Etkili iletişimin gizli kahramanıdır dinlemek. “İletişim” kelimesi ile hep akla gelen güzel konuşmak, güzel ifade etmek, güçlü hitabet gibi unsurlardır ve dinlemenin ne kadar önemli olduğu pek de konuşulmaz çünkü toplum çok da farkında değildir bunun. Halbuki dinleme olmazsa etkileşim olmaz, etkileşimin olmadığı yerde de sadece havada asılı kalan sözcükler olur. Yani sözcükler mesaj formuna bürünemezler. Hedefi olmayan bir top gibi savrulurlar ve bir türlü sağlıklı iletişim aracı olamazlar.
Duymak ve Dinlemek
Dinlemek ve duymak birbirlerinden farklı şeylerdir. Fiziksel engeli olmayan herkes duyar. Bu, biyolojik olarak aktif bir durum olabilir fakat sosyal olarak pasif bir eylemdir. Oysa ki dinlemek aktif bir davranıştır. Sadece kulaklarla değil, gözleri de etkin kullanarak, bedenin yanında zihinle de orada olmak, tüm algılarıyla karşısındaki insanı anlamaya çalışabilmek demektir. Bu da hayatın her alanında her türlü iletişimi etkileyen bir olgudur.
Dinlenmek
Karşılıklı etkileşimin bir parçası olduğu için dinlenmek de dinlemek kadar önemlidir. Dinlemek ne kadar algıları açıp dikkat kesilmekse, dinlenmek de o kadar anlaşılmak demektir. Her insan gördüklerini paylaşacak; yaşam deneyimlerine, sevinçlerine, hatta üzüntülerine şahitlik edecek birilerini görmek ister. Gerçek paylaşım budur ve bu da dinlenmek ile mümkündür. Gerçekten dinlendiğini hisseden insan rahatlar, paylaştıkça sıkıntılarının yükünden arınmış hisseder ya da olumlu deneyimlerinden kazandığı iç huzur artar.
Dinleme Amaçları
Tüm bu huzurlu ve iyi hissetme halleri için dinlemenin bazı türleri vardır. Bu tür ayrımının çıkış noktası da dinlemenin amacıdır.
Anlamak için olan dinlemek iki tarafa da iyi gelir. Anlatan taraf rahatlar, dinleyen taraf empatinin gücüyle gelişir.
Yargılamak için dinlemek ise iki tarafı da yorar.
Konuşurken yargılanacağını hisseden birey hiçbir zaman rahat olamaz sonuç olarak da hiç bir zaman anlatmak istediğini tam olarak anlatamaz. Yargılamak için dinleyen ise kusur aramak adına heba eder kendini. Pozitif iletişimde aslolan ön yargısız dinlemektir.
Diğer yanlış dinleme türü ise bütünden uzak dinlemektir.
Bu da aralarda sadece belli cümleleri çekip alarak, anlamın bütününden uzaklaşarak yapılır. Bu tür dinlemeler de tüm yanlış anlaşılmaların, gereksiz öfke çıkışlarının, büyük iletişim bozukluklarının sebebidir.
Tüm bu yanlış dinleme davranışları da hayat içinde çok dikkate alınacak bir unsur gibi görülmese de aslında çok önemlidir hatta psikolojik şiddet kavramı içinde yer alır. Çocuk olsun, yetişkin olsun; iş hayatı olsun, aile hayatı olsun ya da arkadaş ilişkileri içerisinde olsun kimsenin kimseye bunu yapmaya hakkı yoktur. Her insan eşsiz olması ve kendi hikayesi içerisinde önemli olması nedeniyle doğru dinlenilmeyi hak eder.
Kendini Dinlemek – Kendini Dinletmek
Çocukluğundan itibaren doğru dinlenilen insanlar önemsenmiş insanlardır. Önemsenmiş olan insanlar herkesi önemserler ve dinlerler. Dinledikçe de ilişkilerde gelişirler, doğru gözlemler yapabilirler, kimin için neyin önemli olduğunu sezgilerler. Bu sezgiler ışığında, kendilerini dinlerler ve kendi sözlerini fark ederler böylece kendilerini dinletmeyi başarabilirler.
Güzel konuşmak, güzel dinlemekten geçer.
Hayata ve tüm dünyaya kulak verebileceğimiz yaşamlarımız olsun.
Nalan Erpolat
No Comments