editörüm;
    Ben de anlatırken o günleri bol bol hatırlayıp gülüyorum. Ne günlermiş gerçekten. Çok anı biriktirmişiz ve dediğin gibi çok sağlam dostluklar kurmuşuz.

  • Yanıtla Atakan Balcı 2 Temmuz 2020 at 16:18

    Büyük bir TV bağımlısıydım eskiden. Şimdi ise TV olmadığında kesinlikle aramıyorum, eksikliğini duymuyorum. Ne varsa eskilerde var, doğru.

  • Yanıtla Mehmet Gökcük 6 Temmuz 2020 at 13:30

    Bütün mevzu ve geçmişle bugün arasındaki fark, samimiyetin varlığı ve yokluğu üzerine sanırım. Samimiyet olmayınca güven kayboldu, güven kaybolunca herkes kendi yalnızlığını güzelleştirme çabasına düştü. Kalabalık yalnızlıklar oluştu. Senin anıların hep güldürürdü, bu defa daha çok özletti be Cem… 🙄
     
    Kara Şimşekler kovalasın seni 😊
    Yüreğine kalemine sağlık 👏

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 6 Temmuz 2020 at 15:00

    Yorumun için teşekkürler. Editör’e önden yolladığım bu tarz birkaç yazım daha var. Olabildiğince kendimden yazıyorum ama bir insanın da başına gelebilecekler bir yere kadar. Ara ara arkadaşlarımdan dinlediklerimi de elimden geldiğince yazmaya başladım. Komik ve absürt olanları umarım beğenirsin.

  • Yanıtla Mehmet Gökcük 7 Temmuz 2020 at 12:37

    Sendeki doluluk ve yüreğinde geçmişle ilgili hiç kopmayan bağ, yazılarına her türlü yansıyor… Bazen daha komik, bazen daha duygusal vurgular alıyoruz ama tamamı keyifli…
     
    Yazmaya devam güçlü kalem 👏👏

    • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 7 Temmuz 2020 at 17:27

      Teşekkür ederim, elimden geldiğince…

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan