Yeni bir yaşam başladı benim için. Kepimi attım. Artık rehber öğretmenim. Herkes bin türlü zorlu sınavlardan geçer. Ben hem okulumun finallerini verdim hem de gencecik yaşımda hayatın kazık sorulu sınavlarından geçtim. Eğer öğrenmeseydim bir daha çıkarırdı karşıma hayat o zorlukları. Sınıf tekrarına gücüm yoktu!…
Kızımla buraya yerleşeli dört ay oldu. Bu yerleşmenin geçici olduğunu hiç çıkarmadım aklımdan. Allah’ın sevgili kulu olduğumu bildiğim için şükürlerimi de hiç eksik etmedim yaradandan. Bana sahip çıkanlara da hizmet etmekten bir gün of demedim, demeyeceğim. Bir köy evinin içinde sabah akşam hayvan bakmak,…
Kimsenin gökleri yırtan çığlığa bile kapısını açmadığı bu zamanda beni bulsun bu olaylar. Bulsun Mehmet! Beni bulsun çaresizler. Hayatta yapayalnız kalmaktan korkan çocuklar, beni bulsun. Annemi kaybettiğim günden beri annesizliği bilen ve dört kardeşine anne olmaya çabalayan, beni bulsun. Kimse babası yüzünden annesiz kalmasın.…
Sabah nöbetten ayrılırken hastanenin otoparkında gördüm onları. Hamiyet Abla kendi arabasına bindiriyordu anne ile kızını. Çok yorgundum. Bir şey soramadan önümden geçip gittiler öylece. Zor bela eve attım kendimi ben de. Gözümün altı ve üstü iyice morarmaya ve ağrımaya başlamıştı. Aynaya baktığımda durumum içler…
Kollarımdan sıkıştırılıp duvardan duvara fırlatılalı henüz iki saat geçmişti. Acil nöbetim vardı. Daha ne olduğunu bile anlayamadan koşturarak işe gelmiştim. Canım çok yanıyordu. Ama asıl alev alan ruhumdu. Acıdan ne yaptığımı bilmiyordum.…
Bu sabah kapım çalındı. Ellerinde rengârenk kasımpatılarla iki güneş çocuk duruyordu karşımda. Yanakları al al olmuş. Üşümüşler kasım soğuğunda. İçeri buyur ettim. Sabah kahvemin keyfine keyif kattılar. Belki ben okutmadım onları ama hepsi benim öğrencim sayılır. Yurtdışında yaşayan iki kızımdan hiçbir farkları yok. Hepsi…
Mutlu uyanmıştım. Çünkü anneannemi rüyamda görmüştüm. Çocukluğumda olduğu gibi yine bana bilmeceler soruyordu. Aslında çoğu zaman hatırlamam rüyalarımı. Zaten anneannem de rüyama öyle sık gelmez. Gördüğüm rüyanın bir kısmı net ama geri kalanı belirsiz. Bazı yerlerini tam hatırlamasam da içimi bir sevinç kaplamıştı uyandığımda.…
Eski halsizlikleri nüksetmişti Luna’nın. Zaman zaman bayılmalar yaşıyordu. Çocukluğundaki iştahsızlığı geri dönmüştü. Çok sevdiği bale çalışmasına katılamıyor, gösterilere çıkamıyordu. Ege Üniversitesi’nde tahlil üstüne tahlil yapılmasına rağmen anemiden başka bir teşhis koyan olmamıştı.…
Seksen dokuz yılının sakin bir temmuz akşamıydı. Yıldızlar yeryüzüne inecek kadar yakın, hava oldukça ağırdı. Bahçedeki kamelyada gökyüzünü izlerken başlamıştı kasılmaları Suna’nın. “İçim boşalıyor sanki abla” demişti. Demesiyle beraber sedirin üstündeki krem rengi kilim pembeye dönmüştü bile. “Çabuk” diye bağırdı Nurhan, diğer sedirde uyuyan…
Ağustosun kavurucu sıcağında hastane kantininde oturmuş babamdan haber bekliyordum. Babam, dün öğleden sonra ani bir kalp spazmı geçirmişti. Yaşadığımız ilçenin devlet hastanesine başvurmuştuk. Hastane aciline girmemiz ile sağlık helikopterine bindirilip il hastanesine nakledilmemiz bir saati bile bulmamıştı. Kronik kalp rahatsızlığına ve acillere çok alışkındık…