Zayıf adam hafifçe öksürdü. Göz kapakları kapanıyordu. Uyumak istemedi. Bu saatte uykusu gelmişti, hayret etti kendine. Oysaki her gece on ikiye kadar oturur zar zor uyurdu. Küçük yaştan beri işe gitmeye ve erken kalkmaya alışıktı. Ömrü çalışmakla geçmiş, yetim büyümüştü. Çalışkanlığını, dürüstlüğünü görenler, onu,…
“Canım, bi’ tanem, görüşmeyeli bir haftanın içinde neler oldu bilsen?” “Seni de hiç boş bırakmaya gelmiyor kuzucuğum. Ne gülüyorsun, gül hadi gül de rahatla, senin sinirlerin…” “Ay, ay durduramıyorum kendimi.” “Ah yavrucuğum, akıllı kadındın, ne oldu sana böyle? Şaka şaka. Hadi istediğin gibi gül,…
ASLI, yataktan kalkar kalkmaz komidinin üzerini düzeltmeye girişip sonra vazgeçti. Mutfağa doğru yürürken girişe astığı aynada kendisine dil çıkardı. Nedense bu aynaya her baktığında karşı dairede oturan yazar arkadaşını hatırlıyordu. Salonda açık kalmış müzik sesine doğru ilerledi. Müziği kapatıp telefonundan sabah saatleriyle uyumlu Gandharva…
Merdiven basamakları onlar, değil mi? Ne kadar değişik. Gerçekten bunlar merdiven basamakları. Üzerlerine basarak iniyorum. Bir sağ ayak, bir sol ayak. Ah! Affedersiniz kusura bakmayın görmedim. Günaydın! Günaydın Efendim! İyi yürüyüşler. Tanıyorum onu. Yüzü hiç yabancı değil. Betonun üzerindeki delikler gibi. Bir sağ ayağım,…
Bankadan çıkarken duvara asılı fotoğraflara takıldı gözü. Gülümseyen yüzler vardı, onlara baktı bir süre. Çıktığında yavaş adımlarla yürüdü, acelesi yoktu. Vitrin camlarında oldukça büyük, sarı, yuvarlak bir emoji gördü; gülen yüz. O da gülümsemeyi denedi ama yapamadı. Yola devam etti. “Merhaba, Halil Ağa.” “Kim?…
Bir incirin bana rehber olacağı aklıma gelmezdi. Rehber dediysem bir çeşit yol gösterici anlamında. Nereye gideceğimi bilmezken bir elin, elimi tutup beni bir yere götürmesine benzer bir durum. İnciri buzdolabından çıkarıp elime aldığımda ikimiz de (!) bundan habersizdik. Olgunlaştıkça çatlamış kabuğunun arasından tatlı suyu…
Genç adam elindeki mikrofonu arkasında duran arkadaşına verirken bir saygı gösterisinde bulunmak ister gibi öne doğru eğilerek kıza gülümsedi ve “Hayır, tabii ki bitmedi” diye karşılık verdi. “Konuşmayı kesmek istemezdim ama belki devam ederken daha serin bir ağaç altı bulabiliriz diye düşündüm” dedi ve…
Devam etmem gerekirse aklıma şu cümleler düşüyor ister istemez: İnsanlar sevilmeye layıktır, her insan masum doğar, sonradan bozulur. Bu yüzden doğal olarak ben ilk tanıştığım insana tam not veririm. 100’den başlar, hatalar yaptıkça notunu düşürürüm. Tüm bu söylediklerim benim hayatıma yön vermiş bir takım temel…
Tanımadığım insanları sevmek. Nasıl yani? Bunu daha önce hiç düşünmemiş hiç fark etmemiştim. Oysa çok uzun bir zamandan, yetişkinliğe adım atmadan öncelere dayanan bir durumdan söz ediyorum. Durun bir dakika. Bunun başlangıcını tam olarak söylemem mümkün değil. Kesin bir zaman veremem. Bu süreç adeta…
Kadın, adamın bulduğu cümleleri çok başarılı bulduğunu göstermek için ayağa kalkıp ellerini çırparak kendi etrafında dönmeye başladı. Sonra da adamın boynuna sarılıp yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. Adam oyuna kendini kaptırmış daha çok cümle kurmaya çabalıyordu. Kadını yanaklarını öperken bir yandan da bütün kafasını…