Kol ve gece çok parçalı bir buhrana gebeydi. Kol gücüne aşık milyonlar, milyonlar ve milyonlar vardı yine, her zamanki düzeyde. Ancak bu kez, çok bilmiş bilgisizlikleri Sirius yıldızından bile milyonlarca kat büyük ölçülerde güdülenmiş; kendi karmaşık, parıltılı, süs üstüne süslerle kaplı beyaz giysilerince ışıldatılarak adımlamaktaydı evrenler ölçüsünce gezegeni.
Sağ el yolu
Sağ El yoluna tapan, bilgelik sevisi yoluna göre amaçsızca, kendilerince amaçtan amaca uçuşan, açgözlülüğe/hırsa kanan, kanatan kimselerin yığını; görmüyor ki iki gözü algısal açıdan, görsün algının, duyuşun üçüncü gözü.
Arzu, ruh
Araplaşanların arzu ile yanarak ruh dediği, tin, kut ve sür adına değildi asla yolları ama açgözlülüklerini hep böyle gösterdiler algılarındaki, ateşi suyla yıkayan, suyun çığlıklarından zevkle taşan ruh dedikleri “tin, kut ve sür”ü asla anlayamadan anlatan, anlatan, anlatan kimselerin yığını algılarındaki hırsın yüzüne. Sağ ellerini yüzlerinin karşısına alıp, algılarındaki yoz ekranda, taparcasına ve sapkın bir sevgiyle. Halbuki İbrahim, Abraham, Brahman ne demişti? Selam neydi, şalom neydi? Kimselerin yığını yine de ve yine kaldırdılar sağ ellerini, ejderha başlı kılıcın, onların ısrarla “ruh” dediği özünü kirlettiler. Anlayamadılar asla, algılayamadılar.
Sürgün karanlık
Kopt toplumu, Türkler, Mayalar, Koreliler, Japonlar, Aborijin diye bilinen bilgeler toplumu, Khmerler, Hintliler, Urdular diye bilinen binlerce yıllık Hint-Türk Ordularının torunları, İnuitler, Lakotalar ve daha niceleri, bilgelik ışıkları! Kara Ay’a esenlikle, bilgelik yolunun ışık damlalarına esenlikle, öğreticilere, ışık taşıyıcılarına esenlikle, canları birbirinden ayırmadan türleri, ırkları kucaklayanlara esenlikle. Yolu sahiplenip de kirli gövde gösterilerine alet edenler, Enok’un gittiği, bugünlere ilettiği karanlık boşluktur onların yerleri, içinde üç yıldızın tutsak edildiği. Beyaz örtüler bürünmüş her yıldız gerçek değildir, çoğunluk her zaman haklı değildir. Üçler, yediler, kırklar ile, ışık ile, bilgi ile değil yalnız, yalın ve çıplak bilgelik ile esenlik sevisi ışıyor her an, gözlerden öte gözleriyle görebilenlerin içinde.
Sol El Yolu
Sol El ile devinenlere, Sol El yolunu izleyenlere verilmişti ejder başlı kılıç, korudular giz bekçileri. “Sü” ya da “su”, “bekçi” demektir dilimizde, “Sü-mer”i hecelediğinizde görürsünüz “Giz Bekçilerinin derinliğini, tahmin edebilirsiniz eskiliğin yeniliğini, derine, daha derine. Dengeyi kavrayanlar, bilgelik yolunda ışır. Dengeyi kavramaktan taşar, kavrayış onlardır. Ejder başlı kılıç kan akıtmak için değil, kan olmak içindi. Öykündüler ejder başlı kılıca, ellerindeki ise yalnızca birer taklitti sağ elleri yananların. Işık, bilgelik ve esenliğin varlık ve yokluğun ötesindeki yolunda ışıdılar.
Tin, kut ve sür ile; sevi ve ışık ile!…
Atakan Balcı
2 YORUMLAR
Ne güzel anlattınız bir an kendimi Dede Korkut hikayeleri içinde hissettim. Elinize sağlık, çok güzel.
Teşekkür ederim değerli yorumunuz için.