Popüler kültürün bize dayattığı dizileri, kaybolup giden değerimizi ortaya çıkarıp canlandırmaya yaradığı için takdir etmemiz gerekiyor bazen. Yıllar yıllar önce mesleğimi elime alıp memlekete (Bursa’ya) döndüğümde, meslek odamızın bir etkinliği aracılığı ile tanıştım Cumalıkızık’la. O güne kadar varlığından bile haberdar olmadığım; geçimini, Bursa’yı mı…
Boş zamanlarımda ya da bazen özellikle boşalttığım zamanlarda çarşı içindeki (Eski belediye binasının alt bölgesi) peynirciler çarşısını ziyaret edip aylık şarküteri alışverişimi yapmayı, köylü pazarından baharatlarımı ve taze sebze meyvemi almayı severim. Böyle zamanlarda alışveriş öncesi Bursa’daki tarihi mekanların keyfini çıkartmayı da ihmal etmem.…
Çocuklarımızın üniversite sınavına girdiği/gireceği bu günlerde sonucu kendine göre başarı ile sonuçlandırmış bir mimar olarak bireysel sürecimi paylaşmak istedim, çocuklarımıza ‘beterin beteri vardır’ dedirterek, moral olur düşüncesi ile. Bizim jenerasyon bilir, bilmeyenler için, bizim zamanımızda sınava girmeden önce yapardık tercihlerimizi. Gençlerin gözlerinin yuvalarından fırladığını…
Fotoğraf: instagram.com/gittimcektim Sen ve Ben sayfası, mimar gözüyle Bursa mimarisi üzerine yazmamı rica ettiğinde; Bursa, ben ve mimarinin birleşimi olarak aklıma ilk Kozahan geldi. Benim ve benden bir miktar büyük Bursalı jeneresyon için benzer hisleri barındırdığını düşündüğüm Kozahan, benim için ne ifade eder bunu…