* Leyla’lı Öyküler’in birinci bölümü için 👉🏻 Leyla’lı Öyküler | 1 3. Katil Leyla Cinayet gri havalarda işlenmeli. Leyla’ya kalırsa mevsim önemli değil; soğukta da olur, sıcakta da. Ama yağmur yağacağını fısıldamalı kulaklara. Çünkü yağmur yağacak diye herkes evine kaçar. Ancak Leyla gibi kaçıklar…
1. Leyla (Meczup Leyla) Leyla yorganı sıyırdı attı üstünden. Sıcak basmıştı, gece basmıştı. Düşünceleri beynini en teçhizatlı ordularıyla basmıştı. Kalktı. Geceliğini düzeltti. Sabahlığını giydi ve ışığı açtı. Her biri bir başka yere dağılmış bluzlar pantolonlar etekler gördü. Aslında gördüğü bilinçaltının mağaza vitrini gibiydi. Eski…
Adım Hürdeniz Yılmaz. Keşke adım gibi olsaydım. Adım gibi ferah, kaygısız rahatlatan. Ama öyle değilim. Bu kadar gerilim, bu kadar tedbir ve yaşam tarzım ismimle birbirine ters işte! Yanlış diyebilirim her şeye. Herkesi düzeltmeye uğraşabilirim. Yaptıkları hiçbir şeyi beğenmeyebilirim. Aklıma olmadık şeyler gelebilir ve…
Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk Hiçbir yere gitmiyor. Edip Cansever Beş altı yaşlarımdayım. Evimiz Gelibolu Astsubay orduevinin tam karşısında. Bu yüzden neredeyse her gün oradayım. Annem arkadaşları ile pasta salonunda buluşuyor. Bu tarz günlerde de pastanede içinde ne olduğuyla pek ilgilenmeden yediğim unlu…
Şimdi kocaman denizlerde, kocaman gemilerde Neden yok küçüklüğümüzdeki büyüklüğümüz; Çocukluğumuzun bahçelerinde, o evlerde Kâğıttan gemilerimizi yüzdürdüğümüz. Bir şeyler mi kalmış çocukluğumuzda, çocukluğumuzla çözdüğümüz.. Özdemir Asaf Serin bir eylül sabahı. İşim nedeni ile erken çıktım yola. Yarım saatlik bir araba yolculuğundan sonra doğduğum kasabaya tam…
Memur ailelerinin bakkala borç yazdırdığı, ay başında da maaşlarıyla borçlarını ödedikleri samimi yıllardı. Çikolata aşkımın mimari babamın, imzasını taklit edip, elim kadar Nestle çikolatalar alıyordum bakkaldan borca yazdırıp. Korkuyordum da bir taraftan yaptığımdan. Bütün ders kitaplarımın içinden Nestle kartpostalları çıkıyordu. Ay başı geldiğinde tırsarak…
“Güçlü kadınlar, erkeklerin çoğunun işine gelmez azizim. Tavrını net ve sert koyan kadın delirtir erkekleri ve delirmelerine rağmen geri adım atmak zorunda kalır çoğu… Bazı maço geçinen Emre gibiler ise asla geri adım atmazlar ve ailelerinin de desteği ile şiddetlerine var güçleriyle devam ederler.…
Muayenehaneden çıktığımda öğle sıcağı iyice bastırmıştı. Sağda solda ellerinde yelpazeli kadınlar, terden bunalmış adamlar vardı. Tıkış tepiş çantamın içinden el aynamı zor çıkardım. Bir baktım nursuz bir yüzüm olmuş. Terapiden çıkan insan böyle mi olur yahu? Biraz rahatlar, yüzü gözü değişir. İyi hisseder. Soru…
Sıcak bir cuma. Yağmur sıcağı… Feribottan indim. Baktım otobüsler yoğun, bir taksiye attım kendimi, doğru baba evine. Rahatsız etmeyeyim milleti diye kendi anahtarlarımı buldum. Çevirdim, açtım. Eski ev. Küçük bir holden sonra salona direkt giriliyor. Evrak çantası ıvır zıvır bir kenara koydum. Gelişimden kimsenin…
Hiç yakmadığımız şöminenin üstünde asılı, öylece duruyor denizci düğümlerini bir araya toplamış, mavi beyaz tablo. Bütün geçmişimi anlatırcasına. Denizcilikle yakından uzaktan ilişkisi olmayan bizim evin balkonunda. Babam, emekli banka memuru Topal Ali, annem toplasan yüz kişiden kan alamamış bir hemşire. Alamamış çünkü babam da…
Muhtemelen hafta sonu. Çünkü annem çamaşır yıkıyor. Evimizin o upuzun koridoru. Solda banyo, tam karsısında benim mağaram. Babamın deyişi ile inime girmişim gene. Havalandırma boşluğuna bakan kapkaranlık, minnacık bir oda. Benim dünyam. Ablamdan, babamdan kalan kitaplarla ağzı burnu yamulmuş bir kitaplık. Zor ayakta duruyor.…
Soğuk bir şubat gece yarısı vardım kasabaya. Cenazeye yetişebilmek için hızlıca çıktığımdan yanıma yedek üst baş da almadım. Üşüyorum şimdi. Sabaha karşı kimseyi uyandırmayayım diye yavaş davransam da iki katlı küçük evin bütün ışıkları yanıyor. Herkes ayakta belli. Yorgun ellerimle açtım gıcırdayan bahçe kapısını.…
Çok geç kaldım. Koşmam gerek. Biliyorum. Sabahın huzurunu topuklarımın tak tak sesleri bozuyor. Bir de Segâh Teyzenin sabah çayı keyfini. Sabah ritüelim Segâh Teyzem… Hayatın içindeki derdi, tasayı, neşeyi, sevinci, yoksulluğu, zenginliği mutluluğu, huysuzluğu yaşanmışlığı her sabah yüzüme vuran, geçmiş zaman aynam benim… Her…