20. Yüzyılın klasik gitar dünyasını en fazla domine eden kişi kim diye sorarsan, klasik gitaristlerin çoğu Andrés Segovia diye cevap vereceklerdir. Bence bu haklı bir düşüncedir. Andrés Segovia gitarın babası sayılır, gitarı sadece ritim atmak, solo çekmek gibi kısır döngüden kurtarmıştır. Her bir telinde…
Kadınların hayatın her alanında yer alması maalesef 21. yy’da da hâlâ tam olarak halledemediğimiz bir sorun olarak duruyor. Bu durum sosyoekonomik hayattaki kadar olmasa da müzik sanatının bazı alanlarında hâlâ yeterince halledilmiş değil. Klasik müzik bu konuyu neredeyse halletti diyebiliriz. Bu müzik türünde kadın…
Sabahı günün en temiz ve sessiz zamanı diye düşünürüm ve çok severim, tabiri caiz ise ben sabahçı bir insanım, erken kalkmayı ve sabahı yaşamayı geceden daha çok severim, çoğu şeyin yavaşça uyandığı ya da uyuduğu sessiz bir zamandır sabah. Çoğu arkadaşım geceyi sever ama…
Müzik dinlemek sadece ruhu beslemez aynı zamanda temizler. Ülkemizin yıllardır süregelen siyasi yaşamındaki sorunların Marmara’nın müsilajı gibi ortaya çıktığı, bilimsel herhangi bir düşünceyi bir insan grubuna anlatmanın büyük bir matematik problemini çözmekten daha zor olduğu bugünlerde bolca klasik gitar müziği ve bu enstrümanın yorumcularını…
Klasik müzik benim nazarımda, tüm müzik türlerinin üstünde olan müziktir. Bir kere anlatım biçimi son derece derindir. Dinlediğimiz, belki de örnek aldığımız birçok müzisyen var. Birçoğu ya çaldığı enstrümanı çok iyi çalar, ya çok iyi şarkılar yazar ya da o enstrüman temelinde müzik teorisini…
Kadıköy’de her hafta sonu bir karnaval 90’larda Kadıköy’de Akmar Pasajı’nın hemen arkasında (PTT’nin bulunduğu sokakta), özelikle hafta sonları tam bir karnaval havası olurdu. Gümüşçüler, takıcılar, kaset satanlar, plak satanlar hafta sonu orada bulunur tezgâh açarlardı. Bu arada hafta içinde de özellikle gümüş tezgâhları açık…
Buradaki ilk yazımda Beatles’dan söz etmiş, daha sonraki yazılarımda bu grubun şarkıları üzerine fikirlerimi de paylaşacağımı belirtmiştim. Arkadaş ortamlarında çok yaptığımız şeylerden biri, bir grubun ya da kişinin tek bir şarkısını dinleyip onun hakkında fikirlerimizi paylaşmaktır, bu bir müzisyenin gelişimi için çok faydalıdır. Diyelim…
Fırsatım oldukça gezerim, ülkemin ve gezegenimin birçok köşesini, evim dediğim yer gezegenimdir benim, betondan yapılmış dört duvar değil, orası sadece doğanın iklim olaylarından sığınmak ve hasta olmadan uyumak için gereklidir. Fazlası anlamsızdır, öleceksem de evde ya da hastanede değil, bir ormanda ya da denizde…
Sanırım sene 1987 olmalı, gitar çalmaya yeni başladığım yıllar. O senelerde gitar çalmak, şimdiki kadar popüler değildi. Kadıköy ve çevresinde bar ya da kafe yok denecek kadar azdı. Kadife Sokak’ta (Barlar Sokağı) köşede Rexx Sineması, biraz ileride bir bakkal ve yine sokağın içerisinde sanırım…
Sanırım sene 1991, Kadıköy’de Woodstock Cafe’de harika bir müzik grubumuz vardı, müzik yapan değil, müzik dinlemeyi çok iyi bilen bir gruptu. Woodstock’un kurucularından Salih bizi çok iyi anlamıştı. Biz grup olarak rock müziğine hayrandık ve hepimiz müziğe aç bir şekilde okula gider gibi evden…