Başucumda Kitap

Mavi Saçlı Kız

12 Nisan 2018
Mavi Saçlı Kız, Burçak Çerezcioğlu


Mavi Saçlı Kız | Burçak Çerezcioğlu

Mavi Saçlı Kız | Özet

Mavi Saçlı Kız kitabının kahramanı Burçak neşeli, hayat dolu ve güler yüzlü bir kızdır. Neredeyse hayal kurmadığı tek bir an bile yoktur. İki büyük hayali vardır Burçak’ın ilki Amerika’ya gitmek ve oraya yerleşmek. Diğer bir hayali ise manken, tiyatrocu, aktris ya da dansçı olmak. Ama hangi mesleğe karar verirse versin, ya mükemmel olacak ya da hiç olmayacaktır.

Burçak on üç yaşınayken vücudunda birden kemik ağrıları baş göstermeye başlar. Ağrılar ilk başladığında danıştıkları doktor derslerinden dolayı psikolojik bir durum olduğunu söyler. Ağrılar devam edip halsizlikte eklenince yapılan onlarca tahlil de sonuç vermez. Araştırmalar sonucunda Burçak’a Brusella (malta humması) teşhisi konur ve tedaviye başlanır. Ancak aradan geçen iki ay süresince kan değerleri en düşük seviyelere ulaştığı için Cerrahpaşa hematoloji bölümüne başvurulur ve alınan kemik iliği örneği ile lösemi teşhisi konur.

Hastalık doktorların tavsiyesiyle Burçaktan saklanır. İlk kemoterapiyi Cerrahpaşa’da gören Burçak’ın tedavisi istenilen sonucu vermeyince ikinci kemoterapiye Almanya Hannover tıp fakültesinde başlanır. Orada bu hastalıkla ilgili tedavi geliştirmiş olan Prof. Riehm Burçak’ın tedavisini yürütür.

Prof. Reihm hastalığın Burçak’a söylenmesi ve hastalıkla yüzleşmesinin gerekliliğini ailesine anlatır.

Hastalığı anlatıldığında Burçak önceleri kabullenmek istemese de zamanla kabullenir.

“Şu an hastane odasındayım. Biliyor musun hastalığım neymiş? LÖSEMİ. Yani kan kanseri. İnanamıyorum. Ben kanserim. Hep başkalarından duyardım ve cız ederdi ne kötü, ölecek herhalde diye düşünürdüm. Oysa şimdi ben ölecek miyim? Allah’ım niye? Niye ben? Annemlerde 3-4 gün önce söylediler. Çok ağlamadım ilk söylediklerinde. Çünkü hem inanamıyordum, hem de iyi açıkladılar. Ama şimdi yavaş yavaş idrak ediyorum. Ben, Tanrım inanılmaz ama ben kanserim”.

Burçak için hem tedavisine yardımcı olmak hem de ona moral vermek için ülke genelinde birçok kampanya başlatılmıştır.

Hannover’de yapılan ilk tedavi sonrası kanserli hücrelerde istenilen oranda düşüş olmadığı anlaşılır ve büyük riskler taşımasına karşın kemoterapi ilaçlarının dozunun arttırılmasına karar verilir.

  1. kemoterapiden sonra promoni (akciğer iltihabı), 4. kemoterapiden sonra enfeksiyon akciğer mantarı görülür. Kanserli hücrelerde istenilen düşüş görülmeyince ailenin kararı ile büyük risk taşıyan son umut kemoterapi yapılır. Bunun sonucunda tüm iç organlarda yaralar oluşur ve doktorlar artık tıbbın yapacak bir şeyi kalmadığını söyleyerek tedaviye son verirler.

Doktorlar Burçak’ı kendi haline bıraktıklarından, yaşam süresi biçtikleri hastanın en çok istediği şeyi yapmasını yani Amerika rüyasını gerçekleştirmesini tavsiye ederler. Doktorlar Burçak’ı en fazla on beş gün idare edecek ilaçları verirler, Burçak’a ise iyileştiği için Amerika’ya gideceği söylenir.

Amerika’da çok iyi vakit geçiren Burçak on beş gün sonra Hannover’e geri döner. Burçak Tim adında bir tıp öğrencisine aşık olur ve hayat onun için harika gitmektedir. Hastanede ki dosyasının başında bile “Artık Burçak aşık” yazmaktadır. Yapılan testlerde bir mucize olduğu ve kan değerlerinin normale dönmeye başladığı görülür. Kemoterapi tamamen kesilir ve bu süreç içinde ilaç verilerek hastalığın gidişi gözlenir.

Burçak ve ailesi hastanede yapacak bir şey olmayınca iki ayda bir Hannover’de kontrol olmak üzere Türkiye’ye geri döner. Burçak ve Tim için de ayrılık zamanı gelmiş olur.

Burçak İzmir’de okula başlar. Her şey güzel gidiyordur, uzun zamandır maviye boyatmak istediği saçlarını da doğum gününe bir ay kala boyatır. Bu arada Burçak’ın elinde beliren hafif bir morartı, baş ağrısı ve ateşlenme üzerine hastaneye başvururlar. Hastalık en başında ki haline, iki yıl öncesine dönmüştür. Acilen Almanya’ya giden Burçak ve ailesine doktorlar, Türkiye’ye dönülerek beklenmesi gerektiğini, tıbben yapılacak bir şey olmadığını söylerler.

Burçak 11 Mayıs 1995’te onaltıncı doğum gününe dört gün kala (ailesinden kimsenin ölümünü görmeden), mavi saçlarıyla sonsuzluğa kavuşur.

Mavi Saçlı Kız Kitap Yorumu:

Mavi Saçlı Kız’da 16 yaşında lösemiden hayata gözlerini yuman Burçak Çerezcioğlu’nun kısacık hayatını okuyacaksınız. Onun gözünden sen olarak içinde olacaksınız bu günlüğün.

Öğrenilecek o kadar çok şey var ki Burçak’tan…

Hayatın ipini bir an bile bırakmamayı mesela, sonra umudun var oldukça senin de var olduğunu, mücadeleyi. En önemlisi hayatın bir gün biteceği ve sadece yaşadıklarımızın bizi oluşturduğu bunlardan sadece birkaçı.

Burçak acıyarak belki ama, sadece 16 yıllık hayatında tecrübe etti bunları ve doğum gününe dört gün kala aramızdan ayrıldı.

Sen kaç yaşında tecrübe edeceksin 16, 35, 40, 50? O yüzden bırakmalı dövünmeyi ve en azından kalan hayatın için yeniden başlamalı.

Zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor, anlaşılamıyor hayat telaşında kaçırdıklarımız. O yüzden daha çok gül, daha çok aşık ol, daha çok gez, daha çok şans ver, daha çok affet…

İyi veya kötü tüm duyguları sonuna kadar yaşa. Yaşa ki, giderken en azından bu dünyadan bir ben geçti diyebil.

Beni en çok etkileyen ve ne yazık ki kurmaca olmayan bir yaşam öyküsüdür Mavi Saçlı Kız. Okunmalı dediklerimden.

İster acıklı, ister mutlu; ister uzun, ister kısa… Film bitiyor bir gün. Olması gereken, olması gerektiği zamanda oluyor. O an ışıklar yanıyor… Perdede ki görüntüler sona eriyor.

Seyrettiklerimiz hayal oluveriyor…

Kitaptan alıntılar:
  • Sabaha değin
    Oturup bekliyorum
    Karanlıkta
    Başına
    Karanlık şeyler
    Gelmesin diye.

Mehmet Çerezcioğlu
26 Ekim 1993
Saat: 03.10

  • Hiçbir zaman,
    hiçbir yerde bulamam mutluluğu,
    Çünkü o içimde.
    Boşuna aramamalı onu.
    Boşuna kaçmamalı.
    Kaçmak,
    sadece kendinden kaçıştır.
    Sadece…

Burçak Çerezcioğlu

  • Siyahta çirkinlikler kayboluyor. Eğer güzellikleri görmek istiyorsan onları kendin bulabilirsin.

Burçak Çerezcioğlu

  • Sabahları
    Hasta uyanmanı istiyorum.
    Hastaysan eğer,
    Yaşıyorsun demektir.
    Mehmet Çerezcioğlu

Burçak Çerezcioğlu:
15/5/1979 – 11/5/1995

Huzurla uyu…

Kübra Mısırlı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 12 Nisan 2018 at 15:59

    Kübracım yorumunu okurken bile ağladıysam, kitabı okusam ne hale gelirdim düşünemiyorum bile.
     
    Yorumunu ise çok sevdim. Yaşama olan umudun ve isteğin sönmemesi gerektiğini ne güzel anlatmışsın. Yüreğine sağlık canım.

  • Yanıtla Siren Eke 12 Nisan 2018 at 16:21

    İyi de niye iyileşen çocuğu yaşatmak yerine, ben ona takıldım, sevgilisinden ayırıp gelmisler Türkiye’ye? 🤔 Belli ki aşk iyi gelmiş, bilmemek iyi gelmiş 😣 Kesinlikle alıp okuycam kitabı.
     
    Teşekkürler 💙

    • Yanıtla Kübra Mısırlı Keskin 13 Nisan 2018 at 13:29

      Siren hanım merhaba,
       
      Aslında Tim ve Burçak Türkiye’ye dönmeden önce ayrılık kararı almış ve ayrılmışlardı. Kitap özeti olunca maalesef o kadar ayrıntıya giremedim.
       
      Okumanızı tavsiye ederim, gerçekten çok etkileyici bir kitap.
       
      Yorumunuz için teşekkürler 😊🙏🏻

  • Yanıtla Kübra Mısırlı Keskin 12 Nisan 2018 at 16:52

    Çok teşekkürler Didemcim. Okuduğum zamanki duygularımı birazcık olsun aktarabildiysem, ne mutlu bana.
     
    Hayattaki ikinci şansını yaşayan biri olarak, umudun en önemli şey olduğunu öğrenenlerdenim.
     
    Umut ve sevgiyle canım ❤️

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan