Deniz Börülcesi

Mektup

8 Ekim 2020

Öykü: Mektup | Yazan: Damla Gümren

Kırgınlıkların unutulup gitmediği, saklanmadığı, belki de bir bulut olup göğe yükselmediği ufacık bir gezegendeyim. Herkesin, herkese kırgınlıklarından kolaylıkla bahsettiği, acılarından kurtulmak için onca çaba sarf etmediği, hayalini kurduğu bir yerdeyim.

Kendini kuş gibi hafif hissedersin bu yerde.

Kendini açıklamak için uğraşmazsın.

Birilerine beni anlasınlar diye dil dökmezsin. Buna gerek yoktur çünkü. Herkes, herkesi anlar. Başka pencerelerden bakmaz kimse. Herkesin kendine ait bir penceresi olduğunu bilir burada.

Buraya neden mi geldim?

Ben de kırgınım herkes gibi. Kimselere anlatamadığım sırrımı burada anlatıp kurtulmak istiyorum. Orada neden anlatmadığımı herkes biliyor. Başka gözlerin üzerimde olduğunu biliyorum. “Bakmayın bana!” diyemiyorum. Ben ne dersem diyeyim, gene de bakacaklar. Sonsuza dek burada kalamayacağımı da biliyorum. Anlarlar. Çekip gittiğimi anlarlar. Geri döndüğümde aralarına almazlar. O gözleri özler olurum. Beni yalnızlığıma terk ederler. Bunu istemiyorum. Kısa bir ziyaret sadece bu. Kendimi bir an olsun özgür bırakma isteğimden.

Gözlerimi kapatıp, sanki buralara aitmişim gibi hissetmeye çalıştım. Böyle olursa, kendimi bir az olsun daha rahat hissederim diye düşündüm. Yanılmışım. Geldiğim yerin kalıntıları hâlâ üzerimde. Atamıyorum onları. Yakamı bırakmıyor gözler. Bir çift gözün hayali bile yetiyor bana. Tir tir titriyorum. Nasıl bu hâle geldim diye düşünüyorum.

Gözlerimi kapıyorum. Söyleyeceklerimi hayâl ediyorum. Bedenim ısınıyor. Gözlerimi iyice sıkıyorum. Neden korkuyorsun?

Bunun hayâlini kurmuyor muydun? Söyle, gitsin işte!

“Be-ben, ben olamıyorum! İstediğim kişiden çok uzakta bir yerdeyim işte. Nasıl anlatsam, bilemiyorum. Yaptıklarım, yapacaklarım…”

Ağlamaya başlıyorum. Avutacak kimse yok etrafımda. Bir çift göz bile yok. Sevinmeli miyim? Üzülmeli mi? Bilemiyorum. Kimsenin umurunda olmamak beni neden rahatlatmıyor? Başkalarının beni herkesle aynı kefeye koyduğu, neyin yanlış neyin doğru olduğunu ben daha öğrenememişken dayattığı sevmediğim o yerden uzaklaşmış, kendimi burada apaçık ifade edebilmişken neden hâlâ tam anlamıyla mutlu değilim.

“Başkalarının dayatmalarından sıyrılıp ne istediğimi bilmiyorum. Gün geliyor, onların dayattıkları bana doğru gelirken birden değişiveriyor her şey. Kafamda dolaşan düşünceler bana ait değil. Olmam istenen ne varsa oldum işte! Daha ne istiyorsunuz benden!”

Biri görse deli sanırdı beni. Oysa ben, kendine yabancı biriyim.

Midas’tan tek farkım eşek kulaklarım yok benim.

Tüm ülkenin duymasını istemediğim kendim olma aşkım vardı.

“Bu saatte olur mu öyle dışarılarda?” dediler, dışarı çıkmadım.

“Okulun bitti, tek başına olur mu öyle?” dediler, evlendim.

“Artık yaşın geçiyor, çocuk yapman lazım, olur mu öyle şey?” dediler, çocuğum oldu.

Hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Ben mutsuz oldum. Onlar “olur mu?” dedikçe, ben giderek dibe battım. Kendimi tanıyamıyorum artık. Ben ne istiyorum? Belki de ne istiyordum? Bu doğrularla büyümeseydim, şimdi ne yapıyor olurdum? Bu düşünceler kafamda dolaşıyor bu sıralar. Kaçıp gelmem de bu yüzden. O gözlerin etrafında söyleseydim bunları, düşünme derlerdi. Çok düşünüyorsun. Aykırı olurdum. Cezalandırılırdım. Aralarına almazlardı beni. Konuşmazlardı.

Başka ihtimallerin varlığı, onları çileden çıkarırdı. Yok sayıyorlar, kolay olanı seçiyorlardı onlar. Ben artık yapamıyorum. Başka hayatların var olduğunu biliyorum. Tek bir doğruya göre yaşamak istemiyorum. Gözlerin yokluğumu fark etmesini umursamıyorum. Korkmuyorum. Ben cesur değilim, siz körsünüz! Mektubumu bulduğunuzda, beni aramayın, sormayın. Sizin aksinize, ihtimallerin varlığı beni tedirgin etmiyor, heyecanlandırıyor.

Hâlâ dünyanıza dönmediysem telaşlanmayın. Kendim olmanın sarhoşluğuyla, gökyüzünün maviliği bile keyiflendiriyordur beni.

Damla Gümren

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

12 YORUMLAR

  • Yanıtla Seda Çağlayan 8 Ekim 2020 at 13:55

    Yüzlerce kadın ve erkeğin içinden geçenler…
     
    Hayat bu tutsaklık içinde yaşamak için çok kısa. Bunu fark edip başka ihtimallerin peşinden gidebilen herkese saygılarımı sunuyorum gerçekten.
     
    Eline sağlık.

    • Yanıtla Damla Gümren 8 Ekim 2020 at 14:40

      Evet bunların farkına varıp da ihtimalleri yok saymak zorunda kalan ne çok insan var. Umarım, biz de hayatımıza yön veren ihtimalleri yok saymak zorunda kalmayız.
       
      Teşekkürler güzel yorumunuz için 🙂

  • Yanıtla Aysegul Soyalp 8 Ekim 2020 at 13:58

    Çok güzel bir anlatım, cok dogru saptamalar. Düşünmek isteyene ufkun sınırları yok mesajı.
     
    Kaleminize saglık.

    • Yanıtla Damla Gümren 8 Ekim 2020 at 14:38

      Boyun eğmemek, düşünmek ve bir şeyler uğruna savaşmak. Umarım, bu üçü yön verir hayatımıza.
       
      Teşekkür ederim yorumunuz için 🙂

  • Yanıtla Simge Ergenç 8 Ekim 2020 at 14:11

    Sanki değişmezsem gelecekte söyleyeceklerimi duydum. Çok beğendim. Bir önceki öyküden daha farklı bir iz bıraktı. Yeni öykülerini merakla bekliyorum deniz börülcesi 🙂

    • Yanıtla Damla Gümren 8 Ekim 2020 at 14:36

      Umarım geçmişe baktığımızda “ne kadar doğru kararlar vermişiz” deriz.
       
      Öpüyorum seni.

  • Yanıtla Burak Süalp 8 Ekim 2020 at 18:15

    Çok güzel anlatmışsın sevgili Damla. Kanımca “ben” ve “biz”in dengesini kurmak önce kendi içindeki benle yüzleşmekten geçiyor. Hatta içindeki “ben”lerle. Sonra da evet, kendi istediğini yapabilmek, o yönde yol alabilmek de cesaret istiyor. Kolay değil. Yapabilenleri kutluyor onlar adına çok mutlu oluyorum.
     
    Kalemine sağlık genç arkadaşım.

    • Yanıtla Damla Gümren 8 Ekim 2020 at 18:45

      Umarım, herkes içindeki “ben”leriyle tanışıp, istediği gibi hayatını çizebilecek kadar cesur olabilir.
       
      Teşekkürler, çok mutlu ettiniz beni yorumunuzla.

  • Yanıtla Beril Erem 9 Ekim 2020 at 00:23

    İnsanın yaşamını başkalarının doğrularına, ahlak görüşüne göre konumlandırıp, o konumdan ürettiği korkularla şekillendirmeye çalışması hatta şekillendirme de demeyelim ama akışa bırakması ne kötü. Mektup burada, insanın hayatını ve verdiği kararları sorgulama sürecinde güzel bir araç. Sen de bu aracı güzel bir biçimde kullanmışsın.
     
    Kalemine sağlık Damla’cım ❤

    • Yanıtla Damla Gümren 21 Ekim 2020 at 11:37

      Akışına bırakmak… Çok anlamlı.
       
      Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için 🙂

  • Yanıtla Gökçe Çiçek Gönülaçar 10 Ekim 2020 at 17:18

    Damla, tebrik ederim. Herkesin içinden bir zaman geçenleri bir mektupla ne güzel dile dökmüşsün. Okuyunca kaçıp gidesim gelmedi değil. Sorumluluklar ve istekler işte…
     
    Tebrik ederim.

    • Yanıtla Damla Gümren 21 Ekim 2020 at 11:35

      Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için 🙂 Ah, o kaçıp gitme istekleri..

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan