Artık İstanbul’daydı. Yaralarını sarabileceği kadar sarmıştı. Hayatına kaldığı yerden devam etmeliydi artık Zeynep. İlk işi Sinan’ın bütün eşyalarını toplamak oldu. Birlikte aldıkları, üzerine anlamlar yüklediği ne kadar eşyası varsa, koliledi. Onları kargoya verdiğini belirten kısa bir mesaj gönderdi telefonundan. Ne kadar çok eşya kolilemiş…
Zeynep, Onur’a gülümsedi, ayağa kalktı ve yanına doğru yürüdü. “Geldiğini hiç fark etmedim. Ne zamandır beri buradasın?” “Seni aradım ama telefonunu açmayınca, sahilde olacağını söylediğini hatırladım ve buraya geldim. …
Eve girip, poşetleri girişe bıraktığında sıcaktan epeyce bunaldığını hissetti, kendini banyoya attı. Ilık bir duşun ardından incecik keten elbisesini üstüne geçirdi. Yazın başında yüklediği şarkı listesinin bulup bilgisayarının sesini iyice açtı. Bir şeyler yaparken, müzik dinlemeye bayılırdı.…
Sinan, kolunu kapı eşiğine dayamış halde, kanlı canlı karşısında duruyordu. “Lütfen, içeri girebilir miyim? En azından, kısa bir süre de olsa konuşabiliriz, öyle değil mi?”…
Takside hiç susmadan konuştular. Gençlik dönemleri boyunca yaz tatillerinde yaşadıkları, paylaştıkları ne çok anı, biriktirdikleri ne çok şey varmış sahiden. Birbirlerini sinir ettikleri zamanlar da az değilmiş hani. Onur'un, her işini hep kendi başına halletmesinden dolayı ona "Erkek Fatma" diye seslenişinden tutun da onun…
Taksiden inip elinde valiziyle havalimanına geldikten sonra, hızlı adımlarla yürüdü; kontrol noktalarını geçip uçağının kalkacağı kapıya doğru devam etti. Oturma alanında gördüğü ilk koltuğa çöktü ve beklemeye başladı. Kafasının içi öyle dolu, öyle karmaşıktı ki… Hayatında gerçekleşmesini beklediği birçok şey gibi, şimdi de uçağını…
Geçen sene ocak ayında, sevgili arkadaşım bu güzel dergi için yazı yazmamı teklif ettiğinde, bugün sizlere 40. yazımı yazabileceğimi tahmin bile edemezdim. Bunun şerefine köşemde, bugüne kadar yazmış olduğum yazıları hep birlikte gözden geçirmek istedim. Neler yazmışım, sizlerle neler paylaşmışım merak ettim işin açıkçası.…
Bir süredir devam eden “Planlananlar ve Planlanamayanlar” başlıklı hikayemi, mutlu sonla bağladıktan sonra, kendime bu hafta ne yazmak istediğimi sordum. İçimden ne yazmak geliyordu acaba? Sizlerle ne paylaşmak istiyordum? Bir süre düşününce, kendimde fark ettiğim bir durumu sizlere aktarmak istedim. Artık yaşımın mı, gözlemlerimin…