Tabak çatal sesleri, gün batımının turunculuğuna eşlik ediyordu. Gün hafiften batarken, gökyüzünün tabloları aratmayan rengi bizi mest etmişti. Martıların eşlik ettiği bir balıkçı teknesi, dalgalar daha da artmadan kıyıya yanaşmaya çalışıyordu. Denizden gelen iyot kokusu bizi iyice acıktırmış olacak, adeta yarışırcasına mezelerden yiyorduk. Bir…
Sis perdesi inmiş geceye, göz gözü görmüyor. Sevgisiz kalmış tüm bedenler gibi, ay ışığı da eriyerek kayboluyor. Yerine gün ışığını bırakacak. Olmuyor. Gecenin kini üzerinde, paçasını bırakmıyor. Sinirli. Ne olacağı bilinmiyor. Küplere binmiş adeta. Gün ışığından da umudunu kesmiş tüm insanlık. Beklenen günler yakında…
Gün geçtikçe hiçbir şey hissedemez oluyorum. Duygularım yok sanki. Bir et yığınından farksız, oradan oraya savruluyorum. Tüylerim diken diken olana kadar sinirlendiğim, gözlerimin fal taşı gibi açılıp öfkeden kudurduğum, karnıma ağrılar girene kadar güldüğüm bir gün olmuyor artık. Canlı cenaze dedikleri bu olsa gerek…
Ben de onlardan biriyim. Korkağın tekiyim.Öyle, anlattığıma bakmayın, benim de pek bir farkım yok. Göz göre göre inanırım bu saçmalıklara. Onları küçümsediğimi de düşünmeyin, küçümseyecek kadar cesur olsaydım keşke diye düşünüp dururum. Bir cesur olsam, böbürlenmesini de bilirdim. Pek üstün görürdüm kendimi.…
Sıradan bir akşamüstü, her zamanki iş trafiğinde tek zevkim olan akşam haberlerini dinlemeye çalışıyordum. Dışarıdaki korna sesleri radyodaki haber spikerinin sesini bastırıyordu. Biraz daha sesini açtım. Miras kavgasından bir kardeş diğerini bıçaklamış. “Aman, yesinler birbirlerini” diye geçirdim içimden. “Çivisi çıktı dünyanın artık.” Önümde duran…
Kırgınlıkların unutulup gitmediği, saklanmadığı, belki de bir bulut olup göğe yükselmediği ufacık bir gezegendeyim. Herkesin, herkese kırgınlıklarından kolaylıkla bahsettiği, acılarından kurtulmak için onca çaba sarf etmediği, hayalini kurduğu bir yerdeyim. Kendini kuş gibi hafif hissedersin bu yerde. Kendini açıklamak için uğraşmazsın. Birilerine beni anlasınlar…
Rengarenk ışık bulutunun içinden geçiyorum. Kahkahalarımın sesi beni dahi rahatsız ediyor. Şekiller.. Mor ışık saçan üçgen miydi o gördüğüm? Beyaz kocaman bir at neyin nesiydi, akıl sır erdiremediğim bu alemde? Vücuduma baktım. Ellerime baktığımda kendi yüzümü görebiliyorum. Ne bu saçmalık? Neredeyim ben? Ağlamaya başladım.…