Kadın, adamın bulduğu cümleleri çok başarılı bulduğunu göstermek için ayağa kalkıp ellerini çırparak kendi etrafında dönmeye başladı. Sonra da adamın boynuna sarılıp yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. Adam oyuna kendini kaptırmış daha çok cümle kurmaya çabalıyordu. Kadını yanaklarını öperken bir yandan da bütün kafasını…
Kadın kendi kendine söylenirken erkek arkadaşının yanına geldiğini fark etmekte gecikti. Adam dibine kadar gelip omzundan düşen askısını eliyle düzeltirken çığlığa benzer bir ses çıkararak yerinden sıçradı. O da muzip bir bakış atıp “Gideyim istersen” dedi. Adamın şaka yaptığından farkındaydı “Yok, lütfen gitme, otur.…
Utanmasam söylerdim, kim olduğumu, nelere göz dikip nelerden vazgeçtiğimi, kalbimin en kuytu köşesinin nasıl boş kaldığını, sessizce ağlayan. Söylerdim sana, bana bir gün biteceğini sıkça gösteren hayata duyduğum derin öfkeyi, bazen de tam tersi, sınırsız kabullenişimi. Utanmasam söylerdim nerelerden geldiğimi, dokunduğumda meyve biten ağacın…
Yatak odasına yaklaşırken sarı bir ışık hüzmesi ayaklarını aydınlattı. Üzerinden geçtiği her bir renk bileklerinden yumuşak dokunuşlarla göbeğine doğru süzülüyordu. Renk dalgaları suyun akışkanlığına benzeyen bir ritimde ilerliyordu. Kalp atışlarına eşlik eden akış sesinin geldiği yöne doğru yürümeye devam etti. Suların kıpırtısını hissettiği bir…
Küçük bir ışık belirdi içimde, kalbimin üzerinde; uzaklardan gelen bir trene, sislerle kaplı yıkık dökük yeryüzüne, rayların üstünde duman çıkaran bir tırtıl gibi yürümesine. Küçük bir ışık seslendi içimde; kalbimin üzerinde, kaybolmadığıma inandığım bir gülüşte, annemin kollarında, babamın dizlerinde, yol verdiğimde bir böceğe zamanın…
Havanın rengi griye dönmüş, gökyüzünü yoğun bir sis bulutu kaplamış, yağmur çiselerken rüzgâr sert ve soğuk yüzünü göstermeye başlamıştı. Sabahın bu erken saatinde sıcak yatağında onu uyutmayan birçok düşünce kafasına üşüştü. “Yok, yatamayacağım” diyerek kalktı sonunda. Önce yüzünü yıkayıp sonra ocağın üzerindeki suyun altını…
Yoğun bir soru yağmuruna tutmuştu kendini o gün kadın. Üstelik bunu bilerek ve isteyerek yapmıştı. Kendi saklı kalan gücünün büyüklüğünü, bedeninin onun bu dünyadaki en önemli varlığı olduğunu tam olarak anlamaya başlamıştı. Onun canlılığının en önemli ispatıydı bedeni. Öldüğünde her ne kadar cansız olsa…
Telefonların çekmediği bir yerdesin, biliyorum. Sana okumam lazım son yazdığım şiiri. Evinin dışında biraz tepelere doğru çıkıp, sesimi duyabildiğin bir yer bulup dinlerken beni, sana okumam lazım son yazdığım şiiri. Onu, senin sessizliğinde büyütmem için. Ah! Neler anlattım, neler. Geride bıraktığım, kaybettiğim merhametim. Yolun…
Kadın o gün uzun bir yürüyüş yaptıktan sonra eve girer girmez doğru beyaz dosyasını alıp masasının başına oturdu. Yürüyüş esnasında aklına gelen çok da eski olmayan bir anısını hatırlamıştı. Şu sıralar bedeninin farklı boyutlarını, enerji alanlarını fark ettiği bir dönemin içindeydi. Hatırladığı şey de…
Kadın, birçok gece, daha önce gördüğü bir rüyanın benzerini gördüğü bir döngüye girmişti. Bunlardan birinde büyük bir partiye gidip orada bazı eski arkadaşlarıyla buluştu. Eğlenceli bir geceden sonra partiden çıktıklarında şehrin sokaklarında yalnız başına dolaştı. Sokaklar onun yaşadığı şehrin sokaklarına benzemiyor ama buraya…